onedio
Görüş Bildir

Cumhuriyet savcısı Haberleri

Cumhuriyet savcısı ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Cumhuriyet savcısı ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Yenidoğan Çetesi Davasında Ara Karar Verildi: Tüm Tutuklu Sanıkların Tutukluluk Hallerinin Devamına...
İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın 6. gününde ara karar açıklandı. Mahkeme, duruşmanın 26 Kasım saat 11.00’a ertelenmesine hükmederken, tüm tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Narin Güran Cinayetinde Yeni Delil Ortaya Çıkmıştı: "Konuşma" Diye Tehdit Edilen Çocuğun Kim Olduğu Belli Oldu
Diyarbakır’da öldürülen Narin Güran cinayeti ile ilgili silinen güvenlik kamerası görüntüleri kurtarılmış ve olayla ilgili önemli bir delil elde edilmişti. Görüntülerde, Narin’in cansız bedeni bulunmadan bir gün önce aile meclisi oluşturulduğu ve küçük bir çocuğun “Jandarma sana sorarsa görmedim, bilmiyorum diyeceksin” diyerek tembihlendiği tespit edilmişti. Görüntülerdeki kişinin, tutuklu bulunan Ramazan Atasoy olduğu ortaya çıktı. Atasoy, geçtiğimiz günlerde düzenlenen duruşmada da tanıklık yapmayacağını söylemişti.Kaynak: NTV
Adliyede Yasak Aşk: Kadın Ağır Ceza Hakimi Balkondan Atlamış!
Ankara Adliyesi’nde yaşanan yasak aşk skandalının detayları ortaya çıktı. İddiaya göre, Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olan Y.G., aynı adliyede görevli savcı H.C. ile aşk yaşamaya başladı. Savcının, boşanma aşamasında olduğu Yargıtay hakimi eşi N.C., ikiliyi aynı evde yakalayınca, hakim Y.G. balkondan atladı. Yaşanlar sonrasında savcı H.C., geçtiğimiz günlerde yayınlanan HSK kararnamesiyle Şanlıurfa’ya tayin edildi.Kaynak: Ekran Haber
26 Kasım Salı Akşamı Kaçırdığın Haberler
Dün akşam gözden kaçırdığınız ya da tüm detayları ile yeniden okuyup 'ne olmuştu ya?' diyeceğiniz haberleri sizler için derledik.İşte 26 Kasım Salı akşamının gözden kaçırılmaması gereken ve mutlaka okumanız gereken içerikleri...
Gizli Kapıdan Kaçırdılar!
Türkiye gazetesi; Hakan Fidan'ın polisin ifade almaması için MİT görevlileri tarafından gizli kapıdan kaçırıldığını iddia etti. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Sadrettin Sarıkaya 7 Şubat'ta Hakan Fidan ve 4 MİT görevlisini telefonla arayarak ifadeye çağırdı. Bir gün sonra MİT Hukuk Müşavirliği savcılığa itiraz ederek kanundaki istisnai hükümleri iletti. Ancak savcı bu itirazı dikkate almayarak 10 Şubat'ta ifadeye gelmeyen istihbarat görevlileri hakkında gözaltı kararı aldı. Savcının talimatıyla İstanbul'daki MİT Bölge Başkanlığı ve diğer istihbarat binalarına gözaltı işlemi için polisler sevk edildi. Benzer bir hareketlilik de Ankara'da yaşanıyordu. Başkentte gözaltı için MİT Müsteşarlığına doğru harekete geçen polis ekipleri hükümet kanadından gelen emirle geri çevrildi. Çünkü polislerin kapından içeri girmesine müsaade edilmeyecekti ve çatışma ihtimali söz konusuydu. FACİANIN ÖNÜNE GEÇTİLER! Türkiye gazetesinin iddiasına göre; Polisler durumu savcıya bildirdi. Savcı gözaltı kararında diretti ve polislere verdiği emri yerine getirmemeleri halinde haklarında işlem yapacağını söyledi. Ekipler yeniden harekete geçti. Güvenlik güçlerinin karşı karşıya gelmemeleri için yeniden devreye girildi ve polislerin MİT binasına gitmeleri engellendi. Böylece muhtemel bir facianın önüne geçilmiş oldu. Vatan
Lahmacun ve Ayran Ismarladı Yargılanmaktan Kurtuldu
Adli vakalarda taraflar artık 'uzlaştırmacı'dan faydalanarak hakim kararına gerek kalmadan aralarında anlaşıyor. Bunun ilginç bir örneği de İstanbul'da yaşandı. Bir ganyan bayiinde çalışan Ercüment Akkoyun ile bir şirkette güvenlik görevlisi olan Erdal Karagöz kavga etti. Karagöz, Akkoyun'u hastanelik edene kadar dövdü. Eylül 2013 tarihinde meydana gelen olay sonrası soluğu savcılıkta alan Ercüment Akkoyun'un şikayeti üzerine Erdal Karagöz hakkında soruşturma başlatıldı. Ercüment Akkoyun hakkında 'Kasten yaralama' suçundan soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Yavaş, her iki tarafa da uzlaşma teklifinde bulundu. Savcı 'Uzlaşın' dedi Savcı Yavaş, iki tarafın da uzlaşmaya sıcak bakması üzerine dosyayı, adliyede 'uzlaştırmacı' olarak görevlendirilen Eyüp Ensar Ceylan'a göndererek, iki tarafla görüşüp uzlaşmayı sağlamasını ve uygulanacak cezayı belirlemesini istedi. Dosyayı 20 Şubat 2014 tarihinde alan uzlaştırıcı Ceylan, 4 gün sonra her iki tarafla telefonla irtibata geçti. İki taraf da yan yana gelmek istemediklerini ancak uzlaşmak istedikleri beyanında bulundular. Şaşırtan uzlaştırma teklifi Uzlaştırmacı Eyüp Ensar Ceylan, şüpheli Erdal Karagöz'e daha önce uzlaşma sonucu adliye gibi kamu kurum ve kuruluşlarında hizmetli görev teklifi yerine, farklı bir teklif sundu. 200 TL'lik lahmacun ısmarladı, davadan kurtuldu Uzlaştırmacı Ceylan, Erdal Karagöz'ün şikayetçi Ercüment Akkoyun adına 30 kimsesiz çocuğun bakıldığı Eyüp Çocuk Yuvası'nda barınan 30 çocuğa bir öğün yemek ısmarlamasını önerdi. Her iki tarafın teklifi kabul etmesi üzerine şüpheli Karagöz, müşteki Akkoyun adına 30 çocuğa 200 TL'lik lahmacun ve ayran ısmarlayarak hakkında açılacak davadan kurtuldu. 3 yılla yargılanacaktı Erdal Karagöz uzlaşmayı kabul etmeseydi hakkında 'Kasten adam yaralama' suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılabilecekti. Uzlaştırma kararını değerlendiren Erdal Karagöz, 'Güzel bir yöntem. Dava için harcayacağım parayı çocuklara yemek yedirmek için harcadım. Yemeklerini de kendim götürdüm. Çocuklar buna çok sevindiler, haftaya yeniden onları ziyarete gideceğim' dedi. Yargının iş yükünü hafifletmek amacıyla, Batı'da uzun zamandır uygulanan sistem, Türkiye'de de yaygınlaştırılıyor. Bu sayede sadece İstanbul'da yılda en az 10 bin olayın mahkemeye gitmeden çözülmesi hedefleniyor. Savcılıklar tarafından görevlendirilen uzlaştırmacılar genellikle adliyeki memurlardan seçiliyor.Yüksel Koç / DHA
Onur Yaser Can'ın Babası Konuştu
Uyuşturucu bulundurmaktan yakalanan, işkence gördüğü karakola yeniden çağrılınca da oraya gitmek yerine intiharı seçen Onur Yaser Can’ın annesi ise Pazar günü intihar etmişti. Oğlunu ve eşini yitiren acılı baba Mevlüt Can, bir televizyon programına konuk olup “hukuksuzluk” olarak değerlendirdiği yaşananları anlattı.4 yıl önce esrar satın aldığı iddiasıyla nezarete götürülüp işkence gördüğü, ardından gerçekleşen intiharının yaşadıklarıyla bağlantılı olduğu söylenen ODTÜ Mimarlık Fakültesi mezunu Onur Yaser Can’ın uzun süredir psikolojik destek alan annesi Hatice Can da önceki gün intihar etti. Oğlunu ve eşini yitiren baba Mevlüt Can, CNN Türk’te yayınlanan 5N1K programına konuk oldu. İstanbul 8. İdare Mahkemesi’nin kararını okuyarak konuşmasına başlayan Mevlüt Can, şunları söyledi: HUKUKSUZLUK YAŞANDI Benim oğlum kayıt dışı yakalanmış, işkence görmüş, serbest bırakılmış bu süreç sonrasında da intihara sürüklenmiştir. Hiçbir Cumhuriyet Savcısının oğlumun yakalandığından, serbest bırakıldığından haberi olmamış. 2 Haziran 2010 yılında esrar almak üzere bir telefon görüşmesi yapmış. Bu konuşma, teknik takibe takılıyor bunun üzerine oğlum suç üstü yakalanıyor. Bu aşamadan itibaren hukuksuzluk başlıyor. Yakalayan ekibin teknik dinlemeden yakalamadığı ortaya çıkıyor. Oğlumun nereye götürüldüğünü bilmiyoruz. CANINA KIYANA KADAR TAKİP EDİLMİŞ İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden mahkeme dosyasına gönderilen yazıda, oğlumuzun nezarethaneye konulmadığı, gözaltına alınmadığı tespiti yapılmıştır. Asıl itiraf ettirmek istedikleri torbacının telefon numarasını kimden aldığı. Bundan önce zaten çırılçıplak aranıyor. İnce aramaya tabii tutuluyor. Kaç paralık mimarsın deniliyor. Hakaret ediliyor. Bir süre sonra itirafı alamıyorlar ve doktora götürülüyor. Doktor raporu sadece bir darp raporu. Götüren kişiler de işkenceyi yapan 3 kişilik bir ekip. Savcılık gözaltına alınmama kararı veriyor. Ertesi gün iyi polis rolü oynayan bir polis memuru Onur’un bilmediği bir polis memuru. Soner diye bir polis memuru. Oğlumuzu arıyor ve diyor ki; senin imzaladığın tutanaklarda bir takım hatalar var. Bunları düzeltmemiz gerekiyor. Lütfen gelir misiniz? Onur da acaba hafta sonu gelsem olur mu diyor. Cumartesi günü, Vatan Caddesi’ndeki Emniyet Müdürlüğü’nün girişindeki bir kafeteryada bir polis memuru tarafından karşılanıyor. Loş, karanlık olan bu yerde çok iyi okumadığı tutanaklar yeniden imzalattırılıyor. Korkutarak, telaşla yaptırıyorlar. Sonrasında imzaladığı tutanak örnekleri verilmiyor. ‘İşte arkadaşlarla uçuyorduk’ gibi bir takım ilave bilginin ifadesine konulduğunu okuyor. Bunun başına büyük bir bela olacağını düşünüyor. Kendisini şüphe altında hissediyor. Sonra Onur, 3 kişilik ekip tarafından, canına kıyana kadar, takip ediliyor. ONLARCA POLİS OPERASYONA DAHİL Onur, arkadaşlarına uzun süredir izlendiğini söylüyor. Bu kadar izlendikten sonra bunalıyor ve 21 Haziran’da bir avukata vekalet veriyor. Vekaletten sonra 13 Nisan’da başlayan ilk mahkeme kararı ile başlayan ve 22 Haziran’da iki mahkeme kararı varken yeni teknik takip kararı varken operasyon sonlanıyor. Çete üyeleri yakalanıyor. 550 gram esrar yakalıyorlar. Koskocaman çete. Onlarca polis bu operasyona dahil oluyor. İŞKENCE GÖRMESİN DİYE İNTİHAR EDİYOR Onur, vekâlet verdiği avukattan 24 Haziran’da yeniden ifadesine başvurulacağını öğreniyor. Tekrar polisin eline düşmemek, çırılçıplak soyulup işkence görmemek için kendisini bulunduğu 4. kattan çırılçıplak olarak maalesef atıyor. Bu süreçte dava açmamız kolay olmadı. Soruşturmamızda 3 tane Cumhuriyet savcısı değişti. Son olarak atanan Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş, işkence cinsel saldırı, kötü muamele nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığını, ancak iki polis memurunun resmi evrakta sahtecilik yaptıklarından dolayı haklarında iddianame açılmasına ilişkin bir karar veriliyor. Yargılama sonrasında, 2 polis memuruna 2,5 yıl hapis ve devlet memurluğundan men cezası veriliyor. Zete
Yapıcı ve Çerkezoğlu Örgüt Lideri Oldu...
Savcıya iade edilen gezi iddianamesi yenilendi. Yeni iddianamede 5 fark var. İlk iddianameden farklı olarak Mücella Yapıcı ve Ali Çerkezoğlu örgüt liderliğiyle suçlanıyor İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesi'nin, 'Şüphelilere yönelik suçlamalar net değil, eksiklikleri giderin' diyerek savcılığa iade ettiği Taksim Dayanışması üyelerine yönelik iddianame ikinci kez mahkemeye sunuldu. İlk iddianamede 'suç işlemek için örgüt kurmak'la suçlanan Gezi eylemcileri Mücella Yapıcı ve Ali Çerkezoğlu , yeni iddianamede 'suç örgütü lideri olmak'la suçlandı. Habertürk'ten Serdar Kulaksız 'ın haberine göre, Gezi Parkı eylemleri nedeniyle Taksim Dayanışması üyelerine yönelik İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ve aralarında Mimarlar Odası Çevre Etki Değerlendirme Kurulu 2. Başkanı Ayşe Mücella Yapıcı ile İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu’nun da bulunduğu 26 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame ikinci kez mahkemeye sunuldu. İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesi’ne sunulan ilk iddianame, şüphelilere yönelik suçlamaların net olarak belirtilmediği ifade edilerek savcılığa iade edilmişti. İddianamede gerekli düzenlemeler yapıldıktan sonra yeniden mahkemeye gönderildi. Suç değişti Örgütlü suçlara bakan Cumhuriyet Savcısı Mesut Erdinç Bayhan’ın hazırladığı iddianamede daha önce “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak”la suçlanan Mücella Yapıcı ve Ali Çerkezoğlu’nun da arasında bulunduğu 5 kişi, bu sefer “suç örgütü lideri olmak” ve “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmek”le suçlandı. 5 şüpheli hakkında 3 yıl 3 aydan 13.5 yıla kadar hapis istendi. İlk iddianamede, 5 şüpheli hakkında 18.5 yıla kadar hapis isteniyordu. Diğer 21 şüphelinin ise “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet ettikleri” öne sürüldü. İddianamede, Taksim Dayanışması tarafından yapılan çağrı, “kışkırtma” olarak değerlendirildi. Yeni iddianamedeki 5 fark 1- İddianamenin ilk halinde 5 kişi, 'suç işlemek amacıyla örgüt kurmak'la suçlanıyordu. Yeni halinde 'suç örgütü lideri olmak'la suçlandı. 2- İddianamenin ilk halinde AK Parti İstanbul İl Başkanlığı, partiye ait otomobilin yakılması nedeniyle müşteki olarak yer alıyordu. Sürücü Mustafa Aksu da müştekiydi. Yeni halinde Ak Parti İl Başkanlığı ve sürücü Mustafa Aksu, müşteki olarak yer almadı. Savcı, dosyayı ayırdı. 3- İlk iddianamede çocuğuna platform üyeleri tarafından taş atması için para verildiğini iddia eden Muhittin Akat müşteki olarak yer alırken, ikinci iddanamede müşteki olarak yer almıyor. 4- İlk iddianamede sanıklar hakkında TCK 265 maddesinde yer alan 'Kamu görevlisine karşı cebir veya tehdit' suçlaması da bulunuyordu. İkinci iddianamede bu suçlamaya yer verilmedi. 5- İlk iddianamede baret ve gaz maskeleri gibi şüphelilerin üzerlerinden çıkan malzemeler tek tek sıralandı ve bunların adli emanete alındığı kaydedildi. İkinci iddianamede ise, 'Şüphelilerden ele geçirildiği öne sürülen 'Kask', 'Baret', 'Deniz gözlüğü' gibi eşyalar bireysel olarak kullanılmasının suç olmadığı ancak üzerlerinde ele geçirilmesi nedeniyle şüphelilerin Gezi Parkı eylemlerine katıldığının delili olarak kabul edildiği' ifade edildi.T24