Onedio'dan Dev Hizmet: Bu 7 Soruyu Çöz, İlişkin Hakkında Tavsiyeler Verelim!
Bu testte sadece gerçekleri söylüyoruz. Eğer sen de ilişikin hakkında tavsiye almak istiyorsan;
Haydi teste!
1. Cinsiyetini öğrenelim.
2. Kaç yaşındasın bakalım?
3. Diyelim ki, sevgilin en yakın arkadaşıyla 1 haftalığına Amerika'ya gitmek istiyor. Tepki verir miydin?
4. Peki karşındaki insan yanlış yaptığında gurur yapıp affetmediğin oldu mu?
5. Şimdi bize doğruyu söyle bakalım. Çok tripli bir insan mısın?
6. Peki şu anda geçmişte yaşadığın ilişkilerine bakıp "keşke yaşanmasaydı!" dediğin oluyor mu?
7. Ve son olarak, bu tweete bir emoji bırak da testimizi bitirelim. 😉
Fazla kontrolcü olma, aşırı gururlu olma ve hep karşındakinden bir şey bekleme!
Valla sorulara verdiğin yanıtlara göre, ilişkilerinde genelde çok kontrolcü davranıyorsun. Zaten karakter gereği sadece sevgiline değil normal insanlarla olan ilişkilerinde de böyle davranıyorsun. O yüzden bu konuda kendini ve karşındaki insanı biraz daha rahat bırakmalısın. Çünkü sen kontrolcü davrandıkça iki taraf da geriliyor ve tartışmaları da beraberinde getiriyor. O yüzden bu konuda sana tavsiyemiz biraz daha kontrolü elinden bırakmak olabilir. Bunu alttan alta yapıp karşı tarafa hissettirmeden kontrolcü davranabilirsin mesela. Tüm bunların yanında inanılmaz gururlu bir insansın. Evet, bir insanın gururlu bir yapıya sahip olması güzel bir şey. Fakat bunu sevgiline ısrarlı bir şekilde yapman ilişkinize zarar verebilir. Şimdi diyorsun ki; 'Gururlu bir insanım ne yapayım?' Evet, gururlu olabilirsin ama ilişki iki kişilik yaşanır. İki tarafın da birbirinden ödün vermesi, yeri geldiğinde alttan alması gibi davranışların olması gerekir ki yürüyebilsin. Gururlu bir yapıya sahip olduğundan karşı taraf ne dese kabul etmeyen bir yapıya sahipsin. O an kafanda beliren bir düşünce var ve haklı olan kesinlikle sensin. Fakat bu ilişkiyi hem yorar hem de yıpratır. Bu gurur meselesini en azından sevgiline çok fazla yapmamanda fayda var. Tabii ki de gurur yapılacak konular var ama her kızdığında, sinirlendiğinde de yapmamalısın. İlişkide haklı olmak değil mutlu olmak çok daha önemlidir. He bir de değinmemiz gereken bir konu daha var canım. O da hep karşı taraftan bir adım beklemek. Bunun altında yatan sebepler de yukarıda saydığımız gurur ve rekabet etmekten kaynaklanıyor. Kendini haklı gördükçe karşı tarafın hep bir adım atmasını bekliyorsun. Çünkü o an sen haklısın ve kesinlikle altta kalmamalısın. Böyle bir düşünceye sahip olunca aranızdaki sorunu düzeltmek için çaba göstermiyorsun. Onun gelip bir şeylere çözüm önermesini, özür dilemesini bekliyorsun. Fakat bazen öyle bir an olur ki karşı tarafın da kendini tamamen haklı bulduğu bir ana denk gelir. O da senden bir adım bekler ve aranızdaki problemler daha da büyür. Tüm bunları iyice düşünüp kendine çekidüzen vermelisin. Aksi takdirde iki taraf içinde bu ilişki yorucu olabilir. Bizden söylemesi.
Aşırı kıskançlık yapma, inatçı olma, trip atma, kafanda kurma!
Valla sorulara verdiğin yanıtlara göre, sen sevdiğin insanı ona çok belli etmesen de inanılmaz kıskanıyorsun. Onun attığı her adımı bilmek, kiminle konuştuğunu beraber olduğunu öğrenmek, Whatsapp'ta çevrimiçi olduğu her anında kiminle konuştuğunu bilmek istiyorsun. Şimdi bize sitem ediyor olabilirsin. Sonuçta seven insan kıskanır diye bir çıkışta da bulunuyor olabilirsin. Fakat kıskançlık dozunda olduğu zaman tatlı bir duygudur. Karşı taraf önemsendiğini hisseder ve ilişkiye daha fazla tutulur. Ama sen bazen kendini kaybedip inanılmaz tepkiler gösterebiliyorsun. Sonrasında çıkan tartışmalar da zaten durmak bilmiyor. Aslında bunun temelinde açık olmak gerekirse hem karşı tarafa hem de kendine olan güven duygusu devreye giriyor. Tüm bunlar sadece bu noktada öylece kalmıyor. Tabii ki var olan bu kıskançlık beraberinde kafanda kurgular kurmana sebep oluyor. Karşı tarafla iletişime geçtiği her anı tehdit olarak görüp, söylediği hiçbir şeye inanmamaya başlıyorsun. Kafanda kurdukça içten içe öfkelenip karşı tarafa sözlü olarak bir saldırıya geçebiliyorsun. Eee bu durumda iki taraf için de inanılmaz yorucu bir ilişki oluyor. Çünkü yapmadığı bir şey için suçlanmayı kabul edemiyor. O kendini ne kadar anlatmaya çalışsa da sen dinlemek yerine kendi kafanda kurduğun kurguya inanmak istiyorsun. Fakat şöyle bir şey söyleyelim sana. Eğer sana yalan söylemek, başkasıyla birlikte olmak isteseydi emin ol seninle olmazdı. Seni sevmese ilişkiniz için bu kadar çaba göstermezdi. Tabii ki de yeri gelecek tartışacak, birbirinizi kıskanacaksınız. Fakat yukarıda da dediğimiz gibi hepsi dozunda olmalı ki ilişkinin tuzu biberi diyebilesiniz. He bir de senin inatçı mı inatçı bir yapın var. İşte o var ya her şeyin temeli olabilir. Kendini haksız görsen bile o inat bir kere tuttuğu zaman vazgeçirebilene aşk olsun. Tartışmalar, trip atmalar, tavırlar... Anlayacağın kendini biraz analiz edip yanlışlarını fark etmek. İşte o zaman her şey çok daha güzel olabilir. Bizden söylemesi.
Fazla sahiplenme, tartışmalarda bir anda çıkışma ve onu değiştirmeye çalışma!
Valla sorulara verdiğin yanıtlara göre, ilişkide karşı tarafı çok fazla benimsiyor, sahiplenmeye çalışıyorsun. Tabii ki de insanın sevdiği kişiyi sahiplenmesi çok kötü bir şey değil. Fakat bazen o kadar çok sahipleniyorsun ki sadece kendi istediğin olsun istiyorsun. Karşı tarafın ne istediğini veya ne düşündüğünü duymuyorsun bile. Bu dozunda yapıldığı sürece ilişkiniz çok güzel ilerleyebilir. Çünkü iki taraf da sevildiğini derinden hissedir. Fakat aşırıya kaçılan bu sahiplenme duygusu iki taraf için yıpratıcı olabilir. Sen istediğin olsun istersin karşı taraf kendini anlatmaya çalışır. Bu düzen böyle devam eder. Aslında bunun temelinde yatan duygu kaybetme korkusudur. İnsan bazen geçmişinden kalan duygularla sevdiğine sarılır. Onu diğerleri gibi kaybetmek istemez. Belki de senin sahiplenme duygunun en temel konusu kaybetme korkusudur. Bunu bilemeyiz tabii ama bu konuda biraz daha rahat olmanda fayda var diyebiliriz. Tüm bunların yanında sahiplenme duygusuyla farkında olmadan karşındaki insanı değiştirmeye çalışıyorsun aslında. Çünkü kendi istediğin olması konusunda ısrarcısın halbuki o bunu istemeyebilir. Onu olduğu kişiden uzaklaştırmaya çalıştığını fark ettiği an bunu tehdit olarak algılayabilir. Hatta bazen kaçmak bile isteyebilir. Karşınızdaki insanı o olduğu için sevmeliyiz. Kendi istediğimiz kişiye büründürmeye çalışmamalıyız. Zaten insan doğası başka biri gibi davranamaz. Bir yerden sonra kaçmak ister. Sana illa da böyle olur demiyoruz tabii ama bunun örnekleri de mevcut. O yüzden bu konuda biraz daha dikkatli olmanda fayda var diye düşünüyoruz. He bir de senin bir başka huyun daha var. Tartıştığın zaman karşındaki insanı hiçbir şekilde gözün görmüyor. O an ne demiş ne etmiş umrunda değil. Sadece sen çok sinirlisin ve karşı tarafı bir şekilde kırmak istiyorsun. Çünkü sen de kırıldın ve onun bunu hissetmesini anlamasını bekliyorsun. O yüzden tartışmalarda ağzına geleni söyleyen kişi oluyorsun. İşte bu çok yanlış. İlişki dinlemek, anlamak üzerine kuruludur. Tartışma anlarınızda, öfkeli olduğunuz anlarda bile buna sahip çıkmalısınız. Çünkü karşınızdaki sizin sevdiğiniz insan. Bu konuda uzlaşırsanız ilişkiniz çok daha sağlam ilerler. Bizden söylemesi.
Geçmişle kıyaslama, tek kişilik düşünme ve çekip gitme!
Valla sorulara verdiğin yanıtlara göre, geçmişinde yaşadığın ilişkiler sende büyük etki bırakmış. Mesela en büyük sorun bir güven problemi diyebiliriz. Geçmişinde seni üzen, kalbini kıran insanları içinden bir türlü atamaman ve bunu ilişkine yansıtman ciddi sorunlara sebep olabilir. Çünkü o geçmişinde suçladığın insan yüzünden karşına yeni çıkan insanı yargılıyorsun. İşte bu iki taraf için çok zor bir süreç. Çünkü geçiş geçmişte kaldı. Artık hayatına yeni aldığın kişiler ve onların sana yaşatacakları var. Ona bir başkasının hatasını yüklememelisin. Aksi takdirde tartışmalar daha da alevlenebilir. Tüm bunların yanında bazen ilişkide karar alınacağı zaman sadece kendini düşünebiliyorsun. Tabii ki de kötülüğünden değil sadece karşı tarafın da seninle aynı fikirde olacağını düşündüğünden böyle oluyor. Fakat ne kadar ilişkide olursanız olun, karşı tarafın da kendine ait fikirleri ve düşünceleri vardır. Ne kadar farklı olursa olsun iki tarafın da birbirine anlayış göstermesi gerekir. Aksi taktirde zıt düşünceler çatışır ve orta yolu bulmak daha da imkansızlaşır. O yüzden karşı tarafın da duygularına ve düşüncelerine yer verilmeli ve anlayış gösterilmeli. He bir de şuna değinmeden gitmeyelim. Sen karşındakine kızdığın an aslında bağırıp çağırmayı değil, uzaklaşmayı yani kaçmayı tercih ediyorsun. Fakat bu karşı tarafın kendini değersiz hissetmesine sebep olabiliyor. Çünkü tavırlı bir şekilde tartışmanın ortasında çekip gitmek önemsemediğinin göstergesi gibi algılanabiliyor. Fakat sen karakter gereği böyle bir insansın. Fakat bunu ilişkide yaparken karşı tarafın yanlış düşüncelere kapılmadığını bilerek yapmalısın. Aksi taktirde bu tartışmayı daha da alevlendirebilir. Eğer ortada çözülmesi gereken bir konu varsa bunu o an konuşarak da çözebilirsiniz. Yanından ayrılmak yerine sessiz kalabilirsin. Ve o sırada çözüm yolu arayabilirsin. Fakat karşıdaki insanı orada bırakıp çekip gitmemelisin. Bizden söylemesi.
Yorum Yazın
Fazla sahiplenme, tartışmalarda bir anda çıkışma ve onu değiştirmeye çalışma!
"Fazla kontrolcü olma, aşırı gururlu olma ve hep karşındakinden bir şey bekleme!" Benim olayım kontrol kimse kusura bakmasın, seven böyle de sever. (sevmedi)
fazla kontrolcu olma!