Bir Garip Olay: Tatları, Kokuları ve Sesleri, Renk Olarak Algılama Durumu Olan Sinestezi
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Bir Garip Olay: Tatları, Kokuları ve Sesleri, Renk Olarak Algılama Durumu Olan Sinestezi
Hiç çevrenizdeki bir sesi gördüğünüz ya da gördüğünüz şeyleri duyduğunuz oldu mu? Şöyle diyeyim, ağzınıza bir parça yeşil elma götürmeden önce ona baktığınızda, onun sulu, asidik ve ekşimtırak tadını hissedersiniz, değil mi? Peki, bu nesne bildiğiniz bir şey değil de bir kumanda olsa ya da bardak? Bunların tadını hissedebilir misiniz? Zihninizde bir tat duyumsar mısınız? Mesela bir notayı duyduğunuzda, gözünüzün önüne renklerin gelmesi durumu ya da herhangi bir tat alma durumu olur mu? Eğer bu sorulara cevabınız evet ise, siz de bir sinesteziksiniz...
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Öncelikle sinestezinin ne olduğuyla başlayalım.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Diğer bir ifade ile “birleşmiş duyular” ya da “eşduyum” denilebilir ve duyuların birlikte algılanması ya da birbirine karışması durumu olarak tanımlanır.
Sinestezi, doğum sırasında beynimizde bize bir yaşam boyunca yeteceğinden çok daha fazla sayıda bulunan nöron arası bağlantıların, normal insanlarda zamanla yok olurken, sinesteziklerde bu bağlantıların yok olmamasından kaynaklanır.
Peki sinestezi bir hastalık mıdır yoksa bize bahşedilen bir hediye mi?
Sinestezi, bazı araştırmacılarca dil dışı düşünmenin özel bir belirtisi olarak kabul edilirken, bazılarınca tam bir “hastalık”, “anormallik” ve mistik bir insan yeteneği, mucize olarak kabul edilir.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Sinestezik kişiler genelde hassas yapılı, hayal dünyası çok yoğun, ruhsal durumu, kendisinin bile anlayamadığı kadar karışık olan kişilerdir. Çok az sayıda kişi sinesteziktir ve olanlar da genelde sanatla uğraşmaktadır.
Kısacası sinesteziyi bir hastalık olarak değil, bir “duyusal algılama hediyesi” olarak görebiliriz.
Sinestezikler neyi, nasıl algılarlar?
Tatları, kokuları, sesleri renk olarak algılayan sinestezikler ise daha az görülmektedir. Bu gruba dahil olan sinesteziklerin hafızaları diğer gruba nispeten daha zayıftır.
Yaşadıkları ve hatırlayamadıkları bir olayı seneler sonra hafızaları sayesinde değil, olaya atfettikleri bir koku sayesinde hatırlayabilirler.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Bu kişiler, yani sinestezikler, eğer erken çocukluk döneminde bu deneyimi farkında olarak yaşamaya başlarsa ve bunu içselleştirirse sinezteziyi günlük, normal, olağan bir olay olarak değerlendirir.
Sinesteziklerin çoğu, diğer insanların algısal deneyimlerinin bir parçası olarak aynı deneyimleri yaşamadıklarını öğrendiğinde veya fark ettiğinde, önce büyük bir şaşkınlık yaşar.
Daniel Tammet dünyaca ünlü bir sinestezi hastası. Kendisi 2004 yılında Oxford Üniversitesine gidip ‘Ben pi sayısını 22bin 500üncü rakamına kadar söyleyebilirim’ diye ortaya çıkıp, 5 buçuk saati aşkın bire süre rakamları sıralayarak gerçekten de hatasız sayabilen bir sinestezik.
Mesela ona göre 9 rakamı, uzun ve ürkütücü olabilen bir rakam iken, 1 parlakmış, 6 çok küçükmüş, o kadar ki zorlanıyormuş görmekte, daha çok kara delik gibi şeyleri 6 diye tanımlıyormuş.
Tammet’in yetenekleri bununla da sınırla değil. Mucize adam, herhangi bir dili 7 gün içerisinde konuşabilecek hale gelebiliyor, ki bu dillerin içerisinde İzlandaca gibi, öğrenmesi oldukça zor olan dil grupları da var.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Peki tarihte ünlü sinestezikler de var mı? Elbette!
Vasilly Kandinsky (1866-1944) bir sinestezikti. Duyusal birleşmenin en derin sempatizanı olmalıydı; çünkü ressamdı.
Bunun sonucu olarak, renkler ve sesler arasındaki uyumu tablolarında en güzel şekilde yansıttı. Her resminden sonra, resimlerindeki derinliği açmaya çalışan temel yazılar kaleme alırdı.
Kandinsky, tablolarını tanımlamak için müzikal terimler kullanmıştı.
Bir diğer ünlü isim, Johann Von Goethe (1749 -1832). On sekizinci yüzyılın sonlarında, klasik renk kuramının gerçeği açıklamadaki yetersizliğini ilk fark edenlerden biri de oydu.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Goethe en çok, rengi ve ışığı gerçekte nasıl gördüğümüz, dünyayı ve sanrıları nasıl yarattığımız sorusu ile ilgileniyordu.
Peki son olarak, sinestezinin kültürlere yansıması nasıl oldu?
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
Yorum Yazın
Ne kadarda komiğim ve herkese laf sokuyorum asjhdkdm
Bir müzisyen olarak sesleri renk olarak algılıyorum uzun zamandır. ama bunu normal birşey sanıyordum hiç umursamamıştım ama kimseyede sizde böyle hissediyorm... Devamını Gör
Samet Bey selamlar. Bu konu hakkında belgesel yapmak istiyorum.Bana ulaşabilir misiniz?
onedioda yazan her hastalığın belirtisine 'ohaa bende de var' demekten ciğerim soldu
oha bende de var