onedio
Görüş Bildir

Reyhanlı Haberleri

Reyhanlı ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Reyhanlı ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

F-16'lar Suriye Sınırına Gönderildi
GENELKURMAY Başkanlığı, Suriye uçaklarının sınıra yaklaşması üzerine F-16 uçaklarının bölgeye gönderildiğini, sınırda devriye görevi uçuşu yapan bir uçağın ise Suriye’deki füze sistemi tarafından radar kilidi muhafaza edilerek taciz edildiğini açıkladı. Genelkurmay Başkanlığı, internet sitesinden yaptığı açıklamada Hatay’ın Yayladağı İlçesi’nin güneyinden ve Reyhanlı İlçesi’ndeki Cilvegözü Sınır Kapısı’nın güneyinden Suriye’ye ait 2 SU-24 uçağının sınıra yaklaştığını belirtti. Açıklamada, 'Bunun üzerine Türkiye-Suriye hudut bölgesinde Hava Muharebe Devriye Görevi icra eden 4 adet F-16 uçağımız, bölgeye yönlendirilmiş, ancak söz konusu hava araçlarından biri sınırımıza 3.6 deniz mili kala, diğeri de 4.5 deniz mili kala geri dönerek bölgeden uzaklaşmıştır. Ayrıca, Türkiye-Suriye hudut hattı boyunca icra edilen devriye görevi esnasında, 1 adet F-16 uçağımıza Hatay üzerinde iken, Suriye’de konuşlu SA-2 füze sistemi tarafından, 10 saniye süre ile radar kilidini muhafaza etmek suretiyle tacizde bulunulmuştur' denildi.Milliyet
Füzeli Saldırı: 16 Ölü
TÜRKİYE sınırına 15 kilometre uzaklıktaki Suriye'nin İdlib kentine bağlı Maarrat Misrin İlçesi'ndeki çarşıya uçaklardan füzelerin fırlatılması sonucu 16 kişi yaşamını yitirdi.Olay sonrası 15 yaralı Hatay'ın Reyhanlı İlçesi'ne getirilerek tedavi altına alındı. Saldırı saat 10.00 sıralarında meydana geldi. İddiaya göre Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'a ait uçaklar tarafından 2 füze fırlatıldı. Füzelerin patlama sesi Reyhanlı İlçesi'nden de duyuldu. REYHANLI'YA 15 YARALI GETİRİLDİ Olayın ardından yaralıları almak için Cilvegözü Sınır Kapısı'na ambulanslar sevk edildi. Cilvegözü ile Suriye'nin Bab-Al Hava Sınır Kapısı arasındaki tampon bölgeye getirilen 15 yaralı ambulanslarla Reyhanlı Devlet Hastanesi'ne götürülerek tedavi altına alındı. ÖLÜ SAYISI ARTABİLİR Suriye'nin Atme Beldesi'ndeki Orient Hastanesi'nin Başhekimi Dr. Abdulhalim Eroğlu, saldırıda aralarında çocukların da bulunduğu 16 kişinin öldüğünü belirtirken, yaklaşık 70 kişinin de yaralandığını söyledi. Şu an Reyhanlı'da olduğunu belirten ve hem Türk hem de Suriye vatandaşı olan Eroğlu, saldırıda Ammar Asfari isimli bir doktorun da öldüğünü belirterek, 'Yaralıların 15' i Türkiye'ye getirildi. Bazılarının durumu ağır olduğu için Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi. Her an ölü sayısı artabilir. Esad, son 2 aydan bu yana özellikle çarşı ve pazarları hedef aldı. İnsanlıktan çıkmış olan Esad, vuruyor, dünya seyrediyor. Esad insanların pazara çarşıya çıkmasını da engellemeye çalışıyor. Daha önce hastane ve camileri vuran Esad şimdi de pazarda, çarşılarda kadınları, çocukları ve yaşlıları hedef alıyor. Esad battıkça batıyor' diye konuştu. Ferhat DERVİŞOĞLU/REYHANLI (Hatay), (DHA)
Siyaset De, Sanat Da Hayatın Bir Parçası
Barış Atay, bir oyuncu. Onun için sanat ve siyaset birbirlerinden uzak yollar değil. Sektördeki çoğunluğun aksine laflarını esirgemeden söylemesi bundan. Çoğumuz onu “Redhack sözcüsüne sesi benzediği” için gözaltına alındığında dinlemeye başlasak da, politikayla ilişkisi çok daha ötesine dayanıyor; lise ve üniversite yıllarına. Üstelik o zamanlar daha keskin olduğunu söylüyor. Oyunculuk anlamında, iktidar korkusundan kaynaklı kimi kapıların kendisine kapandığının farkında, ama dert etmiyor. Çünkü oyunculuk televizyonla sınırlı değil. Bugünlerde Kırmızı Yorgunları oyunuyla karşımızda Atay. Biz de kendisiyle siyasettten sanata uzanan bir sohbet gerçekleştirdik. Sizinle geçen yıl röportaj yapsaydık muhtemelen sadece oyunculuk üzerinden konuşurduk. Oysa artık röportajlarınızda başköşe, siyasetin... Ben siyasetten uzakta bir insan değildim zaten. Daha 99’da, konservatuvardan önce Çukurova’da biyoloji okurken öğrenci hareketlerinin içindeydim. Benim açımdan, sanatla siyaset birbirinden uzak tutulabilecek şeyler değil. Ülkesine, dünya konjonktürüne duyarlı bir insanın sanatçı kimliğiyle muhalif duruş sergilemesi çok doğal. Ancak Türkiye’de sadece sanat açısından değil, her türlü meslekte erk güçlerine karşı yakınlık hissetme söz konusu. O yüzden ayrık otu gibi aradan fırlıyoruz. Solla nasıl tanıştınız? Anne-babam 78 kuşağından, öyle bir ailede büyüyünce solla tanışmamanız mümkün değil. O dönemin sancılarını yaşasalar da, bana çoğu örnekte gördüğümüz gibi “Aman oğlum, siyasete bulaşma” demediler. Fakat bir anne-baba olarak yine de ürküyorlar tabii. Almanya’da doğdunuz. Bu bir sürgün hikâyesi mi? Sayılır. Babam cezaevine atılmış. Annemse bekârlık soyadıyla aranıyormuş. Yeni evlendiği için de o soyadıyla yurtdışına çıkmış. Anneannem, dedem filan Almanya’da yaşıyordu, yanlarında doğum yapmış. Babam cezaevinden çıkınca biz de döndük. Herkes potansiyel olarak bir şüpheli Her ne kadar yıllardır politik bir mücadele verseniz de, biz sizi duymaya, dinlemeye yeni başladık. Neden şimdi gözler size döndü? Bunda oyuncu olmamın etkisi büyük tabii. Oyuncu olmasaydı biyolog olacak bir adamın, söylediklerinin ne kadar insana ulaştırabileceğini siz de tahmin ediyorsunuzdur. Özellikle televizyona da iş yapan bir oyuncu olarak, insanların sadece eğlence ya da fast food olarak tanımladığım gündem üzerine çok yumuşak açıklamalar yaptıkları dönemlerde, siz gerçekten bir şeyler söylüyor, tavrınızı net koyuyorsanız insanlar ne dediğinize kulak asıyor. Ben çevremdeki, sokaktaki insanların söylediklerinden farklı şeyler söylemiyorum açıkçası. Sadece onların televizyona çıkıp söyleme şansı olmadığı şeyleri fırsat bulduğumda dile getiriyorum. İnsanların belki de ilgisini çekmesinin sebebi bu; Kendilerinin söylediklerinin bir yerde duyulması. Sesiniz Redhack sözcüsününkine benzediği için gözaltına alındınız, dört gün tutuldunuz... Binlerce insanın yaşadığının yanında dört günlük gözaltı anlatılacak bir şey değil... Mevzu dört gün değil ama... Elbette, etkilerine baktığınızda şu an iş bulmakta sıkıntı yaşıyor muyuz? Yaşıyoruz. Söyledikleriniz birileri tarfından özel olarak takip ediliyor mu? Sanırım ediliyor. Ama şu yaşadığımız günlerde herkes potansiyel olarak bir şüpheli. Söyleyeceğin ilk sözde ben sana; gözaltındayken ne yaptın, diye sorabilirim. O yüzden sancılı bir süreç. Ama bırakılınca insanların Gezi’den ne kadar çok şey öğrendiğini, o birlikteliğin nasıl bir şey olduğunu gördüm. Gezi çok farklı bir vücut kazandırmış Türkiye’deki toplumsal muhalefete. Herkes üzerinde bir değişim yarattığı gerçek. Bu bana da sirayet etti tabii. Mesela, ne gibi? Karamsarlıktan kurtulduğumu hissedebiliyorum. Emniyet 3.5 milyon dese de, Gezi eylemlerine katılan, destek veren 10 milyon insan olduğunu biliyoruz. Bu toplumsal muhalefet açısından ciddi bir sayı. İnsanlar diyor ki, “İki ay sürdü, sonra sönümlendi”. Bu çok olağan. Hiç kimse sokakta iki ay slogan atamaz. Hele hele bizim gibi şiddete başvurulmayan sivil direniş eylemlerinde. Karşınızda bir polis ordusu var ve sokak arasında sopalarla çocukları öldürmekten kafalara gaz bombası atmaya, çatılarda duran çocukları vurmaya varan acımasızlıktalar. Ama insanların daha özgür bir yolda gidebileceğini biliyorum. O yüzden de iyimser olabilirim. Ya mesleğiniz açısından? Söylemleriniz yüzünden pek çok kapının kapanacağı bir gerçek. Oyunculuğu salt diziyle sınırlarsak mesleğimi yapamıyormuşum gibi görünürüm. Ama ben hâlâ tiyatro oyunumu yapıyorum. Sinema senaryosu yazıyorum. Oyunculuk bin yıllara dayanır. Sinemanın, yüz yılı aşkın geçmişi var. Diziyse Türkiye’de 15-20 yıl öncesine dayanır. Bu tür durumlarda size yaptıramayacakları tek şey mesleğinizin belli bir kısmı olur. Evet, ama bir oyuncunun geçimini sürdürmesi için önemli bir kaynak, diziler... Siz oyunculuk dışında hiçbir şey yapamam derseniz, aç kalma ihtimaliniz var, doğru, ama ben bundan çekinen bir adam değilim. Gerekiyorsa başka bir iş kolunda da, -ki oyunculuğumu yapacak kadar rahatlayacağımız bir döneme geleceksek ya da onun için çaba sarf ediyorsak-, çalışabilirim. Parayla aram hiç iyi olmadı zaten, yaşayabileceğimiz kadar kazanıyorsak sıkıntı yok. Eşim yardımcı yönetmen, benden daha kolay iş buluyor. Birbirimizi tolere edebiliyoruz. Altı yüz elli lirayla yaşayan insanlar varken, “Ben nasıl yaşıyorum”un cevabı çok gereksiz kaçıyor. Kendi filmlerimi çekebilmek istiyorum Peki “Kırmızı Yorgunları” oyununuz Kocaeli’nde sansüre uğradı. Devam ediyor mu oyun? Garip bir sansür hikâyesiydi o. Bürokratın işgüzarlığıydı bence. Belli ki bir yerde konuşmamı dinlemiş ya da okumuş, “birileri”nin rahatsız olacağını düşünmüş. Sahne müdürü arayıp, “Zar, zor kabul ettirdik, ama sizi aylık programa yazamayacağız” dedi. Görünmeden oynayın, demek bu; Biz de oynamadık... Oyun, normalde mayısa kadar sürecekti, ama bir sinema filmiyle anlaştım gibi. Kış filmi ve hava bir türlü soğumadığı için ertelenme ihtimali var. Ertelenmezse oyunun sezon finalini bu ay yapacağız. Oyunculuğa dair hedefiniz nedir? Oyunculukta şu nokta hedefim demek mümkün değil, o kadar ucu açık ki... Öldüğünüz güne kadar hâlâ sette ya da sahnede olabilirsiniz. Hedef demeyelim, ama hayallerim var. Oyunculuğu hiç bırakmayan ve kendi filmlerini de çekebilen bir adam olmak istiyorum. Hayallerimi gerçekleştirdikçe yenilerini kuracağım, biliyorum, bunun sonu yok çünkü. Senaryo yazıyorum, demiştiniz. Yakın zaman için hayata geçirilmesi mümkün olacak mı? Toplumsal şiddet üzerine yazdığımız bir senaryo var. Onu ilk film yapmayı planlıyorduk, ama değişiklik oldu. Şimdi hikâyesini benim, senaryosunu iki arkadaşımın yazdığı, 80’de başlayan ama yüzde 80’inin günümüzde geçtiği bir aile hikâyesi var. Daha çok 12 Eylül Darbesi’nin ve sonrasında oluşan siyasi düzenin aile yapısı, aile içi ilişkiler üzerindeki etkisiyle ilgili. Bir abi-kardeşi anlatıyor. Planımız, maddi konuyu halledip yazın çekmek. Yeni siyasi anlayış yaratılmalı Şu an gündem yolsuzluk kasetleriyle sallanıyor, Cemaat ve AKP arasında kirli bir savaş başladı... Kendini gelişmiş adleden bir ülkenin gündemi açısından bu olaylar, rezalet. AKP için ne düşünüyorsam, cemaat için de aynı hisleri taşıyorum. Ne zaman ki çıkarları çatıştı, birbirleri hakkında çirkin bir politika gütmeye başladılar. Meclisin kürsüsünden, Ne istediler de vermedik, diyen bir başbakanın, bu adamlar terörist, çete, demesinin gram değeri yok benim açımdan. “Kahramanlık destanı yazdılar” dediği polisleri birkaç ay sonra çete olmakla suçlayan da Başbakan. Bu çok çirkin bir savaş ve çözüm kesinlikle AKP ve Cemaatin birlikte temizlenmesinden geçiyor. Bunun yolu da toplumsal muhalefette. Sadece sokaklara inip yeni bir Gezi yaratmaktan bahsetmiyorum, Gezi’nin getirdiği dalga yeni bir siyaset anlayışı yaratmalı.Hataylısınız. Dolayısıyla Suriye’deki çatışmanın Türkiye’ye yansımalarına, Hatay’daki kaygıya da ilk elden tanıklık ediyorsunuz. Gündem nedeniyle Hatay unutuldu, ama nedir şu anda durum? Hükümetin Suriye politikası korkunç şekilde patladı. Planladıkları hiçbir şey istedikleri gibi olmadı. Çünkü oradaki yapıyı çözemiyorlar. Antakya Suriye’nin yapısına çok benzer, Hıristiyanlar, Türkler, Araplar hep birlikte yaşar... Suriye’de bekledikleri gibi iktidar devirilmesi olmazsa savaşı buraya taşıma ihtimali beliriyor. Sınır kapılarından sürekli militanlar giriyor, çıkıyor. Hatta mülteci kamplarında militanların, muhalif komutanların kaldığına dair söylentiler var. İnsanları tedirgin eden bu. Özellikle Reyhanlı katliamından sonra tepki hiç AKP’nin istediği gibi olmayınca her gün Suriye’ye gidip geldiğini bildiğimiz insanların azaldığını gördük. Ama nerelere çekildiklerini bilemiyorsunuz tabii. Buralar bir anda karışabilir. Fakat bu adamlar bunu nasıl görmüyor, diyemiyoruz. Çünkü amaçları bu! Şu an iktidarı kurtaracak tek şey bir kaos gibi görünüyor. Hem ekonomik sıkıntıyı açıklamak zorunda kalmayacaklar, hem seçim sonuçlarını manipüle edebilecekler, belki de seçimleri iptal edecek bahane yaratacaklar. O yüzden sürekli kaosu pompalıyorlar.
Bu da 'Tayyib' Ekmeği
HATAY'ın Reyhanlı İlçesi'nde kurulan ekmek fabrikasında üretilen ekmekler 'Tayyib' markasıyla Hatay, Gaziantep, Kahramanmaraş ve Osmaniye'de yaşayan Suriyeli sığınmacıların tüketimine sunuldu.Türk girişimciler Mehmet Mustafa Ayaz ve Enver Çedikçi, Suriyeli ortakları Muhammed Muhiddin El Dibiş ile birlikte 2 ay önce Tayyib Unlu Mamulleri ve Ekmekçilik Firması'nı kurdu. Fabrikada, Suriyelilerin damak tadına uygun ekmek ürettiklerini belirten Mehmet Mustafa Ayaz, 'Fabrikamız kurulalı 2 ay olmasına rağmen kepeği fazla olduğu için diyabet hastalarının da çok rahat şekilde tüketebildikleri ekmekten şimdiye kadar 6 milyon adet ekmek üreterek satışını gerçekleştirdik. Bunun yanında fabrikamızda 26 kişiye de iş imkanı sağladık' dedi. Ayaz, ürettikleri ekmeğe 'Tayyib' ismini verme nedenini de şu sözlerle açıkladı: 'Tayyib Unlu Mamulleri ve Ekmekçilik Firması olarak 6 ay önce Türk ve Suriyeli iş ortağımızla fabrikamızı kurduk. Türkiye'de misafir ettiğimiz Suriyeli kardeşlerimizin bu ihtiyacını dikkate alarak ayrıca ekmeği halkımıza da tanıtmak amacıyla, kurduğumuz fabrikanın ismini de Arapça'da 'güzel, lezzetli' anlamında kullanılan 'Tayyib' ismini tercih ettik. Ekmeği hem Suriyelilere hem de kendi halkımıza sunuyoruz. Ekmeği Hatay, Osmaniye, Gaziantep, Kahramanmaraş ve ilçelerine gönderiyoruz. Hedefimiz markamızı Türkiye markası yanında dünya markası haline getirmektir. Bunun yanında Arap kültüründe yer alan çeşitli unlu mamulleri de üreteceğiz.' Fabrika ortaklarından Suriyeli Muhammed Muhittin El Dibiş ise ilerleyen günlerde üretim kapasitesini arttırmayı düşündüklerini söyledi. Ferhat DERVİŞOĞLU / REYHANLI (Hatay) (DHA)
Erdoğan: 'Cumhurbaşkanı Gül'ü de Dinlemişler'
Hatay'da vatandaşlara seslenen Erdoğan, dinleme iddialarıyla ilgili 'Cumhurbaşkanı'nı da dinlemişler. Vakti saati gelince ortaya çıkaracaklar' dedi. Partisinin yerel seçim çalışmaları kapsamında Hatay'da vatandaşlara seslenen Başbakan Erdoğan'ın gündeminde yine muhalefet var. Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'ye yönelik sert eleştirilerde bulunan Erdoğan, dinleme iddialarına ilişkin de açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de dinlendiğini belirten Erdoğan 'Mahkeme kararı dahi olsa başbakanı, bakanları dinleyemezsiniz. Cumhurbaşkanı'ndan söz etmiyorlar şimdi. Başbakanla uğraşıyoruz Cumhurbaşkanı ile neden uğraşalım diyorlar. Onu da dinlemişler. Vakti saati gelince ortaya çıkaracaklar. Bunlar haşhaşi, bunlar montajcı' dedi. İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları; Ya bu Kılıçdaroğlu geçen seçimlerde İstanbul'da belediye başkan adayı oldu. İkametini Kağıthane'ye aldı. Sordular 'Nerede oturuyorsun?' diye, 'Kağıttepe'de' dedi. Seçim günü kendine bile oy veremedi. Bunlara 3 tane koyun verin onu da kaybederler. İyi takiye yapar, iyi yapan söyler, iyi iftira atar. 'BATI'DA DÜRÜST SİYASETÇİ SEÇİM KAYBEDERSE BIRAKIR' Eğer Ak Parti bu seçimden birinci olarak çıkmazsa genel başkanlığı bırakacağım, partime hizmetkar olarak çalışacağım. Peki sen var mısın çekilmeye Kılıçdaroğlu? Çekil ki partin lsenden kurtulsun. Ya Bahçeli 15 yıldır genel başkansın. Çekilmeye var mısın? Bak Batı'da dürüst siyasetçi seçimi kaybederse durmuyor partinin başında. Ama bunlarda böyle bir şey yok. Sandıkları Ak Parti'nin ampülüyle aydınlatalım. 'İLK SALDIRI REYHANLI'DA OLDU' Camı çerçeveyi kırıp, huzuru bozup Türkiye'nin kutlu yürüyüşünü durdurmak isteyenler var. Türkiye'nin büyümesini hazmedeyenler, içerden ve dışardan ahlaksızca saldırılar başlattılar. Bu saldırıların ilkini Reyhanlı'da yaptılar. Reyhanlı'da 53 kardeşimizi şehit verdik. CHP'ye bir çağrıda bulunduk. CHP'li vekillerin bu elim olaya karıştıklarını söyledi. Bu millet bunların üsluplarına asla inanmayacak. Türkiye'yi karıştırmak isteyenlere şimdi de Pensilvanya katıldı.Karanlığa o kadar alışmışsınız ki yıldızlar bile sizi korkutuyor. Hatay için, 81 il için çalışacağız.Yoksullar için varız, mağdurlar için varız. Bir kimse havada uçacak kadar keramet gösterse dahi buna aldanmayın . Allah'ın onun emir ve yasaklarını nasıl koruduğuna dikkat edin. En yakın arkadaşının Pensilvanya'daki zat için söylediklerini dinledinizMeğer telefonlarımızı dinliyormuş. 'ONU DA DİNLEMİŞLER' Yahu insanların özel hayatlarını dinleyenlerden alim olur mu? İnsanların yatak odalarını izleyenlerden alim olmaz. Mahkeme kararı dahi olsa başbakanı, bakanları dinleyemezsiniz. Cumhurbaşkanı'ndan söz etmiyorlar şimdi. Başbakanla uğraşıyoruz Cumhurbaşkanı ile neden uğraşalım diyorlar. Onu da dinlemişler. Vakti saati gelince ortaya çıkaracaklar. Bunlar haşhaşi, bunlar montajcı. Bunlar çete, örgüt. Bunların terör örgütünden hiçbir farkı yok. Bunlar CHP'nin de mahremini izleyip yayınladılar. Ne yaptılar hiç… 'MHP DUT YEMİŞ BÜLBÜLE DÖNDÜ' MHP'yi de izleyip kaydettiler, yayınladılar. Şimdi MHP, CHP çıkmış Pensilvanya'nın kuyruğunda siyaset yapıyorlar. CHP'li vekiller Pensilvanya için çok ağır hakaret ettiler şimdi ittifak halindeler. Hiç sesleri çıkmıyor, konuşmuyorlar merak ediyorum. MHP dut yemiş bülbüle döndü. 'POLİS ARACINA SU VERMİYORLAR' MHP demek baskı demektir, zulüm demektir. CHP demek başörtüsü yasağı demektir, Kuran'ın öğretilmesine engel çıkarmak demektir. CHP demek çöp, din istismarı, karmaşa ve kaos demektir. CHP genel müdürü Hakkari'ye gidiyor bayrağından utanıyor, Elazığ'a gidiyor başörtülü aday gösteriyor, Çorum'a gidiyor ülkücüden aday yapıyor. Bunların Hatay'da teşkilatları yok mu? Bir tane aday yapacak adam bulamadılar mı? Bizim memnun kalmayıp aday yapmadığımızı aday yapıyorlar. Hatay'da düzenlenen eylemlerde polis aracına itfaiye su vermiyor. Sen kimsin ya? Sen neyin belediye başkanısın? Polise su vermiyorsun. Sen CHP'nin adayı olabilirsin ama devletin belediye başkanısın. Hatay'da bu kirli oyunu bozun. Ben İstanbul'u CHP'den aldım Yolsuzlukların belediyesiydi. İSKİ yolsuzluğu tescillidir, herkes bilir. 'HATAY'IN ÇILGIN PROJESİ...' Hava kirliliğini, susuzluğunu giderdik. Evlerdeki küvetler taşıma suyuyla dolduruluyordu. 2 yılda İstanbul'u temizledik. Dağı kaldırmak mümkün değil ama dağları deldik tünel yaptık. 122 tünel yaptık. Aşılmaz denen o gavur dağlarını aşmak için koları sıvadık Hatay'ın çılgın projesi Amanos Tüneli olacak. haberler.com
Niğde Saldırganları Türkiye'ye Kendi Pasaportlarıyla Girmiş
Niğde'de 3 kişinin ölümüne yol açan saldırganların Reyhanlı'dan pasaportla giriş yaptığı ve İstanbul'a gitmeye çalıştıkları belirlendiNiğde’nin Ulukışla ilçesinde otoyolda denetim yapan jandarma ekibine yönelik silahlı saldırı gerçekleştirdikten sonra yakalanan ikisi Arnavut biri Kosovalı üç şüphelinin El Kaide bağlantısı kesinleşti. Şüphelilerin, pasaportlarıyla resmi yollardan Türkiye’ye giriş yaptıkları ve İstanbul'a gittikleri ortaya çıktı.Milliyet’te yayınlanan habere göre, geçen Perşembe günü yaşanan ve 2’si güvenlik görevlisi üç kişinin yaşamını yitirdiği silahlı saldırı sonrasında yakalanan üç şüphelinin sorgusu Ankara ’da devam ediyor. Gözaltına alınan şüphelilerin bağlantılarını araştıran güvenlik birimleri her üç şüphelinin de kendilerine ait pasaportlarla yasal geçiş yolunu kullanarak sınır kapısından giriş yaptığını tespit etti. Gümrükten geçiş sırasında şüphelilerin yanlarındaki çanta içindeki silah ve mühimmatın ele geçirilememesi soru işaretlerine neden olurken, zanlıların Reyhanlı’ya geldikleri buradan da İskenderun’a geçerek araç kiraladıkları anlaşıldı.Yol boyunca araç sürücüyle hiç konuşmayan üç şüphelinin, Ulukışla’da denetim yapan jandarma ekibini gördükten sonra ihbar edildiklerini düşünerek aniden araçtan inip saldırıyı gerçekleştirdikleri, kendilerini ihbar ettikleri düşüncesiyle araç sürücüsüne 4-5 kez ateş ettikleri tespit edildi.Teröristlerin İstanbul’da buluşacakları kişilere yönelik yapılan çalışmalar kapsamında, yeri gizli tutulan bir adreste yapılan operasyonda, kamuflaj elbiseler ve sırt çantası ele geçirildi. Şüphelilerin Suriye’de El Kaide bağlantılı terörist faaliyetler yürüten IŞİD adlı örgüte bağlı Selefi yapılanma içinde oldukları tespit edildi.T24
Reyhanlı'da Patlama İddiası
Hatay'ın Suriye sınırında bulunan Reyhanlı ilçesinde iki araç ile bombalı saldırı olduğu iddia ediliyor. Bölgeden, patlama sonucunda çok sayıda kişinin öldüğü ve yaralandığı iddiası da geldi. SALDIRI REYHANLI'DA GERÇEKLEŞMEDİ Bölgeden gelen yeni haberlere göre saldırı Reyhanlı ilçesinde değil, Reyhanlı'ya yakın Suriye'nin bir kentinde düzenlendi. Saldırıya ait sesler Reyhanlı'da da büyük bir panik yarattı. ONEDİO
Ermeniler Kesab'dan Kaçıyor
Ermenilerin yoğunlukla yaşadığı ve Türkiye'nin Hatay sınırı yakınında bulunan Kesab'tan birçok Ermeni yoğun çatışmaların yaşandığı Lazkiye'ye kaçıyor. Ayaklarında terlik, üstlerinde pijamayla kaçan 600 aile bölgedeki kiliselere sığındı. Cihatçı grupların son günlerde yoğun saldırısına maruz kalan Kesab'tan kaçan Ermenilerin durumu, Türkçe yayınlanan bir Ermeni sitesinde haber oldu. Erivan merkezli 'news.AM' haber sitesinde yer alan bilgilere göre, göç eden Ermeniler çaresizlik içinde yardım bekliyor. Kesab Ermenilerinden Hasmik Berberyan'ın görüşlerine yer verilen haberde, 'Suriyeli fanatik İslamcılar Türklerin yardımıyla Kesab Ermeni kilisesini Ermenilerden arındırarak silah deposuna dönüştürdüler' iddiası yer alıyor. Kesab'taki evlerin yağmalandığını ve kundaklanmaya başladığını belirten Berberyan halkın Lazkiye'ye kaçtığını söylüyor. Berberyan, Kesab'ta Alevilerin kentin savunulması sırasında çok sayıda kayıp verdiğini, Ermenilerin ise kenti büyük oranda terkettiğini belirtiyor. Ancak bazı Ermenilerin ise evlerini bırakmak istemediğinden veya kaçacak imkanlara sahip olmadığından kentte kaldığını söylüyor. Yayınlanan haberde, Lazkiye'ye gelen Ermenilerden bir kısmının hastanelerde akrabaların yanında kaldığını 400 kadarının da kiliseye sığındığı belirtiliyor. Haberde, Hasmik Berberyan'ın Ermenistan yönetiminden yardım çağrısı da yer alıyor, Berberyan ciddi bir yiyecek sıkıntısı yaşadıklarını belirtiyor. Bir gün evlerine geri dönmeyi umut ettiklerini söyleyen Berberyan, geçici bir süre için Ermenistan'a yerleşebileceklerini belirtiyor. CNN Türk
'Reyhanlı Saldırısını El Kaide Yaptı' Haberine Dışişleri'nden Yalanlama
El Monitör’ün internet sitesinde yer alan habere göre, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı AGİT’in Daimi Büyükelçisi Tacan İldem, Reyhanlı saldırısını El Kaide’nin yaptığını söyledi. Dışişleri Bakanlığı ise haberi yalanladı. DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI: REYHANLI SALDIRISI SURİYE REJİMİNİN DESTEĞİYLE GERÇEKLEŞTİRİLDİ Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Reyhanlı saldırısının Suriye rejiminin desteğiyle gerçekleştirildiği hususunda herhangi bir kuşkunun bulunmadığı belirtildi. Açıklamada, Ermenistan Daimi Temsilcisi’nin, Suriye’nin Lazkiye/Keseb bölgesine Türkiye’de üslenmiş El-Kaide terör örgütü unsurlarınca saldırılmakta olduğu yönündeki iddiasının da gerçekdışı ve çirkin bir iftira olduğu kaydedildi. Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan yazılı açıklama şöyle: “Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Daimi Konseyi’nin 28 Mart 2014 tarihli toplantısında Ermenistan Daimi Temsilcisi, Suriye’nin Lazkiye/Keseb bölgesine Türkiye’de üslenmiş El-Kaide terör örgütü unsurlarınca saldırılmakta olduğu yönünde gerçekdışı bir iddiada ve çirkin bir iftirada bulunmuştur. Daimi Temsilcimiz, söz konusu iddianın mesnetsizliğini ortaya koymak üzere yaptığı müdahalede, Türkiye’nin Suriye’deki iç savaştan etkilenen sivillere sağlaya geldiği insani yardımlara ve Türkiye’nin Suriye mahreçli terörden en fazla mustarip olan ülke olduğuna vurgu yapmıştır. Yapılan müdahalede Türkiye’nin El-Kaide terör örgütünün hedefi olduğu hususunda örnekler verilirken 23 Mayıs 2013 tarihinde Reyhanlı’ya yapılan saldırıya da atıfda bulunulmuşsa da, Daimi Temsilcilik tarafından bilahare yapılan açıklamada, güvenlik makamlarımızın söz konusu saldırının Suriye’deki rejimce desteklenen terör unsurlarınca gerçekleştirildiğini ortaya çıkardığı ve saldırının safahati ve failleri konusunda yine güvenlik makamlarımızca kamuoyunun bilgilendirilmiş olduğu belirtilerek, güvenlik makamlarımızın konuya ilişkin açıklamalarının geçerliliğini koruduğunun altı çizilmiştir. Reyhanlı saldırısının Suriye rejiminin desteğiyle gerçekleştirildiği hususunda herhangi bir kuşku bulunmamaktadır. Sonuç olarak, devlet makamları arasında çelişkili açıklamalarda bulunulduğu gibi bir izlenim yaratılmasına dönük haber, ifade ve girişimler tümüyle geçersizdir.” Dipnot Tv