Aralarında Türklerin de Bulunduğu On Bin Üyesi ve Acımasız Uygulamalarıyla Dünyanın En Büyük Suç Örgütü: ‘Ndrangheta
2018'in sonlarına doğru bir operasyon düzenlenmiş ve 'Ndrangheta mafyasına bağlı onlarca kişi gözaltına alınmıştı. Haber kaynakları örgüte ''ağır darbe'' indirildiğini söylese de bu mafyanın hikayesini duyduktan sonra birkaç operasyonla dizginlenemeyecek, korku veren bir yapılanma olduğunu göreceksiniz.
İtalya'nın güneyindeki Kalbriya bölgesini merkez edinen 'Ndrangheta mafyası ''İtalyan mafyası'' tabirinin vücut bulmuş hali.
Yunanca'da ''kahramanlık'' anlamına gelen sözle adını alan 'Ndrangheta, bölgedeki köylerden ve büyük ailelerden müteşekkil bir yönetim kadrosuna sahip.
Yapılan bir araştırma örgütün Avrupa çapındaki üye sayılarını gösteriyor ve yukarıdaki haritaya göre Türkiye'de bile bu mafyanın birkaç üyesi var.
Yaklaşık 150 yıllık bir geçmişten bahsediyoruz ve bu tarihin simgesi olarak örgütün kalesi İtalya'daki San Luca şehri.
Sicilya'lı mafya Cosa Nostra kadar adı duyulmamış olsa da doksanlı yıllarda yasa dışı faaliyetleriyle dünyanın en büyük suç örgütü olarak anıldığını da unutmamak gerek.
Bu ''dünya çapında'' etkilerinin kaynağı diğer örgütlerle çatışmak yerine çoğunlukla onlarla ortak çalışmayı seçmeleri.
Meşhur Cosa Nostra'nın yanında Amerikan mafyaları ve Güney Amerika ve Meksika'da tanınan uyuşturucu kartelleriyle de ortak çalışmaları ünlerinin artmasına sebep oldu.
Belki on binden fazla üyelerinin olmasıyla ilgilidir, bilemeyiz ama bu ortak çalışmalar diğer örgütlerin seçimine bırakılmış gibi değildi. Teklif yapılıyordu fakat kendileriyle çalışmak istemeyen yahut ihanet eden örgütler olursa acımasız sonuçlar ortaya çıkabiliyordu.
70'li yılların sonu, 80'li yılların başında yaşanan mafya hesaplaşmalarında yüzlerce düşman mafya üyesine suikast gerçekleştirmeleri belki de bu yüzdendi.
Bu hesaplaşmalarda her iki taraftan da toplamda 1200 kişi yaşamını yitirmişti.
Sadece örgütlerle değil, petrol krallarıyla da bazı münasebetleri olmuştu, özellikle de Amerika'daki kartellerle işbirliği yaptıkları dönemde.
1973 yılında meşhur petrol kralının varisi III. John Paul Getty'yi kaçırdılar ve fidye olarak 2.7 milyon dolar istediler. Aileden bu parayı aldılar fakat bununla yetinmediler, Getty'yi aileye teslim etmeden evvel mesajlarını iletmek için bir kulağını kestiler.
Neredeyse tüm kıtalarda faaliyet gösteren tek örgüt olmaları bir yana soruşturmalar sonucunda Avrupa'daki uyuşturucu trafiğinin %80'ini yönettikleri tahmin ediliyor.
Benzer bir baskıya sahip olmasalar da İtalya ve Güney Amerika dışında Avustralya ve Kanada'da da faaliyetleri sürdüren büyük çaplı bir örgütlenmeleri olduğu söyleniyor.
Dünya çapında yayılmalarının ve korkutucu uygulamalarının sonucu olsa gerek, onlar hakkında zaten çok az olan bilgi sızdıranların sayısı her gün azalıyor. Acaba sebebi bu kişilerin de örgüte dahil edilmeleri mi?
Sorunun yanıtı olur mu bilmiyoruz ama örgüt kendi içerisinde kan bağını sürdürerek büyümeye özen gösteriyor.
Örgüt içi evlenmelerle ailelerin doğurduğu örgüt yapısı hiç bozulmadan, dışarıdan girişlere neredeyse kapalı biçimde sürüyor. Bu tip bir özel ailevi bağlar sebebiyle bazı bölgelerde ‘Ndrangheta aileleri şehirdeki bölgelerin tümünü kaplamış. Örneğin Brüksel'de sadece ‘Ndrangheta üyelerinin yaşadığı bir mahalle var.
Böylesine sıkı ilişkileri olan örgütün kıtalar arasında nasıl bir hareket alanı olduğunu merak ediyor olmanız normal.
Uyuşturucu ticareti için Avrupa içerisinde yahut başka bir kıtada transfer edilmesi gereken her ne varsa örgüt dış kaynaklara başvurmadan kendi çözümlerini üretmesiyle ünlü.
2006 yılında örgüt tarafından Kolombiya'dan uyuşturucu transfer etmek için yine örgüt kaynaklarıyla inşa edilen bir denizaltı, polislerin yoğun çabalarıyla faaliyete geçmeden yakalandı.
Her yıl örgüt içerisinde dolaşımda olan paranın 50 milyar euro üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Bu durum yüksek miktarda parayı muhafaza etme yöntemlerinin çeşitlenmesine yol açmış.
Öyle ki günümüzde finans dünyasındaki kuvvetli bağlantıları sayesinde paranın gizlenmesi onlar için bir problem arz etmiyor bile diyebiliriz.
Tüm bu vahşi uygulamalarına ve binlerce üyesiyle uyuşturucu maddeden tutun da radyoaktif madde kaçakçılığına uzanan faaliyetlerinin ortaya çıkmamış olmamasına dair bazı teoriler var.
İlk teori Cosa Nostra tarafından yönetildikleri için ikinci bir gözün onları koruduğu ve kolladığını savunuyor. İkinci teori ise komplo teorilerine daha yakın, örgütün İtalya sınırları içerisinde NATO tarafından gizli olarak örgütlendiği savlanan Gladio'yla olan ilişkileri sebebiyle istihbarat örgütlerinin radarının dışında bırakıldığını söylüyor.
2014 yılında FBI ve Avrupa'nın önde gelen istihbarat örgütlerinin Papa'nın bile güvenliğini tehlikeye atabileceğini düşündüğü bir örgütten bahsediyoruz.
Bir an tüm bu detaylar nefesinizin daralmasına yol açtı, değil mi?
Yorum Yazın
müptezeller kafa yapsın diye harıl harıl çalış.denizaltı bile yap.gene de kimseye yaranama.bizim milet böyle durumlarda ''kardeş sizin de işiniz zor valla de... Devamını Gör
“Bir kucağını kestiler “ bunu okuduktan sonra konudan koptum odaklanamıyorum 😂
papa bile isin icinde cikmasin cikarmi cikar