Görüş Bildir
Haberler
İntihardan Kahve Bağımlılığına: Eserleri Kadar Ölümleri de İlginç Olan Yazar ve Şairler

İntihardan Kahve Bağımlılığına: Eserleri Kadar Ölümleri de İlginç Olan Yazar ve Şairler

Beyza
29.09.2022 - 10:01

Yazarlar ve şairler yalnızca eserleri ile değil, yaşamları ile de okuyucularda merak uyandırır. Çünkü içten içe biliriz ki insan yaşamadığı şeyi yazamaz. Bu nedenle bu yazar ve şairlerin eserlerini okurken yaşamlarından da bir parça olup olmadığını merak ederiz. Hatta özel yaşamlarının yanı sıra özel hayatlarını ve ölümlerini bile düşünürüz. Bizler de bu kez ölümleri ile dikkat çeken yazar ve şairleri sizler için inceledik. Biraz buruk, biraz hüzünlü ölüm hikayelerini gelin birlikte öğrenelim.

İçeriğin Devamı Aşağıda

Edebiyat dünyasının melankolik prensesi: Sylvia Plath

Edebiyat dünyasının melankolik prensesi: Sylvia Plath

Yazarımızın edebiyat tarihinde yerini alması ilk Amerikan feminist kitabı olan Sırça Fanus’ u yazması ile gerçekleşti. Plath, kısacık yaşamına birçok değerli eser sığdırdı ve bu eserleri bizler ile paylaştı. 1932 senesinde dünyaya gelen ve yaşadığı süre boyunca daha çok şair yönüyle tanınan yazar, ölümü ile de oldukça dikkat çekti. Plath, eserlerinde çocukluk döneminde yaşadığı sorunlu ilişkilere de yer vermişti. 

Manik depresif ile hayatı boyunca savaşan Plath’in ölümü de hayatı kadar dramatik. 1963 yılının Şubat ayında yazarımız çocuklarını odalarında bırakmış ve çocuklarının odalarının kapılarını içeri gaz girmeyecek şekilde bantladı. Sonra da mutfağa gitti ve gazı açıp kafasını fırına sokarak yaşamına son verdi. Yazar aslında daha öncelerde de intihar girişiminde bulunmuş ancak başarılı olamamıştı. Maalesef ki bu sefer başarılı oldu ve hayata veda etti.

Furuğ Ferruhzad’ın ölümü kaza mı suikast mi?

Furuğ Ferruhzad’ın ölümü kaza mı suikast mi?

Ferruhzad, İran kadının yaşadığı baskıyı ve çektiği sıkıntıları cesurca ele almış ve Ortadoğu’nun en önemli kalemlerinden biri haline gelmişti. 1934 senesinde dünyaya gelen yazar, yalnızca İran kadınlarının değil dünyadaki tüm kadınların sesi olmayı başardı. 

Yazarın eserlerindeki isyanlık, yaşamından geliyordu ve Ferruhzad’ın asi yaşamı 32 yaşında geçirmiş olduğu bir trafik kazası ile sona erdi. Ferruhzad, sürücüsü olduğu araçla bir çocuk servisine çarpmamak için duvara çarpmıştır. Pek çok kaynak bu durumun bir kaza olduğunu belirtmiş ancak bir kısım da suikast olduğu öne sürmüştür.

Balzac ve öldüren kahve tutkusu.

Balzac ve öldüren kahve tutkusu.

Balzac’ı Vadideki Zambak ve Goriot Baba gibi ölümsüz eserleri sayesinde tanıyoruz. Fransız edebiyatının değerli isimlerinden biri olan Honore de Balzac, eserleri ile edebiyat tarihine ismini yazdırmayı başarmıştır. Yazarın gözlem yeteneği ve insan ruhunu betimlemedeki gücü ise tartışılmaz bir gerçek. Balzac’ın ölümü pek ilgi çekici olmasa da ölüm nedeni oldukça ilginç. 

Balzac, kahve bağımlılığı ile tanınan ve hatta bir yazarın kahve içmeden eser ortaya koyamayacağını söyleyen bir yazar. Bu kahve tutkunu yazarımız 1850 yılında kalp yetmezliği nedeni ile hayat veda etti. Onun bu hastalığı yaşamasına neden olan şey ise her gün kupalarca içtiği kahveydi.

Yaşam boyunca süren bir depresyon ve Virginia Woolf

Yaşam boyunca süren bir depresyon ve Virginia Woolf

İngiliz yazar Woolf, yaşamı boyunca depresyon ile savaşan ve sonunda bu savaşa yenik düşerek intihar etmeyi tercih eden bir yazar. Kendine Ait Bir Oda, Dalgalar ve Bayan Dalloway gibi ölümsüz eserleri ile edebiyat tarihinde kendine bir yer bulan yazarın hayatı, hem ruh hali hem de yaşamı boyunca karşılaştığı travmalar yüzünden oldukça zor geçmişti. Yazarın depresyonu 1941 yılında iyice arttı ve aklını kaybetmekten korkan Woolf, intihar etmeye karar verdi. 

Ouse Irmağı’na yürüyen ve cebine taşlar doldurup kendini suya bırakan ünlü yazar, boğularak hayata veda etti. Ardında ise eşine bıraktığı şu cümleler kalır: “Sevgilim, yine çıldırmak üzere olduğumdan eminim. Yaşadığım o korkunç anlara geri dönemem artık. Bu kez iyileşemeyeceğim. Sesler duymaya başladım, hiçbir şeye odaklanamıyorum. Bu yüzden yapabileceğimin en iyisi olduğunu düşündüğüm şeyi yapıyorum.”

Şakanın ardından yaşanan ölüm: Oğuz Atay

Şakanın ardından yaşanan ölüm: Oğuz Atay

Postmodern tarzda yazılan ilk eser Tutunamayanlar ile edebiyat dünyasında yer edinen değerli yazar, kısacık yaşamı boyunca yalnızca 3 eser yazmıştır. Yaşasa daha nice değerli eserlere imza atacağından hiç şüphemiz olmayan bu yazarın ölüm hikayesi ise oldukça ilgi çekici. Oğuz Atay, bir gün arkadaşı Altay Gündüz’ün evinde duş almak ister ve banyoya girer. 

Duşta uzun süre kalan Atay’a arkadaşları merak edip seslenir ve yazarımız arkadaşlarına sevinmeyin daha ölmedim cümlesi ile yanıt verir. Buraya kadar bir gariplik yok tabii ki ama bu cümle yazarımızın son cümlesi olur ve Oğuz Atay hayata veda eder.

İçeriğin Devamı Aşağıda

Savaşa dayanamayan ve ölmeye karar veren yazar: Stefan Zweig

Savaşa dayanamayan ve ölmeye karar veren yazar: Stefan Zweig

Satranç ve Amok Koşucu gibi eserleri ile tanınan Avustralyalı yazar Zweig, intihar ederek hayat veda etmeyi seçen yazarlardan sadece biri. Zweig, psikoloji bilgisini eserlerine yansıtmış ve karakterleri farklı bakış açıları ile görmemizi sağlamıştır. Bu yönüyle de birçok okuyucu tarafından büyük ilgi görmüştür. Eserleri ile başarıyı yakalayan yazar dünyanın acısına ise katlanmayı başaramamıştır. 

Dünyayı saran savaş ve  Hitler Almanya’sındaki yaşananlar yazarımıza ağır gelir. İktidardaki Naziler ortalığı ateşe verirken, kendisinin de arasında olduğu pek çok yazarın kitaplarını da yakar. Zweig her ne kadar bu karmaşanın uzağında kalsa da yaşananları kendi içerisinde hisseder ve bir karar alır. Bu karardan sonra eşine giderek ona birlikte ölmeyi teklif eder. Bir şişenin içinde olan zehirden büyük bir yudum alır ve şişeyi eşine uzatır.

Şişeyi eşine veren yazarımız ona istediği zaman yanına gelebileceğini söyler. Eşi, Zweig’a bir soru sorar. O soru beni seviyor musun sorusudur. Yazar evet cevabını verir ve bu cevaptan sonra eşi de o zehirden içer.

Huzur aranılan yolda çıkagelen ölüm: Tolstoy

Huzur aranılan yolda çıkagelen ölüm: Tolstoy

Hem toplumsal hem de bireysel konularda yazan ve Rus edebiyatının en başarılı yazarları arasında yer alan Tolstoy, 82 yaşındayken huzuru bulmak için ailesinden ve evinden kaçma kararı alır. Tolstoy, bu kararından sonra bir sabah küçük kızı ve doktoru yanına alır ve karısına bir veda mektubu bırakarak evden kaçar. 

Veda mektubunda ise şu cümleler yazılıdır; “Gidişim sana acı verecek, üzgünüm, bana inan ve başka türlü yapamayacağımı anla. Benim evdeki durumum çekilmezdi ve çekilmez oldu. Öteki nedenlerin yanı sıra, şatafatlı koşullar içinde, eskiden olduğu gibi, yaşamayı sürdüremedim ve benim yaşımdaki ihtiyarların geleneğine uyarak, dünyayı terk edip, yaşantımın son günlerini sessizlik ve yalnızlık içinde geçirmek istedim.” Bir süre sonra yoluna devam edemeyen Tolstoy çevrede kalacak bir yer bulamaz ve istasyon ait olan bir eve yerleştirilir. Ünlü yazar bu küçük evde yaşama veda eder.

Çukura düşerek ölen şair: Orhan Veli Kanık

Çukura düşerek ölen şair: Orhan Veli Kanık

Garip akımının kurucularından biri olan şair Orhan Veli, 36 yıl süren tüm yaşamını şiirler ile birlikte yaşadı. 1950 yılında Ankara’ya giden şair burada yürürken bir çukura düşer ve başından yaralanır. Bu kazadan sonra şair İstanbul’a geri döner ve yaşamına hiçbir şey olmamış gibi devam eder. 

Şair, bir akşam arkadaşının evinde yemek yerken fenalaşır ve hastaneye kaldırılır. Şairin beynindeki bir damar çatlaması nedeni ile beyin kanaması geçirdiği ise çok geç anlaşılır ve hastaneye yatırıldığı akşam komaya giren şair hayata veda eder.

Bu içerikleri de okumak isteyebilirsiniz;

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
7
5
2
1
0
0
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın