onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
ALLAH'IN varlığının delillerle ispatı

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

ALLAH'IN varlığının delillerle ispatı

Ali Efe Vatan
13.07.2015 - 17:25 Son Güncelleme: 13.07.2015 - 18:29

ALLAH'ın varlığının ispatı(Delillerle)

 “Süphe yok ki göklerde ve yerde mü’minler için (Allah’ın varlığına dair) deliller vardır. “    (Câsiye : 3)

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Resim-Ressam, Aslı-Yaratan ilişkisi

Resim-Ressam, Aslı-Yaratan ilişkisi

Nasıl bir resim gördüğünüz zaman o resmi yapan bir ressam olduğunu kabul edersek kâinattaki resimlere de bakacak olursak kâinattaki varlıkları da bir yaratanın olduğunu kabul etmemiz gerekir. Kâinattaki varlıklara (resimlere) bir bakalım: Dünyamız güneşin etrafında dönmektedir. Eğer dünyamız güneşe biraz daha yakın dönseydi yanacaktı. Biraz daha uzak dönseydi donacaktı. Dünyamızı tam dengede döndüren kimdir?

    Bazen ufacık füzelere ,uçaklara dahi hakim olamazken o akıl almaz hız ve büyüklükteki yüz milyonlarca kütlenin (gezegen, yıldız, nebula...) en ufak bir hata dahi yapılmadan gezdirilmesine neden olan kimdir?

       Parçalanan, yaşlanan, gezegenler, çürüyen bitki hayvan ve insanlar ile her yer (gökyüzü, yeryüzü) çöp pislik olacağına, bir düzen içinde çöpleri temizlik görevlilerine (kara delik, böcek, kurt,çakallara...) toplatan kimdir?

       Atmosferdeki su, karbondioksit, oksijen ve azotun devredilmesindeki ahengi, nizam ve intizamı bildiğimiz için, yağmur yerine “kezzap” adını verdiğimiz nitrik asitin yağabileceği aklımıza dahi gelmez, değil mi?Oysa ki, atmosferin % 80’ini teşkil eden azot gazı, yıldırım ve şimşeklerin tesiri altında oksijenle birleşir. Bu oksitlenme sonucunda, nitratların meydana gelmesine yarayan azot oksitleri teşekkül eder. Yani ilmen, havadaki her elektriklenmede, nitrik asit yağmurunun meydana gelmesi için bütün şartlar hazırdır.... Ancak şimşek çaktığında , damla damla merhamet ve rahmet yağar. Ve bize haddimizden fazla değer veren yüce kudrete bütün mahlûkat şükreder.

       Üzerimize her an kezzap yağabilmesinin mümkün olduğunu bilen kimya âlimi Prof. Dr. Arthur Macomb bu konuda şunları söyler: “Ne zaman şimşek çakıp gök gürlese, semâdan yağmur yerine nitrik asit yağacak diye soluğum kesilir, rengim kaçar, sığınacak bir yer ararım. Çünkü havada nitrik asit teşekkülü için bütün şartlar hazırdır.”

H2 + O = Su (Söndürücü)

H2 + O = Su (Söndürücü)

Yanıcı ve yakıcı iki madde bir araya gelince yangına neden olacağına tam tersine , söndürücü olmaktadır. Bunu ayarlayan kimdir? - 'Kimyevi iki madde bir araya gelince asli özelliklerini kaybeder, yeni özellikler alırlar' diyen akli evvellere cevap: kaybettiren ve tam da olması gereken özellikleri kazandıran kimdir? Burada asıl önemli olan, sonuçta,  insanların faydasına olan neticeleri ortaya çıkartacak olan sebeplerin yaratılmış olmasıdır. Nasıl sorusu kadar neden ve niçin sorularının da cevapları önemlidir! Unutmayalım ki nasıl sorusunun cevabı Allah'ın yaratmada ki metodu, yolu, kuralını açıklarken, neden sorusu da bizi asıl gayeye götürür. Su da sıvıdır, zeytinyağı da! Allah suyu sıvı yağ şeklinde yaratsa idi, başta temizlenme olmak  üzere, taşımacılık sektörü...vs karşılaşacağımız zorlukları bir düşünebilir misiniz, sıvı ise o da sıvı di mi ?-

     Günümüzde artık görüyoruz, biliyor, sık sık duyuyoruz; Katkı maddeli meyve-sebzelerin veya geniş anlamda tüm tüketim maddelerinin kullanılmasında dikkatli olunması gerektiği bildirilmektedir!Peki soralım acaba neden? Organik olan tüketim maddelerinin kullanılması öğütlenirken neden katkı maddelilerden sakınılması tavsiye ediliyor. Cevabı belli de biz başka bir alana dikkat çekeceğiz:Aslından kopya edilerek yapılan katkı maddeli tüketim ürünleri en son teknoloji ile elde ediliyor,ama -ateistlerin ileri sürdüğü gibi - 'kendi kendine  meydana gelen ürünlerin kalite- renk,koku,verim,potansiyel,vitamin...- seviyesine ulaşamıyor,bu biraz mantıksız gelmiyor mu size de..!?

    Diş doktoru yıllarca okuyup makineler yardımı ile takma dişler yapmaktadır. Bu dişler kırılsa bize haber veremez. Fakat binlerce senedir ağzımızdaki dişler çürümeye başladığı  an  alarm sistemi (sinir sistemi) ile bize haber vermektedir. Takma dişi doktor yapabiliyorsa çok daha ileri teknolojiye sahip ağzımızdaki dişleri yapan kimdir?

Eşsiz Düzen

Eşsiz Düzen

Ağzımızdaki dişlerin sıralanışı:

32122123 = üst çene

32122123 =  alt çene

Dişlerimizi böyle simetrik olarak dizen kimdir?

Gazete yaprakları  ile aynı   kalınlıkta olan ağaç yaprakları fabrika gibidir. Oksijeni alır, karbondioksit verir, içinde damarlar vardır, içinde yeşil renk veren klorofil maddesi vardır . Yaprağı “ oksijen fabrikası” şeklinde yaratan kimdir? Aynı toprağa atılan iki farklı meyvenin tohumu, aynı topraktan beslendikleri halde farklı ürünler ortaya çıkarmaktadır. Tohumun içine tüm bu bilgileri kodlayan  kimdir. Tohum mu daha ileri teknoloji ürünüdür, disket, flash bellekler mi...?

Geçim-Yaşam

Geçim-Yaşam

İnsanlar henüz ot ve suyla çalışan karşılığında süt veren bir fabrika   yapamamışlardır. Fakat milyonlarca senedir milyarlarca, çoğalan, yürüyen, büyüyen, duvarlarından (derisinden) faydalanılan, makinelerden (etlerinden) yemek yapılan sadece ot ve su karşılığında bize süt veren fabrikaları yaratan kimdir?

         İnsanlar, Cenâb-ı Hakk’ın yarattığı  odundan ancak tahta, tahtadan masa ve sandalye gibi şeyler yapabilmektedir. O Kadîr-i Mutlak ise odundan meyve yapıyor, yaprak ve çiçek çıkarıyor. Demek ki iş odunda değil, ustadır.

    Bir iplik fabrikası düşünelim; irili, ufaklı, yürüyen, çoğalan, incecik fakat çok sağlam iplikler üreten bir fabrika. İnsanlar nokta büyüklüğünde böyle fabrikalar yapamamışlardır. Fakat binlerce çeşidiyle milyonlarca, bir yaratıcı tarafından yaratılmıştır ; ipek  böceği , örümcek!... O ,   kimdir?

    Yağmur gökyüzünden tane tane yağmaktadır, damlacıklar birleşip sel olarak yağmamaktadır. Buna engel olan kimdir? Her yıl yağan kar tanecikleri milyonlarcasını her seferinde her biri ayrı ayrı desenlerle  gökyüzünden bize yollayan, gökyüzünde birleştirip çığ olarak göndermeyen kimdir?

     Uzayın akıl almaz derinlikleri içinde güneşimiz gibi 200 milyar güneşi ihtiva eden Samanyolu Galaksisi’nde yaşıyoruz. Samanyolu ise, varlığı kanıtlanabilen en az 300 milyar galaksiden sadece bir tanesidir. Bu dev evreni düzen ve uyum içinde yaratan , yaşatan kimdir?

“Dünyada hiçbir delil kalmasa bile, bir mikrobun hayati bana Allah’i ispat etmeye yeter. “

“Dünyada hiçbir delil kalmasa bile, bir mikrobun hayati bana Allah’i ispat etmeye yeter. “

LUIS PASTEAUR

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Elektrikli Yılan Balığı

Elektrikli Yılan Balığı

BUNLARI DA FRANKLIN MU BULDU ACABA ?

BUNLARI DA  FRANKLIN  MU BULDU ACABA ?

Tek bir yıldırım 100.000 amperlik bir elektrik akımı taşır; bu miktar 200.000 nüfuslu bir şehri bir dakika boyunca aydınlatabilir.

ALLAH (cc) NİÇİN GÖRÜNMEZ ?

ALLAH (cc) NİÇİN GÖRÜNMEZ ?

Eğer Allah görünseydi imtihan diye bir şey kalmazdı. Allah görülmeyecek ki o görülmeyen Allah’ı bulan insan mükâfat (cennet ) kazanabilsin. Ayrıca daha Allah’ın yarattıklarını görememekteyiz:

Küçük şeyleri göremeyiz : Mikrop ,atom , hücre....Büyük şeyleri (-n tamamını ) göremeyiz: dünya, ay, okyanus...Özelliği görünmez olanları göremeyiz: Rüzgar, ısınlar (alfa, beta, gama, ultraviyole, kızıl ötesi...) ses-radyo dalgaları, akıl, üzüntü, sevinç, elektrik...Bizim görme oranımız 1.000.000/3.5’tur. Yani çevremizde var olan 1000.000 varlığın sadece 3,5 unu görebiliyoruz...O halde bizler daha Allah’ın yarattıklarını göremiyoruz. Görülmeyen şeyleri yaratan Allah’ı hiç göremeyiz.

Allah her şeyi yaratandır. Peki (haşa) O’nu yaratan kimdir, var mıdır?

       Allah yaratan olduğu ,yaratılan olmadığı için Allah’tır. Eğer bir tanrı  yaratılan ise,o zaman o tanrı değildir, O’nu yaratan ,ama yaratılmayandır Tanrı ..Her şeyin başı,bir,tek, Vahidül-ehad olan Allah’tır.

                       4  -  3   -  2  -  1  -  0

           4’ün var olması için 3’e ihtiyaç vardır.3 olmadan 4 olmaz.3’ün var olması için 2’ye , 2’nin var olması için (iki adet) 1’e ihtiyaç vardır.1 olmadan 2, 2 olmadan 3 olmaz. Fakat;1’in var olması için sıfır’a ihtiyaç yoktur. Çünkü sıfır hiç ,yok, boşluktur. Boştan,hiçten bir olmaz. O halde ,her şeyin başı 1’dir. Bir’den 2 ,ondan 3 çıkmıştır. O Bir’de Vahidu’l-ehad olan Allah’tır.

        Bir tren ve vagonlarını düşünelim:

                    V3 - V2 - V1 -  LOKOMATIF

   V3’ü çeken V2’dir.V2’yi çeken V1’dir.V1’i çeken ise lokomotiftir. Lokomotifi çeken nedir ,diyemeyiz. Çünkü lokomotif çeker ama çekilmez. Onun hareketi kendindedir.

   Bizim (V3) var olmamıza sebep olan anne-babamızdır. Onların var olmasına da anne-babaları (V2) sebeptir... Bu Hz-Adem Hz-Havva’ya dek gider. Peki Hz.Havva ve Adem'i yaratan kimdir. Cevap:Allah’u Teala .Peki (haşa) Allah’ı yaratan kimdir diye soramayız. Çünkü Allah yaratandır ama yaratılmaz. Tıpkı lokomotifin çeken ama çekilmez oldugu gibi....

   ( Not : Bazı insanlar “ BENZETME “ sanatına - işlerine geldiği an - önyargılı yaklaşmaktadırlar ... : Yukarıdaki lokomotif örneği bir kıyas ve benzetme sanatı üzerine kurulmus bir örnektir. Tıpkı “ Aslan gibi adam “ cümlesinde oldugu gibi . Kimse bu cümleyi duyunca aslan- insan karısımı bir yaratığı göz önüne getirmez. Yukarıda da bir kıyas yapılmıştır, Allah’u Teala ( HAŞA ) bir trene benzetilmemiş trendeki bazı özelliklerden kıyasla Allah ‘ın bazı sıfatlarına atıfta bulunulmuştur. Amaç örneğin okuyucu tarafında daha iyi anlaşılabilmesidir! Yoksa Allah’ın ( HAŞA ) bacası , tekeri vardır,... ?! iddiasında bulunan yoktur.Sanattan anlamak istemeyenlere öncelikle sanatı tavsiye ederiz, ki o sanat O'na işaret etsin!  )

     “ Allah'ın her yarattığı  bir fabrika, bilgisayar, makine, robot...... gibidir. Yaratılan her varlık   planlanmış, programlanmış, çoğalacak şekilde dizayn edilmiştir. “

İnsanların Teknoloji adına yaptıkları tüm yenilikler aslında yüce yaratıcının yarattıklarının kötü, amatörce birer taklidinden başka bir sey değildir. Hem de her biri daha az kapsamlı, hatalı, çok enerji gerektiren, iri ,az kullanışlı, cansız ,çoğalamayan, büyüyemeyen kötü birer taklittirler. 

ABD'nin San Francisco kentinde düzenlenen 'Deneysel Biyoloji 2006 Konferansı'nda önceki gün söz alan bilim adamları, günümüzde geliştirilen biyonik kol, bacak, göz ve kulak gibi organlarla, vücudu ağır hasar gören kişilerin eski hallerinden daha sağlıklı hale getirilebileceğini söyledi. İşte son yıllarda geliştirilen biyonik organlara birkaç örnek:

  • Biyonik göz: ABD'nin Stanford Üniversitesi'nden Doktor Daniel Palanker'ın geliştirdiği 'retinal protez', taşınabilir bir mini bilgisayar, üzerinde video kamera bulunan bir gözlük, göze yerleştirilen bir pil ve ışığa duyarlı bir çipten oluşuyor.Biyonik kulak: Almanya'daki Saarland Üniversitesi'nden Profesör Werner Nachtigall ve Doktor Stefan Launer'in geliştirdiği yeni teknikte, sesleri algılayan bir çip, kulağın arka yüzeyine yerleştiriliyor. Bu çip, kulağın içine nakledilen bir alıcıya radyo sinyallerine çevirdiği sesleri iletiyor.  ( Milliyet :06.04.2006 )
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

GÖZÜMÜZ KAÇ MEGAPİKSEL ?

GÖZÜMÜZ KAÇ MEGAPİKSEL ?

Günlük hayatta 'adamın cep telefonunun kamerası 2 MP' ya da bende bir makine var '12 MP' gibi sözler duyarız ve 'vay be, teknoloji nerelere kadar geldi' deriz. Hatta bazen 'ya bu kamera benim gözümle gördüğümden de net çıkarıyor görüntüleri' dediğimiz bile olur. İşin aslını yapılan araştırmalar gösteriyor ve vücudumuzun günümüz teknolojisinin ne kadar ilerisinde olduğunu ortaya koyuyor.Gözümüz tek bir taslak üzerinde kurgulanmış anlık çekimleri yakalayan bir fotoğraf makinesi değildir. Daha çok bir video silsilesine benzemektedir. Gözümüz, küçük açılarla, anlık hareket eder ve etrafımızdaki detayları beyne yansıtmak için sürekli kendisini günceller. Ayrıca iki tane gözümüz vardır ve beynimiz, çözünürlüğü daha da arttırmak için her iki gözden gelen sinyalleri toplamaktadır...küçük bir örnekle başlayalım: Şimdi önünüzde 90 a 90 derecelik açıda (gözümüzün açıları yani) bir görüntünün olduğunu farz edelim, aynen pencereden dışarıdaki bir manzarayı seyredermiş gibi. Bu durumda piksel sayıları ortalama bir göz için: 90 derece * 60 arc-dakika/derece * 1/0.3 * 90 * 60 * 1/0.3 = 324,000,000 piksel (324 MP ) olur...Ama insan gözü, bu açıdan çok daha fazla bir açı görür ki bu da 180 dereceye yakındır.Biraz küçük düşünüp 120 derecelik bir açıyla bakabildiğimizi varsayacak olsak bile:120 * 120 * 60 * 60 / (0.3 * 0.3) = 576 MP  verisini elde ederiz...sözün özünü böyle bir teknoloji harikası olan gözünüze gözünüz gibi bakın.

HAYVANLAR ALEMİNDEKİ BİNLERCE ÖRNEKTEN SADECE BİRİ

HAYVANLAR ALEMİNDEKİ BİNLERCE ÖRNEKTEN SADECE BİRİ

Olağanüstü bir yön bulma kabiliyetine sahip olan güvercinler, ne kadar uzaklıkta olursalar olsunlar, her zaman yuvalarını buluyorlar. Yollarını hayranlık uyandıran bir gizemle nasıl buldukları merak edilen güvercinleri inceleyen Alman bilim adamları, bu kuşların gagalarında pusula gibi işlev gören küçük demir partikülleri tespit ettiler. Güvercinler, bu partiküller sayesinde yeryüzünün manyetik alanını analiz ederek kuzey kutbunu belirleyebiliyor.Gerta Fleissner başkanlığındaki ekibin araştırması, 'Naturwissenschaften' dergisinde yayımlandı. Dergideki yazıya göre, güvercinlerin gagalarını röntgen cihazında inceleyen bilim adamları, gaga derisinin altındaki sinirlerde demir partikülleri tespit etti.Araştırmacılar, göçmen kuşların da aynı şekilde gagalarındaki demir partikülleri içeren hücreler sayesinde yönlerini bulduklarını kaydettiler.( Hürriyet :17 Mart 2007 )

                           SAHİ.. PUSULAYI  KİM BULMUŞTU... J

İnsanların yaptığı Teknik, buluş vs Allah’ın yarattığı

İnsanların yaptığı Teknik, buluş vs Allah’ın yarattığı

Sentetik, sera, taklit...........................Doğal, orjinal

Diyaliz makinesi..................................Böbrek

Lamba, kalorifer...................................Güneş

Baraj, Havuz.........................................Deniz, Okyanus

Yapay çiçek..........................................Çiçek

Yapay meyve........................................Meyve

Vantilatör..............................................Rüzgar

Heykel, Robot.......................................insan

Uçak......................................................Kuş

Lens......................................................Göz merceği

Deniz altı..............................................Balık

Protez el, ayal.......................................El, ayak

Oyuncak bebek.....................................Bebek

Buzdolabı...............................................Kutuplar, kar

Bilgisayarlı araba...................................At

Şofben....................................................Golfsitrim

Radar......................................................Yarasa

Takma diş...............................................Diş

Süt fabrikası............................................İnek

İplik fabrikası..........................................Örümcek, ipek böceği

Bilgisayar................................................Beyin

Elek, Süzgeç............................................Ozon tabakası

İçki...........................................................Su ,süt,meyve suyu...

Oksijen tüpü.............................................Atmosfer

Elektrik kablosu.......................................Damar

Halı...........................................................Doğa (Renkli)

Kubbe (Direkli)........................................Gökyüzü (Gök kubbe)

Elektrik....................................................Elektrikli yılan balığı

Topaç (Yerde)..........................................Dünya (Boşlukta)

Anten........................................................Hayvanların anteni

Oyuncak hayvan.......................................Hayvan

Saz teli......................................................Ses telleri

Müzik aleti................................................Bülbül

Çamaşır makinesi......................................Kalp, Böbrek

Radyo alıcısı..............................................Kulak

Bayrakta yıldız...........................................Yıldız

Dürbün........................................................Kartal gözü

Küre............................................................Dünya

Kamera........................................................Göz

Akvaryum....................................................Deniz,Okyanus

Deprem ölçer..............................................Köpek,kuş,fare

Parfüm.........................................................Tabiat kokusu

Elektrik........................................................Yıldırım,ateş böcegi

Müzik sesi...................................................Tabiat(kus,su,rüzgar..sesi)

Laboravatuar...............................................Yaprak,mide,toprak,tohum

Yağmur bombası........................................Yağmur sistemi

Solunum cihazı..........................................Akciğer

Filitre...........................................................Yaprak,orman

Savunma sistemi...............................Sinirsistemi,Bademcik,ağrı,akyuvar

Teyp.............................................................Hafıza

Fotograf makinesi............................................Göz

Telefon.........................................................Kulak

Mimar...........................................................Bal arısı,kuş,karınca

Meyve fabrikası...........................................Ağaç

Sebze fabrikası.............................................Bitki

Gece lâmbası.................................................Ay

Saat..Düzeni..................................................Ay, dünya, güneş sistemi samanyolundaki dakiklik

Ambalaj kâğıdı..............................................Meyve kabuğu

Mıcır   fabrikası..............................................Dere, ırmak

Bomba.........................................................Yanardağ,Karadelik, Güneş  patlaması

İlaç (Yan tesirli)...........................................Doğal vitaminler

Asansör.........................................................Yer çekimi

Dalga.............................................................Yapay dalga

Savunma sistemi............................................Boynuz, diş, kanat, kamuflaj.....

Elektronik program (Otomatik pilot, pusula)...........Içgüdü

Paraşüt ...........................................................Hindi bağ çiçeği

Şeker................................................................Bal

Saksıda çiçek...................................................Dünyada tabiat

Ressam............................................................Musavvir

BEYNİN 9 SIRRI

BEYNİN 9 SIRRI

1. Bilgi nöronlarda nasıl kodlanıyor? 

Beynin en karışık işlemlerinden bir tanesi, bilginin kodlanması. Bu süreçte beyindeki nöronlar, yani sinir hücreleri, zarlarının dışında elektrik akımı oluşturuyor. Bu elektrik akımları, ‘akson’ adı verilen uzantılara ulaşarak, onlar vasıtasıyla gerekli olan kimyasal sinyallerin açığa çıkmasını sağlıyor. Bu akımlar sayesinde dünyayla, çevremizde olup bitenle ilgili bilgiler beynimize aktarılıyor. “Ne görüyorum?”, “Aç mıyım?”, “Hangi sokağa sapayım?” gibi sorulara yanıt işte böyle bulunuyor. Bilim adamları, beyindeki bilgilerin tek tek hücrelerin içinde biriktirilmediğini tahmin ediyorlar. Bu bilgilerin ‘hücre grupları’ tarafından depolandığı düşünülüyor. Ancak hangi nöronların, hangi hücre gruplarına ait oldukları henüz bilinmiyor. Şu anki teknoloji ise binlerce nöronu aynı anda ölçecek kapasitede değil. Tek bir nöronun bağlantılarını bile şu an elimizde olan teknolojilerle görüntülemek imkânsız. Tek bir nöronun, yaklaşık 10 bin nörondan bilgi ve sinyal aldığını biliyor muydunuz? Beynin içindeki elektrik akımı sayesinde ise sinyal alışverişi çok hızlı olabiliyor. Bilim adamlarına göre, sinir sistemleri arasındaki bilgi aktarımının tek yolu, bu elektrik akımları değil. Bu nedenle, ‘bilgi taşıyan’ başka hücreler keşfetmeye yönelik araştırmalarını sürdürüyorlar. Burada, ‘glial hücreler’ üzerinde duruluyor. 

2. Anılar beyinde nasıl saklanıyor ve nasıl tekrar hatırlanıyor? 

Bir kişinin ismi gibi, yeni bir şey öğrendiğinizde beynin yapısında birtakım fiziksel değişiklikler meydana geliyor. Ancak bu değişikliklerin hâlâ ne tür değişiklikler olduğunu, nerelerde meydana geldiğini, bilginin nasıl depolandığını ya da yıllar sonra tekrar hatırlanarak tekrar nasıl gündeme getirildiğini anlayamıyoruz. Beyinde çeşit çeşit hatıralar var. Ancak beyin, ‘kısa dönem anılarla’ (yeni öğrenilen bir telefon numarasını hatırlamak gibi), ‘uzun dönem anıları’ (geçen yıl doğum gününüzde yaptıklarınız gibi) birbirinden bir şekilde ayırıyor. Bilim adamları ‘öğrenme’ ve ‘hafızada tutma’ şeklinin değişik beyin şekillerine bağlı olduğunu düşünüyorlar. 

3. Beyin, geleceği nasıl öngörüyor? 

Çoğu zaman gelecekle ilgili birtakım planlarımız ve öngörülerimiz olur. Geleceğin nasıl şekilleneceğini düşünürüz. Beynimizde, gelecekle ilgili bir şekil vardır. Ancak beynin bu ‘gelecek simülasyonunu’ nasıl yaptığı henüz anlaşılmış değil. Beyin, dünyayla ilgili öngörülerde nasıl bulunabiliyor? Bilim adamları hâlâ bunun yanıtını arıyor. 

4. ‘Duygu’ ne demek? 

Beyin, sadece bilgi biriktiren bir organ değil; aynı zamanda duygu, motivasyon, korku ve umutları barındıran bir organ. Bütün bunlar bilinçaltında olan şeyler aslında... Örneğin beynin duygularla ilgili bölümü sinirli yüzlere, o yüzleri görmeden de tepki verebiliyor. Kültürler arasında da temel duyguların dışa vurulması, aslında birbirine benziyor...Duyguların beyinde nasıl işlediği üzerinde bilim adamları hâlâ çalışıyorlar. Duygulara aslında bir çeşit hesaplama ya da ‘ölçüm’ şekli gözüyle bakılabilir. Yani duygular, aslında hızlı bir eylemi harekete geçiren bir ‘durum tespit özetidir’. 

5. Zekâ nedir? 

Zekâ farklı şekillerde karşımıza çıkıyor. Ancak ‘biyolojik’ açıdan zekânın ne anlama geldiği henüz bilinmiyor. Milyarlarca nöron, bilgiyi ‘harekete geçirmek’ için nasıl birlikte çalışıyor? Gereksiz bilgi beyinden nasıl siliniyor? İki kavram ‘birbirine uyunca’ ve böylece bir soruna çözüm bulduğunuzda, beyinde neler oluyor? Zeki insanlar bilgiyi beyinlerinde ‘hatırlaması kolay’, ayrı bir bölgede mi muhafaza ediyorlar? Beyin fonksiyonlarının temel işleyişiyle ve nöronlar arasındaki bağlantılarla ilgili, bilim adamlarının elinde hâlâ çok az bilgi var. Ancak zekânın, beynin tek bir alanıyla değil, pek çok bölgesiyle ilgili olduğu üzerinde duruluyor. İnsan beyninin diğer canlılardan farkı hâlâ araştırılıyor. 

6. Beyin, ‘zamanı’ nasıl algılıyor? 

Alkışladığınızda ya da parmağınızı ‘şıklattığınızda’ sesi mi daha önce duyarsınız, hareketi mi daha önce görürsünüz? Her ne kadar duyma yeteneği, görme yeteneğinden daha hızlı çalışsa da, parmakların görüntüsüyle, çıkarılan ses aynı anda gerçekleşiyormuş hissi doğuyor. Yani beyin pek çok olayın aynı anda gerçekleştiği ‘hissi’ yaratarak aslında bizi ‘kandırıyor’. Beynin zamanla ‘oynadığını’ aslında çok kolay anlayabilirsiniz. Aynanın karşısında sol gözünüze bakın. Daha sonra bakışınızı sağ gözünüze kaydırın. Gözlerinizi diğer tarafa çevirmek bir zaman alıyor elbette. Ancak siz gözlerinizin hareket ettiğini görmüyorsunuz. Gözlerinizi kırpıştırdığınızda da aslında gözleriniz çok kısa süreliğine de olsa karanlıkta kalıyor. Ancak bu karanlığı da görmüyorsunuz. 

7. Nasıl uyuyor ve rüya görüyoruz? 

Zamanımızın üçte birini uyuyarak geçiriyoruz. Bebekler ise zamanlarının üçte ikisini uykuda geçiriyor. Araştırmalara göre, az uyumak sinir sisteminde bozukluğa yol açıyor. Araştırmalar, 10 gün uyumayan farelerin, 10’uncu günün sonunda öldüklerini ortaya koyuyor. Canlılar uyuduklarında beynin bir bölümü de uyuyor, ama uykunun mekanizması, işleyişi hâlâ bilinmiyor. Uykuda nöronların aşırı derecede hareket halinde oldukları biliniyor. Ayrıca önemli bir sorunu çözmeden önce uyumanın, o sorunu çözebilmek açısından yararlı olduğu da düşünülüyor. Düzenli uykunun, öğrenme kapasitesini de artırdığı söyleniyor. Özetle, uyku sayesinde beyin bir şekilde gerekli bilgileri depoluyor, gereksizleri ise ekarte edebiliyor. 

8. Beynin ayrı ayrı olan sistemleri, birbirleriyle nasıl bütünleşiyor? 

Gözle bakıldığında, aslında beynin her bölgesi aynı görünüyor. Ancak aktivitelerini, işlevlerini ölçtüğümüzde, her nöron bölgesinde farklı bilgilerin kayıtlı olduğunu görüyoruz. Örneğin görme yeteneğini ilgilendiren bölgenin içindeki alanlarda hareketler, yüzler, köşeler ve renklerle ilgili çeşit çeşit bilgiler bulunuyor. Yetişkin bir insanın beynini, çeşitli ülkelerin bulunduğu bir dünya haritasına benzetebiliriz. Beynin içinde koku, açlık, acı, hedef koyma, sıcaklık, öngörü ve daha pek çok şeyle ilgili ‘beyin ağları’ var. Farklı işlevlerine rağmen bu sistemler birbirleriyle bir şekilde bütünleşerek çok iyi bir işbirliğine giriyorlar. Bunun nasıl gerçekleştiğine dair ise bilim adamlarının hiçbir fikri yok. Ayrıca beynin, sistemlerini nasıl bu kadar hızlı bir şekilde koordine ettiği de henüz anlaşılmış değil. 

9. ‘Bilinç’ nedir? 

Modern bilimde, ‘bilinç’ çözülememiş olan en önemli sırlardan biri. Bilinç, tek bir fenomen değil. Peki ne? Bilinç, beyindeki hangi sistemlerle ilgili? Bilim adamlarının bu konuda da hiçbir fikri yok...Şimdiye kadar yapılan araştırmalara göre, bilinç konusunda, büyük bir ihtimalle yine bir grup aktif nöron iletişim içinde. Bilincin altında yatan mekanizmanın moleküllerle ya da hücrelerle ilgili olabileceği üzerinde de duruluyor. Belki de mekanizma, bu sistemlerin etkileşimleriyle oluşuyor. Bilim adamları bu sıralar bilincin, beynin hangi bölgeleriyle ilgili olduğunu araştırıyorlar. Bunu keşfettikten sonra, bu bölgelerin neden birbirleriyle iletişime geçtikleri araştırılacak. 

Bilgisayara karşı beyin 

Beyindeki elektrik akımlarının hızının, bilgisayarlardaki sinyal hızından 100 milyon kat daha fazla olduğunu biliyor muydunuz? Bir insan, arkadaşını hemen tanırken, bir bilgisayarın bir yüzü tanıması genellikle çok zor oluyor. Beynin pek çok işlemi aynı anda yaptığını söyleyen bilim adamları, beynin bütün bölgelerinden gelen bilgilerin tek bir bölgede birleşmediğini, ancak bu farklı bölgelerin kendi aralarında güzel bir ‘işbirliğine’ girdiklerini ve bir ağ, yani ‘network’ oluşturduklarını belirtiyorlar. Bizim de dünyaya olan bakış açımız işte bu karmaşık network sayesinde oluşuyor. ( Hürriyet:22.11.2007)

    NOT : 1973 yılında Kopernik'in 500. doğum yıldönümü anısına düzenlenen sempozyumda konuşan teorik fizikçi Brandon Carter, 'Anthropic Principle', yani 'İnsani Prensip.' görüşünü ileri sürer. Carter'e göre doğa kanunları, biz insanların içinde yaşayabileceği bir evrenin ortaya çıkması için özel olarak tasarlanmış gibidir.

ALLAH KAİNATI NİÇİN YARATMIŞTIR ?

ALLAH KAİNATI NİÇİN  YARATMIŞTIR ?

Allah’u Teala insanları sevdiği için yaratmıştır.Allah insanları  seviyor çünkü nefes alsın diye Oksijeni yarattı, içsin diye suyu, yesinler diye bitkilere emretti ,  toprağı meyve sebzeye hayvanlara bitkileri et, süt, yumurta, bala dönüştürmektedir.Bütün kainat insanlara hizmet etsin diye yaratılıştır.Allah insanları  sevdiği için cenneti yaratmış ,cennete gidebilelim diye Allah Kur’an’ı  göndermiş , Kur’an’daki ibadetleri ( Allah’ın tüm emirleri , ibadetleri , insanların yararına , hep insanlar için , tüm yasaklarıda insanların zararına olduğu için yasaklanan haramlardır. ) yaparak , dünyada mutlu olmamızı , sonuçta cenneti kazanmamızı  istemistir.Güzel bir manzara resmini ressam neden yapar ?  Çünkü hosuna gitmis , sevmistir. Önceden o resim yokken sonradan yapılmış  olur. Tıpkı bunun gibi Allah’ta evreni ve insanları sevdigi için , güzellik için , önceden yokken , yoktan var etmiş , dünyada insanlar , cenneti yaşasın diye ibadetleri ( insanlara yararlı olan şeyleri ) emretmiş , bu ibadetleri yapıp dünyayı   cennete çevirenlere ahirette cenneti vaad etmiştir.

        Insana hizmet için evreni ( su ,agaç , hayvan , bitki...) yaratan Allah , dünyada huzur , barış  içinde yaşaması  için emir-yasaklar  ( ibadeti ) insanlara bildirmiş  , bunlar    yapanlara da cenneti vermiştir.

      Insan üç nedenle yaratılmıştır : Allah sevdigi için insanı  yarattı  , insana hizmet etsin diye evreni yarattı , cennete gidelim diyede , cennetin anahtarı  olan Kur’an’ı   indirdi. Ibadet dünyayı   cennete çevirir, ahirette de cenneti garantiler...yaratılmasaydık , cennete gitme ihtimalimiz olmazdı.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

SONUÇ

SONUÇ

1.      Evrenin

kanunları bilinçli bir şekilde tasarlanmıştır. Bu kanunlar, maddeye içkin

olduğu için, bunların bilinçli yaratılışı, maddenin yaratılışı demektir.

2.      Evrendeki

oluşumlar, çok kritik ayarlar ile hassas bir düzen içinde tasarlanmıştır.

Tanrı’nın evreni bilinçli bir şekilde yarattığını söyleyen teistlerin

beklentisi ile evrendeki tablo tam bir uyum içindedir.

3.      İçinde

yaşamın oluşabileceği bir dünyanın tesâdüfen oluşması, matematiksel olarak

ihtimâliyet hesapları açısından imkânsızdır. Kısacası evrendeki bilinçli

tasarım, söylemsel spekülasyonlarla değil, matematiksel objektif deliller ile

temellenmektedir.

4.      Evrenin

yaşından, büyüklüğüne, Dünya’nın Güneş’e göre konumundan Ay’a göre konumuna,

suyun tasarımından karbon atomunun tasarımına, protonun elektrik yükünden

elektronun kütlesine kadar önceden insan için anlamsız olan tüm oluşumların,

çok hassas ayarlarla ve Dünya’da canlılığın varolabileceği şekilde düzenlenmiş

olduğu görülmüş ve insan için anlamsız olan şeyler anlam kazanmıştır.

5.      İnsanın,  içinde

yaşadığı dünya ve diğer canlılar ile çok mükemmel bir uyum içinde olması,

ayrıca bilinçli bir varlık olarak bütün bu oluşumları gözlemleyebiliyor ve

hizmetine sunulmuş bütün nimetlerden faydalanıyor olması, Tanrı’nın

yaratılıştaki inâyetini açıkça ortaya koymaktadır. Modern bilimsel verilerin

ortaya koyduğu İnsancı

İlke, evrendeki tüm bu oluşumların hikmetini daha iyi

değerlendirmemizi ve aşağıdaki  Kur’ân-ı Kerîm ayeti gibi daha pek çok

âyette bizlere işaret edilen mânaları daha iyi kavramamızı sağlamaktadır.

“Sizin için gökten su indiren O’dur; içilecek su ondandır. Hayvanlarınızı

otlattığınız bitkiler de onunla oluşur. Allah, o suyla size ekin, zeytin,

hurmalıklar, üzümler ve her türlü meyveyi bitirir. Elbette bunda, düşünen bir

topluluk için deliller vardır. O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin emrinize

verdi; yıldızlar da O’nun emriyle hizmetinize hazır kılınmıştır. Şüphesiz

bunlarda, aklını kullanabilen bir topluluk için deliller vardır.Yeryüzünde

sizin için çeşitli renk ve biçimlerde şeyleri de üretip-türetti (hizmetinize

tahsis etti). Şüphesiz bunda, öğüt alıp düşünen bir toplum için pek çok

deliller vardır. Denizi sizin emrinize veren O’dur, ondan taze et yemekte ve

takınacağınız süs eşyalarını ondan çıkarmaktasınız. Gemilerin orada suları yara

yara akıp gittiğini görürsün. (Bütün bunlar) O’nun lütûflarından nasip aramanız

ve şükretmeniz içindir. Sizi sarsmaması için yeryüzünde sarsılmaz dağlar

yarattı, yolunuzu bulmanız için ırmaklar, yollar ve nice işaretler yarattı;

insanlar yıldızlarla da yollarını bulabilirler. Şu halde Yaratan,

yaratamayan gibi olur mu? Artık düşünmez misiniz?

Eğer Allah’ın nimetlerini saymaya kalkışacak olursanız, onları bir genelleme

yaparak bile sayamazsınız. Gerçekten Allah, çok bağışlayandır, çok

esirgeyendir”.

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
1
0
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam