Nereden Çıktı Bu Çocuk! Esrarengiz Bir Şekilde Ortaya Çıkan Kaspar Hauser'in Tuhaf Yaşam Öyküsü
Kaspar Hauser. Bu ismi belki okuduğunuz Alman kitaplarında veya izlediğiniz filmlerde görmüşsünüzdür. Hatta belki de bir şiirde kesişmiştir yollarınız. Hauser, tarihe esrarengiz bir şekilde ortaya çıkışıyla damga vuran, 19. yüzyılda yaşamış bir genç. Ve hikayesi yıllar yılı dünya basınının dilinde.
Kaynak: Mental Floss
26 Mayıs 1828'de Almanya'nın Nürnberg eyaletinde vatandaşlar, şehirde anlaşılmaz şeyler mırıldanan bir çocuk gördüler. İlk başta söyledikleri anlaşılmayan bu küçük çocuk, babasının bir zamanlar süvari subayı olduğunu tekrarlıyordu.
Yerel polis karakolunu ziyareti sırasında çocuk adını Kaspar Hauser olarak yazdı ve zamanla nereden geldiğini biraz açıklayabildi.
İddiasına göre bilinmeyen bir kişi tarafından uzun bir süre boyunca bir hücrede tek başına tutulmuştu.
Yalnızca tahta oyuncakların olduğu bu ıssız ve karanlık hücrede 13 yıl boyunca kilitli tutulduğunu, esrarengiz bir adamın ona yemek ve su getirdiğini söylüyordu.
Üzerindeki notta ise şimdiye kadar evden çıkmasına izin verilmediği, artık askeri bir kariyer yapması için serbest bırakıldığı yazıyordu.
Yerel okul müdürü Georg Daumer, Hauser'i yanına aldı ve onunla okuma, yazma ve çizim gibi çeşitli konularda çalıştı.
Bir buçuk yıldır şehirde olan çocuğun hikayesi zamanla daha da garipleşmeye başladı.
Kendi iddiasına göre Hauser, okul müdürü Daumer'ın evinde saldırıya uğradı ve bir zamanlar onu esir tutan adam geri döndü.
Geri dönen adam Nürnburg şehrini terk etmeden önce ölmesi gerektiğini söyleyerek onu bir usturayla kesti.
Daha doğrusu Hauser polise böyle ifade verdi. Ölümden dönen Hauser birkaç ay sonra ise yanlışlıkla ateşlediği bir silahla vurulacaktı.
Her iki olay da yalan söylemekle suçlandıktan sonra gerçekleşti ve bazılarının sempati yaratmak için bilerek kendisine zarar verdiğine inanmasına neden oldu.
Son olay, Kaspar'ın ciddi bir göğüs yarasıyla eve döndüğü 14 Aralık 1833'te meydana geldi.
Bir yabancının kendisine bir çanta verdiğini, göğsünden bıçaklayarak kaçtığını söyledi. Çantada aynalı yazıyla yazılmış bir not vardı:
Hauser, üç gün sonra aldığı bıçak darbesiyle öldü. Mektubun Hauser ile özdeşleşen stilde tuhaf bir üçgen şeklinde katlanması, kendi yazılarında yaygın olarak yaptığı yazım ve dilbilgisi hatalarını içermesi insanlarda Hauser'ın bunu kendi kendine yaptığı düşüncesini uyandırdı.
Bazıları Hauser'in Baden'in kayıp kalıtsal prensi olduğunu iddia etti.
Zira Baden Büyük Dükü ve Stephanie de Beauharnais'in oğlu olan gerçek prens, sözde 1812'de henüz üç haftalık değilken ölmüştü. Teori, Hochberg Kontesi'nin kendi oğulları yerine tahta çıkamasın diye çocuğu saklamış olmasından ileri geliyordu.
1996 yılında, bir Hauser kan örneği, Baden ailesinin soyundan gelen örneklerle karşılaştırıldı.
Örnekler eşleşmedi ve “kayıp prens” teorisini çürüttü.
Bir rivayete göre, yaşamı gibi ölümü de gizemli olan, Kaspar'ın olay mahallinde araştırma yapan komiser, yalnızca tek ayak izi olduğunu saptamış.
O dönem dedikodular bunu da kendisinin yaptığını söylese de iddialara göre Kaspar'ın ölmeden önceki son sözleri 'ben yapmadım' olmuş.
İlham verdiği diziler, filmler, kitapların yanı sıra tıp alanında bir de Kaspar Hauser Sendromu var.
Çocukluk dönemlerinde ebeveynlerinden doyurucu bir sevgi ve ilgi görememiş bireylerde görülen bu sendrom, adını 13 yıl boyunca yalnızca tahta oyuncaklar olan bir odada kapalı tutulduğunu iddia eden esrarengiz Kaspar'dan alıyor.
Almanya'nın Ansbach kentindeki Kaspar'ın mezar taşındaki yazıt, onun tuhaf, kısa hayatını hemen hemen özetliyor:
'İşte, zamanının muamması olan Kaspar Hauser yatıyor... gizemli ölümüyle birlikte.'
Dünyaca ünlü Being There filmine de ilham kaynağı olan Kaspar Hauser'ın hikayesini daha detaylı görmek isteyenler için 1974 yapımı Herkes Kendi Başına ve Tanrı Herkese Karşı (The Enigma of Kaspar Hauser) filmini öneririz.
1975'te Cannes'dan Jüri Özel Ödülüyle dönen film, yıllarca bir odada hapis kalmış Kaspar'ın esrarengiz hikayesini mektuplara dayanarak anlatıyor.
Bu içerikler de ilginizi çekebilir. 👇
Yorum Yazın
O iki ve daha çok karakterli bi kişilik bozukluğu vardı. Afili bir ismi vardı.