Duygu Özkan Kılıç Yazio: Eğitim Dünyaya Evrensel Bir Dil Sunmalı
Eğitimin etik yönetiminin yansımalarıyla karşılaşmıyoruz.
Ekosistemimiz;
Yalnızım, yalnızsın, yalnız
Yalnızız, yalnızsınız, yalnızlar çekim hallerinde sonsuz bir döngüde devam ediyor.
Beterin dahası,
haksızlığın dahası,
paylaşma menfaatinin dahasıyla
nesilden nesile yalnızlaşmayı miras bırakıyoruz.
Haksız yere
Doğa yalnız,
Çocukluk yalnız,
Akıl yalnız,
Eğitim yalnız…
Hem de gönül rahatlığı bizi kurtarıncaya dek…
Her şeyden önce var olan doğa terk edilmiş
Çocukluk haksızlığın gövdesinde büyüyor
En büyük ayrıcalığımız çocukluğumuzda gizliyken
nasıl da yaralıyoruz çocukçalığı.
Oyun oynamak paylaşma cesaretini kamçılayacak ve
özgürlük gülümsemelerini hayata yayacakken,
çocukluğu yetişkin oyunlarıyla hızlıca yetişkinliğe taşıyoruz.
Çocuk kendi özgünlüğünde
dün kimdi,
bugün kim ve
yarın kim olacak sorularını saygı duyma nezaketinden uzak cevaplıyor,
fabrikasyon eğitim gündemleriyle çocukluğu yoruyor,
çocukluğu pes ettiriyoruz.
Çocuk ne demek düşünmüyoruz.
Çocukluğa emek vermiyoruz.
Çocukluğa şarkılar yazmıyoruz.
Çocukluğa değer haritaları sunan satırları hikâyeleştirmiyoruz.
Çocukluğa eşlik eden yaşamlar tasarlamıyoruz.
Çocukluğa insan olmanın duyarlılığıyla yaklaşmıyoruz.
Çocukluğu güvenle sarmalamıyor, çocukluğu kaybediyoruz.
Çünkü çocuğa sormuyoruz kim olduğunu; en çok da eğitimle sormuyoruz.
Biz yetişkinler öyle uzağız ki çocuklara, uzaktan eğitime verdiğimiz isimle bile aşılamaz mesafeler açıyoruz.
Oysa gönül rahatlığı sağlayan sürdürülebilir yaşam için derinlemesine sorumluluk duysak,
çocuklukla barışır,
zaman tünelimizin her anında çocukları yaşatırız.
Yorum Yazın