Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Hepimizin Sonu! Okuduğunuz An Hayretler İçerisinde Kalacağınız Ölümle İlgili 23 Gerçek
Ölümün kendi gerçekliği yetmezmiş gibi bir de üstüne böyle gerçekleri var... Biz şaştık kaldık. Siz de bakmak isterseniz buyrun içeriğimize...
1. Bir eyalette ölmüş olmanız diğer eyaletlerde de ölmüş olduğunuz anlamına gelmiyor...
2. Ölümün en belirgin işaretlerin biri olan göz opaklanmasının nedeni sıvı ve oksijen akışının durması.
3. Şu an Amerika'da, sıvı nitrojenlerde dondurulmuş 300'e yakın ceset var.
Bilim insanları bir gün onları hayata geri döndürebilmeyi umut ediyormuş...
4. Ölümden sonra tırnakların ve saçların uzaması sadece bir efsane.
Aslında olan şey, öldükten sonra bedendeki sıvı miktarı azalıp kuruduğu için, deri daha gerilere çekiliyor. Bu nedenle uzamış görüntüsü verebiliyorlar.
5. Ölümden sonra oluşan keskin kokuya sebep olan şey, putresin ve kadaverin gazları.
Ornitin ve lisin amino asitlerinin, bakteriler tarafından bölünmesiyle ortaya çıkıyorlar.
6. Dağa tırmanmayı başaramayan 200 ceset hala Everest'te bulunmakta.
7. Ölü bedenler aslında sadece ölü oldukları için tehlikeli değil...
19. yüzyılda 'zehirli teorisi' olarak geniş alanlara yayılan teoriye göre, çürüyen cesetlerden çıkan hava hastalıkların yayılmasına sebep oluyor. Bu teori daha sonra 'tohum teorisi' ile yer değiştirdi.
8. Nadiren de olsa, Amerika'da yasalar gereğince mumyalamaya izin verilebiliyor.
Cesetler eyalet sınırlarından çıkmadığı sürece...
9. Ceset yakıldıktan sonra geriye 1 ile 4 kg arasında kalıntı kalıyor.
Retort olarak da bilinen ölüyü yakma haznesinin sıcaklığı Fahrenheit'da 2000 dereceyi buluyor.
10. Viktoryan döneminde insanlar, yas sürecinin bir parçası olarak kaybettiği yakınlarıyla fotoğraf çekiliyordu.
Bu yas fotoğrafları evlerde sergileniyor, yakınlara gönderiliyor ve hatta madalyonlara koyuluyordu.
11. Telgraf kodlarının bir versiyonunda "LOL", "loss off life" (yaşam kaybı) anlamında kullanılıyordu.
12. Abraham Lincoln'ın mumyalanan bedeninin Washington'dan Illinois'a taşınması, uygulamanın kabul edilebilirliğini arttırmakla bağdaştırılıyor.
13. Bir partide ölme ihtimaliniz, serbest paraşüt yaparken ölme ihtimalinizden daha fazla.
14. 16. ve 20. yüzyıllar arasında, sanatçılar boya pigmenti olarak mumyaları kullanıyordu.
15. Mezarların 6 feet (1.828800 metre) ölçüsüyle kazılmasının nedeni, 1665'te patlak veren Büyük Londra Vebası.
Bu derinliği, Londra belediye başkanı belirledi.
16. Popüler bir bilgi olmasına rağmen, Norveç'in Longyearbyen şehrinde ölmek yasalara aykırı değil.
Şehirde huzurevi bulunmaması ve sadece küçük bir hastaneye sahip olması, yaşlı insanların ana karaya taşınmasını gerektiriyor. Ama aşırı soğuk nedeniyle cesetlerin zar zor çürüdüğü doğru.
17. 19. yüzyılda, bazı mucitler tarafında "safety coffins" (güvenli tabutlar) üretildi.
Bu tabutların içine zil ve hava tüpleri gibi eşyalar konularak, insanların diri diri gömülmesinin engellenmesi amaçlandı.
18. Viktorya dönemi görgü kurallarına göre, dul kadınların eşleri için iki buçuk yıl yas tutması beklenirken, dul erkekler için bu süre üç ay.
19. Colorado'da 110 yıllık bir cesedin onurlandırılması adına her yıl The Frozen Dead Guy Days (Donmuş Ölü Adam Günleri) isminde bir festival gerçekleştiriliyor.
Festivalde tabut yarışları, donmuş somon atışı, soğuk suya dalış ve donmuş tişört yarışmaları düzenleniyor.
20. Bilim insanları bu sıralar "necrobiome" adı verilen, ceset içindeki bakteri ve mantarları incelemekte yardımcı olan çalışmayla meşgul.
Bunu yapmalarındaki amaç ise ölen kişinin ölüm anına dair ipuçları toplamak. Buna aynı zamanda 'mikrobiyal saat' de deniyor.
21. Eskiden bazı insanlar idam edilenlerin kanının sağlıklı bir tonik olduğuna inanırdı. Hatta bu kanı içebilmek cellatlara para verenler de mevcut.
22. 17. yüzyılda, insan kafatasları diğer hastalıkların yanı sıra gut ve ödeme iyi geldiği söylenen "Kral'ın damlaları" denilen bir tür alkolle ıslatılırdı.
Dedikodulara göre Kral II. Charles bunun için 6000 pound ödemiş.
23. Washington'ın yakın bir tarihte insan gübrelemesine başlamak gibi bir planı var.
Şimdiye kadar yapılan çalışmalarda herhangi bir koku oluşmadığı ve bahçelerde kullanılmasının sakıncalı olmadığı belirtildi.
Yorum Yazın