Bilim Her Şeyi Bilebilir Mi?

Her alanda bilimsel açıklamalar en güvenilir kaynak olarak kabul edilir. Günümüzde herhangibi bir sektörde yalnıza teknik bilgiler ışığında çalışmalar yapılır. Bilim her zaman doğruları bilir ve ondan şaşılmamalıdır. Gözlemlenebilir doğaya açıklamada ortaya çıkan düşünce veya deneylerin sistematik ve birikimli bir şekilde uygulanması bir bilimdir. Sadece algılanabilen olaylarla ilgilenilmesi metafizik ögelerin bilimsel olarak var olmaması anlamına gelir. Bilimsel olarak doğru olmayan bir şey gerçekte doğru olamaz mı?İlk zamanlarda felsefeyle bilim bir bütün olarak ilerlerken bilim zamanla mantık üzerine kurulu bir alan haline gelmiştir. Günümüzde yaklaştıkça Rönesansla birlikte bilim ve felsefe ayrılığı iyici belirginleşmiştir. Her bilim dalı evrenin bir bölümünü konu olarak seçer. Matematik mantık gibi formal bilimler düşüncenin dilini anlamaya çalışırken fizik, kimya , astronomi gibi doğa bilimleri evrenin yapısını ve işleyişini anlamaya çalışır. Bir de tarih, sosyoloji gibi beşeri sistemleri inceleyen sosyal bilimler mevcuttur. Sosyal bilimlerinin gerçek bir bilim olmadığını savunan görüşler vardır. Örneğin Nobel Ödüllü fizikçi Percy Williams Bridgman bu alanlar için ''Bilim'' sözcüğünü kullanmaktan kaçınmıştır. Günümüzde ''nöröpsikoloji'' gibi fen bilimleri ve sosyal bilimleri iç içe geçtiği disiplinler oluşmuştur. Bu yüzden bilimin sınıflandırılması tek şekilde yapılamamaktadır.Bilimin öneminin artmasıyla Copley Madalyası, Nobel ödül gibi ödüllenmeler yapıldığı gibi üniversitelerde ve bilim camiasında makaleler gibi sayısız yazınlar verilmektedir. Teknolojinin her alanında çığır aşmasında en büyük dilim bilimindir. Bilim Tarihine bakıldığında mikroskop,teleskop,bilgisayar gibi cihazların gelişmesi bilimin büyük gelişmeler yapmasını sağlamıştır. Deneysel yöntemlere dayanarak doğal durumları yasallaştırmaya çalışan bilim, yasaların nasıl gerçekleştiğini açıklamaya çalışan teoriler de ortaya atar. Bu açıklamalar bilimin vazgeçilmez ögeleri olsa da birçok bilimsel teorinin doğruluğu tartışılır düzeydedir. Ayrıca bilimin olgusal yaklaşımı bilimsel yöntem ve bulguların doğruluğunun tartışmaya açmıştır. Bilim felsefesi her daim bu konu üzerinde kafa yormaktadır.Şayet bilmiyorsa birçok anti görüş ortaya çıkacaktır. Bilimin mutlak doğruluğuna inanılan günümüzde buna bir başkaldırı olarak ortaya çıkan ''sözdebilim'' kavramı bilimin kendi başına meşrutiyet kazanacak kadar doğal bir faaliyet olmadığını söyler. Bu duruşu genellikle olağan dışı bilimsel model ve teorilere karşı gösterir. Yeterli kanıtın bulunmadığı iddiaların tamamı ''sözdebilim'' olarak adlandırılır. Şarlatanlık gibi alternatif tıp, parapsikoloji gibi duyular dışı terapi yöntemleri,astroloji,büyücülük gibi alanlar buna örnektir. Ancak örneğin levha tektoniği gibi bugün yaygın olarak kabul edilmiş birçok teori ve geçmişte sözdebilim olarak tanımlanmış ve onlarca yıl olumsuz bakış açılarının hedefi olmuştur. Piskolog Carl Lung'a göre her ne kadar bilim doğanın her yönünü tam olarak anlamaya çalışsa da kullanılan deneysel yöntemler ancak suni ve sınırlı sorular ortaya atacak ve dolayısıyla sadece kısmi cevaplar oluşabilecektir. Robert Anton Wilson bilimin soru sormakta kullandığı araçların ürettiği cevapların sadece kullanılan araçlar açısından anlamlı cevaplar olduğunu ve bilimsel bulguların incelenebileceği tamamen nesnel bir bakış açısının olmadığını öne sürerek yine bilimi eleştirmiştir. Din ve Bilim de tarih boyunca birbirleriyle sürekli çatışma halinde olan iki görüştür. Bunların uyuştuğunu veya uyuşmadığını söyleyen iddialar vardır. Milyarlarca taraftarı olan dinler inanca bağlı olup bilimsel gerçeğe bağlı kalmadan inanılan bir alan olduğundan tüm bu kavramların bilim dışı olsa da gerçekçi sonuçlar verme ihtimali vardır. Günümüzde birçok bilim insanı bilimin her şeyi keşfedemediğini ve keşfedemeyeceğini kabul etmektedir. Bazı görüşlere göre bilim hatalarını giderip mutlak doğruya ulaşabilecekken bazı görüşlere göre bilim sadece bir etkinlikten ibarettir.Yoruma cevaplarınızı bekliyoruz.