Boğaziçi’nin Soma Teşhisi: Facianın Asıl Sebebi Kâr ve Üretim Hırsı
Boğaziçi Üniversitesi Soma Araştırma Grubu’nun ‘Geliyorum Diyen Facia Raporu’ yayınlandı.
Rapordan saptamalar satırbaşlarıyla şöyle
– Kazanın asıl sebebi medyada sıkça dile getirildiği gibi özel şirketlerin kâr hırsı değil, Türkiye Kömür İşletmeleri vasıtasıyla kamunun kâr ve üretim artışı hırsı.
Bu hırs bir yönüyle yerli kömüre dayalı termik santraller yoluyla enerji arzının yerli kaynaklardan sağlanması politikasına dayanıyor. Ancak, bu politika mevcut üretim sistemleri üzerinde insan hayatını ve maden ocaklarını tehlikeye atan bir baskı oluşturuyor ve aslında sonunda madenleri kullanılamaz hale getirerek enerji arzını tehlikeye atıyor.
– Kömürü verimli yakan yeni yakma teknolojileri ve karbon yakalama teknolojileri geliştirilmeden Türkiye’nin kömür rezervlerinin çok hızlı bir şekilde tüketilmesi gelecekteki enerji güvenliğini de riske atıyor.
– Faciayı yaratan sebepler: İlişkiler ağı, güvenlik önlemlerinin göz ardı edildiği ağır çalışma koşulları, işçilerin değersizleştirilmesi, borçlandırılıp madene mahkûm edilmeleri…
– Büyüme bir yandan sürdürülebilir değil, diğer yandan işsizlik sorununa kalıcı çözüm üretemiyor. Ayrıca, beraberinde sosyal ve ekolojik maliyetlerle geliyor.
– İki önemli yapısal sorun var: Güçlü bir enformal yapının varlığı ve bu yapıyla iç içe giden
yolsuzlukların adeta toplumca içselleştirilmiş olması ve tarımda yaşanmakta olan, özellikle de 2001’den sonra ivmelenen dönüşüm.
– Kentlere olan göçün beraberinde getirdiği sosyal maliyetler ve ekonomik baskılar, kentlerdeki enformal yapının getirdiği güvencesizlikle ve kötü çalışma koşullarıyla birleştiğinde katmerleşiyor; mevcut durumdaki sendikal yapı üstlenmesi gereken rolü hakkıyla yapamaması nedeniyle emek kesimin risklere ve adaletsizliklere karşı savunmasız kalıyor.
– Büyümenin fetiş haline getirilmesiyle birlikte ekolojik maliyetler giderek artıyor.
– Soma ve civarına bakıldığında, aslında Türkiye’deki genel manzaranın bir benzerinin yerel ölçekte orada da görülebiliyor. Tarımdaki dönüşümle birlikte giderek daha fazla sayıda genç insan civar kentsel merkezlere göç edip tercihan sigortalı ama kötü çalışma koşullarına sahip madenlere inmeyi seçmek zorunda kalmış.
– Maden ocaklarının özelleştirilmesiyle artan maden kazaları ve ölümler, konuyla ilgili yönetmelik şartlarının yerine getirilmediğini, iş sağlığı ve güvenliği konularına önem verilmediğini ortaya koyuyor.
– Tahkimat, havalandırma, gaz ölçüm cihazları, kaçış yolları, yaşam odaları gibi teknik yetersizlikler ve tatbikat, eğitim, vardiya değişim yeri, iletişim, denetim gibi uygulama-işletme eksiklileri söz konusu.
Havalandırma, yangın söndürme, basınçlı hava şebekesi, elektrik şebekesi, tozla
mücadele ve acil kaçış planı gibi planları içeren acil durum planının hazırlanmamış
ve gerekli tatbikatların yapılmamış olması facianın büyümesine etken
sebeplerden.
– Maden işçilerinde standartlara uygun kişisel koruma donanımlarının bulunmaması, ayrıca madeni çok iyi bilen yerel kurtarma ekibinin kurulup hazırlanmamış olması, başka yörelerden gelen kurtarma ekiplerinin madeni yeterince bilememesi nedeniyle kurtarma faaliyeti çok yararlı olamamış.
- Diken