Ne İsterseniz Yapabilirsiniz: Doğa Sporlarını Sevenler İçin Ülkemizdeki En İyi Rota Önerileri
Pandemi döneminde doğaya dönüş ve doğa sporlarına olan ilginin arttığını hepimiz biliyoruz. Hem bedensel hem de zihinsel sağlığımızı korumaya çalıştığımız bu süreçte doğa sporları her yaş grubu için ilgi odağı haline geldi. Türkiye eşsiz doğal güzellikleri ve coğrafi avantajları sayesinde doğa sporları bakımından adeta bulunmaz Hint kumaşı! Birbirinden farklı pek çok doğa sporu sayesinde kendinizi büyük bir maceranın içinde bulmanız ve adrenalini doruklarda yaşamanız oldukça mümkün. Dağcılık, yamaç paraşütü, sörf, dalış, kaya tırmanışı ve çok daha fazlasıyla herkese uygun bir doğa sporu bulmak çok kolay. Gelin, bu sporlara ve nerelerde yapabileceğinize hep birlikte göz atalım.
Rüzgara yön verenlerin sporu: Yamaç paraşütü
İnsanlığın ilk dönemlerinden beri insanoğlunun en büyük hayallerinden biri uçmak. Şu an teknolojinin getirdiği yeniliklerle bunu yapmak mümkün olsa da rüzgarın teninize değmesi ve eşsiz manzara sayesinde yamaç paraşütü benzersiz bir deneyim sunuyor. Yamaç paraşütü eğitimini tamamladıktan sonra tek başınıza yapabileceğiniz gibi özellikle yaz aylarında rağbet gören yamaç paraşütü merkezlerinde bir uzmanla bu heyecanı yaşamanız da mümkün. Hatay'dan Trabzon'a, İstanbul'dan Ankara'ya kadar Türkiye'nin farklı bölgelerine dağılmış olan bu merkezlerde yamaç paraşütü eğitimi alabilir veya deneyimi olmayanlar için bir uzmanla yapılan Tandem isimli uçuşlara katılabilirsiniz. Bu merkezlerin kapıları yamaç paraşütü macerasını tatmak isteyen herkese açık!
Dünya'nın en iyi yamaç paraşütü merkezlerinden biri: Babadağ, Fethiye
Yamaç paraşütünün ülkemizde en yaygın olarak yapıldığı yerlerden biri Babadağ, Fethiye. Babadağ adeta yamaç paraşütü için yaratılmış gibi. Burada toplam üç pist yer alıyor ve Uluslararası Hava Oyunları'na da ev sahipliği yapıyor. Ortalama 1700-1900 metrelerden yapılan atlayışlarla Ölüdeniz'in nefes kesici güzelliğiyle baş başa kalıyorsunuz!
UNESCO Dünya Mirası Listesi'nden bir beyaz cennet: Pamukkale, Denizli
Türkiye'de doğudan batıya dağılmış olarak bulunan onlarca tarihi merkez var, hatta bazılarında doğa sporları yapmak da mümkün! Dünyaca ünlü travertenleri, kaplıcaları ve Hierapolis Antik Kenti ile Pamukkale de bunlardan biri. Yakın bir zamanda turistik yamaç paraşütüne başlamış olan Pamukkale doğanın güzelliği yanında buram buram tarih kokan manzarasıyla eşsiz bir deneyim sunuyor.
Akarsuların ekstrem sporu: Rafting
Adrenalinin sürekli zirvede olduğu ekstrem su sporlarından biri olan rafting, yılın her döneminde yapılabiliyor. Ancak mevsimlere göre nehirlerin debileri değiştiği için bu durum raftingin zorluk derecesinin de değişmesine sebep oluyor. Akarsu kaynakları bakımından zengin olan Türkiye rafting yapmak için bir sürü seçenek sunuyor. Antalya, Tunceli ve Artvin'deki merkezler bunlardan sadece birkaçı! Arkadaşlarınızla gerçekleştirebileceğiniz bu sporun temel amacı ise devrilmeden parkuru tamamlamak.
Türkiye'nin en çılgın nehri: Çoruh Nehri, Artvin
Gürcistan sınırlarını aşarak ülkemizden denize dökülen Çoruh Nehri, dünyanın en hızlı akan nehirlerinden biri. Rafting sporcuları arasında 'çılgın nehir' olarak anılan bu nehrin böyle büyük bir üne kavuşmasında 1933 Dünya Rafting Şampiyonası'na ev sahipliği yapmasının payı oldukça büyük. Rafting denilince akla ilk gelen yerlerden biri olan bu nehir, her yıl binlerce kişinin bu heyecana ortak olmasını sağlıyor. Amatör ve profesyoneller için dört farklı etaptan oluşan 169 kilometrelik bir parkuru da içinde barındırıyor.
Ayder Yaylası kadar çarpıcı: Fırtına Deresi, Rize
Fırtına Deresi, Kaçkar Dağları'nın eteklerinden süzülerek Rize'nin Ardeşen ilçesinin kıyılarından Karadeniz'e dökülüyor. 23 kilometrelik zorlu parkuruyla da rafting tutkunlarının gözde yerlerinden biri. Geçtiğimiz haziran ayında düzenlenen Türkiye Rafting Şampiyonası'na ev sahipliği yapan Fırtına Deresi, Dünya Doğayı Koruma Vakfı tarafından 'Korunması Gereken Yerler' kategorisine alınan müthiş bir doğal güzellik.
Su altının gizemli dünyasının içinde eşsiz deneyimler: Dalış
Dünyamızın 3/4'ü sularla kaplı ve o suların altında bambaşka bir dünya daha var! Hal böyle olunca, suyun altını keşfetmek düşlerimizi süslüyor. Farklı derinliklere inerek suyun altındaki güzellikleri görme fikri sanıyoruz ki, bu sporu en fazla talep gören ekstrem spor haline getirmiş. Muğla, Antalya ve Kuşadası gibi deniz ve güneş turizminde akla gelen ilk yerlerde ziyaretçi akınına uğrayan su altı merkezleri de var. Su altında yatan tarihi kalıntılar, batıklar ve renkli fanuslar her yıl yerli ve yabancı dalış meraklılarını kendine çekiyor.
Bodrum Körfezi'nin orta noktasında bir su altı dağı: Büyük Resif, Bodrum
Kızıldeniz göçmenlerinin durağı olan Büyük Resif, 7 ila 35 metre arasında değişen derinliğiyle bir dağı andırıyor. Bu özelliğiyle deniz canlılarının en çok görüldüğü yer olan Büyük Resif, profesyonellere olduğu kadar yeni başlayanlara da uygun. Sığ yerlerde karagöz, ahtapot, iskorpit; 20 metreden sonra ise lahos, müren ve sinarit gibi deniz canlılarını görme imkanı sunuyor. Yıl boyunca dalış yapabilme olanağı tanıyan bu alanda gündüzleri berrak suda dalış yapmak benzersiz bir deneyim yaşatıyor.
Su üstü kadar güzel su altı dünyasıyla: Akvaryum Koyu, Fethiye
Su yüzeyinin hemen altından başlayan güzellikleriyle acemi dalgıçların dahi aşırı zevk alabileceği yerlerden biri olan Akvaryum Koyu, canlı çeşitliliğiyle herkesi büyülüyor. Koyda bulunan kayalık bölge ve akvaryum resifi olarak adlandırılan bölge koyda görebileceğiniz çoğu çeşide ev sahipliği yapıyor. Bu koyda ahtapot, turuncu sünger, kum balığı, lahoz, orfoz ve nadiren de denizatı ve deniztavşanı görmeniz mümkün.
Dalgalara ve rüzgara hükmetme şansı: Sörf
Sörf denilince hepimizin aklına Amerika ve Avustralya gibi yerler ve okyanus geliyor. Ama Türkiye de üç tarafının denizlerle kaplı olması ve bol rüzgar alan hırçın dalgalı denizleri sayesinde Akdeniz'den Karadeniz'e kadar birçok yerde rüzgar ve dalga sörfü yapma imkanı sunuyor. Dalgalarla birlikte hareket ederek eşsiz bir uyum yakalayacağınız, özgürlüğü ve adrenalini damarlarınızda hissedeceğiniz son dönemlerin gözdesi olan bu sporu İzmir, Muğla ve Alanya'da bulunan koylarda yapmanız mümkün.
Türkiye'de sörf denildiğinde başka bir rota vermek imkansız: Alaçatı, İzmir
Kitesurf yani uçurtma sörfü denilince Türkiye'de akla ilk gelen yer Alaçatı. Her düzeyde sörfçü için geniş seçenekler sunan Alaçatı; tarihi, denizi ve doğal güzellikleriyle benzersiz bir deneyim sunuyor. Uygun rüzgarı ve hava koşulları sayesinde mayıstan ekime kadar sörf yapmak da mümkün. Milli sporcuların ve profesyonel eğitmenlerin işlettiği birçok eğitim merkezi bulunduran Alaçatı, uluslararası müsabakalara da ev sahipliği yapıyor.
İlk defa duyanların şaşıracağı bir sörf merkezi: Şile, İstanbul
Dalga sörfü denildiği zaman Karadeniz'in hırçın dalgalarını düşünmemek imkansız. İstanbul'a 1.5 saat uzaklıkta olan Şile, İstanbul'dan çok da uzaklaşamayan profesyoneller için harika bir fırsat. Şile'nin girişinde her seviyedeki sörfçüler sörf yapabilirken, daha ilerideki Ağlayan Kayalar ise kondisyonu ve tecrübesi yüksek olan sporculara daha uygun. Sörf malzemesi kiralayabileceğiniz ve kamp yapabileceğiniz Şile, harika kaçamak fırsatları sunuyor.
Yorum Yazın
Sizin o dediginiz sporlarin ekipmanlari kac para haberiniz var mi