Ecem Sinemis Üke

Hiç kimseye ''Gülşen Karanlık & Barış Diri - Şimdi Sen'' çıkmamış.

Fatih beyin de yorumu bire bir size karşı sorulan bir şey değildi yalnız.

Sizi bilmem, ben kuşlar tarafındayım :)

Bir üstteki yorumda ''Tabi sever, biz insanlarda öyle değil miyiz, zararlı her şeyi sevmiyor muyuz?'' diyordunuz. Bunu da bilmeniz gerekmez mi?

İnanılmaz rahat ve konforlu bir kıyafet yalnız :D

yumuşatıcı da alerji yapıyor.

Fatih beyi bilemem de sizinkisi can sıkıntısı :D

Optik okuyucular ile insan zekası farklı işliyor. :D

İçinizi rahatlatır mı bilemem ama ben 21 yaşındayım ve hepsini hatırlıyorum.

İşte tam olarak söylemek istediğim buydu. Bilmiyoruz. Her ne kadar elimizde yazılı metinler olsa da bilemiyoruz. Keşke bilsek, hatırlayabilsek ama bu mümkün değil. Mutlak gerçeği öğrenmek için ölmek gerekiyor. E insanlığın yaşadığı bin yıllar içinde ölenin geri gelmediğini de biliyoruz. Dolayısıyla hep birlikte beklemek zorundayız.

İlk önce yeterli düzeyde bilgi sahibi olman, daha sonra ne olduğuna karar vermen gerekli. Böyle yaptığında isterse bütün dünya karşında olsun, sen kendine inandığın için kimse seni boşluğa düşüremez.

Örneğin ben bir deistim. Kendimi bildim bileli öyleyim. Kendimi hiç Hristiyan, Müslüman ya da Ateist hissetmedim. İlkokuldaki din dersindeki bazı şeyler inanılmaz mantıklı gelirken bazılarını anlayamadım. Anlamayınca da çok farklı kaynaklardan okumaya başladım. Güvendiğim büyüklerime, aileme sordum; onlarda içimdeki merakı söndüremedi. Sonradan fark ettim ki din olgusu bana o zamana kadar hiç sorulmadan dayatılmış. 'Sen müslümansın' diyip bana öyle davranmışlar, kimse bana sormadan kimliğimde inancımı 'islam' yapmışlar. Hayatımın hiç bir döneminde inanmadığım bir şeyi bana yüklemişler. Bu cüzdanında 5 kuruş yokken zengin sanılmak gibi bir şey aslında.

Ancak şundan emin olabilirsin ki dünya üzerindeki hiç bir şey merak etmemekten ve cevap bulmaya çabalamamaktan daha kötü değil. Sadece neyi ne kadar bilmen gerektiğini güzel ayarlaman ve aklınla duygularını birleştirip bir karar vermen gerekiyor. Kararını verdikten sonra her şey daha kolay olacaktır.

Ya da çok fazla kaynağı kurcalayıp, çok fazla soru sorup, hepsine çok fazla cevap ararsan bir süre sonra bulduğun cevaplar yetersiz kalıyor. Merak değişik bir his, bir tür bağımlılık gibi. 'Merak ediyorsun, cevap buluyorsun, tatmin olamıyorsun, tekrar merak ediyorsun' Bir tür kısır döngü. Bu nedenle belirli bir konu üzerinde çok fazla ve derinlemesine çalışan kişiler (özellikle din ve felsefe alanında) bir süre sonra buldukları cevaba tatmin olamıyorlar, olamadıkları içinde kendilerini boşluğa düşmüş hissediyorlar. Bu da ya aşırı dine dönmeye ya da aşırı dinsizliğe yol açıyor.

Neredeyse 1 yıl olmuş yazıyı yazalı. Beğeni gelince ''a neydi ki bu'' diye bakmam sonucu anımsadım. 1,5 yıldır hiç damağımı takmadım ancak denedim, oturmadı. Yani milimlik bozulmalar söz konusu. Bunu doktorum da söylemişti zaten. Aynaya baktığımda hiç bir şekilde fark edilmiyor. Tellerimin takılmasının üzerinden yaklaşık 8 yıl geçti. Geçen bu 8 yıldaki fotoğraflarımın tamamında benden daha kocaman gülen kimse yok. Tellerle gülümsemekten korkmayın hatta 32 diş gülümseyerek gezin. Evet tel taktığım için çok mutluyum.

Cimcime küçük bir karpuz türüdür. Karpuz olmak pek hoş değil sanki...

Adamın tam adı Ahmet Gül. Facebook hesabını tamamen kapatıp tüm fotoğraflarını kaldırmış. Şayet tipten falan benzetirseniz uzak durun hanımlar. Artık madem her şekilde suçluyuz biz birbirimizi kollayalım en azından.

Ben preoriküler sinüs kapansın diye operasyon geçirdim ama kapanmadı.

Bende o zamanlar ancak karda boğuluyordum. İlkokula başladığım yıl çok fazla kar yağmıştı. Tatil de edilmemişti. Yeni yapılmış kaldırımdan ineceğim diye karda boğulacaktım :D

Yengeçler olarak ölsek de kurtulsanız. Ancak rahatlarsınız -.-