Kadınların Yüzde 71'i Mutsuz, Yüzde 44'ü Şiddet Görüyor...
Türkiye'de yaşayan kadınların yüzde 71.9’u mutlu değil. Kadınların yüzde 44.7’si şiddet gördüğünü söylerken, evli kadınların yüzde 42.7’si eşlerinin psikolojik tedavi görmesi gerektiğini düşünüyor. Sonuçlar; cinsiyet eşitliğinde 2015 itibariyle 145 ülke arasında 130. sırada yer alan Türkiye'nin, ne yazık ki mutsuz kadınlar ülkesi olduğunu ortaya koyuyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu rakamlarına göre ise 2015'te 303 kadın öldürüldü...
Gezici Araştırma Şirketi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında Birleşmiş Milletler için Türkiye genelinde kadın profili ve yaşam biçimi araştırması yaptı.
Araştırma, 1 – 7 Şubat tarihleri arasında 38 il, 82 ilçe, 92 mahalle ve köyde, 18 yaş üstü seçmen nüfusunu temsil eden, 2 bin 864 kadın katılımcıyla yapıldı.
Araştırmaya göre kadınların yüzde 71.9’u yani her 10 kadından 7'si mutlu değil. Mutlu kadınların oranı yüzde 28.1’de kalıyor.
Kadınların yüzde 44.7’si şiddet gördüğünü söylerken, evli kadınların yüzde 42.7’si eşlerinin psikolojik tedavi görmesi gerektiğini düşünüyor.
Kadınların yüzde 44.7’si şiddet görüyor
Kadınların yüzde 44.7’si şiddet gördüğünü söylüyor ve bu oran yaş yükseldikçe artıyor. Ev hanımlarının yüzde 68.4’ü şiddet gördüğünü ifade ediyor. Üniversite mezunu kadınların yüzde 22.6’sı, lise mezunu kadınların yüzde 44’ü, ilkokul mezunu kadınların yüzde 65’i şiddet görüyor.
Türkiye’de şiddet gören kadınların % 67.8’i eşinin kendisini öldürebileceğini düşünüyor...
En mutlu kadınların yaşadığı bölge Ege
Türkiye’nin en mutlu kadınlarının yaşadığı bölge Ege, en mutsuz kadınlarının yaşadığı bölge ise Güneydoğu Anadolu.
Kadınların yüzde 40.6’sı üzerinde baskı olduğunu vurguluyor. Evli kadınların yüzde 42.7’si eşinin psikolojik tedavi görmesi gerektiğini düşünüyor.
Şiddet uygulayan erkeklere verilen cezalar tatmin edici değil
Araştırmaya göre kadınların yüzde 37.2’si tacize uğruyor. Tacizlerin yüzde 12.8’i de işyerinde gerçekleşiyor. Kadınların yüzde 82.3’ü kadına şiddet uygulayan erkeklere verilen cezaları tatmin edici bulmuyor.
Diğer yandan, Türkiye’de yaşayan kadınların hala sosyal yaşam içinde karşı karşıya kaldıkları çok ciddi sorunlar söz konusu. Özellikle çalışan kadınların yaşadığı problemlerin, iş ve özel yaşam arasındaki dengenin kurulmasının zorluğundan işyerinde maruz kalınan ayrımcılığa kadar uzanan çeşitli alanlarda ortaya çıktığı görülüyor.
İş ve aile yaşamı arasındaki dengeyi kurabilmek, tüm çalışanlar açısından büyük önem taşımakla birlikte, özellikle evli ve/veya çocuk sahibi kadın çalışanlar bakımından kritik öneme sahip.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından yayımlanan Yaşam Koşulları Endeksi’ne göre, çalışanların en yüksek iş - yaşam dengesine sahip olduğu ülkeler sıralamasında Danimarka, İspanya ve Hollanda ilk üçte yer alıyor. OECD’de çalışanların yüzde 13’ü haftalık 50 saatin üzerinde çalışıyor. Uzun çalışma saatleri nedeniyle özel hayata ayrılan süre azalıyor. Buna karşılık, Danimarka’daki çalışanların sadece yüzde 2’sinin çalışma süresi haftalık 50 saatin üzerinde, ayrıca doğum izni 52 hafta, doğum izninde ücretin tamamı ödeniyor, kadın istihdam oranı da yüzde 70’in üzerinde. İkinci sırada yer alan İspanya’da çalışanların günlük boş zamanı ortalama 16.1 saat.
3 kat fazla çalışıyoruz
Türkiye, Meksika, Güney Kore ve Japonya en uzun çalışma saatlerine sahip ülkeler. Meksika’da ebeveyn izinleri sınırlı. Güney Kore’de doğurganlık yüzde 1’lere inmiş, Japonya’da uzun çalışma ve trafik nedeniyle doğurganlık sürekli azalıyor.
OECD ülkeleri arasında Türkiye iş yaşam dengesi açısından son sıralarda yer alıyor.
Nedenleri ise şöyle:
İş ve özel yaşam arasındaki denge tüm çalışanlar açısından sorunlu olmakla birlikte, Türkiye’de özellikle evli çalışanlar için daha büyük sorunlar söz konusu.
Uzun çalışma saatlerinin çalışanların sağlığını bozabildiği ve iş yaşamının etkisiyle artan stresin çalışanların sağlığı açısından tehlikeli olabileceği kanıtlanmış durumda. Türkiye’de haftalık 50 saatten fazla çalışanların oranı yüzde 40.9. Bu, OECD ortalamasının neredeyse 3 katı.
Türkiye’de erkek çalışanların yüzde 45’i, kadın çalışanların ise yüzde 31’i çok uzun saatler çalışıyor. Dolayısıyla, Türkiye işgücü piyasasındaki kadınlar iş ve yaşam dengesini yeterince kuramıyor. Bu durumda, evlendiğinde veya çocuk sahibi olduğunda çok sayıda kadın işi bırakıyor.
Çalışanların işyerinde geçirdikleri süre, yani çalışma süreleri yıllık olarak incelendiğinde de Türkiye’deki çalışma sürelerinin OECD ortalamasının bir hayli üzerinde olduğu görülüyor.
Cinsiyet eşitliğinde 145 ülke arasında 130. sıradayız
Dünya Ekonomik Forumu’nun (DEF) 2015 Küresel Toplumsal Cinsiyet Uçurumu Raporu’nda Türkiye giderek geriliyor.
2014’te 142 ülke arasında 125. sırada yer alan Türkiye, 2015’te 145 ülke arasında 130. sırada yer alıyor. Toplumsal cinsiyet eşitliğinde en önde gelen ülkeler sırasıyla İzlanda, Norveç, Finlandiya, İsveç, İrlanda, Ruanda, Filipinler, İsviçre, Slovenya ve Yeni Zelanda.
En son sırada ise Yemen, Pakistan ve Suriye yer alıyor. Raporda, şimdiye kadarki hesaplamalara göre küresel cinsiyet uçurumunun tamamen yokolması için 118 sene geçmesi gerektiği belirtiliyor.
2006'dan beri 0,039 ilerleme
Raporun açıklandığı web sayfasında bir de 'Cinsiyet Uçurumu Hesaplayıcı' bulunuyor. Tıklayarak, ülkenizin durumunu detaylı görebiliyorsunuz.
2015'te 303 kadın öldürüldü
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun rakamlarına göre 2013'te 237 ve 2014'te 294 kadın cinayeti işlenmişti. Platform, 2015 yılında 303 kadının öldürüldüğünü açıkladı.
Kadınların 2015'te, %46 tespit edilemeyen oranla beraber; 110’u kocası veya boşandığı kocası; 50’si erkek arkadaşı, veya ayrıldığı erkek arkadaşı, nişanlısı; 10’u oğlu, 8’i babası ve 75’i tanıdığı biri veya akrabası tarafından, 4’ü ise tanımadığı biri tarafından öldürüldü.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, raporun değerlendirildiği kadın cinayeti verilerinin, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı koordinasyonluğunda devlet tarafından takip edilmesi gerektiğini, ancak devletin böyle bir girişimi olmadığını belirtiyor.
'2002 ile 2015 arasında ise Türkiye’de 5 bin 406 kadın öldürüldü...'
İzmir Barosu Kadın Hakları Merkezi, Baro Yönetim Kurulu üyesi Avukat Nuriye Kadan, ’8 Mart Dünya Kadınlar Günü’, nedeniyle düzenlediği basın toplantısında 2002 ile 2015 yılı arasında Türkiye’de 5 bin 406 kadının öldürüldüğünü açıkladı.
Kadan şu bilgileri verdi:
'Türkiye’de parlamentoda kadın temsil oranı sadece yüzde 14.9. Türkiye’de 1381 Belediye Başkanı’nın sadece yüzde 2.9’u kadın. Türkiye’de bürokraside üst düzey yöneticilerin yüzde 90.8’i erkek, yüzde 9.2’si kadın. Bürokrasinin önemli alanlarından biri olan ve bütün dünyada erkeklerin egemen olduğu diplomatik görevlerde Türk Dışişlerinde görev yapan 214 Büyükelçiden 26’sı kadın. HSYK, Eylül 2013 raporuna göre Adli yargıda görev yapan hakimlerin yüzde 39.2’si, idari yargıda görev yapan hakimlerin yüzde 19.5’i, savcıların ise yüzde 6.6’sı kadın. Türkiye’de 20 milyon kadın işgücü dışında. Kadınlar, sadece kadın olmalarından kaynaklanan nedenlerle ayrımcılığa uğruyor. Eğitim olanaklarından yoksun bırakılıyor, erken yaşta evlendiriliyor, aile içi cinsel ve fiziki şiddete maruz kalıyor.
Hepsinden daha elim ve daha vahimi bu ülkede kadınlar yaşayamıyor. Boşanmak istediği için katlediliyor. Aşkına cevap vermediği için öldürülüyor. Cinsel istekleri reddedip direndikleri için öldürülüp yakılıyor. Dünyada kadınlara ayrımcılık uygulayan, temel haklarını gasp eden, hukukun yok edildiği ama gelişen, kalkınan, zenginleşen tek bir ülke bile yok.'
Kaynaklar: Özlem Güvemli, Sözcü - Cem Kılıç, Milliyet, Bianet ve DHA
Yorum Yazın
Yüzde 71 mutsuz çünkü vajina bekçisi siyasiler ve kendini ''maço'' olarak adlandıran Anadolu çomarlarıyla bir arada yaşamak zorunda.
Paraya göre erkek seçerseniz üzülmeniz normal, İyi adamlar yalnızlıktan ölüyor. İyi kadınlar ise kötü adamların balkonundan gökyüzüne bakarken.Dostoyevski
Ne bekliyordunuz ? Nüfusunun %90'dan fazlası '' Gerektiğinde kadını dövebilirsiniz '' diyen kutsal kitaba inanıyor .