Görüş Bildir
Haberler
Burçak Yüce Yazio: Einstein'ın 3 Önemli Mektubu

etiket Burçak Yüce Yazio: Einstein'ın 3 Önemli Mektubu

Burçak Yüce
30.03.2021 - 12:24 Son Güncelleme: 31.03.2021 - 12:01

Bugün sizlere meşhur bilim insanı ve benim bir fizikçi olarak ayrıca ilgi duyduğum Einstein’ın üç önemli mektubundan bahsedeceğim. 

İlki Einstein’ın kişisel değil ama resmi mektubu. Yani bizzat yazmamış ama içeriğinden haberdar.

İçeriğin Devamı Aşağıda

Einstein’ın Atatürk’e yazdığı mektup:

Einstein’ın Atatürk’e yazdığı mektup:

Ekselansları,

OSE Dünya Birliği’nin şeref başkanı olarak, Almanya’dan 40 profesör ve doktorun bilimsel ve tıbbi çalışmalarına Türkiye’de devam etmelerine müsaade vermeniz için başvuruda bulunmayı ekselanslarından rica ediyorum. Sözü edilen kişiler, Almanya’da yürürlükte olan yasalar nedeniyle mesleklerini icra edememektedirler. Çoğu geniş tecrübe, bilgi ve ilmi liyakat sahibi bulunan bu kişiler, yeni bir ülkede yaşadıkları takdirde son derece faydalı olacaklarını ispat edebilirler. Ekselanslarından ülkenizde yerleşmeleri ve çalışmalarına devam etmeleri için izin vermeniz konusunda başvuruda bulunduğumuz tecrübe sahibi uzman ve seçkin akademisyen olan bu 40 kişi, birliğimize yapılan çok sayıda başvuru arasından seçilmişlerdir. Bu bilim adamları, bir yıl müddetle, hükümetinizin talimatları doğrultusunda kurumlarınızın herhangi birinde hiçbir karşılık beklemeden çalışmayı arzu etmektedirler. Bu başvuruya destek vermek maksadıyla, hükümetinizin talebi kabul etmesi halinde sadece yüksek seviyede bir insani faaliyette bulunmuş olmakla kalmayacağı, bunun ülkenize de ayrıca kazanç getireceği ümidimi ifade etme cüretini buluyorum.

Ekselanslarının sadık hizmetkârı olmaktan şeref duyan,

Prof. Albert Einstein

Gelelim ikinci mektuba;

İkinci Dünya Savaşı’nın yaklaştığı yıllar… 

Dünyada silahlanma yarışı devam ediyor. Almanya’nın başında malum Adolf Hitler var ve geliştirilen silah sanayi ile güçlenerek tüm dünya için büyük tehlike oluşturuyor. 

Almanya’nın hızlı yükselişini gören ABD’de silahlanmaya çalışıyor. Ancak bununla yetinmiyor hep daha güçlü silahların peşinde gidiyordu. Adolf Hitler, atom bombasının etkisini biliyor ve bu yönde çalışmalar yaptırıyor. Hatta az kalsın atom bombası yapacak aşamada.

Durumdan kaygılanan Albert Einstein’da atom bombasının gücünü bildiğinden Adolf Hitler gibi birinin bu silahı herkesten önce ele geçirmesinden korkuyor. Bu sebepten atom bombasına dikkat çekmek isteyen Einstein, ABD Başkanı Roosevelt’e bir mektup yazıyor ve mektubunda endişelerini dile getiriyor.

Albert Einstein’ın ABD Başkanı Roosevelt’e yazdığı mektup:

Albert Einstein’ın ABD Başkanı Roosevelt’e yazdığı mektup:

'Sayın Başkan,

Tarafıma bildirilen bazı son çalışmalar, uranyumun yakın gelecekte yeni ve önemli bir enerji haline geleceğini göstermektedir. Vaziyet bazı yönleri itibariyle, dikkat çekmeyi ve hatta gerekirse Yönetim Aygıtı tarafından acil tedbirler almayı gerektirmektedir.

Son dört aydır, Fransa’da Joliot’un, Amerika’da Fermi ve Szilard’in çalışmaları, yüksek miktarda uranyum ile büyük nükleer zincirleme reaksiyonu üretebilmenin mümkün olacağını göstermektedir. Bu sayede çok büyük bir miktarda enerji ve çok büyük miktarda benzeri radyum elementleri üretilebilir. Şimdi, neredeyse kesindir ki çok kısa sonraki bir gelecekte başarılacaktır.

Bu yeni fenomen yeni tip, aşırı güçlü bombaların yapımını ortaya çıkarabilir. Bir gemi tarafından taşınabilirler ve limanı yok edebilecek kadar güçlü olabilirler. Ne var ki hava yoluyla taşınmak için çok fazla ağır olacaklardır.'

Ve üçüncü mektup benim aralarından en sevdiğim. 

Her okuyuşumda beni etkiliyor.

Neden mi?

Çünkü çok samimi bir üslupla gerçek sevgiden bahsediyor. Bilim ışığında sevgiyi aslında Yaratıcıyı tanımlıyor.

Einstein’ı ateist zannedenlere de buradan selam olsun…

Einstein’ın kızına yazdığı mektup:

Einstein’ın kızına yazdığı mektup:

“İzafiyet kuramını açıkladığım zaman beni çok az kişi anladı. Şimdi insanlığa ulaşması için yazacaklarım da bu dünyada yanlış anlaşılmaya ve önyargılarla çarpışmaya mahkum.

Mektupları gerektiği sürece korumanı istiyorum. Ta ki toplum şimdi açıklayacaklarımı kabul edecek düzeye gelene kadar.

Bilimin açıklayamadığı son derece devasa bir güç var. Bu güç, herkesi kapsıyor ve yönetiyor. Evrenin çalışmasını sağlayan her olgunun arkasında bile o var ve henüz bizim tarafımızdan tanımlanamadı.

Bu evrensel güç SEVGİ’dir.

Bilim insanları evren için birleşik bir kuram ararken, görülemeyen en kuvvetli evrensel gücü unuttular.  Sevgi ışıktır, onu alıp verenleri aydınlatan. Sevgi yer çekimidir, çünkü insanları birbirine çekmeyi sağlar.

Sevgi kuvvettir, çünkü bizdeki en iyiyi çoğaltır ve insanlığın kör bencilliklerinde tükenmemeyi öğretir.

Sevgi için yaşar ve ölürüz. Sevgi Tanrıdır ve Tanrı, sevgidir.

Bu güç her şeyi açıklar ve yaşama anlam katar. Bu, bizim çok uzun süredir göz ardı ettiğimiz bir çelişkidir. Çünkü belki insanın evrende kendi özgür iradesiyle kullanamayacağı tek enerji olduğu için, sevgiden korkuyoruz.

Sevgiye görünürlük verebilmek için, en ünlü denklemimde basit bir yer değiştirme yaptım. Eğer E = mc2 yerine, dünyayı iyileştirecek olan, enerjinin ışık hızının karesiyle çarpılarak sevgiyle sağlanabileceğini kabul edersek, şu sonuca varıyoruz; sevgi en kuvvetli güçtür, çünkü sınırı yoktur.

İnsanlığın evrendeki bizim düşmanımız haline gelen diğer güçleri kullanmakta ve kontrol etmekteki başarısızlığından sonra, kendimizi başka çeşit bir enerjiyle beslememiz zorunludur. Eğer türümüzün hayatta kalmasını istiyorsak, eğer hayatta bir anlam bulmamız gerekiyorsa, eğer dünyayı ve içinde yaşayan her duyarlı varlığı kurtarmak istiyorsak, sevgi tek ve biricik cevaptır.

Belki bir sevgi bombası, gezegenimizi harap eden açgözlülük, nefret ve bencilliği tamamen yok edebilecek kadar güçlü bir cihaz, yapmaya hazır değiliz.

Buna rağmen her bireyin enerjisini açığa çıkartmayı bekleyen küçük ama kuvvetli bir jeneratör var.

Bu evrensel enerjiyi almayı ve vermeyi öğrendiğimiz zaman sevgili Lieserl, sevginin hepsini yendiğini, her şeyin ötesine geçtiğini doğrulayabileceğiz. Çünkü sevgi, hayatın en özlü kısmıdır.

Bütün hayatım boyunca kalbimin içinde sana dair sessizce atanları ifade edemediğim için çok derin bir pişmanlık duyuyorum. Belki artık özür dilemek için çok geç, ama zaman göreceli olduğu için sana söylemem gerekiyor: Seni seviyorum ve nihai cevabı bulduğum için sana teşekkür ederim.

Baban; Albert Einstein'

İçeriğin Devamı Aşağıda

Dipnot: Ünlü deha Albert Einstein’in kızı Lieserl Einstein, Einstein’in elinden çıkan 1400 mektubu Yahudi Üniversitesi’ne bağışladı.

1980’lerin sonunda mektupları üniversiteye bağışlayan Lieserl’ın bir şartı vardı: İçerikler aradan 20 yıl geçene kadar asla yayımlanmayacaktı. Aradan gereken zaman geçtikten sonra, merakla beklenen mektuplar açığa alındı. 

Yukarıda okuduğunuz ise Albert Einstein’in kızına yazdığı en önemli nasihatlerden biriydi.

Facebook

Instagram

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
35
26
9
3
2
2
2
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın