Fırat Neziroğlu Yazio: Hastalıklarımızın Zihinsel Nedenleri
Merhabalar, bugün size 'Souldy' isimli app'in yaratıcılarından Ece Hazal Genç'i tanıtmak ve Souldy'nin hikayesinden bahsetmek istiyorum.
Contemporary Istanbul için dokuduğum Ahmet'i New York'tan getirmiştik. Anna Laudel Galeri'de sergileniyordu. Ortak arkadaşımız Tuğba Babaoğlu sayesinde Ahmet'in gözleri önünde tanıştık Ece ile.
Sergi zamanları çok telaşlı geçiyor benim için. Hele kalabalık olunca ziyaret eden dostlarıma ayırdığım vakit de o kadar kısa oluyor.
Biz tanışıp buluşmak için sözleştikten belki de bir yıl sonra buluşabildik. Kozmik enerji seansı hakkında ilk konuşmamız da o zaman oldu. Her şeyin en güzel zamanda olduğunu hep söylerim. Yine öyle anlardan biriydi.
Şimdi biraz Ece'yi tanıyalım. Bize kendinden bahseder misin?
Bu yükleri ediniyoruz hayat boyunca değil mi Ece? Örnek insan olmak için, belki değerli hissetmek için. Bazen sırf bu yüzden bize tam da uymayan meslekler seçiyoruz.
Aynen öyle Fırat. Dışarıdan bakınca tuttuğunu koparan ama içinde bayram şekeri reklamlarında ağlayan ufacık bir kız çocuğuydum (çocuğuyum :) ).
Kurumsal hayatın yoruculuğu, tek düzeliği, tırnaklarla kazarak bir yere gelme çabasına özel hayattaki üzüntü ve büyük hayal kırıklıkları eklenince gerçek bir depresyona girdim. Belki tanıdık belki çok uzak söylediklerim sana... Kısaca diyebilirim ki her yönden çok yorulmuştum. İşte böyle bir dönemde, benim için çok kıymetli bir nefes koçu bana kendimi hatırlattı. Unuttuğum küçük kız çocuğunu, onu nasıl ihmal edip sevgiden yoksun bıraktığımı fark ettirdi.
Ve hayat yine kendi içimize dönmemiz, aslında kim olduğumuzu hatırlamamız için ne kadar güzel organize oluyor. Hayata hep güvenmek, hiç korkmamak gerek.
Evet, insan kendine değer vermezse kimse vermiyormuş anladım. Peki ne yaptım, bir koç beni böyle etkileyebildiyse, bu değişimi neden ben de çevreme yaymayayım dedim. Hemen üniversitede eğitim alarak nefes ve yaşam koçu oldum. Önce kendime, yakın çevreme sonra da kurumsal firmalarda stresten bitap düşen benim gibi arkadaşlarıma destek olmaya başladım.
Bu dönemde güzel okudum; nefes, hayat, ben, biz, kozmik enerji, şifa derken tüm hastalıkların bir sebebi olduğunun bilimsel gerçeği gözlerimin önüne serildi.
Başım ağrısa, belim ağrısa, uçuk çıksa bir zihinsel sebebi olduğunu fark etmem inanılmaz bir değişim sürecini başlattı. Şaşkınlığım bunun binlerce yıldır bilinmesi ama bir şekilde görmezden gelinmesi biraz da. Ben deli gibi kitap karıştırmaya devam ettim. Bu esnada hayatıma giren insanlar “tesadüfen!” yeni yola çıktığım yönde beni dönüştürmeye ve geliştirmeye başlayan insanlar oldu hep. (Biri de sen, iyi ki...)
İnan ben de çok mutlu oluyorum. Enerji dediğimiz şeyin metafizik olmadığını, fizik olduğunu artık anlıyoruz. Hatta Einstein'in kızına yazdığı mektup buna ne kadar güzel bir örnek.
Çok sevdiğim Tûba İmik'in dediği ve ağzıma pelesenk olduğu gibi: "Hayat en güzel organizatör." Şimdi işiniz bitti mi peki?
Tabi ki hayır! Bir sürü meditasyon ekledik uygulamamıza, yakında, olanlardan farklı yanları ile daha da büyük bir hizmet sunmak için yolculuğumuzu sürdürüyoruz. Şu hayatta yapılacaklar, öğrenilecekler bitmiyor, bir kapıdan yeni birine geçiyor, hem geziyor hem keşfediyoruz. Benim yolculuğum şu pandeminin, uzakların, zor zamanların en yoğun yaşandığı yılda kendi çapımda çoğunluk için daha iyi bir dünyaya emek vermeye itti beni. Farkında olabilmek ne güzel...
Yorum Yazın