Ilyas Hakan

1.İmkanınız varsa şan dersi alın. Sesiniz asla kısılmaz veya detone olmaz, boğazınız daha az yorulur. Ders anlatma performansınız inanılmaz derecede gelişebilir. 2. "Bilmemek değil, öğrenmemek ayıp." Mutlaka öğrencileriniz size bilmediğiniz şeyleri soracaklardır. Bilmiyorum demekten çekinmeyin (fakat bu küçük yaştaki öğrenciler için çok doğru olmayabilir, en doğrusunu siz yapın) Bir şeyi bilmediğinizi fark ettiğinizde en kısa zamanda araştırın, öğrenin ve öğrencilerinizle paylaşın. Bazen öğrencilerinizden de bir şeyler öğrenebileceğinizi unutmayın. Eğitimle ilgili TED konuşmalarını mutlaka takip edin ve yenilenen dünyaya tıpkı öğrencileriniz gibi siz de ayak uydurun. 3. Toplum üzerinde ne denli büyük bir iyileştirici gücünüz olabileceğini aklınızdan çıkarmayın. Bu nedenle öğrencilerinizi çok sevin, onlar da sizi çok sevecekler. <3 Benim önerilerim de bunlar. Yolunuz açık olsun. :)

Gayet de zorlanmalı. Hiçbir toplum kendiliğinden bilim aşkıyla gelmedi buralara. Hiçbir dünya toplumu doğuştan bilim aşkıyla veya çalışkanlıkla ödüllendirilmedi. Her ülkede olduğu gibi bu ülkede de bilim aşkıyla yanıp tutuşan, çalışmaktan taviz vermeyen, "ülkeme nasıl daha fazla katkı sağlayabilirim" düşünen insanlar da var. Ama devlet ya da fırsatçı işverenler onları işsiz bırakırsa, ülkede yediden yetmişe herkes sadece kendini rahat yaşatmaya çabalarsa olacağı bu. O yüzden bu ülkeyi geliştirmek isteyen herkese söylüyorum: Lütfen cevval olun. Fırsatçı olun. Gereksiz insanların önünüze geçmesine izin vermeyin. O bilinçli olmasını beklediğiniz yönetici siz olun ve kurumunuzu bilinçlilikle yönetin. Bir şeyi kimse yapmıyorsa siz yapın.

kelimelere gereksiz yere takılmayın bence