Bilim İnceledi: En İyi Stratejik Zihinler Yavaş mı Karar Alır; Hızlı mı?
İnsanları ikiye ayırmanın farklı yolları vardır: Genç ve yaşlı, zengin ve fakir, bizler ve onlar, aritmetik işlem yapabilen yüzde 97’lik kısım ya da yapamayan yüzde 3'lük... Ya da insanları iki farklı gruba bölenler ya da bölmeyenler...
Bir de, stratejilerini iyi kurgulayanlar ve kurgulayamayanlar!
Bir strateji kurgulamanız gerektiğinde genellikle nasıl karar alırsınız? Yani nasıl düşünürsünüz; düşünce biçiminiz nedir? Peki, bu düşünce biçimine göre siz iyi bir stratejist misiniz?
Öncelikle insanları iyi / kötü karar vericiler olarak ayırmak kolay değildir. Geçmişteki performansları bu konuda kesin sonuçlar sağlayamaz.
İnsanların karar alırken kararlarına "güvenme" duygusuna öncelik verdiğini biliyoruz.
Bir karar üstünde ancak uzun süre düşündükten sonra verdiği karardan emin olan insanla, anlık bir karar veren insan arasında bir fark olmamalı mı sizce de?
Ya da tam tersi: Derin düşüncelerden sonra verdiği karardan emin olamayan insanla, hızlı karar verince emin olmayan arasında?
Varsayalım ki karar veren kişilerin çözümlerini bir strateji problemine uygulayacağız.
Bu ister savaş oyunu stratejisi olsun, ister marka rekabeti, ister ürün fiyatlandırma; ya da başka bir şey.
Bu kişilere, iyi bir cevap bulabilmek için ne kadar zaman harcadıklarını ve verdikleri karardan ne kadar emin olduklarını soralım.
Ki buyurun, uygulanmışı var: Mark Chussil’in 'Top Pricer Tournament' adındaki fiyatlandırma turnuvası.
Mark Chussil, Portland Üniversitesinde İleri Rekabet Stratejileri dersleri de vermekte olan bir küresel iş stratejisti ve yönetim danışmanı.
Bu turnuvanın katılımcılarına bakalım: Katılımcılar arasında yöneticiler, danışmanlar, profesörler ve öğrenciler bulunuyor. Chussil hepsine, daha önce karşılaşmadıkları, fakat gayet açık bir fiyatlandırma stratejisi problemini vermiş.
Turnuvaya katılan düzinelerce insan hızlı kararlar verdikten sonra stratejilerinden çok emin olduklarını söylerken, düzinelercesi de yavaş kararlar verdiklerini ve ancak bu şekilde çok emin olabildiklerini söylemişler. Detaylı sonuçlar için raporu inceleyebilirsiniz.
Bu durumda, karar vermeye çalışan bir insanın davranışlarını şöyle kategorize edebilmiş oluyoruz:
Peki bu kutucuklar ne anlama geliyor? Aslında çok açık: Kutulardaki ifadeler insanların düşünce yapılarını göstermekte.
Tek tek bu grupları katılımcılara göre analiz edelim. “Zaten biliyordum”cular:
Genel olarak, verdikleri anlık kararlardan son derece eminler.
“Bilmiyorum” diyenler:
Üzerine uzun süre düşünerek aldıkları karar için dahi içlerindeki kuşkuyu ve temkinli hallerini koruyorlar ve bunlar kısmen daha genç insanlar. Ayrıca kadınlar “Bilmiyorum” diyenlerin yarısından fazlasını oluşturuyor; ki bu diğer düşünce yapılarında olanların çok daha üstünde bir oran.
“Şimdi biliyorum” diyenler:
Bu kişiler, ancak üzerine kafa yorduktan sonra bir karardan emin olabiliyorlar ki bunlar yaşça daha büyük.
Son olarak “Tahmin ettim”ciler:
Bu kişilerin ise, stratejistlerin rutini olan, cevaplarından emin olana kadar kararları üzerinde çalıştıkları ya da daha ileri gitmeme sonucuna varana kadar uzun düşündükleri bir hayatı zaten temsil etmiyor oldukları söylenebilir.
Şimdi tahmininizi yapın: 4 karar verme şeklinden hangisi en iyi performans gösteren fiyatlandırma stratejilerini seçmiştir?
En iyi performans gösteren grup: “Bilmiyorum” diyenler.
Oldukça ilginç bir sonuç; ve belki de yaştan kaynaklanıyordur: Çünkü zaman geçtikçe öz güvenimiz artar ama becerilerimiz artmayabilir.
Hatta belki de cinsiyetten kaynaklanıyordur: Kadınlar ve erkekler, belli kararları alırken kendilerine karşı cinse kıyasla daha az ve zor güveniyor olabilir.
Bu hipotezleri değerlendirecek yeterli veri henüz yoksa da, örneklem genişledikçe sonuçlar kesinleşebilir.
Yine de “Bilmiyorum” diyenlerin başarısı, iyi stratejistler yetiştirebilmek anlamında dikkate değer.
Bir başka örnek vakada; sıkıntılı bir işletmedeki yeni başkan yardımcısı, her biri onlarca yıl deneyime sahip yaklaşık 30 müdürü, bir savaş oyunu için bir araya getiriyor.
Müdürler savaş oyununu eğlenceli fakat vakit kaybı olarak görüyor. Hepsi de cevapları zaten bildiğini ve olası başka seçenekler olmadığını söylüyor.
Daha sonra ise, kendi işletmelerini ve rakiplerini bir kurguda canlandırdıklarında, görüyorlar ki “zaten biliyoruz” dedikleri cevaplar gerçek koşullarda hiçbir işe yaramıyor. Bunun üzerine müdürler yeni olasılıklar düşünmeye mecbur kalıyor.
Müdürlerin umursamamasından ya da yetersiz olmasından kaynaklanmıyor bu durum, kendilerine aşırı güvenmelerinden kaynaklanıyor.
Cevabı bildiğinizi düşündüğünüz zaman, bunun üzerine yeniden düşünmenin sadece vakit kaybı olduğuna inanıyorsunuz. Sanki bulduğunuz anahtarları aramaya devam etmek gibi bir his olsa gerek.
Kısacası, kendine herhangi bir alanda stratejisi yaratmayı planlayan kişilerin öğrenmesi gereken ilk ders: O kadar hızlı olma.
Bu ifade her iki anlama da geliyor: “Acele etme” ve “Acele etmiyorsan bile o kadar emin olma”.
İşte asıl bu düşünce yapısını uygulamadaki isteklilik, iyi kararlar verenleri kötü karar verenlerden ayırabilen şey…
Yorum Yazın
bir nevi oyun teorisi. :) uluslar ilişkiler okuyup her strateji dersini alan öğrencinin bilebileceği temel ders. rahmet olsun nash!..
stratejik zihin kriteri, bunun şartları da var mı edit ?
Stratejinin kaynağı önemlidir, hız konusu kaynak ile doğru orantılıdır. Doğru kararları verebilmek için oluşturulacak stratejinin deneyime ihtiyacı vardır. Ç... Devamını Gör