Ölülerin Beyninin Yenmesi Sonucu Bulaşan ve Binlerce İnsanı Öldüren Kuru Hastalığı
En lezzetli et derler, insan eti için. Özellikle insan etinin sırt kısmının Uzak Doğuda yendiği yazılır halen gazetelerde.
Fakat 50’li yıllarda insan beyni de dahil tüm organları yeniliyormuş ve bu yamyamlık binlerce insanın ölümüyle sonuçlanmış.
Hastalık, pişmemiş dokuların yenmesi ile bulaşıyor.
Ölüye saygı için ölünün beynini yiyorlardı.
Papua Yeni Gine’de bulunan Fore kabilesinin insanları öldüğünde, diğerleri cenaze töreninde bir saygı işareti olarak ölünün beynini yiyorlardı. Kuru hastalığı da işte bu yolla yayılmış ve en az 2500 insanın ölümüne yol açmış.
1950’li yılların sonunda hastalığın sebebinin bu gelenek olduğu belirlendikten sonra, bu ilginç gelenek sonlandırılmış fakat yine de 2000’li yılların başına kadar ölümler devam etmiş.
Yamyamlığın bilimsel açıklaması.
Hayatta kalma amacının dışında, insan etinin lezzetinden ve öldürme arzusundan kaynaklı olarak yamyamlık, günümüzde de devam etmekte. Bazı bilim adamları yamyamlığın dünyanın her yerinde olması nedeniyle insan davranışlarından kaynaklandığını düşünüyor. En güçlü kanıtların bazıları ise Fransa’da ortaya çıktı. Marsilyanın kuzeyinde Movlo Guery mağaralarında 120 bin yıl öncesine ait ve insan dokularının yenildiğini gösteren izlere rastladı.
Ayrıca aynı bölgede yapılan çalışmalarda elde edilen aletler de oldukça ilginç. İnsan eti yemek için kullanılan aletler oldukça ilkel olmasına rağmen, fazlasıyla etkiliymiş. Çalışmayı yapan uzmanların incelediği kafataslarının önce derisinin soyulduğu, sonra da kasıtlı olarak dövüldüğü ve beynin yendiği görüldü.
İlk yapılan çalışmalardan sonra bu insan eti yeme durumunun, kıtlıktan ve bu kıtlığın getirdiği açlıktan olabileceği düşünüldü. Fakat sonrasında çalışmalar genişletildikçe, kazı yapılan bölgenin ekosisteminin zengin olduğu ve kıtlık gibi bir durumun olmadığı görüldü. Kemikler üzerinde yapılan incelemelerde göstermiş ki, insan etinin kemikten ayrılması oldukça dikkatli bir şekilde yapılmış ve sanki bu durum bir ayin havasına büründürülmüştü.
Bu çalışmalar da gösterdi ki, ölünün arkasından ölüyü saygıyla uğurlamak için onun etini yemek, çok eskilere dayanıyor.
''Ölünün kişisel özellikleri ve gücünün yağını yiyen kişiye geçtiği düşünülüyor. ''
Yamyamlığın, açlığın giderilmesi amacına yönelik olmadığı bazı çevreler tarafından gündeme getirilmiştir. Buna göre yamyamlığın tinsel, büyüsel bir anlamı vardır. Yamyamlık içe dönük ve dışa dönük olarak ikiye ayrılıyor bu görüşe göre. İçe dönük yamyamlıkta sadece aile üyeleri ve akraba ölülerinin belli kısımları yeniyor. Bu durum kabileden kabileye de değişiklik gösteriyor. Örneğin bazı kabilelerde yağın olağanüstü gücüne inanılıyor. Ölünün kişisel özellikleri ve gücünün yağını yiyen kişiye geçtiği düşünülüyor. Bir başka kabileye göre ise kişinin özellikleri kemiklerinde gizlidir. Buna bağlı olarak da ölünün kemikleri toz haline getirilerek içkilere karıştırılıyor ve içiliyor. Sonuç olarak, amaç ölen kişi ile olan bağlantıları koparmamak ve ölen üyenin toplulukta yaşamaya devam etmesini sağlamak.
Dışadönük yamyamlıkta ise, tahmin edilebileceği üzere, akrabalar değil düşman yeniyor. Bunun amacı ise öldürülen kişinin ileride onlardan intikam almasını önlemektir. Ölünün gözünü, dilini ve bacağını yiyerek, geri gelirse, görmesine, konuşmasına ve koşmasına engel olduklarına inanırlar.
Yamyamlığın psikolojik çözümlemesi.
Yamyamlık kavramının kendine yer edindiği doğu ve batı kültürlerinde yamyamlar üst insandır, besin zincirinin tepesinde duran insanoğlunu kendilerine besin yaparak, en tepeye oturmuşlardır. Bu yüzden de yamyamlığın olmadığı kültürlerde görülen yamyamlık hikayeleri oldukça ilginçtir.
Bir gemi ya da uçak kazasından sonra aç kalıp birbirini yiyen ya da yemek zorunda kalan insanlarda ilk önce bir reddediş varken, sonra sanki doğal hayatın bir gereği gibi kabulleniş ortaya çıkar. Hatta gruptan bir ya da birkaç kişi bunu rahatlıkla yaptıkları için grup hiyerarşisinde yükselirler. Çünkü içgüdülerin de dediği gibi onlar üst insandır, neokorteksi olan bir varlığı kurban etmişler ve yemişlerdir. Yine modern toplumda görülen bir davranış bozukluğu ya da ruhsal bozukluk olarak yamyamlıkta da aynı şey görülür. Birey insanlarla beslenerek dünyaya, varoluşunun diğer insanlardan ya da diğerlerinden üstün olduğunu kanıtlamaya çalışır.
Sigmund Freud yamyamlığı şöyle tasvir eder; ''insan eti yeme esnasında, bir kişinin bedeninden parçalar ve uzuvlar yenirken, yenilen kişinin sahip olduğu özelliklere de sahip olunacağı düşünülür..’'
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
Bizim öyle bir şansımız çok yok ,çünkü millette beyin yok nesini yiyecen..üstelik beyinde bedava
BİRİNİ SEVERKEN NEDEN 'SENİ YERİMM' DİYORUZ :) YAMYAMLIK GENLERİMİZDEMİ HALA ?
afrikada kesfedilmemis yerlere gelismis silahlari ve alet edevatlariyla giden ilk beyaz kasifleri yerli halk gercekden tanri olarak gorup, tanri olarak misaf... Devamını Gör
goril yiyip de goril gücüne sahip olma olayını biliyordum, afrikada yaygın bu olay sanırım yediğin canlının güçlerine sahip olma