Görüş Bildir
Haberler
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Mescid-i Aksa'ya Saldırı Türkiye'ye Yapılmış Bir Saldırıdır'

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Mescid-i Aksa'ya Saldırı Türkiye'ye Yapılmış Bir Saldırıdır'

Caner
19.11.2014 - 22:21
onedio.com
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yaptığı barbarca saldırı Türkiye'ye yapılmış bir saldırıdır. Çünkü Mescid-i Aksa hepimizin mescididir' dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk-Cezayir İş Forumu toplantısında yaptığı konuşmaya 'Kıymetli dostum' diye hitap ettiği Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika'ya daveti için teşekkür ederek başladı, mevkidaşına 'acil şifa' diledi.

Buteflika'nın, geçmişten bugüne dünya siyasetinde derin bir tecrübenin temsilcisi konumunda olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cezayir Cumhurbaşkanı ile görüşmelerinin çok verimli geçtiğini dile getirdi. Erdoğan, 'Tecrübelerinden istifadeyle birlikte Türkiye-Cezayir ilişkilerinin her geçen gün daha iyiye giden sürecini değerlendirme fırsatı bulduk' dedi.

Kendisine, heyetine ve Türk işadamlarına gösterilen misafirperverlik için teşekkür eden Erdoğan, 2013'te başbakan iken geldiği Cezayir'e, bir buçuk yıl aradan sonra cumhurbaşkanı olarak gelmekten duyduğu memnuniyeti ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Arada her ne kadar denizler, ülkeler olsa da arada engeller de olsa biz Cezayir'i yanı başımızdaki kardeşimiz olarak tanırız, biliriz. Son bir asır içinde Cezayir'in bağımsız, hür, güvenli, istikrarlı ve huzurlu bir ülke olmasını, inanın, yeryüzünde en çok arzulayan millet de devlet de biz olduk' diye konuştu.

Buteflika'nın liderliğinde istikrarlı ve sağlıklı bir büyüme eğilimine giren Cezayir'in, huzur ve güven içinde 'Kuzey Afrika'nın parlayan yıldızı' olduğunu görmekten en az Cezayirliler kadar heyecan duyduğunu söyleyenErdoğan, 'Tarihleri, değerleri, halkları ve devletleri birbirine bu kadar yakın iki ülkenin ekonomik alanda birbirine mesafeli durmasına asla rıza gösteremeyiz' değerlendirmesinde bulundu.

'Çok çalışırsak ticaret hacmini 10 milyar dolara ulaştırabiliriz'

İki ülke arasında, 12 yıl önce 1 milyar doları bulmayan ticaret hacminin 2013 yıl sonu itibarıyla 4,5 milyar dolara kadar çıktığına işaret eden Erdoğan, 'Ancak bu seviye de bizim için asla yeterli değil. Çok çalışırsak gayret edersek aradaki engelleri kaldırırsak Türkiye-Cezayir dış ticaret hacmini çok rahat bir şekilde 10 milyar dolara ulaştırabiliriz' ifadesini kullandı.

Ülkeler arasındaki en önemli ticaret kaleminin enerji olduğunu vurgulayan Erdoğan, 'Şu anda Cezayir, doğalgaz ithalatımızda dördüncü sırada yer alıyor. Cezayir, milli hidrokarbon şirketi SONATRACH ve bizim şirketimiz BOTAŞ, süresi 2014 Aralık ayında dolacak olan, doğalgaz alım satımına ilişkin sözleşmeyi 10 yıl süreyle uzattılar' diyerek bunun çok önemli bir adım ve ülkeler adına son derece hayırlı bir karar olduğuna vurgu yaptı.

Müteahhitlik sektörünün ikili ilişkilerin önemli bir başka boyutu olduğuna dikkati çeken Erdoğan, Cezayir'de 244 Türk müteahhitlik firmasının 2014 Ekim ayı itibarıyla 11 milyar dolarlık proje üstlendiğini anlattı. Türk müteahhitlerinin, Cezayir makamlarının da desteğiyle büyük altyapı projelerinden daha fazla pay almalarını arzu ettiğini dile getiren Erdoğan, Cezayir Cumhurbaşkanı Buteflika'nın da Türk müteahhitlerin çalışmalarından duyduğu memnuniyeti kendisiyle paylaştığını aktardı.

'Cezayir'in konut hamlesine Türkiyeli müteahhitler en uygun çözümü getirir'

Dünya çapında deneyimli Türkiye firmalarının, Cezayir'in kalkınma planı çerçevesinde büyük ölçekli sanayi tesislerinin ve sayıları 100 binlerle ifade edilen konutların inşasında yer almaya hazır olduğunu kaydeden Erdoğan, Türkiye'nin konut inşasında kendisini ispatladığını ve dünyanın ilgisini üzerinde topladığını belirtti.

TOKİ için 12 yıl önce 500 bin konutu hedefi belirlendiğini, 12 yıl sonunda toplu konutların 600 bine ulaştığını söyleyen CumhurbaşkanıErdoğan, 'Buradan elde edilen tecrübe ve birikimle Cezayir'in konut hamlesine Türkiyeli müteahhitlerin en uygun çözümü getireceğine inanıyorum' dedi.

İş adamlarının üretime yönelik yatırım için de Cezayir'e gelmelerini teşvik ettiklerini ifade eden Erdoğan, ülkedeki Türk yatırımlarının 2 milyar dolara ulaştığına vurgu yaptı. Riskin ticarette olmazsa olmaz şartlardan biri olduğunu dile getiren Erdoğan, 'Risk siyasette de olmazsa olmaz şartlardan bir tanesidir. Risk yaşamda da var. 'Yaşamda risk yoktur' diyebilir misiniz, orada da var. Normal yolunuzda gidersiniz, bakarsınız bir taşa takılır, orada çökersiniz hayat bitmiş. Hiç umulmadık bir anda, bakarsınız bir trafik kazasında ölebilirsiniz. Bunlar hayatın, yaşamın riskleridir' diye konuştu.

Tekstil sektörünün de Cezayir'e yönelik önemli projeleri olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk firmalarının Cezayirli ortaklarıyla farklı şehirlerde büyük tekstil kompleksleri kurarak 'Made in Algeria' etiketli giyim markaları oluşturmayı, binlerce Cezayirliye iş imkanı sağlamayı hedeflediğini kaydetti.

Cezayir'de faaliyet gösteren bir demir çelik firmasının yönetim kurulu başkanı ile görüşürken kaç Cezayirli istihdam ettiğini sorduğunu ve 'Bin' yanıtını aldığını aktaran Erdoğan, işsizliği, 'büyük bir bela' olarak tanımladı ve işsizlik ne kadar azaltılırsa o kadar başarılı olunacağını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Türkiyeli iş adamlarının Cezayir'deki yatırımları dikkate değer boyutlara ulaştı ve inanıyorum ki daha fazla kolaylık sağlandığında, bu katkılar daha da artacaktır' değerlendirmesini yaptı.

Erdoğan, bölgede tarihin akışını değiştirecek güçte çok önemli gelişmelerin yaşandığını belirtti.

'Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da yaşanan büyük değişimle ilgili olan bizim önümüzdeki en önemli soru şudur. Bu değişimi, bu bölgenin halkları mı kontrol edecek, yoksa son asırlarda yaşadığımız gibi dışarıdan birileri mi bu değişimi kontrol edecek?' diye soran Erdoğan, 'Hepimiz çok çok iyi biliyoruz ki, biz kendi sorularımıza ithal cevaplar ürettiğimizde sorunlar çözülmüyor' dedi.

Bu şekilde sorunların daha da derinleştiği değerlendirmesinde bulunan Erdoğan, şunları kaydetti:

'Hatta, başkalarının gelip, bu bölgenin sorunlarına müdahil olması, bölgemizdeki meseleleri daha fazla içinden çıkılmaz hale getiriyor. Dışarıdan müdahale değil, kendi içinde çözüm…

Türkçe'de güzel bir söz var. 'Taşıma su ile değirmen dönmez' Bizim bu bölgenin gerçek sahipleri olarak, karşı karşıya kaldığımız tüm sorunlara artık yerli çözümler üretmemiz kaçınılmaz bir hal almıştır.'

Erdoğan, bunun ekonomide, siyasette ve dış politikada yapılmasının zorunlu olduğunu bildirdi.

Bölgedeki enerji kaynaklarının, bölge ekonomilerini şaha kaldıracak bir potansiyele sahip olduğunun altını çizen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Aynı şekilde, bölgenin siyasi geleneklerinin, dünyanın birçok ülkesinin sahip olmadığı kadar eski olduğunu görüyorsunuz. Bütün bu zenginliklere, bütün bu tarihibirikime rağmen, Kuzey Afrika'nın da Ortadoğu'nun da maalesef yapay sorunlarla enerjisini, vaktini, naktini heba ettiğini üzülerek görüyoruz.

Libya'nın sahip olduğu tüm zenginliklere rağmen yaşadığı trajedi ortada. Şu anda Libya'nın yurt dışındaki parası, farklı ülkelerdeki parası, son rakamları bilmiyorum ama birkaç ay öncesine kadar 170 milyar dolar. Başka ülkelerde duruyor bu para. Kimin bu para? Libya'nın, Libya halkının. Bu olacak iş mi? Niye Libya kendi parasını kullanamıyor? Kendi ülkesindeki yatırımlarda niye bunu kullanamıyor? Bunların hepsi birer soru işaretidir.'

Erdoğan, Mısır, Suriye ve Irak'ta durumun aynı olduğunu belirterek, buraların yeraltı kaynakları açısından çok zengin olduğuna işaret etti. Dünyanın en büyük rezervlerinin bu bölgelerde bulunduğunu ifade eden Erdoğan, 'İnsan kaynağı derseniz, genç, dinamik, ahlaklı insan kaynağı da bu bölgelerde bulunuyor. Kültür ve medeniyet de aynı şekilde tarihe yön veren medeniyetlerin bu topraklardan neşet ettiğini görüyorsunuz' diye konuştu.

'Kardeş bir ülkenin yaşadığı mağduriyet asla bizim çıkarımıza olamaz'

Tüm bunlara rağmen, aynı bölgelerde çatışmanın, kanın, gözyaşının, huzursuzluk ve istikrarsızlığın da hiç eksik olmadığını dile getiren Erdoğan, 'Bir kardeşimizin, bir kardeş halkın, kardeş bir ülkenin yaşadığı mağduriyet asla ve asla bizim çıkarımıza olamaz. Bizim, geleceğimiz olamaz' dedi.

Erdoğan en son İsrail'in Mescid-i Aksa'ya gerçekleştirdiği saldırıyla ilgili olarak şunları söyledi:

'İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yaptığı barbarca saldırıyı, hep birlikte üzülerek yaşadık. 'Bize ne?' deme lüksümüz var mı? 'Filistin'in meselesi, bizi ilgilendirmez' deme imkanımız var mı? O saldırı Türkiye’ye yapılmış bir saldırıdır. Cezayir'e yapılmış bir saldırıdır.

Çünkü, Mescid-i Aksa, Filistinliler'in değil, hepimizin ortak mescidi, hepimizin en kutsal ortak mekanlarından biri. Kendi mescitlerimize, camilerimize kirli postallarla girmek ne ise, Mescid-i Aksa'ya girmek aynen odur.'

'Her alanda dayanışma hayati derecede önemlidir'

Erdoğan, bölgenin tüm meselelerinin, Filistin, Suriye, Libya ve Irak'taki sorunlarının bütüncül olarak ve kardeşlik hukuku içinde ele alınması gerektiğini vurguladı.

Bu coğrafyada huzur ve barış istediklerinin altını çizen Erdoğan, 'Bu coğrafyanın her ülkesinde, anne, babaların, çocukların, kadın ve erkeklerin 'her an bomba patlayabilir, her an çatışma çıkabilir, her an farklı kesimler birbirine saldırabilir' korkusuyla yaşamasını içimize sindiremiyoruz' diye konuştu.

Güven ve istikrarı ve bölgesel barışı temin etmek için her alanda dayanışmanın hayati derecede önemli olduğunu vurgulayan Erdoğan şöyle devam etti:

'Türkiye olarak, bölgemizdeki her ülkeyle barış, istikrar, dayanışma odaklı ilişkiler geliştirmenin gayreti içerisindeyiz. İstiyoruz ki, bölgenin tüm ülkeleri, tüm kardeşlerimiz huzur içinde yaşasınlar. Sahip oldukları kaynakların refahı içerisinde yaşasınlar. İstiyoruz ki, tüm ülkeler kendi içlerinde ya da uluslararası ilişkilerinde barış ve emniyet içinde olsunlar. Biz, bunu temin etmek için ekonomik, siyasi, diplomatik her kanalla dayanışma mücadelemizi sürdüreceğiz.

Cezayir, Tunus, Libya, Mısır halkı için elimizden ne geliyorsa hiç çekinmeden kardeşlerimizle paylaşmayı sürdüreceğiz.'

'Cezayir bir sorun yaşadığında, kendimiz bir sorun yaşıyormuş gibi üzülürüz. Cezayir, güvenli, huzurlu ve refah içinde olduğunda ise kendimiz bunu yaşıyor gibi seviniriz' diyen Erdoğan, 'İnanıyorum ki, Cezayir ile ekonomik, siyasi, diplomatik dayanışmamızı daha da güçlendirirsek, bu dayanışma tüm Afrika'ya ve bölgeye örnek olur' dedi.

Bu şekilde bölgeye daha güçlü mesajlar verilebileceğini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:

'Mesele, sadece ekonomi meselesi değil. İhracat, ithalat, yatırım meselesi değil. Mesele, bir kardeşlik meselesi. Bir dayanışma meselesi. İnşallah, tarihte yaptığımız gibi, bugün de yarın da biz bu kardeşlik hukukunun gereklerini yerine getirmeye devam edeceğiz.'

Yaklaşık 1.5 yıllık bir sürenin ardından tekrar Cezayir'e, Afrika'ya ilk ziyaretini cumhurbaşkanı olarak yaptığını dile getiren Erdoğan, bunun kendisi için ayrı bir memnuniyet olduğunu söyledi. Erdoğan, burada olmaktan ötürü memnun olduğunun altını çizerek, 'Cumhurbaşkanı olarak Afrika ve Kuzey Afrika'ya bu ziyaretle birlikte,hamdolsun iş adamlarımızın kendi aralarında 400 kadar sözleşmede bir mutabakata varmış olmaları çok çok anlamlı. Bunun artarak devamı, inşallah ayrı bir güç kaynağı olacaktır' diye konuştu.

Erdoğan, gelecek adına bu gelişmelerin hayırlara vesile olmasını dileyerek, şahsına, heyetine, iş adamlarına gösterilen sıcak misafirperverlikten dolayı da teşekkürlerini sundu.

Bölgesel konular görüşüldü

Öte yandan, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülaziz Buteflika'nın görüşmelerinde, Irak'ın toprak bütünlüğü ile Filistinliler arasındaki ulusal uzlaşının perçinlenmesinin önemini vurguladıkları, Libya konusunda ise her türlü dış müdahaleye karşı olduklarını belirttikleri kaydedildi.

Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Cumhurbaşkanlığı Özel Konutunda, bakanların huzurunda gerçekleşen ve son derece samimi geçen görüşmede Erdoğan ile Buteflika, ikili ilişkilerin yanı sıra bölgesel konularda da görüş teatisinde bulundu.

İki liderin Türkiye-Cezayir arasındaki sadece ekonomik ve ticari ilişkileri değil, köklü bir geçmişe sahip olan kültürel ilişkileri de güçlendirme konusunda kararlı olduklarını vurguladıkları öğrenildi.

Irak, Filistin, Libya, Afrika ve Avrupa Birliği gibi konuların ele alındığı görüşmede, ikili ilişkiler konusunda ise enerji, tarım ve savunma sanayisinde işbirliği, Cezayir'de TİKA'yla gerçekleştirilecek ortak projeler ön plana çıktı.

Irak'ın toprak bütünlüğünün önemine işaret eden iki lider, Libya konusunda her türlü dış müdahaleye karşı olduklarını, taraflar arasında milli mutabakat sağlamayı hedefleyen diyalog sürecinin teşvik edilmesi gerektiğini belirtti.

İki liderin Filistinliler arasındaki ulusal uzlaşının perçinlenmesinin önem taşıdığına da değindiği, Buteflika'nın bu çerçevde önümüzdeki haftalarda El Fetih ve Hamas yetkililerini Cezayir'de ağırlamayı planladığını söylediği kaydedildi.

Eğitim, sağlık ve imar konularında Türkiye'nin tecrübesinden istifade etmek istediklerini ifade eden Buteflika'nın, Erdoğan'ı, cumhurbaşkanı seçilmesinin yanı sıra 'Türkiye'deki zorlu süreçleri en iyi biçimde yönetme başarısı dolayısıyla' özellikle tebrik ettiği öğrenildi.

Cezayir'in Osmanlı döneminden itibaren Türkler'le güçlü ilişkiler içinde olmasından gurur duyduklarına değinen Buteflika'nın, bu köklü ilişkileri daha da güçlendirme hususunda iki tarafın da kararlılık içinde olduğunu görmekten mutluluk duyduğunu ifade ettiği belirtildi.

AA

Kaynak: http://www.aa.com.tr/tr/manset/423319...
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam