Ahmet Mümtaz Taylan: 'Devlet İki Ev Parasını Tiyatroya Yardım Olarak Tarif Ediyor, Ayıptır!'
Oyuncu ve yönetmen Ahmet Mümtaz Taylan, pandemi döneminde sanatçı ve müzisyenlerin devletten destek görmediklerini söyledi. Taylan, 'Devlet iyi bir semtte iki ev parasını tiyatroya yardım olarak tarif ediyor, ayıptır!' dedi.
Oyuncu ve yönetmen Ahmet Mümtaz Taylan, AİN'de Jülide Ateş'in sunduğu 'Jülide Ateş'le 40' programına konuk oldu.
Taylan, pandemi döneminde sanatçı ve müzisyenlerin devletten destek görmediklerini söyledi. Açıklanan destek paketindeki rakama dikkat çeken Taylan, '12 trilyon komik bir rakamdır, 12 trilyon nedir? 12 milyon demek istiyor sanırım. İyi bir semtte 2 ev parasını Türkiye’de tiyatroya yardım olarak tarif ediyor devlet ayıptır! Kurumların yıllık bütçelerini söylemek istemiyorum, provakatif olmamak için. Yoksa burada yerden yere vururum!' dedi.
"Devlet yok, esamesi okunmuyor!"
Pandemi döneminde müzisyen ve sanatçılara verilen desteğin yetersizliğine dikkat çeken Taylan, açıklanan destek paketini 'komik' bulduğunu söyledi.
'Müzisyenlere 3 bin lira destek mi? 3 ayda 3 bin lira değil mi? Yani ayda bin lira! Ayda bin lira bir müzisyene yardım yapmaktan bahseden devlet mi olur? Utanır insan' diyen Taylan, yaşadıkları geçim sıkıntıları nedeniyle intihar eden müzisyenleri hatırlattı.
'Çalışmıyor, çalışmasına izin vermiyorsun! Ondan sonra intiharlar geliyor' diyen Taylan, 'Biz daha sokak müzisyenlerini koruyamıyoruz, vapurda müzik yapmak daha bazısına izin veriliyor, bazısına izin verilmiyor, köprü altlarından toplanıyor, zabıtaların sokak müzisyeninin elinden alıp yere gitar vurduğunu kendi gözlerimle gördüm. Destek felan, köstekten başka bir şey olmuyor. Bana kalsa gölge etmesin ama, köstek oluyor. Burada devlet yok, bu alanda yardım destek alanında devlet yok, esamesi okunmuyor!' diye konuştu.
"Kürt meselesinin çözümü için neyim varsa vermek isterim"
Kendisine sorulan 'Ahmet Mümtaz Taylan, Türkiye'de neleri değiştirmek isterdi' sorunu yanıtlayan Taylan, 'Gerçekten elimde bir sihirli değnek olsaydı elbetteki iç barıştan başlardım' dedi.
'1 kişinin bir şeyleri değiştireceği fikrinden herkesi arındırmak isterdim' diyen Taylan, 'Kürtler, Aleviler, gayler, lezbiyenler, travestiler, bütün siyasi problemler; bunlar için biraraya gelip ne yapabiliriz, herkesin içini dökmesini ve somut olarak bu meselelerin çözülmesi için elimden gelen her şeyi yapardım. Başta Kürt meselesi, Türk meselesidir o, bu meselenin çözümünden başlayarak neyim varsa vermek isterim böyle bir meseleye… Çünkü eğer bunlar hallolmamışsa, yaşamak hiç güzel bir şey değil. Kardeşleriniz, arkadaşlarınız, tanımadığınız uzaktaki arkadaşlarınız çile içinde yaşarken, hiçbir yerde hiçbir koşulda boğazınızdan düzgün bir lokma geçemez, geçiyorsa da yarın öbür gün burnunuzdan gelecektir. Herkesin burnundan geliyor. Önce huzur, önce barış. Bir sürü konuda farklı düşünebiliriz, bunda problem yok. Barış içinde saygı içinde yaşamayı öğreneceğiz, tahammül demiyorum, tahammül burnu büyüklüktür' diye konuştu.
"Gezi'de yaptığımın arkasındayım"
Gezi Parkı eylemleri sırasında o dönem Başbakanlık görevinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı görüşmeyi anlatan Taylan, 'Gezi’de yaptığım şeyin tamamiyle arkasındayım, ben talep etmedim o zaman Başbakandı Sn. Tayyip Erdoğan tarafından davet edildiğim zaman birkaç kişiye sordum, birincisi dostumdur Sırrı Süreyya Önder’e sordum, ‘sence bir faydası var mı gitmeli miyim doğru bir şey midir?’ O bana kendince bir cevap verdi; daha sonra Gezi Dayanışması ile bulabildiğim polisle sokakta kovalamaca oynuyorlardı o sırada ama, birkaçına ulaştım, onlarla konuştum ne dersiniz gideyim mi diye, bence gidin herkesi her şeyi anlatması lazım demişlerdi; gittim görüştüm. Çok da iyi yaptım görüşmekle' dedi.
Yapılan görüşmede birçok farklı görüş ve meslek grubundan insanın olduğunu hatırlatan Taylan, o dönemde görüşmeye yönelik yapılan eleştiriler için de 'Çok doğruydu. İyiydi. Eleştirildim mi? Eleştirildim. Ara dayağı denen bir şey vardır, 2 kişi kavga ederken aman etmesinler, zarar görmesinler diye araya girdiğinde 1-2 tane de sen yersin, buna ara dayağı denir. Benim ömrüm ara dayağı ile geçti' dedi.
Yorum Yazın
Resim, müzik, heykel, tiyatro, sinema, mimari ve dans... Bunlar sadece görsel ve işitsel doygunluktan ibaret değildir, ister istemez sürekli merak uyandırır,... Devamını Gör
tanımam insanlığını bilmem ama büyük oyuncu tuttuğu altın olsun