Görüş Bildir

Murat Ülker Haberleri

Murat Ülker ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Murat Ülker ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

Türkiye'nin En Zengin 100 İsmi Belli Oldu
Geçen yıl üçüncü sırada yer alan Murat Ülker servetini 600 milyon dolar artırarak 3,7 milyar dolarla Türkiye'nin yeni 'en zengini' oldu FORBES Türkiye, bu yıl dokuzuncusunu hazırladığı “En Zengin 100 Türk” listesini açıkladı. Geçen yıl 44 dolar milyarderinin olduğu listede 19 kişi bu unvanını kaybetti. Bu yıl listede 25 dolar milyarderi yer alıyor. FORBES 100’ün zirvesinde de büyük bir değişiklik var. Geçen yıl 3,4 milyar dolarla Türkiye’nin ‘en zengini’ olan Ferit Şahenk ’in serveti Garanti Bankası’ndaki değer kaybına bağlı olarak 2,1 milyar dolara geriledi ve listede ancak bu yıl ancak altıncı olabildi. Geçen yıl üçüncü sırada yer alan Murat Ülker ise borsadaki düşüş ve dolar kurundaki yükselişe rağmen servetini 600 milyon dolar artırarak 3,7 milyar dolarla Türkiye’nin yeni ‘en zengini’ oldu. Geçen yıl Forbes'un listesine göre Türkiye'nin en zengin insanı Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk'ti. Doğan Haber Ajasnı'nda yer alan habere göre, Enka İnşaat’ın Borsa İstanbul’daki piyasa değerinin dolar bazında yüzde 18 artmasıyla Şarık Tara da servetini 500 milyon dolar artırarak listede ikinciliğe yerleşti. “En Zengin 100 Türk” listesinde dikkat çeken önemli değişikliklerden biri de Sabancı Ailesi’nden altı, Koç Ailesi’nden de üç kişinin dolar milyarderi unvanını kaybetmesi. FORBES 100’de Türkiye dışından iki milyarder var. Amerika’da Chobani Yogurt markasıyla büyük bir başarı yakalayan Hamdi Ulukaya bu yıl servetini 1,4 milyar dolara yükseltti. KKTC’den Suat Günsel de 1,2 milyar dolarlık servetiyle listede yer buldu. FORBES 100’de aileler sıralamasında da değişiklikler var. Geçen yıl 12,7 milyar dolarlık toplam servetiyle Türkiye’nin en zengin ailesi olan Koçların serveti 3,8 milyar dolar azalarak 8,8 milyar dolara geriledi. Toplam serveti 8,9 milyar dolar olan Sabancılar ise ‘en zengin aile’ unvanını Koç Ailesi’nden devraldı. İşte en zengin 10 Türk MURAT ÜLKER YILDIZ HOLDİNG 3.7 milyar dolar ŞARIK TARA ENKA İNŞAAT 3.3 milyar dolar HÜSNÜ ÖZYEĞİN 3 milyar dolar ERMAN ILICAK RÖNESANS HOLDİNG 2.8 milyar dolar SEMAHAT ARSEL KOÇ HOLDİNG 2.2 milyar dolar FERİT ŞAHENK DOĞUŞ HOLDİNG 2.1 milyar dolar RAHMİ KOÇ KOÇ HOLDİNG 2.1 milyar dolar SUNA KIRAÇ KOÇ HOLDİNG 1.85 milyar dolar FİLİZ ŞAHENK DOĞUŞ HOLDİNG 1.8 milyar dolar SİNAN TARA ENKA İNŞAAT 1.6 milyar dolar FORBES 'En zengin 100 Türk' listesinde öne çıkanlar Toplam Servet: 92,8 milyar dolar. Bu rakam geçen yıl 117,8 milyar dolardı. Milyarderler: Bu yıl FORBES 100’de 25 dolar milyarderi Türk var. Geçen yıl bu sayı 44’tü. Milyarderler listesinde Sabancı Ailesi’nden hiç kimse yok. Ortalama Servet: FORBES 100’ün ortalama serveti bu yıl 863 milyon dolara geriledi. Geçen yıl bu rakam 1 milyar 43 milyon dolardı. Sektörler: Sektörler listesinin ilk üçünde gayrimenkul, enerji ve turizm var. Gayrimenkulle 83, enerjiyle 82, turizmle ise 53 zengin faaliyet gösteriyor. Kadın Sayısı: Bu yıl listede 22 kadın var. Geçen yıl 10 olan kadın milyarder sayısı ise beşe geriledi. Kadınların toplam servet içindeki payı yüzde 20,6. Ortalama servetleri ise 870 milyon dolar.T24
'MÜSİAD'da Hükümete Muhalif Üyeler Var'
MÜSİAD Başkanı Nail Olpak hiçbir parti taraftarlığın MÜSİAD'a girmek için ön şart ya da engel olmadığını ifade ederek, AKP ile ilişkilerini 'Ak Parti bize hiç şaşı bakmadı' şeklinde açıkladı.Ayşegül Akyarlı Güven'in wsj.com.tr'deki röportajında konuşan Başkanı Nail Olpak, hükümetle-MÜSİAD ilişkilerini, 'Hükümet bize şaşı bakmadı' sözleriyle değerlendirdi.wsj.com.tr'de yer alan röportajdan dikkat çeken bölümler şöyle:MÜSİAD'ın üye alırken ciro kriteri nedir?Bize en sık sorulan soru bu ciro kriteridir ama MÜSİAD üyeliğinin ciro limiti yoktur. Siz bir iş insanıysanız biz sizin cironuza bakmayız. Bu ülkeye daha fazla katkı sağlayana daha çok teşekkür ederiz ama her ikisi de eşit olarak MÜSİAD üyesi olabilir. Böylesi bir üye yapısına sahipseniz siz Türkiye'nin aynasısınızdır. Bizde Muğla'dan da Van'dan da üye var. Küçük firma da üye, KOBİ de, Türkiye'nin ilk 10 şirketi arasında yer alan şirket de.. Bu aynanın içerisinde Türkiye genelinde inşaata kayma fazlaysa MÜSİAD üyeleri içinde de bu oran fazladır. Tabiat boşluk kaldırmaz. Biz iki şeyi önemseriz. Kazanırken hukuki ve meşru zeminde kazanmayı, harcarken de hukuki ve meşru zeminde harcamayı.Gerektiğinde MÜSİAD'dan üye ihraç ediyor musunuz hiç?Çıkartırız tabii.Kaç üye çıkardınız bugüne kadar?Arzu etmeyiz ama ana çerçevemize uymayan bir şey söz konusuysa üye ihracı olabilir. Birisi bize 'Ben sizin şu üyenizden şu nedenle zarar gördüm, bu da MÜSİAD değerlerine aykırıdır' diye şikayette bulunursa, bizim tahkim kurulumuz konuyu inceler. Bir şey çıkarsa oradan da ihraç edebiliriz.Hükümete muhalif üye var mı hiç MÜSİAD'da? Hükümete sempati üyelik için bir kriter midir?Biz üyelerimizin bugüne kadar siyasi görüşlerini merak etmedik. Buna göre üye almadık. Üyelerimizin herhangi bir yerine mensubiyetine göre üye almadık. 'Hangi sosyal gruba, cemaate yakınsınızdır?' diye sorup almadık. Diyoruz ki: Bu toplumun içinde benimle yan yana olmaktan rahatsız olmayan insanla ben beraber olurum. Ama bunu da bir zenginlik olarak görürüm. Bir şartla. Oradaki aidiyetini benim bu kurumumun içerisine getirip de bir dayatma olarak ortaya koymadığı sürece. Sizin hangi takım tuttuğunuz da beni çok ilgilendirmiyor. Ama tuttuğunuz takımı MÜSİAD içindeki faaliyetlerde insanları rahatsız edecek şekilde ortaya koyuyorsanız, o partiyi üyeleri rahatsız edecek şekilde gündeme getiriyorsanız, o cemaati ya da sosyal grubu o şekilde getiriyorsanız, 'pardon' deriz. 'Orada' duyalım..Peki hükümete muhalif üye var mıdır MÜSİAD'da?Var. Biliyorum çünkü geçtiğimiz dönemde yerel seçimler oldu. Yerel seçimlerde Türkiye'nin dört bir tarafında üyelerimiz var bizim. Baktık ki bizim üyelerimizden başka partilerin aday adayları var. Oradan gördük bunu. Yoksa özel olarak bir araştırma içine girmedik. 100 aday adayının 50 tanesi hükümet tarafında çıkabilir. Zaten ülkede oran öyleyse 50'si, 60'ı oradaymış. Çok da düşündürücü değil yani. Bu konuda özel bir merakım yok. Birlikte çalıştığım arkadaşlarımın parti yakınlığını da bilmem. Eğer birisi bir gün burada particilik yapmaya çalışırsa 'Bir dakika. Gel buraya. Burada bunu yapmana izin vermeyiz' derim.Yeni Türkiye diye bir kavram var şimdi. Hepimiz bu kavramı çokça konuşuyoruz. Nasıl bir yer Yeni Türkiye? Nasıl bir ekonomik ortam?Geçtiğimiz Çarşamba günü Koç Üniversitesi'nde oranın Eko-politik kulübünün davetlisiydim. Orada da Yeni Türkiye'yi anlatmaya çalıştım.Benim yaş grubumun hafızalarından çıkmayan bir Türkiye var. Şu an dolarda 2.26 TL'den 2.29 TL'ye çıkan bir hareketlilikten bahsediyoruz. O Türkiye'de doların 687 binden 1 milyon 700 bin TL'ye çıktığı bir Türkiye vardı. Yeni Türkiye'de biz bunu istemiyoruz.Eski Türkiye içerisinde bakıldığında şu anda 62'nci hükümet işbaşında. Cumhuriyetin 91'inci yılındayız. Her 1.5 yılda bir hükümetlerin değiştiği bir Türkiye vardı. Hatta Ak Parti gibi 12 yıl kalanları çıkardığında ömrü aylarla ifade edilen hükümetler vardı. Bakan değişse politikaların değiştiği bir ortamda istikrardan bahsedemezsiniz. Her 1.5 yılda bir hükümetlerin değiştiği bir istikrarsızlık ortamını ben arzu etmiyorum Yeni Türkiye'de.Bir ülke işadamından yatırım, istihdam oluştur, sosyal katkı sağla ister. Geçtiğimiz dönemde onaylamadığımız bir şey de şu: Kalkıp siyaseti dizayn etmeye çalışma. Siyaset de seni dizayn etmeye çalışmasın. Ortalama vatandaşın işadamından beklentisi budur. Bunu yaparsa saygı ve sevgi görür. İşadamı da bunları yapabilmek için huzurlu bir ortam ister. Çözüm sürecinin olmadığı dönemleri hatırlayın. O dönem Doğu'ya işadamı gitmiyordu. Niye gitsin. Siz gidip buradan bombanın patladığı bir yerde yatırım yapar mıydınız?Peki şimdi nasıl gitsin? Şimdi bir de IŞİD orada.Başka bir yere geleceğim. IŞİD'i ayrıca konuşuruz. İşadamı huzur ister, güven ister, pozitif istikrar ister. İstikrarın negatifi de var. Hep baş aşağı giden ülke de var. Geçmişte sanayi payından bahsettik az önce. Bize şu söylendi 'Yaa tarım köylü işidir. Biz artık köylü değil kentli olacağız, bırakacağız bu işleri' dendi. İnsanlar her yerden getirilip İstanbul'a plansız programsız şekilde tıkıştırıldılar. Türkiye'nin bugün tarımsal üretimi 61 milyar dolar. Hollanda'nın sadece tarım ihracatı 105 milyar dolar. İnsanları oralardan kopartıp getirirseniz, çözüm süreci besicilik ve tarım açısından da önemliydi, o zaman bir yerlerde bir şeyleri yanlış yapıyorsunuz demektir. Bu eski Türkiye'de kalmalı. Yeni Türkiye'de olmamalı.Cari açık geçen sene 65 milyar dolardı. Bu yıl 48 milyar dolar olacak. Güzel. Daha da azaltmak istiyorum ama enerjiye bağımlıyım. Biraz önce tarım dedim size. 61 milyar dolar tarım üretimimi 110 milyar dolar yapsam bitti olay. Biz Yeni Türkiye'yi böyle hayal ediyoruz.Sanayiye gelince.. 'Artık üretim üçüncü dünya ülkelerinin işi, biz hizmet sektörüne gireceğiz' dediler. İspanya, Yunanistan gibi ülkeleri örnek gösterdiler. Ben bunu devlet politikası olarak getirmişim. Sadece rant yüksek diye sanayiden kaçmamışım ki.. Biz bu pompalamalarla büyüdük. 'Avrupa üretimi bizim gibilere yaptırıyor. O zaman biz de üretim yapmayalım' dediler. Yapmazsan yüzde 15'e düşer sanayi payı. 'İnşaatçı rantı gördü' değil tek mesele.. Sen de insanları psikolojik olarak, mahalle baskısıyla buna yönlendirdin. Yeni Türkiye'de biz bunları da istemiyoruz. Hukuk devleti. Hukuk size de bana da lazım. Birleri kafalarında soru işaret olmadan benim karşısına çıktığım hukuki makam hangi görüşe sahipse bunu sağlayabilmelidir. Bunun için anayasaysa anayasa, yasal değişiklikse yasal değişiklik, cesurca birilerinin yapması birilerinin de korkmadan destek vermesi lazım.Ak Parti iktidarı döneminde MÜSİAD için neler değişti? Sonuçta MÜSİAD hükümete yakın iş dünyası örgütü olarak tanınıyor.Biz bazen malımızı kaybediyoruz, sonra da bulduk diye seviniyoruz. MÜSİAD 25 yıllık geçmişe sahip. TÜSİAD da ondan 19 yıl önce kurulmuş.. En babası bunlar yani. 40 yıldan bahsediyoruz. Ondan öncesine gidince böyle bir kavram bile yok. Geçen hafta ahilik haftasıydı. Ahilik güzel bir örgütlenmeydi, vakıflar da bugün dünyada inanılmaz iyi işler yapan kurumlardır. Biz bir vakıf medeniyetiyiz. Unutmuşuz, sonra NGO'dan tercüme bire sivil toplum kuruluşu katmışız hayatımıza. Öyle olunca elbette bunun oturması zaman alıyor. İstikrarsız ortamlardan etkileniyor. Siz kalkıp darbe dönemlerini yaşarsanız, partilerle örgütler kapatılarak bir yere gidilirse bunun adı 80 darbesi de olabilir, 28 Şubat da. Her ikisi de bizim için aynıdır. Buralarda kurumlar hayatlarını bitirirler, sıfırlarlar, zikzaklı şekilde bir daha başlarlar. Son dönemi öncelikle böyle değerlendirmek lazım. En azından bakıldığında bu anlamda bariz engellemelerle karşılaşılmadığını söylemeli. Ayağımızdaki prangaların çıkartılması olabildiğince eşit şartlarda çalışılabilmesi demektir. MÜSİAD'ın bu dönemde özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde bize şaşı bakılmasını engelledi. Hükümet bize şaşı bakmadı.Daha önceki hükümetler çok mu şaşı baktı?28 Şubat'ta üyeleri geceleri çilingirlerle açılarak taciz edilmiş bir kurumun mensuplarıyız biz. 28 Şubat süreci içerisinde bu geçtiğimiz yıl konuşulan fişlemelerin kitaplaştırıldığı, İslami sermaye diye kitaplar içinde yazıldığı bir dönemin üyeleriyiz biz. Böyle bakıldığı zaman bir tek MÜSİAD üyeleri değil, kitap içinde MÜSİAD üyesi olmayan da bir dolu kişi vardı. Böyle bir süreçte bize şaşı bakılmadığını nasıl söyleyebiliriz ki? Benim kurucu Genel Başkanım o dönemde DGM'de yargılanmış. Bir işadamı örgütünün kurucu başkanının DGM'de yargılanabilmesi için vatana ihanet suçu falan olması lazım. Hükümetin bize bu dönemde yapmış olduğu şey bu şaşı bakmayı ortadan kaldırmaktır.DEİK'te yeni oluşumla ilgili hükümetin müdahaleci bir tavır takındığı konusunda belli eleştiriler var. Siz ne düşünüyorsunuz?Öncelikle basında 'DEİK Ekonomi Bakanlığına bağlandı' ifadesi kullanılıyor. Ben şu anki DEİK'in yönetim kurulu üyesiyim. Şu ankinden bir gün önceki DEİK'in de yönetim kurulu üyesiydim. Baktığınızda DEİK'in kurucu kuruluş sayısı 99'a çıktı. 24 olan yönetim kurulu üye sayısı da 35'e çıktı. Pazar günü bir yönetim kurulundaydık. 35 üyenin 35'i de iş aleminin temsilcileriydi. Bir Allah'ın kulu da bakanlık personeli değildi. Rona Bey ne kadar kamu personeli dğeilse Murat Ülker de Fetit Şahenk de Murat Ülker de o kadar değildi. TİM'i emsil edenler de odalarımızın başkanları da kamu değil. İçimizde en yarı kamu olanlar onlardı. Bunların da ağırlıklı kısmı daha önceki yönetim kurulunda vardı. Ekonomi sadece 35 kişi içinden bir kişiyi başkan olarka belirleyecek. Ama o kişi o 35 kişinin içinden olacak. Dışarıdan belirlemedi. Cumhurbaşkanımız, Ekonomi Bakanımız ve Kültür Bakanımız da katıldılar ama saat tutmadım, 15 dakika kadar kalıp çıktılar. Sonrasında Başkan Yarımcılıklarının, icra kurulu üyelerinin de tamamı orada seçildi. Böyle bir algının olmasına kimsenin izin vermemesi lazım. DEİK yine özel sektör temsilcilerinden oluşan bir yapıya sahip. İş Konseyi Başkanları'nın tamamı göreve devam edecek. Çalışmak isteyen personelle de çalışılacak. Ekonomi Bakanlığı'nın 35 kişiden bir kişiyi Başkan olarka atamasını Ekonomi Bakanlığı'na bağlamak olarka ifade etmek bence vicdansızlıktır.
İşte Türkiye'nin En Zengin Listesi
Ekonomist Dergisi, Türkiye'nin en zengin isimlerini açıkladı. Listede 17 - 25 Aralık tapelerinde 'milletin anasını belleyeceğiz' dediği iddia edilen Mehmet Cengiz'in sahibi olduğu Cengiz İnşaat da bulunuyor...2004'ten beri düzenlenen Ekonomist'in En Zengin 100 listesinin ilk üçünde yer alan aileler değişmedi. Koç Ailesi'nin serveti 10 yılda 4 kat artarak 8 milyar doları aşarken, Sabancı ve Şahenk ailelerinin serveti de 7 milyar doları aştı.CENGİZ İNŞAAT 14 SIRA YÜKSELDİ17-25 Aralık Yolsuzluk Operasyonu'nda internete düşen ses kayıtlarında 'milletin anasını belleyeceğiz' diyen Mehmet Cengiz'in sahibi olduğu Cengiz İnşaat da listeye tekrar girdi. Geçen yıl 78. olan şirket bu yı 58. sırada listedeki yerini aldı. 1 yıl önce 72. sırada olan Cengiz Holding 600 milyon dolarla listeye girmişti. Ancak 1 sene içerisinde şirketin değeri 400 milyon dolar arttı.Türkiye ekonomisi son 10 yılda iki kattan fazla büyürken, en zenginlerin serveti 4 kat arttı. Ekonomist Dergisi’nin 2004 yılından bu yana ‘En Zengin 100’ araştırmasına göre, son 10 yıldır Türkiye’nin en zengin ailelerinin serveti 2 milyar dolar seviyesinden 8 milyar dolar seviyesine ulaştı. 2004 yılında 1 milyar doların üzerinde serveti olan 24 aile varken, bugün bu sayı 57’ye yükseldi. 2004 yılında 390 milyar dolar olan Türkiye’nin milli geliri ise 10 yılda iki kattan fazla artarak 820 milyar dolar seviyesine yükseldi. Ekonomist’in araştırmasına göre Türkiye’den daha hızlı büyüyen ailelerin başında Koç, Sabancı ve Şahenk geliyor.Koç liderliği hiç kaptırmadıEn Zengin 100 listesinde yer alan zenginlerin bir bölümünü, Türk iş dünyasının köklü aileleri oluşturuyor. Bunların içinde 3-4 kuşaktır sağlanan geçmiş yıllara ait büyümeden, yatırımlardan kaynaklanan birikimi olan aileler var. Bunun başını da şu an üçüncü kuşak temsilcisi Mustafa Koç’un başkanlığını yürüttüğü Koç Holding’in sahibi olan Koç Ailesi çekiyor. 2004 yılında 2 milyar dolarla Türkiye’nin en zengin ailesi olan Koç Ailesi, aradan geçen 10 yılda listedeki yerini korurken, serveti 8 milyar dolara ulaştı.Şahenk Ailesi Sabancı’yı geçtiSon yıllarda Tüpraş başta olmak üzere enerji alanındaki yatırımlarıyla ve Yapı Kredi’yi satın alarak farkı daha da açtı. Holdingin yönetiminde üçüncü kuşak temsilcisi Mustafa Koç’un 2003’te görevi devralmasının ardından Koç’taki değişim ve büyüme trendinin daha da hızlandığını söyleyebiliriz. Koç’tan sonra 2004’te 2 milyar dolarla ikinci ve üçüncü sırada olan Sabancı Ailesi ve Şahenk Ailesi sıralamada yer değiştirirken servetleri de yine 3 kattan fazla arttı.Sakıp Sabancı’nın vefatından sonra ailede bölünme yaşansa da aile mensuplar 6-7 milyar dolarlık servetleriyle listenin 3, 4 ve 5’inci sırasında yer alıyorlar. Sabancıların bölünmesiyle birlikte daha önce üçüncü olarak listelerde yer alan, yönetim kurulu başkanlığını Ferit Şahenk’in yaptığı Doğuş Holding (Şahenk Ailesi) ikinci konuma yükseldi. Ferit Şahenk, Tansaş’ı Koç Grubu’na sattı. Garanti Bankası’nda önce General Elektrik ile ortaklık yaptı. Bugün ise İspanyol sermayeli BBVA ile ortaklık yürütüyor. Öte yandan En Zengin 100 listesinde yer alan Türkiye’nin köklü aileleri arasında Şarık Tara, Anadolu Grubu’nun ortakları Yazıcı Ailesi ve Özilhan Ailesi, Eczacıbaşı Ailesi, Yıldız Holding’in kardeş ortakları Murat Ülker ve Ahsen Özokur, Dinçkökler, Doğan Ailesi, Zorlu Ailesi, Kocabıyık Ailesi, Alarko Holding’in ortakları Garih ve Alaton aileleri var.İŞTE TAM LİSTE1- Koç Ailesi – Koç Holding (Serveti 8 milyar dolar üstü)2- Şahenk Ailesi- Doğuş Holding (Serveti 7-8 milyar dolar)3- Şevket Sabancı ve Ailesi – Esas Holding (Serveti 6-7 milyar dolar)4- Erol Sabancı ve Ailesi – Sabancı Holding (Serveti 6-7 milyar dolar)5- Türkan Sabancı ve Ailesi – S. Sabancı Holding (Serveti 6-7 milyar dolar)6- Tara Ailesi – Enka Holding (Serveti 6-7 milyar dolar)7- Eczacıbaşı Ailesi – Eczacıbaşı Holding (Serveti 5-6 milyar dolar)8- Yazıcı Ailesi – Anadolu Grubu (Serveti 5-6 milyar dolar)9- Hüsnü Özyeğin – Fiba Holding (Serveti 4-5 milyar dolar)10- Doğan Ailesi – Doğan Holding (Serveti 4-5 milyar dolar)11- Özilhan Ailesi – Anadolu Grubu (Serveti 4-5 milyar dolar)12- Zorlu Ailesi – Zorlu Holding (Serveti 4-5 milyar dolar)13-Murat Ülker – Kökler Holding (Serveti 3-4 milyar dolar)14- Ahsen – Orhan Özokur – Üs Holding (Serveti 3-4 milyar dolar)15- Mehmet Başaran – Habaş Holding (Serveti 3-4 milyar dolar)16- Çolakoğlu Ailesi – Çolakoğlu Grubu (Serveti 3-4 milyar dolar)17- Boydak Ailesi – Boydak Grubu (Serveti 3-4 milyar dolar)18- Konukoğlu Ailesi – Sanko Holding (Serveti 3-4 milyar dolar)19- Dinçkök Ailesi – Akkök Grubu (Serveti 3-4 milyar dolar)20- Kocabıyık Ailesi – Borusan Holding (Serveti 2-3 milyar dolar)21- Sevda – Serra Sabancı – Sabancı Holding (Serveti 2-3 milyar dolar)22- Ömer Sabancı – Densa Holding (Serveti 2-3 milyar dolar)23- Demir Sabancı – Sedes Grubu (Serveti 2-3 milyar dolar)24- Demet Sabancı Çetindoğan – Demsa Group (Serveti 2-3 milyar dolar)25- Gülçelik Ailesi – Enka Holding (Serveti 2-3 milyar dolar)26- Kibar Ailesi – Kibar Holding (Serveti 1,5-2 milyar dolar)27- Turgay Ciner – Ciner Grubu (Serveti 1,5-2 milyar dolar)28- Topbaş Ailesi – BİM (Serveti 1,5-2 milyar dolar)29- Çarmıklı Ailesi – Nurol Holding (Serveti 1,5-2 milyar dolar)30- Ali Ağaoğlu – Ağaoğlu Holding (Serveti 1,5-2 milyar dolar)31- Eren Ailesi – Eren Grubu (Serveti 1-1,5 milyar dolar)32- Mehmet E. Karamehmet – Çukurova Holding (Serveti 1-1,5 milyar dolar)33- Lucıen Arkas – Arkas Holding (Serveti 1-1,5 milyar dolar)34- Torun Ailesi – Torunlar Grubu (Serveti 1-1,5 milyar dolar)35- Feyyaz Berker – Tekfen Holding (Serveti 1-1,5 milyar dolar)36- Nihat Gökyiğit – Tekfen Holding (Serveti 1-1,5 milyar dolar)37- Akçağlılar Ailesi – Tekfen Holding (Serveti 1-1,5 milyar dolar)38- Nihat Özdemir – Limak İnşaat (Serveti 1-1,5 milyar dolar)39- Sezai Bacaksız – Limak İnşaat (Serveti 1-1,5 milyar dolar)40 – İdris Yamantürk – Güriş Holding (Serveti 1-1,5 milyar dolar)41- Necati Kurmel – Saray Halı (Serveti 1-1,5 milyar dolar)42- Gürsel Ailesi – Kiska Holding (Serveti 1-1,5 milyar dolar)43- Hamdi Akın – Akfen Grubu (Serveti 1-1,5 milyar dolar)44- Mehmet Ali Aydınlar – Acıbadem Grubu (Serveti 1-1,5 milyar dolar)45- Ahmet Çalık – Çalık Grubu (Serveti 1-1,5 milyar dolar)46- Zafer Yıldırım – Orjin Grubu (Serveti 1-1,5 milyar dolar)47- Zafer Kurşun – Orjin Grubu (Serveti 1-1,5 milyar dolar)48- Erdemoğlu Ailesi – Erdemoğlu Holding (Serveti 1-1,5 milyar dolar)49- İpek Ailesi – İpek Grubu (Serveti 1-1,5 milyar dolar)50- İshak Ailesi – Alarko Holding (Serveti 1-1,5 milyar dolar)51- Garih Ailesi – Alarko Holding (Serveti 1-1,5 milyar dolar)52- Erdoğan Demirören – Demirören Holding (Serveti 1-1,5 milyar dolar)53- Altınbaş Ailesi – Altınbaş Holding (Serveti 1-1,5 milyar dolar)54- İnan Kıraç -Kıraça Holding (Serveti 1-1,5 milyar dolar)55- Nezih Barut – Abdi İbrahim İlaç (Serveti 1-1,5 milyar dolar)56- Esirtgen Ailesi – Abdi İbrahim İlaç (Serveti 1-1,5 milyar dolar)57- Lodrik Ailesi – Enboy Tekstil (Serveti 1-1,5 milyar dolar)58- Mehmet Cengiz – Cengiz İnşaat (Serveti 750 milyon – 1 milyar dolar)59- Bodur Ailesi – Kale Grubu (Serveti 750 milyon – 1 milyar dolar)60- Erman Ilıcak – Rönesans Grubu (Serveti 750 milyon – 1 milyar dolar)61- Yalçın Sabancı – Yasa Holding (Serveti 750 milyon -1 milyar dolar)62- Boyner Ailesi – Boyner Holding (Serveti 750 milyon – 1 milyar dolar)63- Bayram Aslan – İçdaş (Serveti 750 milyon – 1 milyar dolar)64- Kazancı Ailesi – Aksa Enerji (Serveti 750 milyon – 1 milyar dolar)65- Orhan Ailesi – Orhan Holding (Serveti 750 milyon – 1 milyar dolar)66- Kanatlı Ailesi – Eti Grubu (Serveti 750 milyon – 1 milyar dolar)67 – Nuri Özaltın – Özaltın Grubu (Serveti 750 milyon – 1 milyar dolar)68- Umur Üstünberk – Üstünberk Holding (Serveti 750 milyon – 1 milyar dolar)69- Fettah Tamince – Rixos (Serveti 750 milyon – 1 milyar dolar)70- Avni Çelik – Sinpaş Holding (Serveti 750 milyon – 1 milyar dolar)71- Pak Ailesi – Pakmaya (Serveti 750 milyon -1 milyar dolar)72- Hüseyin Özdilek – Özdilek Grubu (serveti 750 milyon – 1 milyar dolar)73- Küçük Ailesi – Lc Waikiki Grubu (Serveti 750 milyon – 1 milyar dolar)74- İsfendiyar Zülfikari – Zülfikarlar Grubu (Serveti 750 milyon – 1 milyar dolar)75- Yaşar Ailesi – Yaşar Holding (Serveti 750 milyon – 1 milyar dolar)76- Yıldırım Ailesi – Yıldırım Holding (Serveti 750 milyon – 1 milyar dolar)77- Cevahir Ailesi – Cevahir Grubu (Serveti 750 milyon – 1 milyar dolar)78- İbrahim Çeçen- Ic Holding (Serveti 500 – 750 milyon dolar)79- Ethem Sancak – Hedef Grubu (Serveti 500 – 750 milyon dolar)80- Karamancı Ailesi – Orta Anadolu Tekstil (Serveti 500 – 750 milyon dolar)81- M. Nazif Günal -MNG Holding (Serveti 500 – 750 milyon dolar)82- Çiftçi Ailesi – Çiftçiler Holding (Serveti 500 – 750 milyon dolar)83- Erdal Aksoy – Turcas Grubu (Serveti 500 – 750 milyon dolar)84- Öztürk Ailesi – Opet (Serveti 500 – 750 milyon dolar)85- Yahya Kiğılı – Hayat Holding (Serveti 500 – 750 milyon dolar)86- Kurdoğlu Ailesi – Ata Holding (Serveti 500 – 750 milyon dolar)87- Tosyalı Ailesi – Tosyalı Holding (Serveti 500 – 750 milyon dolar)88- Doğramacı Ailesi – Bilkent Holding (Serveti 500 – 750 milyon dolar)89- Yazıcı Ailesi – Diler Grubu (Serveti 500 – 750 milyon dolar)90- Yolbulan Ailesi – Kroman Çelik (Serveti 500 – 750 milyon dolar)91- Abalıoğlu Ailesi – Erbakır (Serveti 500 – 750 milyon dolar)92- Erikoğlu Ailesi – Erbakır (Serveti 500 – 750 milyon dolar)93- Nakiboğlu Ailesi – Naksan Grubu (Serveti 500 – 750 milyon dolar)94- Ünal Aysal – Unimar (Serveti 500 – 750 milyon dolar)95- Cemal Armağan – Özgörkey Holding (Serveti 300 – 500 milyon dolar)96- Kazım Türker – Türkerler Holding (Serveti 300 – 500 milyon dolar)97- İhsan Kalkavan -Kalkavan Denizcilik (Serveti 300 – 500 milyon dolar)98- Toksöz Ailesi – Sanovel (Serveti 300 – 500 milyon dolar)99- Yılmaz Ailesi – Sütaş (Serveti 300 – 500 milyon dolar)100- Bayraktar Ailesi – Bayraktar Group (Serveti 300 – 500 milyon dolar)Cumhuriyet
Murat Ülker'den Ersoy Dede'ye 'Efsane' Tweet
İş dünyasındaki başarıları ve soğukkanlı kişiliğiyle bilinen Murat Ülker, Twitter'da kendisini 'caps'lerle eleştiren Akit gazetesi yazarı Ersoy Dede'ye öyle bir yanıt verdi ki...Sosyal medya platformu Twitter, dün akşam Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker’in Yeni akit gazetesi yazarı Ersoy Dede’ye attığı bir mesajla adeta ‘çalkalandı’.Olay şöyle gelişti: Türkiye 'nin önde gelen gıda markalarından Ülker'i de bünyesinde barındıran Yıldız Holding’in, İngiliz bisküvi markası United Biscuits'i de bünyesine kattığı haberi bu hafta ekonomi gündeminin ilk sıralarında yer aldı. Bu satın almayla dünyanın üçüncü büyük bisküvi üreticisi konumuna yükselen Yıldız Holding’in patronu Murat Ülker doğal olarak pek çok tebrik aldı. Murat Ülker’i sosyal medya üzerinden tebrik edenler arasında, Boyner Holding’in patronu Cem boyner de vardı. Boyner, 3 Kasım günü Murat Ülker’e hitaben, “Bravo ÜLKER'e!! UNITED BISCUITS Süper hamleTebrikler..” mesajını paylaştı. Murat Ülker de bu mesaja teşekkür ederek karşılık verdi.Yeni Akit gazetesi yazarı Ersoy Dede ise bir gün sonra, bu mesajlaşmanın ve Murat Ülker’in Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök’ün bir yazısını önerdiği daha önceki bir mesajının görüntülerini bir araya getirerek takipçilerine şöyle bir mesaj attı: “Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim”.Cem Boyner, gezi parkı protestoları sırasında eylemcilere yönelik şiddeti eleştirmiş ve Berkin Elvan’ın cenaze töreninin yapılacağı gün mağazalarının olası ilkyardım ihtiyacı için açık olacağını belirtmişti ve bu nedenle sık sık hükümete yakın medya organlarının hedefi olmuştu. Yine Ertuğrul Özkök de hükümete yönelik eleştirel yazıları nedeniyle bu medya organları tarafından sıklıkla hedefe konuyordu. Yeni Akit yazarı Ersoy Dede de, Murat Ülker’in Cem Boyner ve Ertuğrul Özkök’le sosyal medya üzerindeki ilişkisini gündeme getirerek onunla ilgili bu mesajı attı.Ancak iş dünyasındaki başarıları, sanata olan katkıları ve soğukkanlı kişiliğiyle bilinen Murat Ülker, “twitter raconu” konusunda da iyi olduğunu gösteren bir yanıt vermekte gecikmedi.Murat Ülker, Ersoy Dede’nin mesajından kısa bir süre sonra “Arkadaşım nasılsınız?” yazılı bir tweet attı. Bu mesajı esas ilginç hale getiren ise sadece 6 ay önce Ersoy Dede’nin attığı bir başka twitter mesajının görüntüsünün eklenmiş olmasıydı.Ersoy Dede, 6 Mayıs 2014’te, Ülker’in patronu ile çektirdiği ve oldukça mutlu göründüğü bir fotoğrafı, “Murat Ülker ile selfie” yazarak takipçileriyle paylaşmıştı. Murat Ülker, “arkadaşları” nedeniyle kendisini eleştiren Ersoy Dede’ye bu iletisini, son tweetindeki 'arkadaş' eleştirisiyle birlikte hatırlatıyordu.Twitter kullanıcıları Murat Ülker’in bu ‘ince’ göndermesinin ardından konuya dahil oldu ve çok sayıda mesajla Murat Ülker’e destek verdi. Milliyet
Mustafa Koç: 'Daha Ne Vergi Vereyim; Bir Gömleğim Kaldı'
Mustafa Koç, Koç Holding Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanı ve Arçelik A.Ş. Genel Müdürü Levent Çakıroğlu ve Dış İlişkiler ve Kurumsal İletişim Direktörü Oya Ünlü Kızıl, Arçelik A.Ş’nin Güney Afrika’daki markası Defy’ın ziyareti sırasında ekonomi gazetecileriyle bir sohbet toplantısı düzenledi.Sohbette, Arçelik’in küresel marka algısından yeni küresel yatırımlara, ülkedeki işsizlik ve cari açık sorununda yapılacak seçimlerin ekonomiye etkisine, kutuplaşmadan futbolun durumuna pek çok soru ve konu gündüme geldi.'21. Yüzyılda Kapital' kitabıyla ünlenen iktisatçı Thomas Piketty’nin birkaç gün önce Türkiye’de verdiği konferansta da dile getirdiği, “Gelir eşitsizliğini ortadan kaldırmak için servet vergisi alınmalı” önerisini, “Daha ne vereceğiz? Bir gömleğimiz kaldı. Kayıtsız ekonomiyi kayıt altına aldıktan sonra bunu tekrar konuşmak lazım” şeklinde değerlendiren Koç, ülkede kayıtlı ekonomiden dolaylı, dolaysız pek çok vergi alındığını dile getirdi.Cumhuriyet gazetesinde Olcay Büyüktaş imzasıyla yer alan habere göre, Mustafa Koç’un gazetecilerin sorularına verdiği yanıtlar özetle şöyle oldu:“Küresel oyunda topluluk olarak henüz istediğimiz yerde değiliz. Ülker’in yaptığı muazzam bir iş. Bunu bir fon ile ortak alıp sonra devralmak… Açıkçası bu kadar dışarıyla ilintiliyiz. Her şeyi takip ediyoruz. Ama ben sonradan baktım. United Biscuits’in bu kadar yaygın olduğunu bilmiyordum. Ülker Grubu nokta atışı yapmış. Zaten Murat (Ülker) Bey’e mektup yazıp tebrik ettim.Kendi ‘know how’ına sahip olduğumuz veya yabancı ortağımızın olmadığı yepyeni bir işe girmemiz lazım. Paradigmaları değiştirmek açısından bizim de bu tip girişimlere açık olmamız lazım, bununla ilgili de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Otomotiv olması mümkün değil. Beyaz eşya, bankacılık, enerji mümkün olmayabilir ana iş dallarımız dışında başka iş dallarına da odaklanabilecek o yaklaşıma açığız.Olmak istediğimiz yere; çıtayı yüksek yere koyuyoruz. Uzakdoğu’nun müjdesini daha sonra vereceğiz.Önümüzdek yıl bir sürpriz olabilir ama adı üstünde sürpriz. Şimdi söylersek sürpriz olmaz, büyüsü bozulur. Nispi olarak söylemek biraz zor ama daha fazla ağırlığımızı koyabiliriz. İçerideki yatırımlara yaptığımız yatırımları biliyorsunuz, otomotivde çok ciddi yatırım, açıkladık; Tüpraş’ın yatırımı Türk sanayisindeki en büyük yatırım. Ama biraz daha ağırlığımızı global şirket olmak yönünde dışarıya doğru kaydıracağız.“YAPI KREDİ’DEN ÇOK MEMNUNUM”Çok ciddi bir varlık bizim için. Marka, kredi kartları pazarı, çalışma sistemi, verimlilik, getiri ve piyasası değeri açısından çok iyi bir yerde. İtalyan ortağımız (Unicredit) ile de fevkalade iyi gidiyoruz. İtalyanlar da Türkiye’nin ne kadar önemli bir pazar olduğunun çok iyi farkındalar, azami önem gösteriyorlar.Garanti Bankası’nın satışı zaten belliydi, tam zamanında yaptılar. Kendilerini candan kutluyorum, çok iyi. Adım adım gayet iyi planlanmış, programlanmış bir süreçti. Bence de çok iyi şekilde finalize ettiler.“İŞSİZLİK SOSYAL BARIŞ İÇİN TEHDİT”İşsizliğin yükselmesi sosyal açıdan da tehdit. Öbür taraftan anlamda sanayinin yeniden şekillendirilmesi lazım. Mesleki eğitim çok önemli. Katma değer, bizim özellikle bu cari açık belasıyla başa çıkabilmemiz için enerjiye bağımlı olduğumuz müddetçe daha fazla katma değerli ürünler yaratmak zorundayız. Sanayi evrimini, dönüşümünü gerçekleştirmemiz lazım. Bu işe ne kadar erken başlanırsa o kadar iyi. Düğmeye şimdi basılsa en erken 10-15 yıl sonra işler rayına girer.Diğer yandan Koç Holding’in sosyal sorumluluk projesi olan Meslek Lisesi Memleket Meselesi (MLMM) Projesi gibi projeler önemli. İş dünyası ve okul arasındaki modeli geliştirdik. Bunu TÜSİAD ve Ticaret Sanayi Odaları aracılığıyla tüm iş dünyasına yaymayı çalıştık. Çok önemli reformlar yapıldı mesleki eğitimde ancak fikrin değişmesi zaman alabiliyor.”Zete
Demirören'den Hakemlere: 'Kararlarınızın Arkasında Cesaretle Durun'
Antalya'nın Belek Turizm Bölgesi'ndeki bir otelde düzenlenen Merkez Hakem Kurulu (MHK) Kış Semineri'nin açılış töreninde konuşan Demirören, MHK Başkanı Yusuf Namoğlu ve kurul üyelerinin zorlu görevin üstesinden, birikim ve çalışkanlıklarıyla geleceğine inandığını söyledi.İkinci devreyle daha da hassas bir döneme gireceklerine işaret eden Demirören, Türk futbolunda önemli değişim projelerini hayata geçirirken futbolda adalet ve eşitliğin yerleşmesi için büyük bir çaba verdiklerini anlattı.Kendilerinin çabalarına rağmen futbolda adalet ve eşitliğin hakemlerin katkıları olmadan tam anlamıyla gerçekleştirilemeyeceğini vurgulayan Demirören, hakemlerin bir pozisyona karar verirken aynı zamanda futbolun geleceğine dair de bir karar verdiğini kaydetti.Futbol hakemliğinin sadece sahada karar vermek olmadığını, aynı zamanda eşitlik, adalet ve tarafsızlığın da sembolü olduğuna dikkati çeken Demirören, bu ağır görevi hakkıyla yerine getirmek için hakemlikte en son yenilikleri hayata geçirdiklerini ifade etti.Demirören, hakem eğitimleri için ciddi miktarda kaynak ayırdıklarını, hakem ücretlerinde de önemli artış yaptıklarını dile getirdi.'Her zaman birileri eleştiride bulunacaktır'Hedeflerinin tam profesyonellik olduğunun altını çizen Demirören, şöyle konuştu:'Hakemlerden tek beklentimiz saha içinde dik ve kararlı duruşlarını ne pahasına olursa olsun korumaları, kararlarının arkasında cesaretle durmalarıdır. Hakemler ne kadar başarılı olursa olsun her zaman birileri eleştiride bulunacaktır. Hakem hatasının insan hatası olduğunu gözardı edenler olacaktır. Dahası insan hatasını art niyetlilik olarak sunmaya kalkışanlar her zaman olacaktır. Eski bir kulüp yöneticisi değil miydi son dünya kupasında yarı final maçı yöneten hakemimizi şaibeli ilan etmeye kalkan? Cüneyt Çakır önümüzdeki mart ayında da Fransa-Brezilya hazırlık maçını yönetecek. Hakkaniyetten uzak, mesnetsiz yorumlara bundan daha güzel bir cevap verilebilir mi?'Demirören, Türk hakemlerinin yönetimleriyle son yıllarda bazı yöneticilerin gözüne girmemiş olmalarına rağmen dünyanın gözüne girdiğinden kimsenin şüphesi olmadığını söyledi.Ülker'in futboldan desteğini çekeceği iddialarıDemirören, sözlerini şöyle sürdürdü:'Belki bunları konuşmak için en uygun yer burası değil. Sevdiğim, değer verdiğim, aynı zamanda destekçimiz Ülker Grubu Başkanı Murat Ülker'in son açıklamalarına cevap vermek durumundayız. Ülker, 2 Aralık 2014 tarihinde yolladığı mektupta futbol ortamına dair endişelerini paylaşmış ve futbola verdikleri desteği gözden geçirmekte olduğunun sinyalini vermişti. Bu özel mektubu basınla paylaşması etik açıdan doğru olmamıştır. Açıklamalarında belirttiğinin tersine, futbol federasyonu bu mektubu cevapsız bırakmamıştır. Tam tersine, mektubu bana getiren müdürüne o gün Murat beye iletmesi için bir öneri sundum. 'Sıkıntılara ve sorunlara çözüm üretmek için tüm sponsorlarımızı bir araya getiren bir kurul oluşturalım ve Murat bey bu kurula başkanlık etsin' dedim ancak şu ana dek kendilerinden bir dönüş olmadı. Asıl cevapsız kalan çağrı, benim çağrımdır.'Murat Ülker'in Passolig ve yeni yabancı kuralı konularında da yanlış bilgi sahibi olduğunu ifade eden Demirören, 'Kendisi röportajında Passolig'e 'fişleme' demiş ama İngiltere'de maça gitmek için neler yapması gerektiğini bir düşünsün. İngiltere'deki uygulamalar Türkiye'de söz konusu olunca 'fişleme' yaftasını yapıştırmak yanlış bir yaklaşımdır. İngiltere, uygulamalara Heysel faciasının üstüne başlamıştır. Bizim de bir facia mı yaşamamız gerekirdi? Bir taraftarın bıçaklanarak hayatını kaybetmesi yeterince büyük bir facia değil midir?' diye konuştu.'Yeni yabancı kuralını sınırsız yabancı transferi gibi algılamak için kuralı hiç anlamamış olmak gerekir' diyen Demirören, yeni yabancı kuralının yerli oyuncuyu teşvik edeceğini, kulüpleri mali disiplin altına alacağını anlattı.Murat Ülker ve diğer sponsorlarla dertlerinin ortak olduğuna işaret eden Demirören, Türk futbolunu şiddetten ve kötü tezahürattan temizlemeyi, futbol kültürünü geliştirerek yepyeni, barışçıl bir futbol seyircisi yaratmayı amaçladıklarını belirtti.Bu nedenle 'küfür ve şiddete sıfır tolerans' uygulamasını başlattıklarını dile getiren Demirören, bu sayede küfürden saha ve tribün kapatmalarının geçen sezona göre yüzde 83, saha olaylarının ise yüzde 31 azaldığını kaydetti.Ülker grubunun Türk futboluna mali açıdan önemli destek verdiğini vurgulayan Demirören, desteği sadece parayla ölçmenin yanlışların en büyüğü olacağını, mali destek kadar birlik ve beraberliğe ihtiyaçlarının olduğunu belirtti.Demirören, Türk futbolunun asıl ihtiyaç duyduğu desteğin bu şekilde olacağını ifade etti.Yanlış değerlendirmeler yaparak futboldan desteğini çekmenin hiçbir kuruluşa yakışmayacağına dikkati çeken Demirören, federasyon olarak kendilerinden desteğini esirgemeyen sponsorlarla yollarına devam edeceklerini söyledi.Bir kulüp yöneticisinin yabancı kuralı ve Fatih Terim ile ilgili basına yansıyan sözlerinin kabul edilemeyeceğini dile getiren Demirören, 'TFF'de kararları yönetim kurulu alır. Yöneticinin bunu bilerek konuşması gerekirdi. Üstelik kendisi, bizzat kendi takımının başkanı, CEO'su ve başkan yardımcısıyla yeni kurala tam destek verdiğini de unutmuşa benziyor. Herkes söylediklerine dikkat etmeli' dedi.Yıllardır federasyonun hakemleri baskı altına aldığı, hakemlerin kararlarını büyük takımlar lehine etkilemeye kalktığı ve şampiyonu belirlemeye çalıştığı gibi söylemler yapıldığına işaret eden Demirerön, 'Benim içim çok rahat. Federasyonumuz tamamen şeffaf. Gelin Merkez Hakem Kurulunu atamayla değil, seçimle belirleyelim. Seçimi genel kurulumuz yapsın. Kamuoyu önünde ilgilileri bu öneriyi tartışmaya davet ediyorum' diye konuştu.MHK Başkanı NamoğluMerkez Hakem Kurulu Başkanı Yusuf Namoğlu ise federasyon bünyesindeki 13 bin kulübün 105 bin müsabaka yaptığını bildirdi.Namoğlu, bu müsabakalardan yüz akıyla çıkmanın mutluluğu ve gururunu yaşadıklarını kaydetti. Ligin ikinci yarılarının hassasiyetlerin en yoğunlaştığı süreçlerden olduğunu ifade eden Namoğlu, bu gerçeklik içinde futbolun saha içi yönetimini ve adaletini üstlenenlerin taşıdığı sorumluluğun daha da arttığını vurguladı.Namoğlu, UEFA Hakem Konvansiyonuna katılım ile başlayan ve planlanan projelerle yoğunlaşan eğitimin sürekliliği sonucunda Türk hakemliğinin Avrupa ve dünyada kendisini kabul ettirdiğini anlattı.Dünya Kupası'nda yarı final yöneten Cüneyt Çakır'ın yükselttiği çıtanın daha büyük hedeflerin teminatı anlamına geleceğini belirten Namoğlu, uluslararası kupalarda final yönetmenin Türk hakemleri için hayal olmaktan çıktığını söyledi.Çalışmalarında istem dışı hataların olabileceğini dile getiren Namoğlu, bu noktada futbolun tüm paydaşlarının olduğu gibi basının da uyarıları ve önerilerine ihtiyaç duyduklarını kaydetti.Kulüpler Birliği Vakıf Başkanı GümüşdağKulüpler Birliği Vakfı Başkanı Göksel Gümüşdağ da Türk futbolunun marka değerini artırabilmek için çaba gösterdiklerini söyledi.Türk futbolunun marka değerine futbolun tüm paydaşlarının katkı koyması gerektiğine işaret eden Gümüşdağ, şöyle konuştu:'Sponsorlarla ilgili Yıldırım beyin açıklamalarını söylüyorum. Aynı mektup bana da geldi. TFF ve kulüpler birliği önemli çalışmalar yapıyor. Biz vakıf olarak Passolig ve e-bilet sisteminin doğru bir uygulama olduğunu düşünüyoruz. Sistemin hayata geçmesi, adaptasyonu için süreç gerekiyor. Her geçen gün futbol sahalarına gelmesini istediğimiz taraftar grubu futbol sahasına çekiliyor.'Skorer
Tribün Kapatma Cezası Kalkıyor, Seyirciye Ceza Yolda
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Yıldırım Demirören, tribün kapatmayı kaldıracaklarını belirterek, “Olayı yapan seyirci cezayı çekecek. Kulüplere uygulanan para cezasını da aşağıya çekmeye çalışacağız” dedi.Yıldırım Demirören, gelecek sezondan itibaren yeni bir uygulamaya gideceklerini ve tribün kapatmayı kaldıracaklarını duyurdu.Türk futbolunun patronu, “Futbolumuzda tartışılan iki konu var. Saha kapatma ve tribün kapatma. Saha kapatmayı kaldıramayız. Çünkü sahaya girme ve bunun gibi şeyler olunca saha kapatmak zorundasınız. Bu sezon tribün kapatmayı uyguladık. Tribünü boşalttığınız vakit orası yine göz bozuyor. Yaptığımız çalışma o tribüne yeni kişiler almayı sağlıyor. Bundan böyle olayı yapan cezayı çekecek, tespit edilecekler ve tribünlerden uzaklaştırılacaklar. Kulüpler de oradan yine bilet satıp para kazanacak” ifadelerini kullandı.