O zamanlara milat olarak bankacılığın 1.0 devirleri dersek, Bankacılık 2.0 ile yavaş yavaş bilgisayarlar, kağıtlardan görevleri devralmaya başladı. Dolma ya da tükenmez kalem dönemi yerini klavye ve ekranlara bırakmaya başladı. Çeyrek asır içerisinde ise bu süreçler internetin de gelişmesi ve yaygınlaşmasıyla artık banka veznelerinden çıkıp masaüstü bilgisayarlara, banka işlemleri de ufak ufak bankacılardan bireysel olarak banka müşterilerine geçmeye başladı. Artık veznelerde kuyruklar oluşmamaya, herkes evlerinde veya işyerlerinde kendilerine merkez tarafından verilmiş yetkiler kapsamında işlerini kendileri görür hale gelmeye başladı. O tarihe kadar banka şubesi açma yarışında olan bankalarımız internet ve teknolojinin getirileri sayesinde adam / saat ve fiziksel şube masraflarını indirebilecekleri ciddi bir tasarrufu da keşfetmiş oldular. Hatta bu süreç içerisinde milyonlarca evin elektrik, su ve doğalgaz gibi birçok fatura sürecinin de otomatize edilmesine “otomatik ödeme” teriminin doğuşuna şahit olunan yıllardı. Gelin bu döneme de Bankacılık 3.0 diyelim…
Bankacılık 3.0 - 4.0 arasındaki dönem de ise işlem çeşitliliğinin artması ve merkez tarafından son kullanıcılara internet üzerinden yapmaları için verdikleri yetkilerin genişlemesi sayesinde “o zaman için” bambaşka bir boyuta taşınmaya başlamıştı. Mobilite daha çok gündeme gelmeye başlamış, “masa”lar yerlerini “diz”lere bırakmaya başladığı günler gelip çatmıştı. Masaüstü bilgisayarların dizüstü bilgisayarlara yenik düşmesi sonucu taşınabilirlik sayesinde yerden bağımsız olmanın avantajları olduğu gibi dezavantajları da gündeme gelmeye başlamıştı; güvenlik, ekran kırılması vb. Ama bunlar göz ardı edilebilir ve önlemleri alınabilecek risklerdi ve bu dönüşüm çok hızlı olmaya başladı. Birkaç sene içerisinde hepimiz birer güvenlik görevlisi, vezne görevlisi, portföy yöneticisi, risk uzmanı tadında farkında olmadan birçok işlevi kendimiz yerine getirmeye başladık.
Hemen burada Yaş X.0 ve Bankacılık X.0 bağdaştırmasını yapalım. Bu satırları okurken belki hafif gülümsüyor o yıllara gidiyorsunuz, belki de masal gibi dinliyorsunuz. İşte her yaşa göre farklı finans anlayışı ve süreci de tam bu noktada Bankacılık 5.0 kapılarını bize aralamaya başlıyor.
Yaş 3.0 ve sonrası şu ana kadar anlattığım teknolojik bankacılık süreçlerinin çoğuyla birlikte büyümüş durumdalar… Yaş 2.0 ve Yaş 1.0 ise şu an aylık faturalarının nereye ve nasıl ödendiğini bile çoğu zaman bilmiyor. Hatta bunu hiç öğrenmek bile istemiyorlar çünkü merak etmiyorlar. Zamanında otomatiğe bağlanmış faturalar tıkır tıkır ödendiği süreç zarfında da bilmeyecekler. Bilmesinler de biz onlar adına o zorluklardan bir çözüm oluşturduk ve önümüzdeki maçlara bakmaya devam etmedik mi?
Size birkaç satırda yarım asırlık finans sistemimizin hızlı bir gelişim sürecinin özetini yapmaya çalıştım.
Başlığımızdaki ilk sorumuza geri dönelim… Bu süreç zarfında Yaş kaç.0 olursanız olun sizi dijitalleştirebildik mi? Teknolojik ya da teknoloji sever biri olmak zorunda değilsiniz ancak tek bir dakikanızı bile kuyrukta bekleyerek geçireceğinizi düşündüğümüzde bile içiniz sıkışıyor mu? Henüz yeterince dijitalleştiremediklerimizdenseniz bu sizin üşengeçliğinizden mi yoksa bizim teknolojik imkanları eksik sunduğumuzdan mı kaynaklandığını sormamız gerekiyor. Bu kısımda biz teknik insanlar olarak külahlarımızı önümüze alalım, sizi de, sizinle bırakalım… Nasıl olsa çok yakında aynı noktada buluşmak zorunda kalacağız…
Yorum Yazın