Görüş Bildir
Haberler
Yapay Zekanın Geleceği ve Psikoterapiye Etkisi

etiket Yapay Zekanın Geleceği ve Psikoterapiye Etkisi

Ayşegül Aktürk
16.06.2024 - 23:31 Son Güncelleme: 17.06.2024 - 11:04

Terapist: Merhaba, nasılsınız bugün?

Danışan: Merhaba, teşekkürler. Bugün biraz gerginim.

Terapist: Anlıyorum. Bu gerginlik hissiyatınızla ilgili ne düşünüyorsunuz?

Danışan: Çalıştığım projenin stresi altında hissediyorum kendimi. Sürekli endişeli ve yorgunum.

Terapist: Bu duygu rahatsız edici olabilir. Nefes almakta zorlandığınızda veya huzursuz hissettiğinizde sakinleşmek için denediğiniz yöntemler var mı?

Danışan: Bazen derin nefes almayı deniyorum ama genellikle pek işe yaramıyor. Aklımdaki düşünceleri durdurmak çok zor oluyor.

Psikoterapist: Derin nefes almak iyi bir başlangıç. Belki bu konuda size yardımcı olabilecek başka teknikler de keşfedebiliriz. Örneğin, farkındalık ve meditasyon gibi yöntemler stresle başa çıkmada etkili olabilir. Bu tür teknikleri denemek ister misiniz?

Danışan: Evet, farkındalık ve meditasyon hakkında daha fazla bilgi edinmek isterim. Belki bu yöntemler bana yardımcı olabilir.

Psikoterapist: Harika. Farkındalık, şu anı yargılamadan kabul etmek ve o anın içinde olmak anlamına gelir. Meditasyon ise genellikle belirli bir odak noktasıyla yapılan bir uygulamadır. Başlangıç olarak, her gün kısa süreli farkındalık egzersizleri yaparak başlayabiliriz. Ne dersiniz?

Danışan: Bu kulağa iyi geliyor. Nasıl başlayabilirim?

Psikoterapist: Başlamak için rahat bir yer bulun ve gözlerinizi kapatın. Nefesinize odaklanarak, her nefes alışverişinizi fark etmeye çalışın. Aklınıza gelen düşünceleri yargılamadan geçip gitmelerine izin verin. Bu egzersizi günde beş dakika yaparak başlayabilirsiniz. İlerledikçe süreyi artırabiliriz.

Danışan: Teşekkür ederim, deneyeceğim. Umarım bu stresimi azaltmama yardımcı olur.

Psikoterapist: Bunu denediğiniz için teşekkür ederim. Stresle başa çıkmak zaman alabilir, bu yüzden sabırlı olun. Herhangi bir ilerleme veya zorluk yaşadığınızda bana bildirin, birlikte çalışarak daha fazla strateji geliştirebiliriz.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Bu metin, terapist ve danışanı arasında geçen bir terapi seansı gibi okunabilir. Ama aslında öyle değil.

Bu metin, terapist ve danışanı arasında geçen bir terapi seansı gibi okunabilir. Ama aslında öyle değil.

Bu diyalogdaki terapist de danışan da insan değil yapay zekâ (YZ).

Peki, bir YZ terapist seansı gerçekleştirebilir mi?

Tabi ben de YZ’nin psikanalizi ne kadar bildiğini merak ettim. Malum hepimizin aklına ilk gelen sorulardan biri de yapay zekaya mesleklerimizi kaptırır mıyız oldu :)

Hepimiz gelecekte bize sunulacak olan teknolojik imkanların heveslisiyiz. Akıllı telefonlar, görüntülü konuşmalar derken yapay zekayla birlikte geldiğimiz nokta geleceğin teknolojileri için bebek adımları olsa da günümüz için inanılmaz bir noktada :)

Peki en basit haliyle nasıl çalışıyor bu YZ?

Yapay zekâ, temelde matematiksel bir model üzerine kurulmuş ve çok sayıda kelimeyle eğitilmiş bir programın çıktılarını görüyor. Onlara verilen veri kümesinden öğreniyor ve bulabildikleri bütün belgeleri okuyor.

Sorduğumuz sorulara eğitim veri tabanındaki bilgiler ve öğrenilmiş modeller eşliğinde uygun cevabı arıyor. Çeşitli algoritmalar ve veri analizi yöntemlerini kullanarak da en uygun yanıtı belirliyor ve bize iletiyor. Tarif edilen görevi anlıyor ve aşamalandırıyor olsa da henüz özgün bir yorum getirmiyorlar. İnsanla ayrıştığı en önemli yerlerinden biri de burası.

Gelgelelim dijital dünya bizim oluşturduğumuz manipüle edilebilir bir platform.

Gelgelelim dijital dünya bizim oluşturduğumuz manipüle edilebilir bir platform.

Dolayısıyla biz ne yazdıysak yapay zekâ da bize ona göre bir cevap üretip önümüze getiriyor. Yani, bir filmi seyrederek anlamıyor, yalnızca metin olarak biliyor. Kendi başına akıl yürüterek yeni bilgiler üretmiyor.

Yapay zekaya kendisiyle ilgili bu görüşümü aktardığımda şöyle diyor;

‘’Örneğin; bilimsel araştırmalarda kullanılan yapay zekâ modelleri, mevcut verilerden yeni hipotezler oluşturabilir veya yeni ilaç bileşikleri tasarlayabilir. Ancak bu tür 'yeni bilgi üretimi' genellikle mevcut verilerin ve kuralların bir kombinasyonu olup, tamamen orijinal bir fikir veya kavram yaratmaktan ziyade mevcut bilginin yeni bir yorumlanması veya kombinasyonudur. Yapay zekanın yaratıcı süreçlerdeki rolü giderek artmakta olsa da tamamen bağımsız ve insana özgü yaratıcılık düzeyine ulaşması henüz mümkün değildir.’’

Ama işin bir de küçümsemememiz gereken bir tarafı var. Evet bir insan gibi anlamlandırma sürecine girmiyorlar. Fakat YZ, belirli görevlerde insanları destekleyebilir ve hatta bazı alanlarda insanlardan daha iyi performans gösterebilir. Fakat bilinç, duygular, yaratıcılık ve etik anlayış gibi insana özgü özelliklere sahip değildir.

Sonuç olarak, YZ psikoterapide önemli bir destek aracı olabilir ve belirli alanlarda fayda sağlayabilir. Fakat, tamamen bağımsız bir şekilde psikoterapi yapabilmesi, şu an ki teknolojik ve etik sınırlamalar nedeniyle henüz mümkün değil.

İnsanın sunduğu duygusal destek, empati ve uzmanlık, psikoterapinin vazgeçilmez unsurlarıdır ve YZ'nin bunu sağlaması mümkün değildir. YZ'nin günümüzde en iyi kullanımı terapistlerin işini desteklemek ve tamamlamak şeklinde olabilir.

Şu an için mesleğimiz bizde kaldı gibi görünüyor.  Bakalım ilerleyen günlerde bizi hangi senaryolar karşılayacak?

“Yapay zekâ ya insanlığın başına gelen en iyi şey ya da en kötü şey olacak.”

- Stephen Hawking

Instagram

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
3
0
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam