Örgütsel psikoloji alanında hayranlıkla takip ettiğim Prof. Dr Adam Grant geçenlerde hatırlattı:
Bundan yarım yüzyıl önce, iktisatçı Albert Hirschman kitabında, iş memnuniyetsizliğine karşı iki baskın tepki vereceğimizi öne sürmüştü. İstifa ya da sesimizi çıkartmak.
Hirschman şöyle diyordu: İşinizden, evliliğinizden veya ülkenizden memnun değilseniz, ayrılmaya karar verebilir veya karşınızdaki ile konuşarak beklentilerinizi, isteklerinizi anlatabilir ve yapılması gereken iyileştirmeler için hakkınızı savunabilirsiniz. Hangi seçeneği seçtiğiniz o kuruma olan sadakatinizle ilgilidir.
Hirschman bu konuda haklıydı ancak önemli bir şeyi göz ardı ediyordu:
İnsanlar konuşma riskini alamayabilir ya da defalarca konuştuğu halde koşulları değişmeyebilir ve aynı zamanda herkesin çekip gitmeyi göze alamaması da son derece doğaldır.
İşte sessiz istifa tam burada devreye giriyor.
'Burada mutsuzum, değer görmüyorum, para kazanamıyorum. Ama sıkıştım ve çıkamadığım sürece bana verilen kadar değer ve emek vereceğim.”
Bu tutum doğru yanlış yine tartışmıyorum. Zira tek bir doğru olmadığını biliyorum. İnsan kendine yeni çözüm yolları bulabilir mi? Evet, bir kariyer mentoru olarak kendi yolumuzu çizmeye hepimizin muktedir olduğuna inanıyorum.
Ama çözüm yolları bulma konusunda da bize biraz motivasyon gerekiyor, öyle değil mi? Gözünün ışığı sönmüş insanlardan kariyerleri ile ilgili üretken adımlar atmalarını beklemek biraz haksızlık olur kanımca.
Çünkü bu insanlar tembel değiller, sadece tükendiler ve bunun nedeni de sessizce işten çıkartılmaları.
Neden mi bahsediyorum? Sessiz istifa nasıl dile getirilmeden işin insan için önemini kaybetmesi anlamına geliyorsa, sessiz işten çıkartma da “hadi uğurlar olsun” demek yerine çalışanı ince ince bezdirerek, mikro yöneterek, alan açmayarak, görmezden gelerek ve zamanına saygı duymayarak gerçekleşiyor.
Bu yazdıklarımın birçoğunuza yabancı geldiğini düşünmüyorum. Şöyle özetleyeyim:
“Biz insan çıkartan bir şirket değiliz.”
“Şimdi onu çıkartsak yerine ne zaman birini buluruz?”
“Tazminatı yüklü, çıkartmak büyük masraf.”
kültürüyle yönetilen şirketlerde “mobbing” diye de adlandırdığımız tutumlar, yani çalışanın dinlenmemesi, ötekileştirilmesi, değer verilmemesi, iş yükü altında boğulması son derece yaygın.
Şimdi bu sessiz işten çıkartmalar yerine sessiz istifanın gündemde olması, bana yine sorunu başka yerde aradığımızı düşündürüyor.
Sorun belli oysaki:
“İnsanlar önemsenmediklerini hissettiklerinde eninde sonunda umursamayı bırakırlar.”
Kesin bilgi, yayın!
Web
Instagram
LinkedIn
Yorum Yazın
Buraya geçin gördükçe obsesifliğim azıyor
oğlum alış düzensizliğe 😅😅😅 yoksa yakın gelecekte çıldırabilirsin 😛
Hangi istediğim oldu ki bu hayatta hep bişeyler biz istemeden oluyo güzel şeylerde kötü şeylerde…
bu adım mıydı 🙄 farklı yere yazdın ilk kez, yoo bundan sonra istediklerimiz olacak, inanırsak olur.