Rusya aslında kimi bombalıyor? Ukrayna’yı değil orası kesin. Olası bir NATO tehdidini mi? Herkes böyle düşünse de gerçek bu da değil. Peki ABD neyi provoke ediyor? Diğer ülkelerin savaşmalarından maddi olarak nemalanacağı ve dünyanın süper gücü olacağını mı zannediyor? Bunların tamamı gerçeğin kendisi değil, iptidai insanın kısa vadeli (asırlar dünya için kısa vadedir) varsayımları. Gerçek şu: vurdukları KENDİLERİ! İnsanı ve doğayı doğru okumak gerekir. Bu sistem holistik. Bir elinle diğer eline zarar veriyorsan ölecek olan sensin. Karaciğerin beyninden daha değersiz değil.
Kargayı (terörü) besliyorsan gözünü oyacaktır. Doğayı yok edersen, intikam amaçlı olmasa da, doğal olarak senin yaşam koşulunu elinden alacaktır. Doğada hiçbir şey senin kadar bozucu, yıkıcı değil ey insanoğlu. Kendini öldürüyorsun ama beni de yok ediyorsun. Çünkü biz biriz, aynı vücudun uzuvlarıyız.
Araştırmalar gösteriyor ki insanlar aslında saldırganlık, vahşet, bencillik ve menfaat için değil sosyal dayanışma, yakınlık, ilgi ve arkadaşlık için programlanmış. E o halde bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?
Pek çok felsefelerin de altını çizdiği BÜTÜNLÜK ilkesinin doğru olduğu kabulünden yola çıkarak, dünyayı ve hatta evreni BİR kabul edersek savaş, bir elin diğerini yaralaması, “kendi varlığını sabote etmesi” anlamına gelir. Komşun mutsuzsa sen mutlu olamazsın. Bu psikolojik falan değil, basbayağı fizyolojik bir olgu. İşte bilim, işte kanıt. Vücudun bir organının gördüğü hasar tüm sistemi alt üst eder. Yani holistik bir yaklaşımla kısaca şunu söylemek mümkün:
Dünya’nın kurtuluşu insanın “Empati Medeniyetine” kavuşması ile olabilir ancak. İnsan denen gelişemeyen ama geliştiğini sanan ilkel varlık, ya bu bütüncüllük içinde hareket etmeyi öğrenecek ya da hepimiz yok olacağız.
Instagram
Facebook
Twitter
Wordpress
Yorum Yazın
teşekkürler