Eğitim Hayatının Hakkını Veren 8 Üniversite Öğrencisi

Üniversiteli olmak yalnızca 4-5 sene eğitim görüp bir diploma sahibi olmak değil. Üniversiteli olmak o süre boyunca edindiğin deneyimlerin, katıldığın etkinliklerin, gördüğün ülkelerin bütünü. ❤️ Bu içerikte yer verdiğimiz üniversite öğrencilerinin ve mezunların hikayeleri eminiz sana da ilham verecek...Metehan Malakçı, üniversite deneyimine dönüp baktığında hissettiği en güzel şeyin, her haftanın sonunda o haftayı dolu dolu geçirdiğini fark etmek olduğunu söylüyor. Geçtiğimiz yaz, Hindistan Elçilik Bursu ile; görkemli Himalaya dağlarının eteklerinde, Hindistan'ın en eski şehirlerinden biri olan Dehradun’da bulunan University of Petroleum and Energy Studies’de stajyer araştırma görevlisi olarak çalışma fırsatı buldu. Exchange dönemi boyunca hem üniversitenin en önemli hocalarıyla laboratuvarlarda bire bir çalışma fırsatı bularak onların öğretileri ışığında drone tasarımı yaptı, hem de onlarca farklı ülkeden arkadaşlarıyla Hindistan’ın farklı eyaletlerine seyahat etme fırsatı yakaladı.Batuhan Saka, Dijital Oyun Tasarımı Bölümü ikinci sınıf öğrencisi. Bu yıl Haziran'da Apple tarafından WWDC 2018 (Worldwide Developer Conference)'a burslu olarak davet aldı ve Türkiye'yi California-Silikon Vadisi'de temsil etti. Dünya çapında 10.000'i aşkın başvuru arasından Apple 350 yetenekli geliştiriciyi seçti ve onlardan biriydi. Bu süreçte, kendisini geliştirmesinin ve küçük yaşta yazılım geliştirmeyi öğrenmenin onda bıraktığı etkilerin çok büyük olduğunu söylüyor. Hem üniversitesi hem de İstanbul ona çok geniş çevrelere ulaşma imkanı vermiş ve ufkunu genişletmiş. Hikayesi ile Bilgisayar Mühendisliği, Bilgisayar Bilimleri ve ilişkili alanlarda eğitim gören gençlere faydalı olabilmek en büyük temennisi. Bilgi ve inanç ile başarının kaçınılmaz olduğuna inanıyor...Özlem Tan'ın üniversitesini tercih etmesindeki en büyük etken, Psikoloji alanındaki başarısı olmuş. Alanında uzman ve tanınmış hocalardan dersler almanın, önceden de yazılarını takip ettiği insanlarla bir arada olmanın ve kendi fikirlerini onlarla tartışabilmenin paha biçilemez bir deneyim olduğunu anlatıyor. Lisanstaki ikinci dönemimde okulda, Görevli Öğrenci Programı Ofisi’nde, görevli öğrenci olarak çalışmaya başladı; henüz 2. sınıftayken kampüs içerisinde çalışma hayatını da deneyimledi. Bu fırsat sayesinde insan ilişkilerini, iletişim ve takım çalışması yeteneklerini geliştirdi. 2. yılında Erasmus+ programına başvurarak sonraki yıl için Almanya'ya gitme ve orada okuma imkânı kazandı. Üniversitesinin en güzel yanının, fırsatların hiç bitmemesi olduğunu söylüyor...Aleyna Hadimoğlu, milli dalga sörfü sporcusu ve geleceğin avukat adayı. Okulunu seçerken her zaman ders, kariyer, spor üçlüsünü bir arada götürebileceği ve bu yönde olanakları olan bir okul olmasına özen göstermiş. Üniversitede okurken Türkiye adına bir ilki gerçekleştirdi; ilk kadın milli dalga sörfçüsü olarak dünya şampiyonasına katıldı. Üniversitesinin manevi desteğinin bu başarısında ona güç verdiğini belirtiyor. Ülkemizde çok yeni olan bir sporda milli olmak onun için çok gurur verici. Okulu için de hedefi ilk profesyonel dalga sörfü kulübünü kurmak ve bu sporu elinden geldiği kadar tanıtıp yaymak. Amacı her zaman insanlara isteyince ve çalışınca her şeyin mümkün olduğunu göstermek olmuş ve öyle de olmaya devam edecek...Sedat Öztürk, üniversitede ikinci senesine başladığında hem spor yönetimi hakkında uzmanlaşıyor, hem de çok istediği psikoloji eğitimini alıyordu. Üniversitesinin Erasmus imkanlarını değerlendirip programına 5 ay Finlandiya’da devam etti. Bu sürecim onun için çok verimli olduğunu anlatıyor. Aldığı İngilizce eğitim sayesinde Finlandiya’da hiç zorlanmadan akademik ve günlük hayatına devam edebilmiş. Farklı bir kültür ve farklı bir eğitim sistemi çalıştığı alan hakkında zihnimde yeni pençeler açmış. Tüm bunları 2 senede gerçekleştirip hedeflerine emin adımlarla ilerlediği için çok mutlu.İlker Çetin, Elektrik-Elektronik Mühendisliği ve Bilgisayar Mühendisliği 3. Sınıf çift anadal öğrencisi. Seçmeli ders kataloglarından aldığı görsel tasarım derslerinde sadece modelleme yapmakla kalmayıp, bu modellemelerle arkadaşlarıyla birlikte bir proje yaratıp “bang. Art Innovation Prix 2018” sergisine katılma imkanı buldu. Projede ilk olarak Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'na girmesinde önemli rol oynayan savaş gemisi Yavuz Muharebe Kruvazörü’nü modellediler. Bu gemiyi modelledikten sonra Virtual Reality adı verilen sanal gerçeklik ile geminin güvertesinde yürüyüp tarihi gemiyi gerçekmiş gibi gezebilme projesini hayata geçirdiler. Bu projeyle “bang. Art Innovation Prix 2018” sergisinde finale kaldılar ve projelerini bu sergide sergilediler.Her şey HIVE diye bir programın duyurusuyla başladı. Elif Mungan, hazırlık aşamalarında bile kendi iç dünyasını birçok kez yeniden keşfettiğini anlatıyor. Hayatta ne yapmak istediği, nasıl bir yol izleyeceği daha bu aşamadan başlayarak netleşmeye başlamış. Program bittikten sonra da orada yaptıkları çalışmalar, tanıştığı insanlar, gördüğü yenilikler sayesinde bu netlik daha da artmış. Programda işlenen konulardan, gezip gördüğü yerlerden aldığı ilhamlar bir yana; programın ve içindeki insanların oluşturduğu atmosfer bile içinde bir şeyleri harekete geçirmeye yetmiş. HIVE GLP´nin onu hareketi geçirdiğini söylüyor; sürekli kendini geliştirme isteğini o kadar artırmış ki, boş durduğu her dakika onu rahatsız eder bir hale gelmiş. Ayrıca toplumu, dünyayı daha iyi bir hale getirme isteğini de körüklediğini belirtiyor. Toplumumuzdaki farklı farklı sorunlara odaklanan ve bunları çözmeye çalışan çok fazla yeni oluşuma şahit olmuş ve bu onu gerçekten çok etkilemiş. Eğer bu yolculuğu bir sihirli değnek olarak tanımlayacak olursa, onu daha 'aktif´ bir insan haline dönüştürdüğünü, zihinsel üşengeçliğini üzerimden attırdığını söylüyor.Ekin Arslan, üniversite birinci sınıfta dijitalle fiziksel ortam arasında paralel olarak çalışabilecek şekilde eğitilmeye başladıklarını anlatıyor. İnsan ölçeğindeki ilk 1:1 üretim olan Computation Based Basic Design final projesi 2.5 metre açıklık geçen 2 metre yüksekliğe sahip CARAPACE, kullandıkları malzeme olan ahşabın doğasını anlayarak tasarlanıp güncel tasarım ve üretim tekniklerini kullanan bir proje olarak 2013 senesinde santralistanbul’da kurulmuş. 2018 yılında ise çok daha gurur verici bir haber almışlar. Türkiye’den ilk defa bir üniversite dünyanın önde gelen Mimarlık etkinliklerinden biri olan Venedik Bienali’ne davet edilmiş ve fakülte CARAPACE ile bu etkinliğe katılma kararı almış. CARAPACE Venedik’te, Giardini di Marinaressa’da dünyanın her yerinden gelen eserlerin bulunduğu bahçede kurulmuş. Tüm eğitim hayatı boyunca dijital tasarımı ve üretimi bir arada deneyimleyerek ilerlediğini söyleyen Ekin Arslan, şimdi ise bu sayede dijital tasarım ve üretimi aktif olarak kullanan bir mimarlık ofisinde çalışmakta...24 yıllık bir geçmişiyle Türkiye’nin en köklü sayılı vakıf üniversitelerinden biri olan İstanbul Bilgi Üniversitesi hayallerini gerçekleştirmen için seni bekliyor!Detaylar için tıklayınız.

Eğitim Hayatının Hakkını Veren 8 Üniversite Öğrencisi

1. Metehan Malakçı - Elektrik-Elektronik Mühendisliği Öğrencisi

2. Batuhan Saka - Dijital Oyun Tasarımı Öğrencisi

3. Özlem Tan - Psikoloji Öğrencisi

4. Aleyna Hadımoğlu - Hukuk Öğrencisi

5. Sedat Öztürk - Spor Yöneticiliği / Psikoloji Çift Anadal Öğrencisi

6. İlker Çetin - Elektrik ve Elektronik Mühendisliği / Bilgisayar Mühendisliği Çift Anadal Öğrencisi

7. Elif Mungan - İİşletme-Ekonomi / Reklamcılık Çift Anadal Öğrencisi

8. Ekin Arslan - Mimarlık Mezunu

Tüm bu ilham verici deneyimlerin ortak noktası, İstanbul Bilgi Üniversitesi...