Bayram Oteli'nde Ölenlerin Yakınları Adalet İstiyor

Van’da 9 Kasım 2011’de meydana gelen depremde, aralarında gazeteciler Cem Emir ile Sebahattin Yılmaz’ın da bulunduğu 24 kişinin hayatını kaybettiği Bayram Oteli davası yeniden başlıyor.

Daha önce yapılan duruşmalarda tek sorumlu olarak yargılanan otel sahibi Tevfik Bayram’a 11 yıl hapis cezası verilmiş, hayatını kaybedenlerin yakınları cezayı az bularak Yargıtay’a başvurmuştu. Aileleri haklı bulan Yargıtay, Bayram’ın yeniden yargılanmasını istedi. Davanın ilk duruşması 24 Aralık Çarşamba günü görülecek. Dava öncesi ihmallerle dolu olayda yaşamını yitirenlerin yakınlarıyla konuştuk. Aileler otel sahibinin yanı sıra, dönemin Van Valisi ile AFAD yetkililerinin de yargılanmasını istiyor.

Bayram Oteli’nin enkazı altında kalarak yaşamını yitiren Gazeteci Cem Emir’in kardeşi Sinem Emir, insanların artık ihmaller yüzünden ölmesini istemediklerini belirterek, “Başka aileler böyle bir acı yaşasın istemiyoruz. Kaybettiklerimizi geri getirmeyeceğimizin bilincinde olarak; bu katliama sebep olanlar eksiksiz yargılansın diye 3 yıldır adalet mücadelesi veriyoruz” dedi. Bütün sorumluların eksiksiz yargılanmasını talep ettiklerini söyleyen Emir, “Çünkü ekmek parası peşindeyken hayatını kaybeden canlarımıza, sevdiklerimize karşı kendimizi sorumlu hissediyoruz” dedi.

SORUMLULAR YARGILANSIN

Van 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, hasar tespit çalışması yapmadan müşteri kabul eden Bayram Oteli sahibinin, taksirle birden fazla insanın ölümüne sebebiyet vermekten, 11 yıl 1 ay 10 gün hapis cezasına çarptırıldığını ve Yargıtay’ın bu cezayı az bulduğunu hatırlatan Emir, “Van 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nden 24 Aralıkta çıkacak kararın, bundan sonra kimsenin insan canını bu kadar değersiz görmeye cüret edemeyeceği bir karar olmasını umut ediyoruz” dedi. Otelin açık kalmasında dönemin Van Valisi Münir Karaoğlu ve Van İl Afet ve Acil Durum Müdürü Cafer Geyik’in de sorumlu olduğunu, ancak aradan geçen üç yıla rağmen bu kişilerin yargılamaya dahil edilmediğini söyleyen Sinem Emir, “Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru ile yapılan itiraz sonucu İçişleri Bakanlığı tarafından görevlendirilen müfettişlerin ‘soruşturma yapılsın’ kararına rağmen bakanlık soruşturma izni vermedi. Bu karara karşı karşı Danıştay’a yaptığımız itirazın sonucunu bekliyoruz. Adalet mücadelesini konuşmak, anlamak, bilmek ne kadar elzemse bu tür olayların bir daha yaşanmaması için bütün sorumluların yargılanması yönünde bir yargı süreci işlemesi ve bunun takibi de en az onun kadar elzem” dedi.

CEZA CAYDIRICI OLMALI

Depremde hayatını kaybeden Selman Kerimoğlu’nun oğlu Önder Can Kerimoğlu da gezetemize yaptığı açıklamada, sanık Tevfik Bayram’ın kâr amacı güderek öngörülebilir olan bu tehlikeyi dikkate almadığını, otelinde gerekli denetimleri yaptırmaması nedeniyle 24 kişinin ölümüne sebep olduğunu söyledi. Yargıtay’ın bozma kararında belirttiği gibi verilen cezanın bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermekten ‘Azami hadde yakın cezalandırılmasını’ talep ettiklerini söyleyen Kerimoğlu, bu yönde bir karar verilerek bunun örnek teşkil etmesini ve diğer mütehahitler ve işletmeciler için de caydırıcı olmasını istediklerini dile getirdi.

TÜRKİYE CEZA ALACAK

Yargıda en üst merci olan Anayasa Mahkemes’nin kararının bile yerine getirilmediğini, bu durumun da yargıya olan güvenlerini zedelediğini belirten Kerimoğlu “Kusuru olan devlet memurlarının yargılanmaması durumunda davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyacağımızı üzülerek belirtmeliyim. Üzücü çünkü; Türkiye Cumhuriyeti devleti içindeki en üst yargı biriminin görüşüne rağmen bu kişileri yargılamaması AİHM tarafından görülecek ve Türkiye, uluslararası alanda bir ceza daha, bir leke daha alacaktır” şeklinde konuştu.

DEVLET KENDİ SORUMLULUĞUNU GİZLİYOR

Bayram Oteli’nde yaşamlarını yitiren Doğan Haber Ajansı (DHA) muhabirleri Cem Emir ve Sebahattin Yılmaz’ın ailelerinin avukatı Murat Kemal Gündüz yaptığı açıklamada “Başbakanlık ve İçişleri Bakanlığı, Anayasa Mahkemesi kararlarının yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlamasına karşın soruşturma izni vermeyerek Anayasa’ya aykırı davranmıştır” dedi. Van valisi ve AFAD başkan vekiline hasar tespiti yapılmaması ve binaların kusurlu halde konaklamaya açılmasından dolayı soruşturma izni verilmemesini değerlendiren Gündüz, “Yargılanmaları halinde bu kişilere emirlerin Bakanlık ve Başbakanlıktan verilmiş olduğunun ortaya çıkması ve sorumluların çoğalması ihtimali var. Soruşturma izni verilmemesinin bir nednei de bu. Vali ve AFAD başkan vekilinin merkezi idareden bağımsız olarak deprem gibi önemli bir olayda tek başlarına karar alması olası görülmemektedir. Ayrıca siyasi iktidarın öteden beri ‘memurumu yedirtmem’ türünden bir tavrı var, bu da etken oluyordur” dedi.

AİLELER TAZMİNAT DAVASI AÇINCA, DHA VE HÜRRİYET ÖLEN MUHABİRLERİNİ UNUTTU!

Gazeteciler Cem Emir ve Sebahattin Yılmaz’ın ailelerinin, Doğan Haber Ajansı’na (DHA) karşı Bakırköy İş Mahkemesinde açtığı tazminat davasına ilişkin bilgi veren avukat Murat Kemal Gündüz, “Gazeteciler, işverenleri tarafından görevlendirildikleri deprem bölgesinde haber peşinde koşarken hayatlarını kaybetti. Teknik anlamda bu bir iş kazası” dedi. Gündüz, olayla ilgili olarak tazminat davası açmalarının ardından, DHA ve Hürriyet Gazetesi’nin Bayram Oteli olayına ilgisinin değiştiğini, Cem Emir ve Sebahattin Yılmaz’ın ailelerinin hukuk mücadelesini gizleme tavrı içine girdiklerini söyledi. Ajans ve gazetenin bu tutumuna ilişkin örnek de veren Gündüz, “17 Kasım 2014 tarihli Hürriyet’te, ön sayfada manşetten Oya Armutçu imzası ile ‘Enkazda kalan Karar’ başlığı ile Bayram Oteli davasının AYM süreci haber yapıldı. Ön sayfadaki haberin resimli tanıtımında ve 20. sayfadaki haber devamında hiçbir şekilde mesai arkadaşları Cem ve Sabahattin’den bahsedilmedi. İsimleri dahi anılmadı” dedi. Bu haber için Hürriyet okur temsilcisi Faruk Bildirici’ye mail attığını belirten Gündüz, okur temsilcisinin haberde kasıtlı bir gizleme olmadığını söylediğini ve bu eleştirinin ardından Hürriyet gazetesinin 10 Aralık 2014’te Ankara ekinde kısa bir cümle ile Cem ve Sebahattin’in ailelerinin mücadelesine değinip, geçiştirdiklerini anlattı. Gündüz “Cem ve Sabahattin haber peşinde koşarken yaşamlarını yitirdi. DHA ile Hürriyet’in bu tutumu ölen gazetecilerin hatırasına saygısızlıktır, vefasızlıktır” dedi.

KAMU GÖREVLİLERİNİ YARGILAMAK ZORUNDALAR

DEepremde hayatını kaybeden ailelerin avukatlarından Övgü Erdoğan ise yaptığı açıklamada Anayasa Mahkemesi’nin Van Valisi ve AFAD yetkililerinin etkili ve yeterli bir şekilde soruşturulmaları yönünde verdiği kararın Türkiye için tarihi bir karar olduğunu belirterek, “Bu karar ile suç işleyen kamu görevlilerinin yargılanmasının önü açıldı. Kamu görevlilerinin soruşturulmaması ya da yargılanmaması yönündeki eğilime dur denildi. Devletin, sorumlu kamu görevlilerini cezasız bırakması artık mümkün değil. Soruşturma açacak, yargılayacak. Bunları yapmazsa Anayasa Mahkemesi kararına aykırı davranmış olur” şeklinde konuştu. Eğer kamu görevlileri hakkında bir şikayet varsa savcılıkların da mahkemelerin de etkili, yeterli, gerekçeli soruşturma ve yargılama yapmak zorunda olduğunu dile getiren Erdoğan, “Kamu görevlileri hakkında eskisi gibi kolay bir şekilde ‘şikayeti işleme koymuyorum’ kararları verilemeyecek. Verildiği takdirde Anayasa Mahkemesi muhakkak bu kararları kaldıracak” dedi. Anayasa Mahkemesi kararlarının devletin tüm organlarını bağladığını hatırlatan Erdoğan, “Bu sebeple, soruşturma izni verilmemesi yönündeki kararın kaldırılması ve bu kişilerin yargılanması için Danıştay’a başvurduk. Danıştay’ın bu hukuksuzluğa dur demesini bekliyoruz” dedi.

Devlet yetkililerinin Ermenek’te yaşamını yitiren maden işçileri ile ilgili, “Kim yanlış yaptıysa hesap verecek. Üstü örtülmeyecek” şeklinde açıklamalarda bulunduğunu hatırlatan Erdoğan “Bayram Otel için de aynı şeyi söylediler. Ama Bayram Otel olayında kusurlu olan Van Valisi, AFAD ve Belediye yetkililerinin yargılanmasına izin vermediler. Bu sebeple Soma ve Ermenek faciasının da hesabının sorulacağını düşünmüyorum. Nitekim Soma faciasında ihmali olan kamu görevlilerine de soruşturma izni vermediler” dedi.

Beyar Özalp - Duygu İnce, Evrensel