Yaşanılan hayatlar bittikten sonra geriye kalan tek iz...
Eski Zamanlarda Kaybedilen Yakınları Hatırlamak İçin Kalbi Buruk Son Bir Çaba: Ölü Fotoğrafçılığı
Ölü fotoğrafçılığı, çeşitli kültürlerin günümüzde bile devam ettirdiği bir uygulama.
Yakın zamanda kaybedilen yakınların fotoğraflanmasını içeren bu uygulamanın tarihi, 1800'lerin sonuna dayanıyor.
O dönemde yaşarken fotoğraflanmak yaygın olmadığı için insanlar kaybettikleri yakınlarını hatırlayabilmek amaçlı son yolculuklarından önce fotoğrafçı tutmaya başlamışlar.
Özellikle Avrupa ve Amerika'da yaygın olsa da, günümüzde adli ve patolojik alanlarda sık sık bu tür fotoğraflar çekilmeye devam ediliyor.
Günümüzde bu görüntüler bize oldukça travmatik ve üzücü gelse de, sık oldukları dönemde ölüm günlük hayatın bir parçası olarak görülüyor ve normal karşılanıyordu.
Fotoğrafın o dönemde yeni bir araç olması da, kaybedilenlere ait tek fotoğrafın ölümden sonra çekilmesine neden oluyordu.
Yani kişilerin tek fotoğrafı, onlar yaşamazken çekilmiş oluyordu.
Genç yaşta ölümlerin, bebek kayıplarının yoğun olduğu dönemde bu fotoğrafların büyük çoğunluğu da bu kişilere aitti.
Ölen insanların sanki özel bir günü kutluyormuşçasına hazırlandığı bu fotoğraflarda dikkatli bakmadığınız sürece kimin hayatta olmadığını anlamak oldukça zor.
Kişilerin bu kadar canlı durmasının nedeni ise özel desteklerle vücutlarının dik tutulması.
Kimi zaman bu destekler maalesef arkada saklanan anneler olmuş...
İnsanların sevdiklerini hatırlama çabasının ilginç bir örneği olan ölü fotoğrafçılığı, ara sıra korkutucu hikayelere ilham da olmuş.
Eski fotoğrafların ürkütücü olduğu düşüncesinin yayılmasındaki etkenlerden biri bu durum aslında!
Oysa oldukça üzücü ve kalbi buruk bir uygulama bu.
Çocukların artık birlikte koşturamayacakları arkadaşlarıyla, ailelerin büyüdüklerini göremeyecekleri çocuklarıyla son bir hatıra.
Hatırlamak için son bir çaba...
Bu Haber ile İlgili Linkler

Bu uygulama şimdi de var . Instagram hastanede ölen akrabasını paylaşan insanlarla dolu.
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın