Görüş Bildir
Haberler
Tıpkı Cinayet Gibi Bir Suç Olmasına Rağmen Neden Hız Sınırını İhlal Ederken Suçlu Hissetmeyiz?

Tıpkı Cinayet Gibi Bir Suç Olmasına Rağmen Neden Hız Sınırını İhlal Ederken Suçlu Hissetmeyiz?

Hangimiz dobra, dürüst olduğunu söyleyebilir? Hepimiz. Peki hangimiz küçük de olsa yalanlar söyler? Yine aynı kümedekiler, hepimiz.

Hem sosyal ve hukuki normları hiçe sayıp hem de doğruluğun izinden gittiğimizi düşünmemiz aslında bizi insan yapan özelliklerimizden biri ve dikkatli incelenmediğinde bu özelliğimiz bizi pek de iyi yollara saptırmıyor.

Alın çayınızı kahvenizi, davranışsal psikolojiyle bir gezintiye çıkalım.

İçeriğin Devamı Aşağıda

Şunda anlaşalım: Hem bir yalanın parçası olduğumuzu biliyor hem de dürüstlüğümüzün bu birazcık yalanla esnetilebilecek kadar güçlü olduğuna inanabiliyoruz.

Şunda anlaşalım: Hem bir yalanın parçası olduğumuzu biliyor hem de dürüstlüğümüzün bu birazcık yalanla esnetilebilecek kadar güçlü olduğuna inanabiliyoruz.

Yalanı tanımlarken bile 'birazcık' dedik, sempatikleştirdik! Tam bu tip bir mantık çalıştırarak bazı yalanları dürüstlüğümüzü zedelemeyecek yalanlar olarak tanımlamaya meyilliyiz. Buna da 'uydurma faktörü' deriz, bu faktörün sınırları içerisinde vicdanımızı rahatsız etmeyecek bazı ihlalleri yapmaya hazırız.

Örneğin hız sınırı 82 km/h olan bir otoyoldan 100 km/h ile geçip giderken kurduğumuz mantık bizi bir suç işlemediğimize kolayca ikna eder, mantığımıza bakacak olursak sadece kuralları biraz esnetiyoruzdur.

Bazen sosyal medyada, yeni insanlarla tanışmayı umduğumuz platformlarda boyumuzu, kilomuzu 'birazcık' değiştirmeye ne demeli?

Bazen sosyal medyada, yeni insanlarla tanışmayı umduğumuz platformlarda boyumuzu, kilomuzu 'birazcık' değiştirmeye ne demeli?

Onlarca örnek var, önemli olan burada kurallarla mantığımız arasındaki boşluğu neyle doldurduğumuz, yanıt basit: Bahaneler!

Kimseye bir zararım yok.

Herkes yapıyor, sadece ben değilim.

Kırmızı ışıkta geçen varken benimki de bir şey mi?

Fakat bahanelerin rahatlatıcı etkisi tek başına gelmiyor, bahaneler arttıkça ortaya çıkan ihlallerin çapı da büyümeye başlıyor.

Bir adım ileriye gitmeden önce hepimizin birer öteki olduğunu unutmadan, topluca haykıralım: Herkes yalan söyler!

Bir adım ileriye gitmeden önce hepimizin birer öteki olduğunu unutmadan, topluca haykıralım: Herkes yalan söyler!

Burada basit bir genellemeden bahsetmediğimizi davranışsal iktisatçı Dan Ariely'nin 40.000 kişi üzerinde yaptığı deneyle netleştirelim.

Burada basit bir genellemeden bahsetmediğimizi davranışsal iktisatçı Dan Ariely'nin 40.000 kişi üzerinde yaptığı deneyle netleştirelim.

Ariely ve ekibi, yaptıkları deneyde katılımcılara basit işlemler olan bir kağıt verip işlemlerde yaptıkları doğru yanıtları zihinlerinde tutmalarını söyledi. Ardından hiçbirinin kağıdına bakmadan tüm kağıtları alıp kağıt parçalayıcıya atarak katılımcıların kaç soruyu doğru yanıtladıklarını sordular. 

Kimisi 4, kimisi 6 soru yanıtlamıştı fakat bildikleri sorular kadar bilmedikleri bir şey vardı, kağıt parçalayıcı katılımcıların doldurduğu kağıtları parçalamayacak biçimde değiştirilmişti. Yani kimin kaç soru yanıtladığı bilgisi Ariely ve ekibinin ellerindeydi. 

Peki, sonuç neydi?

Katılımcıların %70'i yanıtları not ettikleri kağıdı kimse görmeyeceğini düşünerek yalan söyledi!

Katılımcıların %70'i yanıtları not ettikleri kağıdı kimse görmeyeceğini düşünerek yalan söyledi!

Çok küçük bir oran tam anlamıyla hile yapmış, tüm soruları yanıtladığını belirtip sadece birkaç soru yanıtlayabilmişti. Büyük çoğunluk 'birazcık' hile yapmıştı.

İçeriğin Devamı Aşağıda

Bu insanlar arasında bizler de varız. Çünkü yalan söylemenin ardındaki motivasyon bir fayda sağlamadan ibaretse bunu yalan makinesi tespit edebiliyor çünkü faydanın hazzını suçluluk duygusuyla bastırabiliyoruz.

Bu insanlar arasında bizler de varız. Çünkü yalan söylemenin ardındaki motivasyon bir fayda sağlamadan ibaretse bunu yalan makinesi tespit edebiliyor çünkü faydanın hazzını suçluluk duygusuyla bastırabiliyoruz.

Fakat kişiler direkt fayda sağlamadıkları durumlarda, başkasına iyilik yaptıklarını düşünerek yalan söylüyorlarsa yalan makinesi bile bu yalanı tespit edemiyor çünkü içsel bir muhakeme yok, iç rahatlığı var.

İlginçtir, bu tip bir iç rahatlığı çevremizde yalan ve hileye olan tahammülden de besleniyor. Yani etrafımızda hile yaptığını bildiğimiz insanlar varsa ve onlara müsamaha gösteriliyorsa biz de eşiğimizi güncellemeye hazırlanıyoruz. Hız sınırı örneğinden ilerlersek, diğer sürücülerin bizden daha yüksek hızlarda seyretmesi fakat ceza almaması 'normal olan hızı' güncelliyor.

Kuralları çiğnerken bu kuralı koyan kaynağın bize uzaklığı ilginç biçimde davranışımızı etkiliyor. Örneğin bizimle ilgilenmediğini bilsek de bir gözetmenin sınav olduğumuz sınıfta olduğunu bilmek bile ahlaki olarak sınırlarımızı daraltıyor.

Kuralları çiğnerken bu kuralı koyan kaynağın bize uzaklığı ilginç biçimde davranışımızı etkiliyor. Örneğin bizimle ilgilenmediğini bilsek de bir gözetmenin sınav olduğumuz sınıfta olduğunu bilmek bile ahlaki olarak sınırlarımızı daraltıyor.

Tıpkı yapılan deneylerde, deneyden önce hile yapmayacağına dair belge imzalatılan katılımcıların sadece bu ahlaki norma bağlı hissederek hiç hile yapmaması gibi, bazı detaylar bizlerin dürüstlük algısını tamamen değiştirebiliyor.

Peki bu tip davranışlar farklı kültürlerde farklı oranlarda mı gerçekleşiyor? Hayır! Benzer deneyler Türkiye, Japonya, Almanya ve ABD'de aynı koşullarda gerçekleştirildi.

Peki bu tip davranışlar farklı kültürlerde farklı oranlarda mı gerçekleşiyor? Hayır! Benzer deneyler Türkiye, Japonya, Almanya ve ABD'de aynı koşullarda gerçekleştirildi.

Sonuçlar her zaman aynı oldu. Belirli bir ahlaki zemin oluşmadığında kural ihlallerini engellemenin mümkün olmadığı sonucuna ulaşabiliriz. Yani herkesin kurallara uyma eğiliminde olduğuna inanmadığımız sürece otoyollarda hız sınırlarını ihlal etmeye devam edeceğiz ve buradaki yasa ihlali bizim için olağan olmaya devam edecek.

Hep birlikte, bütüncül bir değişimin parçası olduğumuzda ihlallerin yerini hoşgörü alır mı, ne dersiniz?

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
23
10
4
2
0
0
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
aerialz

efenim kusura bakılmasın da çoğu uyarı 50 sene evvelinin alışkanlığı. duble yolda 50 km/s limiti ne demek, dümdüz yol hiçbir şey yok 50 ile gidilecek. bu ara... Devamını Gör

fchinaski

Trafikte hala var diye 25 yillik arabalara gore belirleniyor kurallar. Kimse aksini iddia etmesin. 3 seritli dumduz yola 50, 5 seritli dumduz yola 82 sınırı ... Devamını Gör

fchinaski

İzmir Cesme otobaninda bile karsidan karsiya yuruyerek gecmeye calisan insanlar var, oraya da koyun madem 50 limitini. Yayalarla hicbir ilgisi yok bu kuralla... Devamını Gör

TİRYAKİ

devletin koyduğu hız sınırları çok düşük.. adam çevre yolunda. 70 hız sınırı koymuş.. inan 70'le gidilse trafik tıkanır o yolda