Görüş Bildir

Açıköğretim Haberleri

Açıköğretim ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Açıköğretim ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

YKS’ye İlişkin Veriler Açıklandı: En Yaşlı Aday, Kaç İmam Hatipli Var, Kimin Kaçıncı Girişi?
ÖSYM, bu yıl 8-9 Haziran’da düzenlenecek YKS'ye toplam 3 milyon 36 bin 945 adayın başvurduğunu açıkladı. Bu yıl sınavda en yaşlı aday 85 yaşında. 175 bine yakın kişi ise sınavda şansını 4 veya daha fazla kez deniyor. Bu yıl lise türüne göre ayrıca 1 milyona yakın Anadolu Liseli, 250 bine yakın da İmam Hatipli üniversiteye girmek için yarışıyor. 
Açıköğretim Bahar Dönemi Kayıt Yenileme İçin Yarın Son Gün
Anadolu Üniversitesi’nin Açıköğretim Sistemi’ne göre öğretim yapan Açıköğretim, İktisat ve İşletme Fakültelerine kayıtlı öğrencilerin 24 Şubat 2014 Pazartesi günü başlayan “bahar dönemi kayıt yenileme işlemleri” 7 Mart 2014 Cuma günü mesai saati bitiminde sona erecektir. Bu tarihler içerisinde kaydını yeniletmeyen öğrenciler bahar döneminde öğrencilik hizmeti alamayacak ve sınavlara katılamayacaktır. Ayrıca Bahar Dönemi için kayıtlarını yenileten öğrenciler ders kitaplarını, kayıt yenileme işlemlerinin sona erdiği 7 Mart 2014 tarihinden sonra da AÖF bürolardan alabileceklerdir. Öğrenciler 2013-2014 öğretim yılı bahar dönemi kayıt yenileme işlemleri için ders ekle- sil işlemini http://kayit.anadolu.edu.tr adresinden yapabileceklerdir. Ders ekle-sil işlemini yapan öğrenciler “Öğretim Gideri” ve “Öğretim Ücreti/Öğrenci Katkı Payı” ödemelerini yukarıda belirtilen tarihler arasında TC Kimlik Numaraları ile Vakıfbank Şubelerinden veya ATM’lerinden gerçekleştirebilirler. Kayıt yenileme işlemlerini gerçekleştiren öğrenciler http://ogrenci.anadolu.edu.tr adresine girerek “Bahar Dönemi” kayıt yenileme işlemlerinin gerçekleşip gerçekleşmediğini mutlaka kontrol etmelidirler. Öğrenciler, kayıt yenileme işlemleri hakkında bilgi almak için Açıköğretim Etkileşim Merkezi’ne (Çağrı Merkezi) 444 10 26 nolu telefondan ulaşabilirler.
Uzaktan Eğitim ve Açık Öğretim
Açıköğretim ve Uzaktan Eğitim, belli düzeydeki bir eğitim programının ilgili kurumlara gitmeden dışarıdan sürdürülerek gerçekleştirilmesidir. Her iki eğitim türü de özellikle çalışmak zorunda olan, ya da belli bir engeli nedeniyle, fiziksel olarak okula devam edemeyecek ya da normal okul çağında okula devam edememiş öğrencilere belli düzeydeki öğretim programlarını tamamlama imkanı vermektedir. Ülkemizde bu kapsamda, açık öğretim ortaokulu ve açık lisenin yanında, yüksek öğretim fakülteleri ve uzaktan eğitim programları bulunmaktadır.Yükseköğretim seviyesindeki Açık Öğretimde  Ön lisans/Lisans düzeyindeki programları, Uzaktan Eğitimde de Lisans/Yüksek Lisans programlarını tamamlamak mümkün olabilmektedir. Öğrencilerin kendi kendilerine ders çalışarak ve belli tarihlerde sınavlara girerek tamamladıkları bu programlar Türkiye genelinde oldukça yüksek oranda ilgi görmektedir. Açıköğretim/Uzaktan Eğitimin çok önemli avantajlarından biri de ikinci bir üniversite tamamlama imkanı vermesidir. Bir kişinin iki ayrı örgün öğretim programına aynı anda kayıt yaptırmasına imkan verilmezken, bir örgün ve aynı anda bir Açıköğretim/Uzaktan Eğitim programına kayıt yaptırma imkanı vardır. Bu durum da, özellikle  bu programlara katılımı daha da arttırmaktadır.AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTELERİ (AÖF) Açıköğretim Fakültelerinde 2 yıllık ön lisans ve 4 yıllık lisans programlarını tamamlama imkanı sunulmaktadır. Bazı programların kontenjanları sınırlıdır, bazıları ise sınırsız sayıda öğrenciye açıktır.Kimler Girebilir? Sınavla Başvuru: Lise mezunu olup, YGS sınavından 140’ın üzerinde puan alanlar, kontenjanı sınırlı veya sınırsız olan tüm lisans veya önlisans programlarını tercihlerinden gösterip yeterli puan aldıkları takdirde yerleştirilebilirler.Sınavsız Başvuru: Örgün eğitim kurumlarının 2 yıllık önlisans veya 4 yıllık lisans programlarına halen kayıtlı olanlar veya mezunlar,Açıköğretim önlisans ya da lisans programlarından mezun olanlar (okumakta veya mezun oldukları alanlarda olmamak kaydıyla)  Açıköğretim/ Uzaktan öğretim ön lisans veya lisans programlarına sınava girmeden başvuru yapabilirler. Örgün eğitimdeki kayıtlarını sildirmelerine gerek yoktur ve doğrudan ilgili Üniversiteye başvurarak kayıt yaptırabilirler.Dersleri nasıl takip edilir?Açıköğretim Fakültesinde öğrencilerin dersleri izlemek için yararlanabilecekleri kaynaklar arasında kitaplar, CD’ler, televizyon ve radyo programları ve internet siteleri vardır. Ayrıca uygun bulunan bölgelerde akademik danışmanlık ve uygulama hizmetleri (yüz yüze eğitim) de verilmektedir.Anadolu Üniversitesi ve TRT ortaklığı ile TRT Okul’da gün boyunca AÖF dersleri yayınlanmaktadır. Anadolu Üniversitesi bünyesindeki “aof e-ogrenme “ sitesinde ve diğer forum sitelerinde dersler ve sınavlarla ilgili destek verilmektedir. E-öğrenme portalında yer alan en yeni hizmetlerden biri canlı ve interaktif sanal sınıflarda alanlarında uzman akademisyenlerin yüz yüze ders verdiği e-seminerhizmetidir. Diğer hizmetler ise, etkileşimli e-kitap ve e-öğrenme malzemeleridir. Öğrencilerin, hem dersin sorumlusu olan öğretim elemanlarıyla hem de ilgili dersi alan diğer açıköğretim öğrencileriyle bilgi alış-verişinde bulunup, sorular sorabilecekleri Tartışma Gurupları da yeni hizmetlerden bir diğeridir. Tüm bu yeni hizmetlerle Açıköğretimle Uzaktan Eğitim arasındaki önemli farklar da azalmaya başlamıştır.Sınavlar ve Kredi SistemiAçıköğretim Fakülteleri 2012 yılından itibaren kredili sisteme geçmiştir.Kredili sistemde öğretim yılı bahar ve güz olarak iki döneme ayrılır.Her ders için her dönemde en az bir ara sınav ve bir yılsonu sınavı yapılır.Yılsonu sınavları klasik yöntemle bizzat sınav yapılacak merkezlere giderek alınır.Kredili sistemde bütünleme sınavı yoktur. Ara ya da yılsonu sınavlarına girmeyen bir öğrenci girmediği sınavdan sıfır almış sayılır.Sınavlarda değerlendirmeler 100 üzerinden yapılır. Ders geçme notu ara ve yılsonu sınavlarının farklı ağırlıklarda etkisiyle hesaplanır.DenklikAçıköğretim fakültesindeki  bütün bölümler diğer örgün yükseköğretim kurumlarındaki bölümlere denktir. Açıköğretim öğrencileri diğer üniversite öğrencilerinin yararlanabildiği  tüm sosyal haklardan yararlanabilmektedir.Yatay Geçiş/Dikey GeçişYatay Geçiş: Açıköğretim ya da Uzaktan Eğitim Programlarından Örgün Öğretime Yatay Geçiş Yapılabilir.Şartları: Öğrencinin öğrenim görmekte olduğu programdaki genel not ortalamasının 100 üzerinden en az 80 olması gerekir. Ya da öğrencinin kayıt olduğu yıldaki merkezi yerleştirme puanının, geçmek istediği üniversitenin diploma programının o yılki taban puanına eşit veya yüksek olması gerekir. Dikey Geçiş: Açıköğretim Fakültelerinin 2 yıllık önlisans programlarından, 4 yıllık bir Açıköğretim  ya da örgün eğitim programına geçiş yaparak Lisans diploması almak mümkündür. Bu geçiş için gerekli şartları sağlayanların Dikey Geçiş Sınavı’na girip başarılı olmaları gerekir. Bu konuda daha detaylı bilgileri Dikey Geçiş yazımızda bulabilrsin.Ayrıca, bazı bölümler için istisnai durumlar sözkonusudur.**_Meslek Yüksekokulları ile Açıköğretim Fakültesinin önlisans programlarından mezun olan öğrenciler Açıköğretim, İktisat, İşletme Fakültelerinin lisans bölümlerine sınavsız “Dikey Geçiş” kapsamında kayıt yaptırabilirler._**_ Açıköğretim, İktisat, İşletme Fakültelerine sınavsız Dikey Geçiş kapsamında kayıt için Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezince (ÖSYM) yapılan Dikey Geçiş Sınavına (DGS) girme şartı bulunmamaktadır._Kayıt ve Öğrenim SüresiÖğrencilerin, kayıt yaptırdıkları yıldan başlamak üzere önlisans programında 4 yıl, lisans programlarında ise 7 yıl boyunca öğrencilik haklarından yararlanma ve programa devam etme hakları vardır.Öğrenciler kayıtlarını yenilemedikleri dönemlerde öğrencilik haklarından yararlanamaz, ancak sürelerini kullanmış sayılırlar.Bu sürelerin bitiminde öğrenciler kayıtlarını yenilerlerse, sınavlara katılarak öğretimlerini sürdürebilirler, ancak öğrencilik haklarından yararlanamazlar.Açık öğretim programlarının herhangi birinde öğrenci iken okumakta olduğu alan dışındaki örgün öğretim programlarından birine yerleştirilen adayların açık öğretimdeki kayıtları silinmez.Türkiye’de Açıköğretim Fakülteleri Bulunan Üniversiteler:İstanbul Üniversitesi (Auzef),Anadolu Üniversitesi (AÖF) veAtatürk Üniversitesi (Ata-AÖF)UZAKTAN EĞİTİMAçıköğretimde olduğu gibi, bir yandan yüksek öğretime devam ederken, bir yandan da iş hayatını sürdürmek isteyenler, ya da bulunduğu şehrin dışındaki bir üniversiteden eğitim almak isteyenler için önemli bir seçenek haline gelen Uzaktan Eğitim, çağımızın teknolojik gelişmeleriyle birlikte örgün eğitimle yarışabilecek kalitede eğitim sunabilmektedir.Uzaktan Eğitim’de, Önlisans, Lisans veya Yüksek Lisans programlarının yanı sıra Lisans tamamlama ve Sertifika programları da sunulmaktadır.Kimler Başvurabilir?Lise mezunu olup, YGS sınavından 140’ın üzerinde puan alanlar, tüm Lisans veya Ön lisans programlarını tercihlerinde gösterip yeterli puan aldıkları takdirde yerleştirilebilirler.Yüksek Lisans programlarına ise diğer yüksek lisans programlarına yapıldığı şekilde başvuru yapılır. ALES, GMAT ve GRE sınavlarından (ALES dışındaki sınavların kabul edilip edilmediği başvuru yapılan enstitüden öğrenilebilir) yeterli puan alan ve diğer belgelerini tamamlayan lisans mezunları uzaktan eğitim yüksek lisans programlarına başvuru yapabilirler.Dersler Nasıl Takip Edilir?Uzaktan eğitim programlarında dersin iki farklı işleniş biçimi vardır.Eğitimler bazen eşzamanlı bazen de serbest zamanlı olmaktadır.Eşzamanlı eğitimlerde daha önceden belirlenen gün ve saatte öğrenciler bilgisayar başında bulunur ve sanal bir sınıf ortamında sınıf arkadaşları ve öğretmeni ile bir araya gelmiş olur. Sanal sınıf ortamlarında öğretmene soru sorabilen öğrenciler aynı zamanda uzaktan eğitimin eksik yanı olan sosyal etkileşimi de sağlamış olurlar. Eşzamanlı eğitimde öğrenci zaman açısından bağımlı olsa bile, mekan olarak bağımsızdır. Herhangi bir  şehrin, ülkenin ve hatta dünyanın farklı yerlerindeki öğrenciler, aynı anda sanal bir sınıfta bir araya gelip, birbirleriyle sosyal paylaşımlar içerisinde olabilirler.Serbest zamanlı eğitim ise hem zaman hem mekanda bağımsızlık sağlayan uzaktan eğitim türüdür. Programa kayıtlı öğrenci, dersleri istediği gün ve saatte girip takip edebilir. Daha sonra tekrar girdiğinde kaldığı yerden devam edebilir, eğitmenine ya da arkadaşlarına sorular sorabilir, paylaşımlarda bulunabilir.Alınan Diplomada Örgün Öğretime Göre Herhangi Bir Fark Var mıdır?Bazı programlar örgün öğretim mezunlarının sahip olduğu diplomanın birebir aynısını verirken bazı üniversitelerin programlarının diplomalarında Uzaktan Eğitim ibaresi yer almaktadır.Uzaktan Eğitim Hangi Üniversitelerde Var?Türkiye’de uzaktan eğitim merkezi bulunan yaklaşık 50 üniversite bulunuyor. 10 yılı aşkın süredir Uzaktan Eğitim Merkezine sahip olan üniversitelerin yanı sıra her geçen yıl yeni üniversiteler uzaktan eğitim merkezi kuruyor. Uzaktan Eğitim Merkezine sahip olan üniversitelerin bir kısmı aşağıda listelenmiştir. Bunların yanı sıra üniversitelerin web sitelerinden Uzaktan Eğitim Merkezlerine ulaşabilirsin.Akdeniz ÜniversitesiAnadolu ÜniversitesiAnkara ÜniversitesiAtılım ÜniversitesiAtatürk ÜniversitesiBahçeşehir ÜniversitesiBaşkent ÜniversitesiBoğaziçi ÜniversitesiÇanakkale Onsekiz Mart ÜniversitesiDokuz Eylül ÜniversitesiEge ÜniversitesiFatih ÜniversitesiFırat ÜniversitesiGazi ÜniversitesiHacettepe Üniversitesiİnönü Üniversitesiİstanbul Arel Üniversitesiİstanbul Aydın Üniversitesiİstanbul Teknik Üniversitesiİstanbul ÜniversitesiKaradeniz Teknik ÜniversitesiKırıkkale ÜniversitesiMaltepe ÜniversitesiMersin ÜniversitesiOndokuz Mayıs ÜniversitesiYıldız Teknik ÜniversitesiAçıköğretim ile Uzaktan Eğitimin Benzerlikleri ve Farklılıkları Benzerlikler:Açık öğretim ile uzaktan eğitim arasındaki en önemli ortak nokta öğrencilerin her iki sistemde de okula gitmeden eğitim almalarıdır.Öğrenciler her iki öğretimi de tercihleri arasında göstererek ÖSYM tarafından programlara yerleştirilebilirler. Bunun yanısıra, daha önce belirtilen şartları sağlayan herkes programlara sınava girmeden doğrudan başvurabilirler.Her iki öğretimde de arasınavlar internetten, yılsonu sınavları da okula giderek yapılır.Farklılıklar:Uzaktan eğitimde, öğrenciler öğretim elemanları ile iletişim kurabilmekte, sanal derslere katılarak sorular sorabilmektedir. AÖF’de bu durum çok yaygın olmamakla birlikte yeni yeni uygulanmaya başlamıştır. Anadolu Üniversitesi’nin e-öğrenme portalında buna benzer hizmetler sunulmaya başlamıştır.AÖF'de öğrenciyi araştırmaya sevk eden proje ve ödevler verilmez. Uzaktan eğitimde ise, öğrenciler yaptıkları projeleri ve ödevleri öğretim elemanına göndererek dönüt alabilir.Uzaktan eğitim programlarının ücretleri, AÖF’den çok daha yüksektir.
"45.000 Öğretim Elemanına İhtiyaç Var"
Erzurum Atatürk Üniversitesinde düzenlenen Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) toplantısına katılan Yüseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, ‘Büyüme, Kalite, Uluslararasılaşma Türkiye yükseköğretimi için bir yol haritası’ başlıklı raporunu toplantıda paylaştı. Üniversitelerde 45.000 öğretim elemanına ihtiyaç duyulduğunu açıklayan Prof. Dr. Çetinsaya, her yıl 18.500 öğretim elamanının üniversitelere kazandırılması gerektiğini söyledi.YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, yaklaşık 2 yıldır üzerinde çalıştığı ‘Büyüme, kalite, uluslararasılaşma: Türkiye yükseköğretimi için bir yol haritası’ başlıklı raporunu toplantıda paylaştı. Türkiye yükseköğretim sisteminin son 30 yılı ile bugünkü yapısının analiz edildiğine dikkati çeken Prof.Dr. Çetinsaya, şöyle konuştu: “Yükseköğretimde okullaşma oranı 1980′de yüzde 6′dan 2013 yılı itibariyle resmi istatistiklere göre bu oran yüzde 75′e ulaşmıştır. Türkiye son yılda yükseköğretimdeki büyümeyle Fransa ve İngiltere gibi ülkelerin okullaşma oranını yakaladı. Türkiye’nin yükseköğretim çağ nüfusu 2050′lere kadar 1.250.000 olacaktır. 12 yıllık zorunlu eğitimle 2016 yılından sonra her yıl liseden mezun olan öğrenci sayısı bugünkü 850.000′den 1.200.000 düzeyine yaklaşacaktır. Böyleyece yükseköğretime olan talep artacak, büyüme gereksinimi devam edecek.” Açıköğretimdeki öğrenci sayısının toplam öğrenci sayısının yüzde 47′sini oluşturduğunu, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), ülkelerinin baz alınarak bu sayının yüzde 20′lere çekilmesi gerektiğini anlatan Prof.Dr. Çetinsaya sözlerini şöyle sürdürdü: “Açıköğretimdeki öğrenci payının sürekli büyümesinin sebeplerinden birisi 2011′de çıkarılan 6111 sayılı kanunla birlikte öğrencilik statüsünün süresiz devam edebilmesidir. Açıköğretim programlarına kayıtlı olduğu halde kayıt yenilememe veya kayıt dondurma gibi farklı nedenlerle aktif kayıtlı olmayan yaklaşık 1 milyon öğrenci bulunuyor. Bu da sistemin yeniden ele alınmasını zorunlu kılmaktadır.” Türkiye’de 133.000 öğretim elemanı çalıştığını bunların yüzde 45′inin akademisyen olduğunu anımsatan Prof. Dr. Çetinsaya, öğrenci sayısındaki artış hızının öğretim elemanı ve üyesi sayılarındaki artıştan daha fazla olduğuna dikkati çekti. Prof.Dr. Çetinsaya “2013′te açıköğretim hariç öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı 48, öğretim elemanına süşen öğrenci sayısı ise 21′dir. Türkiye’nin diğer OECD ülkeleriyle karşılaştırmalı durumu incelendiğinde, önemli bir öğretim elemanı açığı olduğu görülmektedir” dedi. Türkiye’de 20.000′i doktoralı olmak üzere 45.000 öğretim elemanına ihtiyaç olduğunu vurgulayan Prof.Dr. Çetinsaya şöyle devam etti: “Her yıl yaklaşık 18.500 öğretim elemanı sisteme dahil edilmelidir. Öğretim üyesi açığını telafi etmenin yolu nitelikli doktora mezunu yetiştirmekten geçiyor. Türkiye’de her yıl 4.500 civarında doktora mezunu veriliyor. Bu sayı Amerika’da 61.000, Rusya’da 27.000, Almanya’da ise 25.000′dir. İster nitelikli doktora sayısını artırmaya çalışalım ister daha çok araştırma görevlisi istihdam etmeye çalışalım, sistemin önündeki en büyük handikaplardan biri Türkiye’de şu anda öğretim elemanlarının özlük haklarının son derece dezavantajlı bir durumda olmasıdır. Akademisyenlik mesleğinin cazibesinin artırılması ve onların yüksek motivasyonla çalışabilmesi için eğitim öğretim yükünün makul düzeye çekilmesi araştırmaya ayrılan zamanın artırılması ve maaşların tatmin edici düzeye yükselmesi gerekmektedir.” ÜAK dönem Başkanı olan Süleyman Demirel Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan İbicioğlu ise üniversitelerde çalışan akademisyenlerin özlük hak, maaş ve ekonomik durumlarının iyileştirilmesinin ülkenin geleceği açısından son derece önemli olduğunu bildirdi. Üniversitelerin Türkiye’de yapılan araştırma ve geliştirmenin yüzde 40′ını gerçekleştirildiğine vurgu yapan Prof. Dr. İbicioğlu, üniversitelerin önündeki bürokratik engellerin kalkması gerektiğine işaret ederek, “Üniversiteler bir bakanlıktan proje alacağı zaman aynı özel sektördeki gibi ihalelere katılıyor” diye konuştu. DHA
Çıkma Teklifine Verilebilecek En İyi 20 Hayır Cevabı
Nasılsın sayın okur?Yaz ayları geldi yana yakıla sevgili arıyorsun, belki de gelenleri beğenmiyorsun değil mi? Hatta müzik festivalleri, tatil vs derken bunaldın gelen tekliflerden, kuru bir hayır yetmiyor kendini tekrar etmiş hissediyorsun değil mi? İşte yine size dev hizmet asdhajaah çıkma teklifine verilebilecek en iyi cevaplar. Bunların bazıları erkekler için çünkü modern bi çağdayız sayın okur. Ben kendime püüü kızlar teklif edemez sanıyor dedirtmem. Reddedilince yapılabileceklerle ilgili öneriler de yaptım. Sizin duyduğunuz, söylediğiniz en iyi hayır cevaplarını da paylaşın, eğlenelim :)
Hemşire Kılığında Seri Katil Olunamayacağının 9 Kanıtı
Charles Cullen, 16 yıllık hemşirelik hayatında 300 hastayı öldürdüğü iddia edilen, 40 cinayetini bizzat itiraf etmiş Amerikalı bir seri katil olarak, kimilerinin enteresan bir şekilde 'ülkemizin bir ayıbı' olarak nitelediği Türkiye'den seri katil çıkmaması mevzusuna bambaşka bir soluk getiriyor. Zira kendisinin birazdan öğreneceğiniz bazı dikkat çekici ayrıntılarının, ülkemizdeki gündelik hayatla ne denli uyuşmayacağı, sanıyoruz hepimizin malumu. Okuyanus Yayınevi'nden çıkan ve mevzubahis Charles Cullen'ın gerçek öyküsünü işleyen İyi Hemşire adlı çarpıcı kitabından yola çıkarak sizlere, bilhassa ülkemizde, hemşire kılığında seri katil olunamayacağına dair 9 sebep sıraladık...
Ders Kitabında Alevilere Yönelik Nefret Söylemi
Eskişehir Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Türk Dili Edebiyatı Osmanlı Türkçesi Grameri 2 ders kitabında “Kötü ayin yapan Kızılbaşlar. Allah onları kıyamete kadar aşağılık ve adi etsin. Din zamanlarında namaz kılınmıyordu” yazı tepkilere neden oldu.Cumhuriyet'ten Ali Açar'ın haberine göre, Eskişehir Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Türk Dili Edebiyatı Osmanlı Türkçesi Grameri 2 ders kitabında Türkçe karşılığı “Kötü ayin yapan Kızılbaşlar. Allah onları kıyamete kadar aşağılık ve adi etsin. Din zamanlarında namaz kılınmıyordu” sözlerine denk gelen yazıyla Alevilere hakaret edildiği ortaya çıktı. Alevi bir öğrencinin üniversiteye yazdığı kitabın düzeltilmesi talebine yeni dönemde yer almayacak yanıtı verilmesine karşı değişiklik yapılmadı. Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Hukuk ve İnsan Haklarından sorumlu başkan yardımcısı Avukat Ali Yıldırım da kitapta yer alan sözlere tepki göstererek “Alevi inancına yönelik bu nefret söyleminin akademik camianın bir mensubu tarafından yapılması affedilemez bir davranıştır. Devletin laik olmayan yapılanması ve anlayışı farklı inançlara saygı değil düşmanlık üretmektedir” dedi. Yıldırım, kitabı yazanlar hakkında suç duyurusunda bulanacaklarını söyledi. AÖF Türk Dili ve Edebiyatı bölümü öğrencisi H.K, geçen eğitim ve öğretim yılında Osmanlı Türkçesi Grameri 2 ders kitabının 80 ve 81. sayfalarında “Kızılbaş-ı bed-ayin -hazemü’llahu ila-yevmid-din- zamanlarında namaz kılınmayıp”sözlerinin yazılı olduğunu gördü. Bunun üzerine sözleri çevirten H.K., günümüz anlamıyla kitapta yer alan sözlerin karşılığının “Kötü ayin yapan Kızılbaşlar. Allah onları kıyamete kadar aşağılık ve adi etsin. Din zamanlarında namaz kılınmıyordu” olduğunu öğrendi. Üniversite yönetimine yazı yazan H.K., Prof. Dr. Hayati Develi tarafından hazırlanan Osmanlı Türkçesi Grameri 2 ders kitabında kışkırtıcılık olduğunu belirterek “Böyle bir cümlenin bir profesör tarafından devlete ait bir üniversitenin ders kitabında kullanılması mezhep ayrımcılığının resmi olarak yapılmasıdır. Toplumu kışkırtmak amacıyla kin ve nifak tohumları atmak olarak da değerlendirilebilir. Yönetiminizi bu konuda bilgilendirerek ilgili cümlenin kitaptan çıkartılmasını ve sayın profesörün bu konuda uyarılmasını saygılarımla arz ederim” dedi. Kitabın editöründen gelen yanıtta ise amacın ayrımcılık olmadığı kaydedilerek “Toplumumuzun huzura, sağduyuya, hoşgörüye ihtiyacı olduğu şu zamanda, amacımız ne mezhep ayrımcılığı yapmak ne de toplumu kışkırtmak için kin ve nifak tohumları atmaktır. Öğrencimizin dikkati için teşekkürlerimizi sunarken söz konusu ibarenin kitabın düzeltmeleri sırasında çıkarılacağını da belirtmek isterim” denildi. Editörden gelen yanıta karşı sözlerin kitaptan çıkarılmaması üzerine H.K., durumu Alevi örgütlerine bildirdi. Hukuki yollara başvuracağızABF Hukuk ve İnsan Haklarından sorumlu başkan yardımcısı Avukat Ali Yıldırım, kitapta yer alan sözler üzerine suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. Bir devlet üniversitesi tarafından yayınlanan ders kitabında Alevilere ve onların inançlarına yönelik hakaret içeren cümlelerin yer almasının vahim olduğunu belirten Yıldırım şunları söyledi: “Ayrımcı, ötekileştirici, rencide edici bu anlayışın ders kitabı aracılığıyla öğrencilere de sirayet edeceği göz önüne alınırsa Alevi inancına yönelik bu nefret söyleminin akademik camianın bir mensubu tarafından yapılması affedilemez bir davranıştır. Alevi toplumu olarak tüm din ve inançlara derin bir saygı gösterirken kendi inancımıza yönelik bu tür tutumları asla kabullenemeyiz. Maalesef devletin laik olmayan yapılanması ve anlayışı farklı inançlara saygı değil düşmanlık üretmektedir. Bu hakaret edici ifadelere karşı her türlü hukuki yollara başvuracağız. Aleviler şamar oğlanı değildir. Hakaret edenler yargı önünde bedelini ödemeli, kamuoyu önünde özür dilemelidir. Anadolu üniversitesi rektörlüğü de kitabı acilen ders kitabı olmaktan çıkarmalı ve yazar ile editörler hakkında gereğini yapmalıdır.”Ali Açar | Cumhuriyet
Bakanlık Edebiyat Dersinden Sınıfta Kaldı
Atanamamış öğretmen sayıları göz önünde bulundurulacak olursa en çok mezun veren bölümler arasında ilk sırada bulunan “Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenleri” mizin beklentileri Eylül 2014 atamasında da karşılanamamıştır. 2014 senesi Ekim ayı tarihi itibari ile atanamayan 22.640 ve 2013 Mezunları ile beraber sayıları 24 Bini aşmış bulunan Türk dili ve edebiyatı öğretmenlerimizden ihtiyacın beşte biri bile alınmamıştır. Eylül 2014 yılında 1.115 kişinin ataması yapılmıştır. Konuya ilişkin olarak CHP İstanbul Milletvekili ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu Üyesi Av. Mahmut Tanal, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’ya verdiği soru önergesi ile şu soruları yöneltti; 2023 ÖĞRETMEN İSTİHDAM PROJEKSİYONLARI STRATEJİLERİ PROJESİ YETERSİZ2023 Öğretmen İstihdam Projeksiyonları Stratejileri Projesi'nde Türk dili ve edebiyatı öğretmeni açığının 2023'te 58 bin sayısına ulaşacağını, Türk dili ve edebiyatı en fazla atama yapılacak ilk beş branş içerisinde yer alacağını açıklayan Bakanlığınız hangi gerekçe ile 24 bin mezuna 1.115 kontenjan vermiştir?OSMANLICA DERSLERİNİ DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETMENLERİ VERİYORLiselerde Osmanlıca dersi seçmeli ders olduğu, Osmanlıca bir dil dersi olduğu halde bu işin uzmanı Türk dili ve edebiyatı öğretmenlerine değil de Din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenlerine verilmesinin sebepleri nelerdir?ATAMA BEKLEYEN BİNLERCE ÖĞRETMEN VARKEN TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI AÖF LERDE DE YAPILABİLİYOR.24 Bin mezunu bulunan Türk dili ve edebiyatı öğretmenlerinin;  2014 yılında 5.100 açıkla 1.115 kişi olan atama sayıları yeterli midir? 2023 Öğretmen İstihdam Projeksiyonları Stratejileri Projesi'nde en fazla açık ve atama olacak branşlardan birinin Türk dili ve edebiyatı branşınının olmasının sebepleri nelerdir? Kadro açığı yok ise açıköğretim fakültesine Türk dili ve edebiyatı bölümünün açılmasının sebepleri nelerdir?