Aptallar Mutlu Yaşar: Zeki Olmanın Beraberinde Getirdiği 17 Dezavantaj
Zeki bir insan olmak, huzur ve mutluluğun önündeki en büyük engeldir.
Yoksa değil midir..?
1. Birçok insanın yaptığı gibi kendilerini yaşamın normal akışına bırakmak ve günlük meselelere odaklanmak yerine daha önemli ve derin konuları düşünmelerinden dolayı, kendi zihinlerinde bunların muhakemelerini yaparlar ve bu endişelerin sonucunda da depresyona meyilli hale gelirler.
2. Zeki olan insanların omuzlarında hem kendi zekalarının farkında olmalarından kaynaklı bir yük hem de çevredeki insanların onlardan beklentilerinin oluşturduğu yük vardır.
3. Öncelikle zeki olan insanların yaşamından yalnızlık, öfke, bunalımın eksik olmadığı bilinir. Bu konuda ünlü yazar Ernst Hemingway “Zeki insanların mutlu olduğuna pek rastlanmaz” diyor.
4. Çevrelerindeki insanların kendileri ile aynı endişeleri taşımadıklarını gördüklerinde yalnızlığı tercih ederler ya da mahkûm olurlar.
5. Algısal testlerde yüksek sonuç alanlar, yani zekasını daha dengeli kullananlar, başkalarının hatasını kolaylıkla tespit edip eleştirirken kendi yanlışlarına karşı daha az acımasız oluyorlar.
6. Sıkılmadan zaman geçirebilecekleri çok az insan vardır. Bu nedenle ciddi manada yalnızlığı yaşarlar.
Hele ki sanat ya da bilimle ilgilenmiyorlarsa, yalnızlıkları katlanır da katlanır. Hayatın şifrelerini çözdükleri ya da hayatı umursamadıkları için de her şey, onlar için hiçbir şey olmuştur. Yalnızlıklarının sonunda ya intihar ederek ölümü tercih ederler ya da intihara meyilli olurlar.
7. Yüksek zekaya sahip insanlar sürekli bir endişe hissi ile yaşarlar.
Kanada’da bir üniversitede yapılan araştırmada IQ’sü yüksek olan öğrencilerin gün boyunca daha fazla endişe hissi yaşadığını tespit etti. Bunların çoğu gündelik, sıradan sorunlardı. Yaşanmış olumsuz bir olayı gün boyunca daha fazla düşünüyorlardı.
8. Bir deneyde gönüllü deneklere sosyal içerikli çeşitli açmazlardan söz edilmiş (Kırım sorunu, gazetelerin Güzin Abla köşelerindeki sorunlar vb.) ve kişiler bu konuları tartışırken bir grup psikolog da onların mantık yürütme ve önyargıya kapılma eğilimlerini incelemişti.
Bu deneyde yüksek not alanların hayattan daha fazla zevk aldıkları, ilişkilerinde daha iyi oldukları ve daha az endişe duydukları görüldü. Bunlar genellikle IQ seviyesi yüksek olan insanların sahip olmadığı düşünülen özelliklerdi.
9. Zeki olmanın belki de en önemli dezavantajıdır, çok düşünmek.
Olaylara farklı açılardan bakarlar, pek çoklarının göremediği detayları yakalar, konunun üzerine giderler. Dünyanın verdiği tatminsizliği, yarattıkları hayal dünyası ile kapatmaya çalışırlar. O dünyanın içinde sonsuz huzuru yakalayacaklarına inanır, hayallerin içinde kaybolurlar.
10. Olaylara farklı açıdan bakmaları, olayın gidişatını her açıdan tahlil etmeleri ve sıradanlığın dışına çıkarak sonuçları kurgulama yetenekleri sayesinde de toplum nezdinde komplocu olarak adlandırılırlar, paranoyak eğilim gösterdikleri dillendirilir hatta.
11. Zeki olmanın getirdiği bir diğer dezavantaj ise kişinin kendisi ile ilgili olan olaylara karşı tarafsız ve önyargısız yaklaşamaması.
Yaşamı boyunca zekasına dayanmış bir insanın bu zekanın kendisini yanlış yargılara itebileceğini kabul etmesi zordur. Belki de Sokrates’in dediği gibi “en bilge insan, hiçbir şey bilmediğini kabul eden insandır”.
12. Hayat denilen uyuşuk ve hastalıklı kavramdan ölesiye sıkılırlar.
Çevrelerinde yapacak onca şey fark etmelerine karşın, yapacak isteği bir türlü bulamazlar içlerinde. Yapmaya kalktıklarında ise diğer insanlar tarafından bir şekilde engellenirler.
13. Genel olarak insanlar tarafından anlaşılamadıkları için kendilerini az da olsa anlayan birilerine rast geldikleri zaman o insana hemen bağlanma eğilimindedirler.
14. "Zekası ile övünen kişi, hücresinin genişliği ile övünen mahkuma benzer" demiş Einstein. Kısacası zeki olmak, huzura erişilecek yolda önünüzdeki en önemli engeldir...
15. Hiç itiraf edemeseler de kendilerinden daha az zeki insanların mutluluklarına özenirler.
Bir türlü tatmin olma duygusunu tam manasıyla hissedemezler, bu nedenledir ki herkese faydaları dokunur da kendi başlarına sürecek merhemi bulamazlar.
16. İlişkilerinde belli bir süre sonra sevememeye, sevgi kavramından uzaklaşmaya başlar.
Şöyle ki; birkaç ilişki sonrasında karşısındaki insanın asıl yüzünü rahatlıkla görmeye başlasa da heyecan ve iyi niyet nedeniyle görmemezlikten gelir. Başına geleceği bile bile tam tersine inanmayı tercih eder. İyi niyet zekâyı bastırmıştır bir noktada. Buna rağmen, her ne kadar olanları görmemeye çalışsa da farkındalığı daima açıktır. İşte acı çekme durumu da tam burada başlar. Çünkü bir yerden sonra kendisini suçlamaya, kuruntulu bir insan olduğunu düşünmeye başlar. İçten içe kendisine kızmaya, ruh hastası falan olduğunu düşünmeye başlar. Bunun sonucunda da ilişkideki seven insan olma durumundan gün ve gün uzaklaşır.
17. Genel olarak tembeldirler.
Bir olayın gerçekleşip gerçekleşmemesinin önemsizliğini kavrayabilecek kapasitede olmalarının bedelini, sosyal hayattaki tembellikleriyle öderler.
Yorum Yazın
Okurken yazılanlar ile kendi aranda benzerlikler arayıp zeki olduğuna inanma çabası.
Depresyonunuza bahane aramayın ya
Vay mk beni anlamışsın ha editör. Bağlandım sana hemen. Sevişek mi? Çok yalnızım biliyon mu, biliyon tabi