FMF’te Semptomlar Değil, Hayat Canlansın! 17 Eylül Dünya Ailevi Akdeniz Ateşi Farkındalık Günü
Ülkemizde 85.000’den fazla FMF (Ailevi Akdeniz Ateşi) hastasının olduğu düşünülüyor. Hatta, dünyada en çok FMF hastasının Türkiye’de olduğu kabul ediliyor. Novartis, Çocuk Romatoloji Derneği ile iş birliği içerisinde toplumda FMF bilincini artırmak amacıyla “FMF’te Semptomlar Değil Hayat Canlansın” etkinliği gerçekleştirdi. Metropol İstanbul Alışveriş Merkezi’nde (AVM) düzenlenen etkinlikte hastalığın en sık görülen belirtileri olan tekrarlayan ateş, karın ağrısı, eklem ağrısı ve deri döküntüsü pandomim sanatçılarının canlandırmalarıyla sergilendi. Etkinlikte, her yaştan AVM ziyaretçisi FMF’i daha yakından tanıma fırsatına sahip olurken, pandomim sanatçılarıyla fotoğraflar çektirerek eğlenceli anlar yaşadı. Ayrıca merak edilen sorular, alanında uzman hekimler tarafından cevaplandırıldı.
Peki nedir bu FMF hastalığı?
FMF, genetik bir hastalık olup, MEFV (Mediterranean fever: Akdeniz ateşi) isimli gende meydana gelen mutasyon sonucu gelişiyor ve hastada ateşli ataklarla seyrediyor. Kronik ve çoğunlukla çocukluk çağında ortaya çıkan bir hastalık olmakla beraber, bazı hasta gruplarında yetişkin çağda da ortaya çıkabiliyor. Kız ve erkeklerde görülme sıklığı farklılık göstermiyor.
İç Anadolu Bölgesi’ndeki yüksek görülme sıklığı dikkat çekiyor.
FMF dünya genelinde nadir görülen bir hastalık; ancak Türkiye’nin de dahil olduğu Doğu Akdeniz ülkelerinde daha sık rastlanmakta. Uzman hekimlerin aktardığı bilgilere göre, FMF, ülkemizde her 1.000 kişiden 1’inde görülüyor. Yapılan bir çalışmada İç Anadolu bölgesinde, özellikle Sivas ve Kastamonu çevresinde bu rakamın 23’te 1’e kadar çıkabildiği gösterilmiştir.
Kronik ve ataklar ile seyreden bir hastalık.
Bu hastalığa sahip çocuklar hatalı MEFV genini bir veya iki ebeveyninden miras alabilir. FMF, 1-3 gün sürebilen ve genelde yüksek ateşe karın ağrısı, eklem ağrıları ve deri döküntüsünün eşlik edebildiği tekrarlayan ataklarla karakterizedir.
Erken tanı ve düzenli tedaviyle ataklar kontrol altına alınabiliyor.
Ülkemizde FMF, romatoloji hekimleri tarafından fizik muayene ve kan tahlilleri ile teşhis edilmektedir. Genetik test ile de tanının doğrulanması mümkündür. Tanı konulduktan sonra FMF düzenli tedavi ile kontrol altına alınır. Tedavi yaşam boyu sürdürülmelidir.
FMF tedavi edilmediği takdirde hastaların yaşam kalitesi etkilenebiliyor.
FMF belirtileri sıklıkla çocukluk çağında ortaya çıkar. Erken tanı konulamadığında sık geçirilen ataklar nedeniyle hastanın hayat kalitesinde düşüş gözlemlenir. Hastalık kontrol altına alınmadığında böbrek yetmezliğine kadar varabilen sonuçlar ortaya çıkabilir.
Kronik bir hastalık olduğundan dolayı FMF’i tam olarak tedavi etmek her zaman mümkün değildir; fakat düzenli tedaviyle atakların önüne geçilebilir. Hastaların büyük bir çoğunluğu ülkemizde başarı ile tedavi edilmektedir ve okul, iş ve sosyal yaşamlarını sürdürebilmektedir.