İlham vericiyi tırnak içinde söylüyorum. Kadın erkek ilişkisinde, son zamanlarda sosyal medyanın getirdiği, ancak herhangi bir kanalla da gelebilecek “popülarite”, ilişkileri dinamitleyebiliyor. Mutlu ve sakin hayatları, sosyal medyanın taraflardan birine şöhret getirmesiyle bir çatışmaya dönüşen çok insan tanıyorum. Çünkü şöhret, insanların önceliklerini değiştirebiliyor. Fenomen olma duygusu, eşi, çocuğu, arkadaş çevresini geri plana itebiliyor. Buna kızanlar olacaktır. Ancak bu yaşanıyor. Sosyal medya üzerinden para kazanmaya başlayan biri, tüketim alışkanlıkları değiştikçe artık bir alt segment olarak baktığı eski çevresiyle ilgili bir uzaklaşma haline geçiyor mesela. Assolist kaprisi yapanından, fan kulüplerini birbirinin üstüne salanlara, neler görüp duymuyoruz ki…
Ama ben bu hengame içinde en çok çocukların durumunu inceliyorum. Bir pazarlama stratejisinin içinde oradan oraya sürükleniyorlar. Herkes bunu planlayarak ya da kötü niyetle yapmıyor belki ama bu oluveriyor. Çocukları, işimizin dışında tutma gerekliliğimizi çok az insan anlıyor. Buna koca bir maalesef diyorum.
Mesela çok rahatsız olduğum bir şeyden söz etmek istiyorum; yetiştirme esnasında ve toplumdaki bakışıyla toplum kadınları epey rahatsız ediyor evet. Hep gardını almak zorunda bırakıyor. Ama bu, neticedeki yanlışlığı değiştirmiyor. Bir tanıklığımdan söz etmek istiyorum size. Eşinden ayrılan ve bunu gizlemeye çalışan bir sosyal medya fenomeni, boşanmaya dek hiç de ortalığa düşürmediği, fotoğrafını çok nadiren kullandığı ve iş ve sosyal yaşamının dışında tuttuğu çocuğunu, boşanma sonrası göze sokar oldu. Bir yandan, kendisine fiziksel olarak eskisinden fazla yatırım yapıyor ve bir yandan da olası tepkileri süzmek ve yumuşatmak amacıyla çocuğu olduğu vurgusunu yapıyor, iyi bir anne olduğu vurgusunu. Gerek yok ki. Çocuğun fotoğrafı, videosu sürekli paylaşılmıyorken de iyi bir anneydi şüphesiz. Ama çocuk bizim kalkanımız değil. Çocuk, bir cephede kaybettiğimizi düşününce diğer cephede öne sürebileceğimiz bir asker değil. Çocuk, başlı başına bir birey.
Sosyal medyanın en tehlikeli yanlarından biri bu; herkes çocuğunu, dokunulmazlığının bir parçası kılıyor. Bunu önlememiz, aşmamız gerek.
Sosyal medya da hayat gibi. Oradaki herkesi beğenmemiz, dostluk kurmamız, örnek almamız, sevmemiz, ilişki kurabilmemiz mümkün değil. Mühim olan kendimiz ve çocuklarımız için iyi bir süzgeçten geçirerek kullanmak medyanın her türünü. Çağla kavgayı bırakıp çağın imkanlarını doğru ve faydalı biçimde kullanmaya odaklanmak, hepimiz için gereken değil mi aslında?
Instagram
Twitter
Web
Yorum Yazın