IŞİD'in Otomobilleri, ABD ve Urfa'dan Gidiyor
Bugüne kadar 5 binden fazla araç Türkiye’den Suriye’ye kaçırılarak IŞİD’in eline geçti. Hatay’da çalışan avukat Hüseyin Açıkalın, araç gönderme işleminin son beş-altı aydır Reyhanlı’dan Şanlıurfa’ya kaydığını belirtiyor. Açıkalın’ın aktardığı bilgilere göre, olayda ihmali ya da ortaklığı bulunduğu düşünülen hiçbir görevli hakkında işlem yapılmadı.
IŞİD terör örgütünün kullandığı çok sayıda Toyota marka aracı nasıl aldığına ilişkin tartışmalar bir süredir kamuoyunun dikkatini çeken başlıklardan biri haline geldi. Washington yönetimi, IŞİD’in çok sayıda Toyota marka araç kullanması nedeniyle firmadan konuyu aydınlatmasını istemişti. Gerçek kısa bir süre sonra ortaya çıktı.
Sputnik'te yer alan habere göre; eğit - donat programı kapsamında ABD’nin dağıttığı silahların IŞİD’e aktarılması gibi, Toyota marka araçlar da ABD ve İngiltere tarafından Özgür Suriye Ordusu’na (ÖSO) gönderilmiş, ardından IŞİD’in eline geçmişti.
Öte yandan yaklaşık üç yıldır, Türkiye’den Suriye’ye binlerce araç kaçırıldığı ve bu araçların terör örgütlerine satıldığı yönünde yoğun şikâyetler mevcut.
Hatay’da görev yapan avukat Hüseyin Cihat Açıkalın, Sputnik’e yaptığı açıklamada, son altı aydır güvenlik önlemlerinin biraz daha artırıldığını ancak öncesinde araçların rahatlıkla Suriye’ye geçirilebildiğini aktardı.
Açıkalın’ın aktardığı bilgilere göre terör örgütleri için araç kaçırma işi bir süredir Şanlıurfa’ya kaymış durumda:
“Sınır güvenliğinin o tarihlerde çok sağlıklı olmaması sebebiyle epeyce bir araç geçişi sağlandı. Son beş-altı aydır sınır güvenliğiyle ilgili ek tedbirlerin alınması, bu trafiği yöneten suç şebekesinin, araç gönderme işlemlerini yavaşlattı. Şu ara Urfa tarafındaki bölgeleri kullanmaya gayret gösteriyorlar.”
Açıkalın, tespit edilen araçların hırsızlık şebekelerine çaldırılması, kiralanan araçların farklı plakalarla gümrük kapılarından geçirilmesi ya da çoğunlukla Hatay Reyhanlı’ya getirilip sınırdan geçişi sağlayacak kaçakçılara teslim edilmesi yöntemleriyle Suriye’ye götürüldüğünü kaydetti. Suriye’deki terörist gruplara ulaştırmak için Bulgar uyruklu kişilerin kullanıldığını ve yurtdışından da araç getirildiğini belirten Açıkalın, şöyle konuştu:
“Almanya’dan ve Avusturya’dan kiralanan araçları Bulgar uyruklu vatandaşlar Türkiye’ye getirip şebekeye teslim ediyor, onlar da yine aynı yöntemle, kaçakçılarla anlaşarak Suriye’ye gönderiyorlardı. Silah yerleştirebilmek için küçük minibüsleri ve pick-up tarzı araçları tercih ediyorlar.”
'IŞİD ve Nusra'dan başkasına satamazlar'
Türkiye sınırlarından Suriye’ye kaçırılan araçların çoğunlukla radikal örgütlere satıldığını belirten Açıkalın “Bir kısmı bunun ticaretini yapıyor, bir kısmı da kendi eylemlerinde kullanıyorlar. Bu araçların geçtiği yerde, geçmişten bugüne, çok kısa bir süre Özgür Suriye Ordusu’nun etkinliği vardı, onun yerini El Nusra ve IŞİD aldı. Zaten barikatı açıp meşru ya da gayrı meşru bir şekilde başka birine satmaları mümkün değil. Suriye’ye bugün yasal yollardan bile ürün göndermeye kalksanız, oradaki o yapıyı aşarak, bunu gerçekleştiremezsiniz. Çünkü hem Antep’in, hem Urfa’nın, hem de Reyhanlı’nın karşısındaki sınır kapıları radikal örgütlerin elinde” dedi.
Araçları Suriye’ye kaçıran şebekelerde Türkiyelilerin yanı sıra Suriyeli ve diğer Arap ülkeleri vatandaşlarının da bulunduğunu söyleyen Açıkalın, adliyeye yansıdığı kadarıyla, bu şebeke üyelerinin örgütlerle bağlantılı olmadıklarını, para kazanmak amacıyla bu işi yaptıkları yönünde ifade verdiklerini aktardı. Açıkalın, güvenlik görevlileri ile gümrük memurlarının bu kişilerle birlikte hareket etmeleri ya da ihmalleri sonucu sahte plakalı araçların sınır kapısından Suriye’ye kaçırıldığını, ancak konuyla ilgili hiçbir görevli hakkında soruşturma ya da dava açılmadığını belirtti.
'Bari makul şüphe yasasını uygulasınlar'
Kiralanan araçların GPS sistemleri Hatay’da söküldüğünden, durum derhal Emniyet’e bildirilmesine rağmen harekete geçilmiyor. Bu konuda çok sayıda şikâyet bulunduğunu vurgulayan Açıkalın, Emniyet’in tutumunun hiçbir yasal dayanağı olmadığını söyleyerek, ‘makul şüphe’ yasasını eleştirdi:
“Başbakan Davutoğlu, aslında Türkiye’nin asayişe bakış açısını çok güzel bir örnekle tarif etti. ‘Elimizde 100 tane veya 20 tane bombacı listesi var ama bunlar eyleme geçmeden işlem yapamıyoruz’ dedi. Bu bakış açısı, Emniyet’in önleyici tedbirler alma noktasındaki çalışmalarının ve altyapısının yetersizliğini ortaya koyuyor. Makul şüphe yasası basit toplantılar, gösteriler, yürüyüş yapan gençler, öğrenciler, memurlar, sendikalar üzerinde uygulanacağına, bu gibi şüpheli şahıslarla ilgili yasal takibatın ve gözaltı işlemlerinin yapılmasında uygulanmalı. Demokratik ve hukuk mantığına uygun olmasa da bu konuda hayata geçirilebilir.
Son dönemde Türkiye’yi sarsan Reyhanlı, Suruç, Ankara saldırılarını hatırlatan Açıkalın, Emniyet’in asayişin sağlanmasında zafiyet gösterdiğini ve yeterli takibatın yapılmadığını düşündüğünü belirtti.
Gümrük Bakanlığı: Araçların geçişine izin vermiyoruz
Merkezi Hatay'da bulunan Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Doğu Akdeniz Bölge Müdürlüğü'nden Serkan Çakı ise Sputnik'e yaptığı açıklamada, yeni uygulamayla birlikte Suriye plakalı araçlar dışında hiçbir aracın, sınır kapılarından Suriye'ye geçişine izin verilmediğini söyledi. Çakı 'Avrupa ülkeleri ve diğer ülkelerin plakalarına sahip araçların geçişine de izin verilmiyor. Suriye plakalı araçlar için Emniyetten bilgi talep ediliyor, güvenlik birimlerinin 'olur' vermesi halinde bu araçlar giriş ve çıkış yapabiliyor. Suriyeliler dışındaki kişilerin de giriş çıkış yapmaları söz konusu değil' dedi.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!