Masumca Olduğunu Düşünsek de Çevremizdekileri Dışlayarak Onların Hayatlarını Mahvediyor Olabilir miyiz?
Dışlamak kolay, peki ya dışlanmak? Sosyal olarak dışlanmanın sandığımızdan çok daha hayati etkileri var.
Aslında evrimsel geçmişimize baktığımız zaman da doğadaki varlıkların sosyal canlılar olduklarını görüyoruz.
Ancak bazı bireyler kendini toplumdan dışlanmış olarak algılayabiliyorlar ve bu da onların toplumda yer almalarını engelleyebiliyor.
İşte literatürde geçen “sosyal dışlanma” tam olarak bu.
Peki dışlandığımızı hissettiğimizde beynimizde neler oluyor? Onu da açıklığa kavuşturalım.
Dışlandığımız zaman yaşadığımız acı ile fiziksel acı arasındaki bağlantı ise “sosyal acı teorisi” sayesinde açıklığa kavuşuyor.
Peki kişiler veya gruplar neden sosyal dışlanmaya maruz kalıyor?
Sosyal dışlanmadaki en önemli etkenlerden biri yoksulluk.
Günümüzde yoksulluk yaşayan bireylerin veya grupların çoğu ya sosyalleşebilmek için gerekli maddi imkanlara sahip olmayı tercih ediyor ya da bu imkana sahip olan bireyler veya gruplar tarafından dışlanıyor.
Diğer etken ise kötü sağlık...
Kötü sağlık fiziksel veya ruhsal olabiliyor ve bu durumda olan insanlar topluma katılma konusunda güçlük yaşayabiliyorlar.
Ayrıca eğitim, ev ve iş yoksunluğundan dolayı da insanlarda sosyal dışlanma görülebilir.
Bu kişiler ya gerçek anlamıyla topluma katılım gösteremiyorlar ya da toplumdaki birçok insanın sahip olduğu kaynaklara erişemiyorlar.
Yoksulluk eskiden Amerika’da otobüste nerede oturulması gerektiği veya hangi çeşmeden su içilmesi gerektiği gibi temel şeyleri bile etkilemiş!
Sosyal dışlanmayı madde madde kategorize ettik ama aslında toplumda bu sayılan etkenlerden birden fazlasını yaşayarak sosyal dışlanmaya maruz kalan insanlar var. Bu da kişilerde suç işleme ihtimalini arttırıyor...
İşlenen suçların çoğunun altında dışlanma psikolojisi var. Çünkü bu kişiler hem haklarından mahrum edilmiş hissederler hem de yaşadıkları birden fazla sosyal dışlanma ile baş etmeye çalışırken strese bağlı olarak sağlıklarını kaybedebilirler. Sosyal dışlanmanın getirdiği en kötü sonuç bu...
Sosyal dışlanma dendiğinde gördüğünüz gibi birçok şey düşünülebilir, ancak dünyada sıkça karşılaştığımız sosyal dışlanma türü 'segregasyon'. Yani ırkçı ayrımcılık…
Ayrımcılıktan dolayı toplum dışında kalan gruplar genellikle ırklarına, cinsiyetlerine, cinsel tercihlerine, kültürlerlerine, vatandaşlıklarına veya siyasi görüşlerine göre ayrımcılığa maruz kalabiliyorlar.
Bazen insanlar bunu 'ayrı ama eşit' olarak tanımlar.
Ayrımcılığa maruz kalan insanlar normalin altında veya kötü hizmet alabiliyorlar. Irk ayrımcılığı kanunlar ve devlet kuruluşlarıyla bazen de resmi olmayan süreçlerle ya da gizli ayrımcılık şeklinde olabiliyor.
Tabii tüm bunların yanında sosyal izolasyon kavramıyla sosyal dışlanmayı karıştırmamak gerekiyor.
Sosyal izolasyon bir topluluğun veya bireyin kendini ana akımdan ayırdığı zaman gerçekleşiyor ve insanlar bunu gönüllü olarak yapıyorlar. Bunu yapmalarındaki amaç ise genellikle kendi kimliklerini korumak oluyor.
Peki bununla nasıl baş ediyoruz?
Dışlanma hissini yaşayan kişiler bununla baş edebilmek için dışlandığı gruba aslında ne kadar benzer olduğunu ispat etmeye çalışıyor, grup çalışmalarında ne kadar uyumlu ve başarılı olduğunu göstermek için ekstra çaba gösteriyor, aslında yapmayacağı istekleri dışlanmamak için kabul ediyor ve sosyal çevre edinebilmek için kendi özünde olmadığı bir insana dönüşmeye çalışıyor.
Acaba bu yöntemler ne kadar doğru?
Uzmanlar ise dışlanmaya maruz kalan kişilerin değersizlik hissini giderecek çalışmalar yapılması gerektiğini tavsiye ediyorlar.
Bir terapistten yardım alma veya grup terapileri, hatta İnternet arkadaşlıkları bile bu duruma yardımcı olabiliyor.
Yorum Yazın
Çocukluğumdan beri kilom yüzünden dalga geçildi.Psikolağa falan gittim.Dışlanan kişilere söylüyorum.Kendinizi zorla kabul ettirmeye çalışmayın.Bırakın sizi o... Devamını Gör
Alttaki yoruma katılıyorum, ortaokul hayatım boyunca dışlandım, kendizi olsuğunuz gibi dışa yansıttığınızda ve birine zorla kendinizi kabul ettirmeye çalışma... Devamını Gör
alttaki yorumlara katılıyorum. kendinizi olduğunuz gibi kabul edin ve sevin. inanın hayat sonrasında daha da kolaylaşıyor.