Görüş Bildir

Nazlı Ilıcak Haberleri

Nazlı Ilıcak ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Nazlı Ilıcak ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

Fenerbahçe Diyaloğunun Deşifre Ettiği!
Nazlı Ilıcak/Bugün GazetesiFenerbahçe Kongresi Üzerine HesaplarTayyip Erdoğan ile oğlu Bilal'in Fenerbahçe Kongresi öncesi telefon konuşmaları internete yansıdı.Görüşmenin içeriğine girmeden önce bir tespitimi dile getirmek isterim. Erdoğan ile oğlu arasındaki ses yüksekliği farkları ve tonlamalar aynı 17 Aralık'ta gün boyu cereyan eden konuşmalardaki gibi. Erdoğan'ın sesi kısık ve boğuk, Bilal Erdoğan'ınki ise yüksek perdeden çıkıyor.Bu benzerliğin altını çizdikten sonra gelelim esas meseleye... Erdoğan, Aziz Yıldırım'a karşı Mehmet Ali Aydınlar'ı destekliyor. Oğlu vasıtasıyla ona taktikler gönderiyor. Aziz Yıldırım'ın kapanış konuşmasında sarf ettiği 'Son kaleyi düşürmeyeceğiz' cümlesi de, Başbakan'ın canını sıkmış. Oğlu, 'Anladığın iyi oldu, bugüne kadar çok iyi davrandın' diye babasını eleştiriyor. Babası 'Bu süreç içinde ona yüz verdim mi' diye soruyor, 'O kadar randevu istedi, vermedim' cümlesiyle Aziz Yıldırım'a karşı tavrını belli ediyor. Bilal'e göre, babası Fenerbahçe'yi korurken, 'Bu adam da nimetlenmiş oldu.'En büyük öfke, Ahmet Davudoğlu'nun damadı Ahmet Özokur'a. Özokur, Aziz Yıldırım'ın listesine girmiş.'Girmiş namussuz ya... Basketbolun mu ne başına gelmiş geçen dönemde. 26 milyon dolarlık da sponsorluk anlaşması yapmışlar. Herhalde oradaki menfaatinin başında durmak için basketbol şubesinin başına getirilecekmiş.''Bunların hayatları, omurgasız ve karaktersiz durmak. Bunların hayatları taraf tutmamak üzerine kuruluyken, böyle bir zamanda nasıl taraf tutmaya cesaret edebiliyorlar? Siz değil miydiniz, tarafsız, herkese aynı mesafede olmaktan dem vuran, her yerde karaktersiz duruş sergileyen... Hakikaten enteresan ya, gidip o namussuzun yanında. Bir de sen bakanın damadısın ya...'Kıssadan hisse1) Demek Fenerbahçe'yi ele geçirmek isteyen Cemaat değil, siyasetçilermiş.2) Bakan damadı olup da, Başbakan'dan farklı bir çizgide hareket etmek 'cesaret' işiymiş.3) Bu cesaretin mutlaka bir sebebi olması gerekirmiş. Meselâ, 'maddi menfaat...'4) Başbakanlar, talep edenlere randevu verip vermemek suretiyle onları cezalandırırmış.TONLAMA FARKIBaba-oğul Erdoğanlar arasında, 17 Aralık'ta cereyan eden konuşmalar zihinlerde birtakım soru işaretleri uyandırmıştı. Montaj mı, değil mi? Birçok kişi montaj iddiasını, sesler arasındaki seviye ve tonlama farklılığına dayandırıyordu. Bu konu hakkında, ABD'li ünlü siber uzmanı Joshua Marpet bir açıklama yaptı'Genç adamın sesi yüksek perdeden ve temiz. Daha yaşlı olanın ise sesi, düşük volümlü ve boğuk. Bu durum şöyle izah edilebilir: 1) Bir kişi kriptolu telefon kullanıyor olabilir. 2) Ayrıca, genç adamın telefonunda böcek bulunabilir. Bu da sesin adeta mikrofona konuşuyor gibi yüksek çıkmasına yol açar. Fakat böcek, mutlaka fiziki bir obje değildir. Bir yazılım programı olması muhtemeldir. 3) Her iki taraf da kriptolu telefon kullanıyorsa, birinin, merkezi sunucunun veri aralığından uzakta bulunması, seste yavaşlama ve düşüklük yaratabilir.'MANTIK EVLİLİĞİMontaj tartışmalarına Star Gazetesi, iki firma adı (John Marshall Media (JMM) ve Kaleidoscope Sound) vererek katılmıştı. Fakat 24 saat geçmeden her iki firmadan da Star'a yalanlama geldi.JMM'nin CEO'su John Marshall Cheary diyor ki: 'İmzayı atan kişi (Robin Lai), kendini bizim şirkette çalışıyor gibi göstermek amacıyla, kâğıdın üzerine JMM kartvizitini zımbalamış. Bu bariz sahtekârlığı yayınlayanlar, kendisinden utansın.'Kaleidoscope Sound şirketinin Facebook sitesindeki açıklaması ise şöyle: 'Bazı eklemelerin var olduğu gözlemi, bu kayıtların gerçek olup olmadığı ya da içeriğinin değiştirilip değiştirilmediğine dair bir teyit ve yalanlama olarak anlaşılmasın. Bunun için çok özel bir ses laboratuvarı gerekir. Biz, müzik yapımıyla ilgili ticari bir stüdyoyuz. Robin Lai, sadece 5 farklı konuşmanın art arda getirildiğini söylemiş.'Belgede imzası olan Robin Lai de 'Türkçe bilmediğim için kandırıldım' diye feryat ediyor.Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu eski Eşbaşkanı Joost Lagendijk'in latifesine bayıldım. Durumu bütün açıklığıyla gözler önüne seriyor. Diyor ki: 'Erdoğan, Çetin Doğan'ın damadı Rodrik'le mantık evliliği yaptı. Menfaat uğruna düşmanlar dost oluyormuş.'7 BİN KİŞİ DİNLENMİŞ!Önce Star'da '7 bin kişi dinlenmiş' başlığıyla çıktı haber. Sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı'nın açıklamasıyla rakam 2 bin 280'e indi.Gelin gerçeği benden öğrenin: 234 kişi hakkında mahkemeden dinlenme kararı alındı. Aynı anda dinlenenlerin sayısı ise 80 ilâ 100 arasında değişiyor. Bu şu demek: Bazıları dinlenmiş, sonra devre dışı bırakılmış. Gerisi, dolaylı dinlemeler. Yani, izlenen kişinin konuşmasına takılıyorsunuz; ister istemez, sizin de tapeniz tutuluyor. 2 bin 280 diye verilen rakam, dinlenenlerin değil tape edilen konuşmaların toplam adeti. Zaten şu anda İstanbul Terör Şubesi'nde 2 bin ilâ 2 bin 500 kişi dinleniyor. Bunların önemli bir bölümü ciddi terör örgütleriyle ilişkili olduğu şüphesi taşıyan insanlar. Selam Örgütü, diğer örgütler kadar yaygın değil. Dolayısıyla, 7 bin hatta 2 bin 280 rakamının ne kadar mübalağalı olduğu buradan da ortaya çıkıyor.
Seyfi Dursunoğlu ile Nazlı Ilıcak Kanto Yaparsa!
Kanal D'nin, yapımcılığını D Productions'ın üstlendiği sunuculuğunu Nazlı Ilıcak'ın yaptığı yeni sohbet programı 'Pazar Gezmesi' nin yarınki (9 Mart Pazar) konuğu Seyfi Dursunoğlu olacak. Dursunoğlu programda kanto yapmaya nasıl başladığını, kanto yapmanın detaylarını anlatacak. Sanatçı ayrıca Nazlı Ilıcak'a Kanto nasıl yapılır dersi verecek. Devlet memuru iken ramazan eğlencelerinde kadın kılığına girip nasıl kanto yapmaya başladığını anlatan sanatçı, dönemin gençlerini kahvehanelerden kurtarmak için kurdukları cemiyet sayesinde kendine meslek edindiğini itiraf edecek. Daha sonra Nazlı Ilıcak'ın teklifi üzerinde ikili birlikte kanto yapacak. 'Pazar Gezmesi'nin bu bölümü yarın saat 12:30'da Kanal D'de ekrana gelecek. medyatava
Guardian: 'Yasaktan Sonra Dakikada 17 Bin Tweet Atıldı'
İngiltere'de yayımlanan Guardian gazetesi Türkiye'de Twitter yasağının devreye girmesinden sonraki bir kaç saat içinde 2,5 milyon tweet gönderildiğini belirterek, bunun dakikada 17 bin tweet anlamına geldiğini vurguladı. Türkiye'deki Twitter yasağı gazetenin basılı ve internet haberlerinde geniş yer buldu. Gazete internet sitesinde yayınladığı haberinde Türkiye'deki Twitter engelini aşmanın 3 yöntemini açıkladı: 'Cep telefonu şirketleri üzerinden tweet gönderme, DNS ayarlarını değiştirme ve VPN olarak bilinen özel sanal bir ağ yöntemi ile bir program kullanma.' Gazete internet sitesindeki farklı bir haberinde ise Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Twitter yasağını deldiğine atıf yapıyor. Guardian, Türkiye’de Twitter'ın kapatılmasından sonra '#TwitterisblockedinTurkey' (Twitter Türkiye'de engellendi) etiketinin başlığının Twitter'da küresel düzeyde en çok tartışılan konu olduğunu belirtiyor. Gazete ayrıca Twitter yasağını ilk delen Adalet ve Kalkınma Partisi üyesinin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek olduğunu vurguluyor. Melih Gökçek yasak devreye girdikten sonra Twitter hesabında ''Benim DNS ayarları açık olduğu için tweet atabiliyorum. Muhtemelen yarın bu da kapatılır. Umarım sövenler ve sahte hesap kullananlar ders almıştır'' diye yazmıştı. Hükümet kanadından Bülent Arınç’ın da Twitter'daki açıklamalarına yen veren gazete Arınç’ın yasağı delen tweetin bir saat içinde binin üzerinde paylaşıldığını yazıyor. Gazete haberinde Erdoğan'ın daha önceki 'Twitter'i bir belaya' benzettiği sözlerine de yer veriyor. Guardian bugünkü baskısında gazete erişimin kısıtlamasını sosyal medyaya sızan yolsuzluk kayıtlarıyla ilişkilendirerek, bu kayıtların yerel seçimler öncesinde hükümetin itibarına zarar verdiğini yazmıştı. Gazete, Twitter'ın yasaklanmasının Türkiye'yi, birçok sosyal medya platformları sıkı şekilde kontrol edilen İran ve Kuzey Kore ile karşılaştıran tepkilere yol açtığını yazmıştı. Guardian, hükümete yakın Sabah gazetesinde yazarken, işine son verilen Nazlı Ilıcak'ın CNN Türk ekranlarında kararı 'sivil darbe'' olarak nitelendiren açıklamasını da aktarıyor. BBC Türkçe
Star: 'Paralel Yapı, Silikon Maskelerle Olmayan Videolar Üretebilir!'
Kamuoyu hükümet kanadından bazı isimlere ait seks kasetleri geleceği iddialarını konuşurken Star, bu videoların silikon maskelerle üretilebileceğini söyledi 30 Mart seçimlerine kısa bir süre kala iktidar partisinden bazı isimlerin seks kasetlerinin internete sızdırılabileceği iddiaları konuşulurken, Star gazetesi, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “paralel yapı” dediği Gülen cemaatinin silikon maskelerle olmayan videolar üretip piyasaya süreceğini yazdı. Star gazetesi, kişilere bire bir benzeyen ve kullanılabilir bir silikon maske yapılabileceği iddiasını Discovery Channel’da yayınlanan “Efsane Avcıları” (Mythbusters) adlı programda, “Görevimiz Tehlike” filminde de görülen maskelerin gerçekliğini sorguladığı bölüm üzerinden temellendirdi. Star gazetesinde yer alan, “Silikon maske yöntemli video ile itibar suikasti” başlıklı haber şöyle: Sosyal medyadan yeni kumpas sinyalleri veren paralel örgütün maskesi düştü. Montaj ses kayıtları ile itibar suikastine kalkışan örgütün yeni yöntemi, olmayan videoları silikon maske ile üretmek. Paralel yapı montaj ses kayıtlarının ardından görüntü yayınlayacağını sosyal medya üzerinden duyururken, Hollywood'da uygulanan 'silikon maske' yöntemi, olmayan bir videonun üretilebileceğini ortaya koydu. Örgüt itibar suikasti için bu yöntemi de kullanacak. Birbirlerinin yerine geçtiler Belgesel kanalı Discovery Channel'de yayınlanan Mythbusters adlı programın sunucuları Adam Savage ve Jamie Hyneman, “Görevimiz Tehlike” filmlerindeki maske sahnelerinin gerçekliğini sorguladı. Kendilerinin silikon maskelerini yaptıran ikili birbirlerinin maskelerini takarak ve kıyafetlerini giyip kimlik değiştirdi. Tanımak imkansızlaşıyor Kendilerini tanıyan insanların karşısına çıkan iki sunucunun yüzlerinin gerçek olmadığnıı 1,5 metreye gelinceye kadar kimse anlayamadı. Böylece programın sonunda herhangi birisinin maskesini kullanarak, onu tanıyan insanları bile yanıltmanın mümkün olduğu ortaya çıktı. Fotoğrafı olması yeterli Silikon maske için maskesi çıkarılacak kişinin değişik açılardan fotoğraflarının çekilimesi yeterli olabiliyor. Bu maskeyi benzer fiziksel özelliklerde biri taktığında aradaki farkı bir video ortamında anlamak imkansız hale geliyor. Orijinal ses üretilebiliyor Cüneyt Özdemir'in eşi Zeynep İnanoğlu'nun 2008'de tez konusu yaptığı sistemle, 'Ses dalgalarından orijinal ses üretilmesi' ilk kez1999'da ABD'nin Los Alamos laboratuvarında kanıtlanmıştı. Bu çalışmayla sese duygu bile yüklemenin mümkün olduğu ortaya çıkmıştı. Sunucular birbirlerinin kimliklerine büründü Dünyanın pek çok ülkesinde yayınlanan Discovery Channel'ın Mythbusters adlı programının sunucuları Adam Savage ve Jamie Hyneman, Görevimiz Tehlike filmlerinde kullanılan 'silikon maske' makyajıyla, izleyicilerin karşısına çıkarak karşılarındaki kişileri yanılttı. T24
Nazlı Ilıcak'tan Başbakan'a 'İmalı' Tweet
Bugün gazetesi yazarı Nazlı Ilıcak, 'Milli gelir artan bir ülkede yolsuzluk olmazmış.'Aksine yeni fırsatlar doğar. KUCAĞINA OTURURLAR' şeklinde tweet atarak ses kayıtlarına gönderme yaptı. Başbakan Erdoğan İstanbul mitinginde konuşurken tweet atan Ilıcak'ın yazdıkları hayli ilginçti. Ilıcak Twitter'da şunları yazdı 'SEN ALEMİ KÖR HERKESİ SERSEM Mİ SANIRSIN 'Milli gelir artan bir ülkede yolsuzluk olmazmış.'Aksine yeni fırsatlar doğar. KUCAĞINA OTURURLAR Seçim sonucu ne olursa olsun Yolsuzluk iddialarının muhatabı olan herkes hesap verecek .O hesap verilene kadar benim AK Partiyle işim olmaz Demokrasi uzun soluklu bir yarış. Maraton. Dikkat edilecek husus GÜÇLÜnün değil HAKLInın yanında durmak Çünkü ergeç haklı olan kazanacak'
Orhan Gencebay Çaldı, Nazlı Ilıcak Oynadı
Nazlı Ilıcak program konuğu Orhan Gencebay'ın çaldığı şarkıya dayanamayıp oynayınca ortaya bu görüntüler çıktı...Nazlı Ilıcak'ın Kanal D'de pazar günleri yayınlanan Pazar Gezmesi programının bu haftaki konuğu Orhan Gencebay'dı... Konuk Orhan Gencebay olunca sohbetin yanında, müzik de vardı elbette. Programda Orhan Gencebay'ın saz çalması bekleniyordu ama Nazlı Ilıcak'ın oynaması sürpriz oldu. Orhan Gencay çaldı, Nazlı Ilıcak oynadı... Kanal D'de yayınlanan Pazar gezmesi programında Orhan Gencebay'ın evine konuk olan Nazlı Ilıcak, bakın nasıl döktürdü.Gazeteciler
Nagehan Alçı'dan 'Vatan Haini' Çıkışı
CNN Türk'te yayınlanan Dört Bir Taraf programında yine gergin anlar yaşandı. Program yorumcuları arasında sert tartışmalar yaşandı. Youtube düşen ve Suriye'ye yapılacak operasyonla ilgili Kadri Gürsel, Cumhuriyet gazetesinin RTÜK yasağı hakkındaki açıklamasını okudu. Nazlı Ilıcak, Cumhuriyet gazetesin bu açıklamasını alkışladı. Bunun üzerine Nagehan Alçı çıldırdı. Alçı, 'Ben de burada vatan hainleriyle bulunmaktan utanç duyuyorum. Utanmazsanız. Bu ortam dinlemesini yapanlar dünyanın her yerinde casustur. Hem millete hem de devlete ihanet ediyorsunuz. Tamam AK Parti kaybetsin, Tayyip Erdoğan gitsin ama, ulusal güvenliğimiz tehlikede' diye konuştu. Onedio
''Türkiye'yi Zor Günler Bekliyor''
'Paralel devlet' dediği yapıya ama aslında düşman bellediklerine, bir başka ifadeyle yolsuzlukları ortaya çıkaranlara ya da bu yolsuzlukların üzerine gidilmesini isteyenlere belli ki Başbakan savaş açacak. Üstelik hesap vermeye hiç niyeti yok gibi görünüyor. Yolsuzluğa bulaşmış bakanları yanına alarak balkona çıkması, tam bir meydan okumaydı. Türkiye'yi zor günler bekliyor.Kim kazandı, kim kaybetti? Seçimlerde kim kazandı, kim kaybetti? Bence her parti kazandı ama aynı zamanda her parti kaybetti. * AK Parti, bunca yolsuzluk iddiasına, keyfi davranışlarına, hukuka meydan okuyuşuna rağmen, beklentilerin üzerinde oy aldı ve birinci parti oldu. En fazla belediye başkanlığını da AK Parti elde etti. Bu açıdan AK Parti'ye seçimin galibi diyebiliriz. Öte yandan 2011 seçimlerine göre 5 puan kadar geriledi. * CHP, 2011'e göre oylarını 1 puan artırdı. Elbette bu kadar avantajlı girdiği bir seçimde bu cüzi ilerlemeye bakarak 'kazançlı çıktı' demek mümkün değil. Kaldı ki, özellikle Ankara ve İstanbul'da bazı MHP oyları da CHP'ye kaydı. Buna mukabil Mansur Yavaş, Melih Gökçek'i bir hayli zorladı. Mustafa Sarıgül de, 1994'ten bu yana CHP'nin İstanbul'da aldığı en yüksek oy oranına ulaştı. * MHP, %17 civarında bir oyla 2011 seviyesini 4 puan aştı. 2009 mahalli seçimlerine göre daha fazla belediye başkanlığı kazandı fakat o da hep 3'üncülüğe mahkûm görünüyor. CHP'li kadrolar dışa vurmasalar bile bu sonuçlardan rahatsızlık duyacaklardır. Bu kadar müsait bir konjonktürde dahi CHP %30'u aşamadı. Yıllardır aynı noktada çakılmış duruyor. Mansur Yavaş'ın başarısı ise bize şunu gösterdi: Mansur Yavaş gibi merkez sağı temsil eden bir isim, oyları daha kolay kanalize edebiliyor ya da Mustafa Sarıgül gibi köşeli, sivri tavırları olmayan, CHP'nin Kemalist, ulusalcı bagajını taşımayan bir aday, oyları artırabiliyor. Sarıgül, bu başarıdan yola çıkarak CHP Genel Başkanlığı'na aday olur mu? Baykal'dan beri %30'un altına mahkûm olan bir CHP, yeni arayışlara girer mi? Balkon konuşması Erdoğan'ın balkon konuşmasını dinledikten sonra Türkiye henüz çilesini doldurmamış diye düşündüm. Yeni gerginliklere adayız. 'Paralel devlet' dediği yapıya ama aslında düşman bellediklerine, bir başka ifadeyle yolsuzlukları ortaya çıkaranlara ya da bu yolsuzlukların üzerine gidilmesini isteyenlere belli ki Başbakan savaş açacak. Üstelik hesap vermeye hiç niyeti yok gibi görünüyor. Yolsuzluğa bulaşmış bakanları yanına alarak balkona çıkması, tam bir meydan okumaydı. Türkiye'yi zor günler bekliyor. Ama eninde sonunda, mutlaka haklı olan kazanacaktır. Haklarında dağ gibi dosya bulunanlar, mutlaka bir gün mahkeme önünde hesabını verecektir. O hesap verilmeden Türkiye'ye huzur ve istikrar gelmez. Erken genel seçim AK Parti, %44-45 civarındaki oyuyla genel seçimleri erkene almak ve 2015 Haziran'ındaki genel seçimleri beklemek istemeyebilir. Zira o güne kadar köprülerin altından çok sular akar. Uluslararası camiada itibarını kaybetmiş ve istikrarsızlık vadeden bir ülkeye yabancı sermaye de gelmeyi arzulamaz. Ekonomik sıkıntılar ortaya çıkabilir. Bu yüzden, zaman kaybetmeden Erdoğan sandığa gitmeyi tercih edecektir. Ya cumhurbaşkanlığına aday olur ve genel seçim kampanyasını cumhurbaşkanlığı ile birlikte yürütür ya da cumhurbaşkanlığı yerine partisinin başında kalır. O zaman, muhtemelen Abdullah Gül cumhurbaşkanı adayı olur. Belki yanılıyorum ama Erdoğan'ın, dosyaları temizleyinceye kadar Genel Başkan olarak aktif siyasette kalmak isteyeceğini düşünüyorum. Zira AK Parti'yi kime emanet ederse etsin, Rıza Sarraf ilişkileri, havuz medyası, ihaleye fesat gibi iddiaları aklamakta onun kadar başarı gösteremeyecektir. Sami Selçuk'tan çağrı Türkiye, peş peşe geçireceği seçimlerin henüz daha ilkini tamamladı. Önümüzde zor aylar var. Ama çok şükür artık 'genç ve tecrübesiz bir demokrasiden' söz etmiyoruz. 1950'den beri, düşe kalka da olsa özgürlükçü düzeni yaşatmayı başardık. Eski Yargıtay Başkanı Sami Selçuk'un Zaman Gazetesi'nde yayınlanan Başbakan'a açık mektubunda belirttiği gibi 'Yasaya aykırı da olsa, bu dinlemeler ile orada geçen sözler, yaşanmış olaylar, yargı önünde çürütülmedikleri sürece siyasette, ahlâkta varlıklarını sürdürür. Yok sayılamaz.' Sami Selçuk'un bir de çağrısı var Başbakan'a: 'Bir an önce yargıya başvurarak bu suçlamaları çürütmeye bakmalısınız.' Suça teşvik Samanyolu'nda oynayan Şefkat Tepe dizisinde Peygamber Efendimiz'i temsil eden bir ışığın kamyona inmesi hükümete yakın kalemlerin eleştiri odağı olmuştu. Oysa dizinin kahramanı Yüzbaşı Serdar, ağır yaralanıyor ve yoğun bakımda rüyasına Peygamberimiz giriyordu. O ışık, Hz. Muhammed'i temsil ediyordu. İtikat açısından benim şahsen söz söylemeye hakkım yok. Ama görünüşte, rahatsız eden bir durum mevcut değildi. Gelelim, atv'de oynayan Kurtlar Vadisi Pusu'ya... Orada, Zekeriya Öz'ü canlandıran bir savcı vardı. Son bölümde arabası tarandı ve öldürüldü. Zaten tehdit alan bir savcının bu şekilde senaryoya konu edilmesi, ayıbın da ötesinde suça teşvik değil mi?Nazlı Ilıcak/Bugün Gazetesi
Nazlı Ilıcak'tan Egemen Bağış'a Gönderme
Azerbeycan'a giderken gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbakan Erdoğan'a sorulan Egmen Bağış'a ait olduğu iddia edilen ss kaydı yeniden gündeme geldi. Başbakan Erdoğan bu soruya 'montaj, dublaj ' diye cevap vermişti. Konuyla ilgili gazeteci yazar Nazlı Ilıcak da Twitter hesabından açıklamalarda bulundu. Ilıcak, 'Türkiye'ye montaj dalında Nobel ödülü verilecek. Bu kadar sahici durana rastlanmadı' dedi. Nazlı Ilıcak, 'Montaj dublaj. Bakara'yla ilgili sözler de montajmış.Türkiye'ye montaj dalında Nobel ödülü verilecek. Bu kadar sahici durana rastlanmadı.Aktroller ve onları yöneten arkadaşlar Çok yaşayın emi. Hep kulaklarınızı çınlatıyoruz Montaj dublaj öyle mi? Aman hiç güleceğim yoktu.' sözleriyle AKP'ye yakın Twitter hesaplarını da ti'ye aldı. İşte Nazlı Ilıcak Attığı O Tweetler... **https://twitter.com/Notredamedesion/status/452459858026332160** **https://twitter.com/Notredamedesion/status/452458132355444736** **https://twitter.com/Notredamedesion/status/452457537565376512**
Yanan, Cemaat'e Dokunuyor!
Ilıcak, “Ahmet Şık, ‘dokunan yanıyor’ dedi. Halbuki yanan ona dokunuyor. Onu şeytanlaştırarak, ‘her taşın altında Cemaat var’ denilerek, bütün bunları o tertip ediyor gibi göstererek kendilerini aklamak istiyor insanlar.” dedi.Samanyolu Medya Grubu'nun çıkardığı aylık kültür sanat dergisi Kehkeşan'a konuşan Nazlı Ilıcak, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonları sonrası Fethullah Gülen Hocaefendi ve Hizmet Hareketi’ne yönelik suçlamalara cevap verdi. Ilıcak, bugün dahi insanların kendilerini aklamak için Gülen Cemaati’ni hedef gösterdiğini belirtti. Özellikle yolsuzluk operasyonları sürecinde Cemaat'in bir iç tehdit gibi gösterildiğini kaydeden Ilıcak, kişilerin kendi suçlarından arınmak için bu yola gittiğini, herkesin zamanla bu ayıbı göreceğini söyledi.Nazlı Ilıcak, “Bu hep böyle süre gelmiştir zaten. ‘Her Taşın Altında The Cemaat’mi Var’ kitabımda da bahsettim, o dönemden zaten bunun bir incelemesini yapmıştım. Öteden beri hep Cemaat’in hedefte olduğunu, örgüt lideri olarak Fethullah Gülen’in 8 yıl süren bir dava sonucu yargılandığını ve bütün bunlardan aklandığını yazdım. Hatta Rahşan affını ve oradaki ertelemeyi kabul etmemek suretiyle Yargıtay Genel Ceza Kurulu’nda aklandı. Ardından yine aynı isnatlarla, yani devlette yapılanma suçlamalarıyla karşılaştı. Siz varsa bunun ilişkilerini tespit edeceksiniz, hukuk içinde ortaya koyduktan sonra herkesle mücadele edebilirsiniz. Ahmet Şık, ‘dokunan yanıyor’ dedi. Halbuki yanan ona dokunuyor. Onu şeytanlaştırarak, ‘her taşın altında Cemaat var’ denilerek, bütün bunları o tertip ediyor gibi göstererek kendilerini aklamak istiyor insanlar. Öyle bir şeytan ve düşman yaratarak, iç tehdit oluşturarak kendi suçlarından arınmak istiyorlar. Biraz durum yatıştıktan sonra daha farklı olacak, herkes bu ayıpları görecek.” diye konuştu.Hükümetin Twitter ve Youtube yasaklarını da eleştiren Ilıcak, “Tamamen bir otoriterleşmeye, ben buna sivil darbe diyorum. Türkiye bugüne kadar hep askeri darbeler gördü, ben sivil darbe olabileceğini tahayyül dahi etmiyordum. Hatta “bu sivil dikta” demeye çok erken başlayanlar oldu. Onlara kızıp; “böyle bir şey demeyin, sivilin diktası olur mu, netice itibariyle seçilerek gelmiş bir adam” diyordum. Fakat yanıldığımı anladım. O zamandan gidişatı görenler olmuş ve giderek, özellikle de 2011’den sonra ben de tavrımı koymaya başladım. 2011 seçimlerinden sonra, ustalık döneminde adım adım otoriterleşmeye gittiler. İşte böyle oluyor sivil darbe.” ifadelerini kullandı.Sabah gazetesinden ayrılma sürecine de değinen Ilıcak, “Bir müdahale sonucu oldu bu değişiklik. Başka gazetelerle ilgili müdahale örneklerine rastlıyoruz, bizimki ne zaman çıkacak diye bekliyorum. Çünkü ben bu yolsuzluklar otaya çıktığı ilk gün inanmadım ve bakanlar bu yolsuzluğu yaptı, Başbakan’ın haberi yoktur diye düşündüm doğrusu iyi niyetle. Fakat ikinci gün Tayyip Erdoğan’ın ‘tuzaklar’ diye başlamasıyla, bu meselenin maalesef bilindiğini ve birlikte bir yolsuzluk yapıldığını, hepsinin birbirinden haberdar olduğunu idrak ettim. Zaten bunun bir tuzak olmadığını belirten yazım gazeteye konulmadı ve sonrasında da hemen görevime son verildi. Meğer biz de bir havuz medyasıymışız, tabi bütün bu olanlar sonradan ortaya çıktı.” şeklinde konuştu.Cihan