özcan Başak

robotları tehdit olarak düşünmekten çok daha önemli kaygıları olmalı yurdum insanının. iki damla yağmurda ankaranın okyanusa dönmesi, bir kadeh rakı içmek için yüzde 70 vergi ödenmesi, klasik müziğin müfredattan çıkarılması ve yerine ilahilerin sokulması, işsizliğin ikiye katlanmış olması..... uzar gider. ziki bir robot tarafından kopartılacak kaygısı bile duysa o robotu zikecek yurdum insanına kimse bişey anlatamaz.

....vaktinde, köleliği hoşgören politika ve halk bugün bunun insanlık suçu olduğunu söylüyor. inanmasanız bile bu bi suç! insan dışındaki diğer canlıları yiyebileceğimizi hak gören diğer insanlara uymak yerine, o minicik kuzunun kesilip, kavurma olduğu hale gelene kadar yaşadıklarını düşünmenizi öneririm. vicdanı olan bi insan buna izin veremez. vermemeli.

aslında et yemeden de olur, hiç bir canlıya zarar vermeden yaşamakta mümkün. sinir sistemi olan, acı çeken, yavrusunu yada annesini tanıyıp ona ihtiyaç duyan canlılardan bahsediyorum. yoksa bitkilerde canlı, o zaman onları da yeme diyecek kadar cahil insanlara zaten söylenecek tek şey, - lütfen öl!!- Son dünya vücut geliştirme şampiyonasında 33 tane Vegan sporcu arkadaşımız altın madalya aldı dallarında. yani hayvan katletmeden de gayet sağlıkve güçlü kalınabilir. ihtiyacımız olan tek şey her anlamda ahlaki düşünebilmek. din, siyaset gibi klişeler için değil sadece, insanın kendini bulduğu ahlaki düşünceden bahsediyorum. size sadece et yemeniz, yoksa çükünüzün büyümeyeceğini söylediler, bu bi yalan. kahve içerseniz bıyığınız çıkmaz dendi, bu da bi yalan. kendi başımıza kalıp düşündüğümüzde, yanlış olan herşeyi değiştirme gücünde olduğumuzu farkedebilmemiz gerekir. hiç bir tabuya, hiç bir öğretiye yada sözde dogmalara boyun eğmek zorunda değiliz.