Kâinatı Rahatsız Etmeye Cüret Eden Adam: J. Robert Oppenheimer
Christopher Nolan’nın uzun zamandır beklediğim filmi Oppenheimer’ı izlerken “atom bombasının babası” ile (ikimizin de Cambridge’de okumuş olması dışında) ortak bir noktamız olduğunu keşfedeceğimi hiç düşünmemiştim. Varmış: T.S. Eliot ve John Donne hayranlığımız. Eve gelir gelmez şiir kitaplarımı açtım ve Oppenheimer’ın onlardan nasıl ilham aldığını anlamaya, bağlantılar kurmaya çalışarak filmde bahsi geçen dizeleri yeniden okudum. Hepsinde ortak bir tema vardı: yok olup yeniden doğmak.
Önce T. S. Eliot’ın 1921’de yayınlanan ve filmin bir karesinde Oppenheimer’ın ilgiyle okuduğunu gördüğümüz, Waste Land (Çorak Ülke) adlı şiirine bakalım isterseniz:
![Önce T. S. Eliot’ın 1921’de yayınlanan ve filmin bir karesinde Oppenheimer’ın ilgiyle okuduğunu gördüğümüz, Waste Land (Çorak Ülke) adlı şiirine bakalım isterseniz:](https://img-s3.onedio.com/id-64c960ee5cc8be35b275bd55/rev-0/w-600/h-643/f-jpg/s-abf28257f920e7f363692c19aff4099dd8716222.jpg)
April is the cruellest month, breeding
Lilacs out of the dead land, mixing
Memory and desire
---
En zalim aydır Nisan, çıkartır
Leylakları ölü topraktan, karar
Bellekle arzuyu, karıştırır
(Çev.: İsmail Haydar Aksoy)
Uyanışın, yeniden doğuşunun simgesi olan Nisan zalimdir çünkü kuşlar ötmeye, kırlar çiçeklenmeye başlayınca anlatıcımız içindeki karanlığı, ölüm arzusunu, korkuyu daha yoğun hisseder. Dante’ye, Shakespeare’e, mitolojik metinlere referanslarla ölümü, savaşın yol açtığı yıkımı, inanç ve umut kaybını, yalnızlığı, çoraklığı anlatırken, bir yandan da yağmura, sabahın habercisi olan horoza göndermeler yaparak yeniden doğuşun da işaretlerini verir:
Only a cock stood on the rooftree.
Co co rico co co rico.
In a flash of lightning.
Then a damp gust.
Bringing rain
---
Yalnızca bir horoz durur damın tahtasında
Ku ku riku ku ku riku
Bir yıldırım parıltısında: Sonra nemli bir yel esişi
Getirir yağmuru.
Oppenheimer çoraklığın ortasında bulduğu gerçeklik parçacıklarını toplayıp, farklı şekilde, yeniden birleştirmenin yollarını arayan T.S. Eliot gibi, eserlerini hayranlıkla incelediği kübist ressam Picasso gibi yeni, farklı bir olma halinin peşindeydi belki.
![Oppenheimer çoraklığın ortasında bulduğu gerçeklik parçacıklarını toplayıp, farklı şekilde, yeniden birleştirmenin yollarını arayan T.S. Eliot gibi, eserlerini hayranlıkla incelediği kübist ressam Picasso gibi yeni, farklı bir olma halinin peşindeydi belki.](https://img-s2.onedio.com/id-64c95fa0372c637385317fe7/rev-0/w-600/h-829/f-jpg/s-2cff134d34a0ba523e83c716db6795632d002db9.jpg)
Hastalanmış, çoraklaşmış dünyanın yeniden doğabilmesi için önce dağılması, en küçük parçalanması ayrılması gerekiyordu.
Hayran olduğunu ve Manhattan Project’in tasarım ve uygulama sürecinde ilham aldığı bilinen diğer şair ise metafizik şiirin en büyük ustası John Donne. General Leslie Grovers “Trinity” adının nereden geldiğini sorunca Oppenhaimer ona yazdığı mektupta şu cevabı veriyor: “John Donne’ın ölümünden hemen önce yazdığı, sevdiğim bir şiir var: Hymn to God, My God, in My Sickness (Hasta Yatağımdan Tanrı'ya, Tanrıma Yakarış).“ Bu şiirdeki yeniden doğuşa inandığı için ölümden korkmayan bir adamı anlatır… Bir şiir daha var: Batter my heart, three-person'd God’…”
Sonra adını John Donne’ın en bilinen ve en çok tartışılan bu şiirinden aldığını anlatıyor Trinity’nin. Trinity (teslis) Hristiyan teolojisinde Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'tan oluşan tanrısal üçlemeye verilen ad. Oppenheimer’in alıntıladığı bu şiirde anlatıcı üç yüzü olan tanrıya onu darp etmesi, zincire vurması için yakarıyor. Onu bükmesini, kırmasını, yakmasını için… Ancak onun tarafından zincire vurulursa gerçekten özgürleşecektir çünkü, yakılıp yok edilirse yeniden doğacaktır. Irzına geçilirse iffetli olabileceğini.
Ve şairlerden, ressamlarda aldığı ilhamla, dağılma, yıkım, yanma, yok-oluş gerçekleşmeden yeniden doğuşun mümkün olmayacağı varsayımından yola çıkarak “kâinatı rahatsız etmeye cüret ediyor”.*
* J. Alfred Prufrock’un Aşk Şarkısı, T. S. Eliot
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
Dün akşam Barefoot gen anime filmini izlerken türlü türlü küfür ve beddualardan nasibini aldı, anime olmasına rağmen hüngür hüngür ağlattı o insanların hâli.... Devamını Gör
hahahah iyi seyirler olsun