TIP TERİMLERİNE TÜRKLER'İN ETKİLERİ
Nasıl bir insanı diğerinden ayıran özellikleri varsa, milletlerin de ayırıcı özellikleri vardır. Siz buna ister karakter, ister mizaç, ister fıtrat deyin fark etmez. Türkler de tarih boyunca , münasebette bulunduğu milletler tarafından 'savaşçı millet' , 'asker millet' gibi isimlerle anılmışlardır. Bu 'savaşçı millet' karakterinin oluşmasında elbette ki, coğrafyanın etkisi büyüktür. Türkler bozkırda hüküm sürdükleri için, güvenlik, hayvanlara otlak bulma, mevsim değişimi vs. nedenlerle sık sık yer değiştirmek zorunda kalmışlardır. Eğer bozkırda yaşıyorsanız sizin hayatınızı idame ettirebilmeniz için, öncelikle kendinizi korumanız gerekmektedir. Kendinizi korumanız için silaha ihtiyacınız vardır. Türkler bu silah ihtiyacını demiri işleyerek çözmüşlerdir. Ayrıca bozkır yaşamının çetin şartlarına ayak uydurabilmeniz için hıza ihtiyacınız vardır. Türkler bu hız ihtiyacı için atı evcilleştirmişlerdir. Kısaca Türkler'de 'at kültürü' ne değinip, konuyu sonuca bağlayacağız.
1. Bozkır Yaşamı İçin At Elzemdir.
2. Atı Türkler Ehlileştirmiştir.
3. "Atın Üstündeki Türk Değilse , Yüktür."
4. "At Türk'ün Kanadıdır."
Atı adeta hayatının bir parçası haline getirmiş bir milletin, at ile ilgili atasözüne sahip olmaması doğrusu beklenecek şey değil. İşte bir kaçı;
'Türk çadırda doğar, at üstünde ölür.'
'Kuş kanadı ile , er atı ile.'
'At ölümü, er ölümü olmasın.'
'Sabah kalk atanı gör, atandan sor atını gör.'
5. "Pazırık Halısı"
Sovyet Altaylar'ın Pazırık Bölgesi'nde ortaya çıkarılan kurganlarda , M.Ö 3. yüzyıla ait , Türkler'den kalma bir çok sanat eseri ortaya çıkarılmıştır. Bunlardan birisi de 'Pazırık Halısı' dır. Halını üzerinde , art arda giden atlar ve binicileri resmedilmiştir.
6. İnsan Kafatasındaki "Türk Eyeri" "Cella Turcica"
Konuyu amma uzattın, gel artık asıl meseleye dediğinizi duyar gibiyim. Türkler'de at kültürüne dair yazacaklarım bitmedi. Daha bunun sosyal, dini, mitolojik vs gibi kısımları var. Lakin uzatıp da sizleri sıkmamak adına burada bırakacağım.
Cella Turcica, insan kafatasındaki (yandaki resim kafanın tavanı çıkarılmış, üstten bir görüntüdür.) sphenoid kemikte bulunan, hormonal sistemimizde önemli bir yere sahip hipofiz bezinin yerleştiği yere verilen addır.
7. "Cella Turcica" ismini kim verdi?
Bu yapı, Latince 'cella turcica' olarak ilk defa , Osmanlı döneminde kullanılan eyerlere benzemesi nedeniyle Padua Üniversitesi'nden ünlü Anatomi bilgini Adrianus Spigelius tarafından kullanılmıştır. Adrianus Spigelius'un ölümünden iki yıl sonra öğrencisi tarafından yayımlanan 'De Corpora Humanis Fabrica' adlı eserle de literatüre kazandırılmıştır. Bu terim farklı dillere de aynı anlama gelecek şekilde çevrilmiştir. İngilizce 'Turkish Saddle' , Almanca 'Türkensattel' , Fransızca 'Selle Turcique' , Arapça 'Serc-i Türki'
8. Türk Eyeri
Eski Türk binit ve koşum takımının en önemli unsurlarından biri de 'eyer' idi. Eyerin üstü , içe doğru hafif kavisli olup, ön ve arka kısımlarında yastık gibi iki tane çıkıntı bulunurdu. Bu çıkıntılara 'köpçük' adı verilirdi. 'Köpçük' binicinin öne ve arkaya kaymasına engel oluyordu. Yan tarafta da 17. yy Osmanlı Devleti'nden kalma bir Türk eyeri.
Yorum Yazın