Görüş Bildir
Haberler
Köşe Bucak Gündem: Köşe Yazarları 1 Mayıs Hakkında Ne Yazdı?

Köşe Bucak Gündem: Köşe Yazarları 1 Mayıs Hakkında Ne Yazdı?

Burçak Cürül Öztürk
02.05.2014 - 10:27 Son Güncelleme: 02.05.2014 - 11:00

Gazetelerin köşe yazarları bugün neler yazdılar, gündemi nasıl

gördüler? İşte günün öne çıkan köşe yazarları...

Kasetten canlı 1 Mayıs izlenimleri | Ahmet Hakan | Hürriyet 

OLAY yerinden bildiriyorum:

-  Sabahın erken saatleri... Evdeyim. 

-  Gözümü yeni açmış, mahmurluktan kurtulmak için anlamsız hareketler yapıyorum.

-  Fakat o da ne? Dışarıdan helikopter, patlama ve siren sesleri geliyor. 

-  Dışarıdan gelen bu ses, benim için en az beş kahve etkisinde... Sabah mahmurluğunu sıfırlıyorum yani. Kolayca.

Yazının devamını okumak için tıklayınız.

12 Eylül darbesinden ne farkı var? | Uğur Dündar | Sözcü

Az gittik, uz gittik, aradan geçen 34 yıl içinde demokraside bir TOMA boyu yol gidemedik!

Buna karşın ölümcül iş kazalarında Avrupa’da birinciliğe, dünyada ise üçüncülüğe yükseldik!

AKP iktidarına bu rekorlar (!) da yetmedi!

1 Mayıs’ı, yani bayramlarını kutlayan işçileri biber gazları sıkarak,

gaz bombaları atarak ve tazyikli sular sıkarak etkisiz hale getirmek

istedi.

Yazının devamını okumak için tıklayınız.

Silahsız işgal'in şehidi | Yılmaz Özdil | Hürriyet

Dedi ki...

ilk günü atlattın mı iyidir değildir!

İlk günden sonra yok olur hal hatır sormalar, tavsiyeler, iyi dilekler, dualar

Yazının devamını okumak için tıklayınız.

1 Mayıs’la ilgili bir dizi aykırı soru | Fehmi Koru | Star

Sabahın köründen beri muhalif TV kanallarında yapılan yorumları

izleyip durdum; nicedir zihnimde beliren soruların hiçbirine aklı

başında bir cevap alamadım... 

İşte ana soru: Uzun bir aradan sonra Taksim Meydanı’nı

1 Mayıs kutlamalarına açıp barışçı gösterilerin yapılmasına imkân

sağlayan Ak Parti hükümeti bu yılın kutlamalarında neden farklı

davrandı?

Herhalde 1 Mayıs’ı kutlayanları hor gördüğü için değil... 1 Mayıs’ı yeniden ‘emek bayramı’ adıyla tatil haline Ak Parti hükümeti getirdi.

Yazının devamını okumak için tıklayınız.

Bu Ateş, Öfkeyle Sönmez| Can Dündar | Cumhuriyet

Aileden Sorumlu Bakan, ailelere, “İstismara karşı çocuklarınıza çığlık atmayı öğretin” diyordu ya...

Dün devlet öğretti çocuklara çığlık atmayı...

Bu 1 Mayıs’ın unutulmaz görüntülerinden biri, evinde otururken polis gazıyla “istismar” edilip gözleri kavrulan yavrucakların annelerine sarılıp çığlık çığlığa ağlamasıydı.

Bakan, çığlık atınca devlet yardıma koşar sanıyordu.

Oysa çocuklar, çığlıklar atarak devletten kaçıyordu.

Yazının devamını okumak için tıklayınız.

Şanlı 1 Mayıs destanı! | Cüneyt Özdemir | Radikal

Sıhhıye Kızılay'da kurulan çelik duvarlar, hükümetin 'çelik gibi' iradesinin sergilenmesi adına önemli bir simgeydi.

Polis,

dün bir kez daha ‘destan’ yazdı. Dünyaya rezil olmamızdan öteye

gitmeyen aşırı tedbirler sonucunda Taksim Meydanı'ndan kuş uçurtulmadı.

Yazının devamını okumak için tıklayınız.

Nerede o eski bayramlar?!| Candaş Tolga Işık | Posta

 Eli sapanlı göstericiler… Eli sapanlı polisler... Göstericilerle karşı

karşıya gelen eli sopalı mahalle sakinleri... Gaz maskeli

milletvekilleri… Biber gazı fişeği ile gösterici avlayan polis...

Yakaladıkları polis memurunu linç etmeye kalkan göstericiler... Bomboş

bir Taksim... Bomboş Taksim’de çift kale maç yapan Beyoğlu esnafı...

Bomboş Taksim’de ‘selfie’ çektiren çevik kuvvet timi... TOMA ve gazdan

nasibini alan gazeteciler... Basılan bir siyasi parti binası ve

gözaltına alınanlar ‘siyasiler’... Biber gazı sayesinde çığlık atmayı

öğrenen (!) çocuklar...

Yazının devamını okumak için tıklayınız.

Mayıs ruhu ölür mü? | Güray Öz | Cumhuriyet

Saat sabahın 5’i, alacakaranlıkta uzaklardan geceyi

uykusuz geçirmiş şehrin uğultusu geliyor. Dinledim ne diyor bu uğultu

diye. Sonra güneşli bir gün başladı. Bayram gününe yakışır bir gün, bir

güneş. Polisler Halaskârgazi Caddesi’ne çıkan bütün sokakları

tutmuşlardı. Basın kartının yardımıyla aştığım polisler ıssız caddenin

tek sahibiydiler. Taksim tarafında görev yapan arkadaşların bildirdiğine

göre oralarda sarı basın kartı da geçmiyor, validen izinli olmak

gerekiyormuş. Doğaldır, diye geçiyor içimden. Otoritenin basına “hoşgörüsü” de bir yere kadar, öyle değil mi? Yürüdüm. Üç yerde durdurdular ve basın kartımı incelediler.

Yazının devamını okumak için tıklayınız.

Yine cop, yine Toma, yine gaz, yine gözaltı, yine dayak| Amberin Zaman | Taraf

1 Mayıs “kutlamaları

isçilere bayram olacağına hepimize cehennem oldu. Toplumdaki kutuplaşma

daha da perçinlendi. Çünkü başbakanımız öyle arzu etti. Bunun başka

izahı yok. Zira biliyoruz ki, 2011 ve 2012’de denendi, Taksim Meydanı

kutlamalara açıldığında, polis de soğukkanlı davrandığında 1 Mayıs

pekâlâ kazasız belasız kutlanabiliyor bu ülkede. 

Bunu bile bile Başbakan neden izin vermedi. Taksim ile Gezi direnişi

özdeşleştiği için mi? Buna izin vermek hasımları tarafından zafiyet, “sokağa” taviz şeklinde algılanacağı için mi?

Yazının devamını okumak için tıklayınız.

Ha polis ha polizei| Akif Beki | Hürriyet

POLİS yerine polizei deniyor, gaz yerine gas, su yerine wasser, cop

yerine... Ha, bir de geleneksel olay mahalleri burada Taksim, Okmeydanı,

Şişli vesaireyken orada St. Pauli, Spielbudenplatz, Fischmark filan

diye geçiyor.

Yazının devamını okumak için tıklayınız.

Şeytanın gör dediği| Çetin Altan | Milliyet

Her 100 yılın içinde en çok 3 kuşak sığıyor ve her birey için sonuç, kaybolmak oluyor.

Dünyamızda

politik satranç da bu faktörlerle oynanıyor. Sadece bir Batı

“kentselliğiyle”, Şark köylülüğü bir sentez yaratamıyor ve hâlâ daha

bizde bile “köy ağaları” denetiminde çeşitli köylerden toplanıp aynı

açık kamyona, ellerindeki büyük oraklarla bindirilmiş 20-30 kadın köylü,

ihtiyacı olan çeşitli tarlalara “Haraba grupları” olarak götürülüyor.

Fabrika işçileri ile toprak işçisi köylüler, çok farklı kesimlerden.

Bizde ABD’nin

baskısıyla “çok partili” döneme geçildiği dönemde ABD’de 70 milyonu

aşkın fabrika işçisi vardı. İç pazarın en geniş açık pazarı da o işçi

gruplarıydı.

Yazının devamını okumak için tıklayınız.

1 Mayıs taktikleri| Emre Aköz | Sabah

Türkiye' de uysa da, uymasa da tekrarlanan klişe bir lakırdı vardır:

Efendim bürokrasi yeniliklere kapalıymış. Sosyal miyopmuş, ileriyi

düşünerek hareket etmezmiş. Döne döne hep aynı uygulamaları yaparmış.

Bunu

iddia edenlerin yanıldığını, dünkü 1 Mayıs olayları esnasında apaçık

gördük. Hayır, elbette biber gazından söz etmiyorum. O artık kanıksandı.

Eylemcinin 'survival kit'inde; gaz maskesi, su ve limon standart malzeme...

Yazının devamını okumak için tıklayınız.

Taksim kapatılabilir ama.......| Eser Karakaş | Star

Yazımı 1 Mayıs günü öğle saatlerinde yazıyorum, en içten temennim bugün ciddi sayılabilecek bir olayın yaşanmamasıdır 

Yazımın başlığını “Taksim kapatılabilir ama...” diye koyuyorum.

“Ama”sı çok önemli.

1 Mayıs’larda Taksim kapatılmayabilir de.

Hatırlayabildiğim kadarıyla Taksim’de 1 Mayıs kutlamalarında sadece

bir kez, o da 1 Mayıs 1977’de çok büyük olaylar oldu, başka büyük olay

hatırlamıyorum, bu konuya aşağıda döneceğim. 

İşçi

sendikaları, sosyalistler, çalışanların bir bölümü 1 Mayıs’ı ısrarla

Taksim Meydanı’nda kutlamak istiyorlar ve bir koşulla da haklılar.

Yazının devamını okumak için tıkayınız.

Güneri Cıvaoğlu | Alacakaranlık 1 Mayıs | Milliyet

Dünyadan 1 Mayıs görüntü-lerini imrenerek izledim.

Bizden görüntüler ise yüreğimi sızlattı.

Dünyada meydanlar neşeyle, coşkuyla kutlamalara açıktı.

Çiçekler, müzik, oyunlar...

Türkiye’de ise “gaz banyosu” ve “TOMA’lar” ve de teknolojinin ileri aşamasını temsil eden “kale” adlı modifiye edilmiş çelik duvarlı, gözaltı odalı araçlar.

Yazının devamını okumak için tıklayınz.

Mehmet Şeker| İşçiyiz, güçlüyüz... Yaşasın 1 Mayıs | Yeni şafak

DİSK '1 Mayıs'ta Taksim'de Olmak İçin 15 Neden' başlıklı bir rapor yayınladı.

1- Her dakika iş kazası

2- Her saat bir ölüm

3- Sağlığımız risk altında

4- Taşeronlar ölüm saçıyor

5- Çalışmaktan yaşayamıyoruz

Yazının devamını okumak için tıklayınız.

İçeriğin Devamı Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0