Görüş Bildir
Haberler
Do-Re-Mi! Nota İsimlerinin Nereden Geldiğine Dair Aydınlatıcı Bilgiler

etiket Do-Re-Mi! Nota İsimlerinin Nereden Geldiğine Dair Aydınlatıcı Bilgiler

sinek kovar
01.10.2016 - 17:27

Notalamanın keşfi ve gelişimi müzik pratiğine olağanüstü bir gelişme ortamı yaratmıştır. Notalama, icracıyı ezberden kurtararak hem müzik parçalarının uzamasına hem de çeşitli dönemlere ve ülkelere ait notalanmış eserlerin katılmasıyla repertuarın zenginleşmesine ve çeşitlenmesine imkan vermiştir.

Günümüzde kullanılan nota isimlerinin nereden geldiğine dair fikir sahibi olmak isteyenlere meraklarını giderecek bu içeriği hazırlamak istedik.

Müzikteki matematiksel gizemi keşfederek yazıya dökmenin temelini Pisagor (Pythagoras, M.Ö. 530-450) attı.

Müzikteki matematiksel gizemi keşfederek yazıya dökmenin temelini Pisagor (Pythagoras, M.Ö. 530-450) attı.

O kendi devrine kadar gelişmiş bütün çalışmaları bir disiplin altında topladı. Geometri, aritmetik, astronomi, coğrafya, müzik ve tabiat bilgisi olarak ayrı ayrı bilim dalları meydana getirdi.

Pisagor’un müziğin içindeki matematiği bir demirci dükkanının önünden geçerken keşfettiği rivayet ediliyor.

Demirci ustasının, demir döverken kullandığı aletlere göre değişik sesler çıkarması Pisagor’un ilgisini çekiyor, dükkanı kapattırarak ustaya çeşitli aletler kullandırıyor, çıkan sesleri inceliyor ve kayıtlar alıyor.

Seslere ad vermeyi ilk düşünen Romalı filozof Boethius (M.S. 480-524) olmuştur.

Seslere ad vermeyi ilk düşünen Romalı filozof Boethius (M.S. 480-524) olmuştur.

Dizideki seslerin her birini bir harf ile adlandırmayı ilk o öne sürmüştür. Bugün bile notaların la, si, do, vd. yerine A.B.C. vd. diye adlandırılmaları Boethius’tan kalmadır.

A-B-C sistemi İngiltere, Almanya gibi kuzey ülkelerinde kullanılır.

A-B-C sistemi İngiltere, Almanya gibi kuzey ülkelerinde kullanılır.

Örneğin Alman besteci Carl ORFF orff metodunu enstrümanlara uygularken kullanılan enstrümanlar üzerine bu harfleri dizmiştir.

C do, D re, E mi, F fa, G sol, A la, B si (ing.), H si (alm)

Notaların -si notası hariç- bugünkü şekliyle adlandırılmasını ilk öneren, 11. yüzyılda yaşamış bir din adamı ve müzik teorisyeni olan Guido d’Arezzo olmuştur.

Notaların -si notası hariç- bugünkü şekliyle adlandırılmasını ilk öneren, 11. yüzyılda yaşamış bir din adamı ve müzik teorisyeni olan Guido d’Arezzo olmuştur.

1030 yılında manastırında verdiği müzik dersleri için pratik bir nota sistemi geliştiren din adamı, Saint Johannes (Aziz Yuhanna) ilahisinin ilk hecelerinden yola çıkarak notaları isimlendirmiş.

8. yüzyılda Pausl Diaconus tarafından yazılan Aziz Yuhanna ilahisinin sözlerinin ne anlama geldiğine de bir bakalım.

8. yüzyılda Pausl Diaconus tarafından yazılan Aziz Yuhanna ilahisinin sözlerinin ne anlama geldiğine de bir bakalım.

Ut queant laxis: 'just as your servant' Sadece senin hizmetçilerin

Resonare fibris: 'may sing freely' Özgürce ilahi söyleyebilir

Mira gestorum: 'of the miracles' 

Famuli tuorum: 'of your Works' İşlerinin mucizeleri hakkında…

Solve poluti: 'release the stains (of sin)' Günahlarının lekelerini sil

Labii reatum: 'from their lips' Onların dudaklarından

Sancte iohannes: 'Saint John' Aziz John

Nota isimlerinden 'do'nun önceki ismi 'ut' idi.

Nota isimlerinden 'do'nun önceki ismi 'ut' idi.

Sesli harfle başlayan bu isim, notaları sırayla söylerken tutukluk yaptırdığından 12. yüzyılda 'do' olarak değiştirildi. Almanya ve bazı ülkelerde 'ut' hala kullanılır.

Yedinci notanın adı uzun zaman B olarak kaldı.

Sonradan 13. yüzyılda yine Aziz Yuhanna ilahisindeki Sanete Iohannes kelimelerinin baş harflerinden meydana gelen si adını almıştır.

Kaynak

1 2 3

Onedio IQ'yu Facebook'tan takip etmeyi unutmayın!