Türkiye'de Yapılan Arkeolojik Kazılarda 11 Bin Yıllık Dünyanın En Eski Vücut 'Piercing'lerine Rastlandı
Taş ve volkanik camdan yapılmış tarih öncesi süs eşyaları, şimdiye kadar keşfedilen en eski vücut piercingi kanıtını sunuyor. Türkiye'deki bir Neolitik yerleşim yerindeki mezarlardan çıkarılan 11 bin yıllık aksesuarların, genç yetişkinlerin çocukluktan olgunluğa geçişlerini sembolize etmek için delindikleri reşit olma ritüelleriyle ilişkili olması muhtemel gözüküyor. Gelin birlikte bu tarihi bulgulara yakından bir göz atalım!
Çalışmanın yazarı Dr. Emma Baysal e-posta yoluyla yaptığı açıklamada, "Neolitik dönemde küpe benzeri eserler olduğunu biliyorduk, bunlar pek çok yerde bulundu" dedi.
'Ancak Neolitik Çağ'ın sonlarından önce insan vücudunda kullanıldıklarını doğrulayan in situ buluntulardan yoksunduk.'
Objeler, Çanak Çömlek Öncesi Neolitik döneme tarihlenen Boncuklu Tarla Taş Devri alanında bulundu. Diğer benzer tarih öncesi eserlerden farklı olarak, bu süs eşyaları bölgede gömülü iskeletlerin kulak ve ağız çevresinde bulundu, bu da kesinlikle piercing olarak kullanıldıklarını gösteriyor.
Çalışmanın yazarları toplamda, bu amaca yönelik olduğu açıkça belli olan 106 parça keşfetti ve bunların 85'i analiz edilebilecek kadar eksiksizdi.
Yedi farklı piercing türü tespit edilmiş olup bunlardan bazıları iskeletlerin kulak kanallarında veya çevresinde bulunmuş ve bu nedenle kulak piercingi olarak kategorize edilmiştir.
Diğerleri ise boyun veya göğüs kafesi bölgesinde, çeneye yakın bir yerde bulunmuş olup, labret adı verilen bir tür dudak çıtçıtının takıldığını göstermektedir.
Daha da önemlisi, çalışmanın yazarları bu süs eşyalarının sadece yetişkin mezarlarında bulunduğunu ve çocuklarla ilişkilendirilmediğini belirtmektedir. Bu da onları, vücut piercinginin, daha yaşlı ergenleri yetişkinliğe başlatmak için yapılan bir geçiş töreni olduğundan şüphelenmeye itiyor.
Böyle bir ritüel, olgunluğa erişen bir bireyin kişiliğinde gözle görülür bir değişiklik yaratmayı amaçlamış olabilir.
Yazarlar "labretlerin aynı zamanda takan kişinin konuşma, yemek yeme ve nefes alma biçiminde de önemli değişikliklere neden olduğunu" söylüyorlar.
'Dolayısıyla bu fiziksel büyütmenin hem takan hem de izleyen tarafından algılanan çok duyulu bir değişiklik yarattığını' açıklıyor.
Daha genel olarak Baysal, Boncuklu Tarla'nın Neolitik sakinlerinin açıkça "boncuklar, bilezikler ve kolyeler içeren çok karmaşık süsleme uygulamalarına sahip olduklarını ve bunların hepsinin insan vücudu aracılığıyla ifade edilen çok gelişmiş bir sembolik dünya içerdiğini" söylüyor.
Dahası, ekibinin bulgularının 'bugün hala hayatımızın bir parçası olan geleneklerin, insanların 10.000 yıldan daha uzun bir süre önce Batı Asya'da kalıcı köylere yerleşmeye başladığı önemli geçiş döneminde zaten geliştirilmiş olduğunu' gösterdiğini söylüyor. İçeriğimiz bu kadardı. Düşüncelerinizi yorumlarda bizlerle paylaşmaktan çekinmeyin.👇
Yorum Yazın