Görüş Bildir

boks Haberleri

boks ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. boks ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

Ufkunuzu Açacak En İyi 14 Kişisel Gelişim ve Motivasyon Filmi
Kişisel gelişim her insan için oldukça önemli. Zira eğitim ve öğrenme hayat boyu devam ediyor. Her öğrendiğimiz yeni bilgide, kendimizi geliştirdiğimiz her konuda daha iyi şeyler yapabilme, faydalı olma ve fark yaratmak üzere kendimiz olayların ortasında buluyoruz. Bu nedenle kişisel gelişim ve motivasyon oldukça önemli. Biz de sizler için azim içeren, motive edici, umut veren, ders veren, başarı öyküsü içeren hatta öğrenciyseniz ders çalışmaya motive edici kişisel gelişim ve motivasyon filmlerini bir araya getirdik. Kişisel gelişim için ne yapmalıyım diyorsanız bu filmleri izleyerek başlayabilirsiniz. Keyifli seyirler! Film açıklamaları beyazperde.com adresinden alınmıştır. 
Genç Yaşta Hayatını Kaybeden 20 Ünlü İsim
(20 şubat 1967 - 5 nisan 1994)8 nisan 1994‘te kurt’un cesedi, seattle'daki evinin garajının üzerindeki odada , alarm sistemi yerleştirmek için gelen bir elektrikçi tarafından bulundu. kotunu, gömleğini ve ayakkablılarını giymiş olan kurt, göğsünün üzerinde bir pompalı tüfek ile sırt üstü uzanmış durumdaydı. tek bir kurşun ile suratını dağıtmıştı. cesedin yanında birtakım kişisel eşyalarla birlikte bir de intihar mektubu bulundu. intihar olgusuna cobain ailesinin geçmişinde çok sık rastlanılmaktadır. burle cobain adında bir akraba, kendini karnından vuruyor, bundan beş yıl sonra da burle’in kardeşi kenneth kafasına sıktığı tek kurşunla ölüyordu. aslında bu tür ölüm aberdeen'da oldukça yaygındı.
Boksör Arık'tan Tişörtlü Protesto
Boksör Ünsal Arık ringe 'Bu ülke Atatürk’ün, Tayyip’in değil' tişörtü ile çıktı Profesyonel süper orta siklet boksörü Ünsal Arık ringe üzerinde “Bu ülke Atatürk’ün, Tayyip’in değil” yazılı tişört ile çıktı. Almanya'da profesyonel boks yaşamını sürdüren Arık, Artı bir televizyonunda yayımlanan Canlı Gaste programında kendisine tişörtü nedeniyle ringe çıkamayacağının söylendiğini belirtti. Ancak Arık, ısrar ettiğini ve ringe bu tişörtle çıktığını söyledi.t24.com.tr
En İyi 20 Android Oyunu
20 -  HAY DAY Kullanıcılara yepyeni bir çiftlik oyunu deneyimi sunan Hay Day, ellerinizle yapacağınız farklı hareketler yardımıyla kontrol edebileceğiniz birçok farklı içeriği sizlere sunuyor. Doğal ortama geri dönmek, arazilerde çalışmak, tavuk, domuz, inek ve koyun yetiştirmek isteyen kullanıcılara hitap eden bir oyun olan Hay Day ile huzur dolu basit bir hayatın kapılarını açabilirsiniz. https://play.google.com/store/apps/details?id=com.supercell.hayday 19 - CLASH OF CLANS Dünya çapında milyonlarca oyuncunun severek oynadığı Clash of Clans, Android tablet ve telefonlara giriş yaptı. Supercell tarafından geliştirilen destansı savaş stratejisi oyunu Clash of Clans ile köyünüzü inşa edin, askerlerinizi eğitin ve oyuncularla çevrimiçi savaşın keyfini çıkarın. https://play.google.com/store/apps/details?id=com.supercell.clashofclans 18 - LEGEND ONLINE Barış için savaşanların dünyası Legend Online’a hoş geldiniz. Hiç bir indirme işlemi gerçekleştirmeden doğrudan kullanmakta olduğunuz internet tarayıcısı üzerinden Legend Online’a üye olabilir ve oynamaya başlayabilirsiniz. MMORPG türündeki bu oyun tarayıcı tabanlı bir oyun olduğu için oyunu kullanmakta olduğunu internet tarayıcısı araçlığı ile oynayabileceksiniz. Yapmanız gereken sadece üye olup giriş yapmak, ayrıca oyuna Facebook hesabınız ile kayıt olabilir ve oynayabilirsiniz. https://play.google.com/store/apps/details?id=com.legend.dragon 17 - CANDY CRUSH SAGA 7'den 70'e her yaştan oyuncu kitlesine sahip olan Candy Crush Saga'da yapmanız gereken şey, en az 3 aynı renkli şekeri bir araya getirerek tüm şekerleri patlatmak ve bölümü geçmek. Son güncelleme sonrasında yaklaşık 500 bölüme ulaşan oyunda, bölümlere göre yapmanız gerekenler değişebiliyor. Fakat görevinizi her daim şekerleri patlatarak yapıyorsunuz. https://play.google.com/store/apps/details?id=com.king.candycrushsaga 16 - SIX-GUNS Six Guns, Gameloft firması tarafından Android telefonlar için geliştirilen eski kovboy filmlerini konu alan ücretsiz bir aksiyon oyundur. Oyunda Buck Crosshaw adlı bir kovboyu yönetiyoruz ve istemeden de olsa öldürdüğümüz biri yüzünden kanun kaçağı damgası yiyerek Arizona'dan kaçmak zorunda kalıyoruz. Yolculuğumuz boyunca bir çok görevde karşımıza çıkan kovboylar, yaratıklar ve doğa üstü güçlerle mücadele ediyoruz.  https://play.google.com/store/apps/details?id=com.gameloft.android.ANMP.GloftSXHM 15 - FOOTBALL MANAGER HANDHELD 2014 Yıllardır PC platformunda kendi kategorisinde rakip dahi bulamayan menajerlik oyunu Android içinde iddiaalı bir yer edindi.  Football manager handheld 2014 ismiyle google play'de yerini alan oyunda 14 adet lig bulunmakta. Malesef oyunda Türkiye ligi ve Türkçe dil desteği bulunmamakta. https://play.google.com/store/apps/details?id=com.sigames.fmh2014 14 - MODERN COMBAT 4: ZERO HOUR Birbirinden güzel oyunlar çıkaran gameloft firmasının elinden çıkmış bir oyun. Telefonumuzda Fps tadını çıkarmak için bundan daha iyi bir oyun olamazdı. Walker adlı komutanın emrinde adadaki düşman birlikleri temizlemekle görevliyiz. Oyun 12 bölümden oluşmakta ve aralıksız oynandığında 2 saat içinde bitmektedir. Oyunun çoklu oyuncu modu da mevcut. https://play.google.com/store/apps/details?id=com.gameloft.android.ANMP.GloftM4HM 13 - JOE DEVER'S LONE WOLF Oyun dünyasının içinde olanlara bu isim hiçte yabancı gelmeyecektir. Hikayesiyle grafikleriyle mükemmel dövüş sistemiyle oyun zevkiniz tavan yapacak. Tarihi ve mistik bir oynayış tarzı olan oyunda cesaretiniz en büyük silahınız. Bu oyunda çok kan akacak çooook... https://play.google.com/store/apps/details?id=com.bulkypix.lonewolf 12 - ASPHALT 8: AIRBORNE Android platformunun en sevilen ve beğenilen yarış oyunlarından biriside Asphalt serisidir. Arabalarıyla, müzikleriyle, yeni fizik motoruyla size mükemmel bir sürüş zevki verecektir. https://play.google.com/store/apps/details?id=com.gameloft.android.ANMP.GloftA8HM 11 - MOUNT & BLADE: WARBAND Türk bir çiftin önderliğinde destansı ortaçağ konulu bir rol yapma oyunudur. Eski dönem mekan ve coğrafyada eski silahlarla benzersiz bir maceraya hazır olun.! https://play.google.com/store/apps/details?id=com.taleworlds.mbwarband 10 - ASSASSIN'S CREED: PIRATES Deniz savaşlarını konu alan bu korsan oyunu geçen yılın en iyi oyunu seçilmişti. Oyunda Alonzo Batilla isimli genç ve hırslı bir korsan kaptanın hikayesine tanık oluyoruz. Kaptanımızın amacı düşmanlarına mağlubiyeti tattırmaktır ve açık denizlerin hakimiyetini ele geçirmektir. Kaptanımız bu yolculuğunda kural tanımadan imparatorluklara meydan okuyacak ve kendi servetinin peşine düşecektir. https://play.google.com/store/apps/details?id=com.ubisoft.assassin.pirates 9 - THE ROOM TWO The Room, oyunculara vermiş olduğu ipuçları ile odada kapalı olan kutu benzeri cismi açmaları için uzun uzun düşündürüyordu. Bakalım The Room İOS'ta yaptığı etkiyi Android platform'u için yapabilecek mi... https://play.google.com/store/apps/details?id=com.FireproofStudios.TheRoom2 8 - NBA 2K14 NBA 2K14 konsollarda ve bilgisayarlarımızda oynayabildiğimiz dünyanın en başarılı basketbol oyunu serisi olan NBA 2K14'ün mobil cihazlara uyarlanmış versiyonudur. Ünlü basketbol oyuncusu LeBron James'in imzasını taşıyan oyunda kendi takımımızı seçerek NBA sezonunda birinciliğe giden yolda ilerleyebiliyoruz. Lisanlı gerçek NBA takımlarının yer aldığı NBA 2K14 bize farklı oyun modları da sunuyor. Bu modlardan oyuna çeşitlilik ve renk katmakta. https://play.google.com/store/apps/details?id=com.t2ksports.nba2k14google 7 - REAL BOXING Kendinizi boks maçındaymışsınız hissi veren oyununda dövüş ve kariyer modlarından birini seçerek boks heyecanını yaşamaya başlıyorsunuz. Kariyer modunda kazandığınız puanlarla karakterinize yeni özellikler kazandırabilir ve görünümünü değiştirebilirsiniz. 30’un üzerinde dövüş ve üç kemer ünvanı sizleri bekliyor. 20’dan fazla rakip ile karşı karşıya geliyorsunuz. https://play.google.com/store/apps/details?id=com.vividgames.realboxing 6 - FIFA 2014 FIFA 14 Android telefon ve tabletleriniz için serinin yaratıcısı EA Gamestarafından yayınlanmış ve mobildeki en iyi futbol oyunu deneyimini yaşamanızı sağlayacak oyunlardan bir tanesi. Zira FIFA serisi çok uzun zamandır çeşitli platformlardaki en iyi futbol oyunlarından birisi olarak biliniyor ve bunu hem kaliteli görsellerine hem de başarılı oynanışına borçlu. https://play.google.com/store/apps/details?id=com.ea.game.fifa14_row 5 - REAL RACING 3 EA mühendisleri tarafından hazırlanan ve Real Racing serisinin üçüncü oyunu olarak karşımıza çıkan bir yarış oyunu. Android kullanıcıları için hazırlanmış olan bu sürüm için öncelikle söylememiz gereken, oyunun indirilmesinden sonra büyük bir kurulum dosyasının oyun içinden indirileceğidir. Her ne kadar mağazada 6 MB olarak görünse de oyun çok daha büyük bir yer kaplamaktadır. https://play.google.com/store/apps/details?id=com.ea.games.r3_row 4 - MINECRAFT Minecraft, kısa zaman içerisinde dünya üzerinde yüksek indirme sayılarını yakalamayı başaran en popüler strateji oyunlarından biri ve gün geçtikçe sahip olduğu oyuncu kitlesini arttırmaya devam ediyor. Blok kırma, yerleştirme ve hayatta kalma temelli bir oyun olan Minecraft'ı bu kadar popüler yapan en büyük özelliklerinin başındaysa oyuncuların sahip oldukları hayal gücünü sınırsız şekilde kullanabiliyor olmaları yatıyor. https://play.google.com/store/apps/details?id=com.mojang.minecraftpe 3 - HUNGRY SHARK EVOLUTION Aksiyon dolu bir Android oyunu olan Hungry Shark Evolution'da amacınız vahşi bir köpek balığının kontrolünü elinize alarak en uzun süre hayatta kalmaya çalışmak. Mükemmel üç boyutlu efektler ve aksiyon dolu bir oyun sizleri bekliyor. Deniz altında geçireceğiniz bu heyecan dolu oyunda küçük balıkları yiyerek, aşama kaydettikçe 10 tonluk bir beyaz köpek balığının kontrolünü bile elinize alabilirsiniz. https://play.google.com/store/apps/details?id=com.fgol.HungrySharkEvolution 2 - TOP ELEVEN Futbol takımınızı zafere taşıyın! Top Eleven, kendi takımınızı oluşturup yönettiğiniz ve aynı zamanda milyonlarca oyuncunun yarıştığı en popüler online oyundur! https://play.google.com/store/apps/details?id=eu.nordeus.topeleven.android 1 - GRAND THEFT AUTO: SAN ANDREAS Grand Theft Auto: San Andreas'ta Carl Johnson adlı kahramanımızın hikayesi konu alınmakta. Carl, bundan bir süre önce uyuşturucu ve yolsuzluk çukuruna düşmüş San Andreas'a bağlı Los Santos şehrinden ve bu kötü hayattan kaçmıştır. Şehir o  kadar kötü haldedir ki film yıldızları ve milyonerler bile uyuşturucu satıcılarından ve çetelerinden kurtulmak için mücadele etmektedirler. https://play.google.com/store/apps/details?id=com.rockstargames.gtasa
Gözler Sivas'ta, Sneijder Nerede?
Cezası nedeni ile Galatasaray'ın Sivasspor ile oynadığı maçın kadrosunda yer almayan Hollandalı yıldız futbolcu Wesley Sneijder, İstanbul'da düzenlenen 'Glory Super Fight' kick boks organizasyonunu seyretti.Ülker Arena'da gerçekleştirilen organizasyonu eşi Yolanthe Cabau ile birlikte en ön sıradan izleyen Sneijder'in, ünlü kick boksçu Gökhan Saki'nin yakın arkadaşı olduğu ve kendisinin daveti üzerine kick boks maçına geldiği öğrenildi. Bu arada Sivasspor - Galatasaray maçı esnasında Sneijder'in kick boks maçını izlemesi de dikkat çekti.Sercan Sapanatan - DHAFanatik
Onur Ünlü: '+18 Kısıtlamasının Siyasi Olmadığına İnanmak İstiyorum'
“İtirazım Var” filmi Onur Ünlü’ye İstanbul Film Festivali’nde En İyi Yönetmen Ödül’ü kazandırdı. Filme, içinde “insanlık onuru var” gerekçesi ile +18 yaş kısıtlaması getirildi. Ünlü, gerekçenin de gerekçesini merak ettiğini dile getirdi İstanbul Film Festivali’nde En İyi Yönetmen Ödülü’nü alan Onur Ünlü’nün son filmi İtirazım Var, geçen Cuma gösterime girdi. Film, gösterim tarihine bir gün kala “+18” yaş sınırlandırması şoku yaşadı. Gerekçe ise filmde “insanlık onuru” olması bir de “şiddet” içermesiydi. Camide işlenen bir cinayetin peşine düşen İmam Selman Bulut’u anlatan İtirazım Var, din, polisiye ve mizahi unsurları barındırıyor. Ünlü ile hem filmi, hem de getirilen sınırlandırılmayı konuştuk. Ünlü, “Kararın siyasî olmadığını umuyorum” diyor ve filmin her polisiye kadar belli oranda şiddet içerdiğini belirtiyor. Filminize, gösterimine bir gün kala +18 yaş sınırlaması getirildi. Sizce bu kararın gerekçesi ne? Ve bu süreçte ne yapmayı planlıyorsunuz? Evet, 18 yaşın altındakilerin filmi seyretmesi yasaklandı. İtiraz edeceğiz, itiraz hakkımız var çünkü. Gerekçeli kendi başına çok komik bir metin, içinde “İnsan onuru, genel ahlak ve şiddet barındırdığı” için gibi bir şey söylüyor. Yani filmin içinde “insan onuru var” diyor. Evet, filmde “insanlık onuru” var. Ama çok fazla şiddet sahnesi yok. Bu kadar şiddet sahnesi filmin +18 alması için yeterli mi? Şiddet belli oranda vardı, bir yumruklama sahnesi var, bir de bir iki tane yara görüyoruz ama onu da karanlıkta görüyoruz. Bilmiyorum niye öyle bir karar verdiler, sormak lazım bu gerekçenin de gerekçesini. Mesela 76 milyon insanın ahlakını koruyan iki tane adam var orada. Bu insanlar kendilerini nasıl hissediyor? Gerçekten o derece ahlaklı insanlar mı? Acaba benim de onları denetleme hakkım var mı? “Evet, bu beni ahlaken denetleyebilir” diyebilir miyim? Ben neye dayanarak o adamın ahlakının, benim ahlakımı sorgulamasına izin vereceğim? Kararın siyasî olduğunu düşünüyor musunuz? Bütün iyi niyetimle siyasî olmadığına inanmak istiyorum. Önümüzdeki birkaç gün bunu daha net ortaya çıkartacaktır. Eğer öyleyse yazık bize... Ama filmde, güncel politik göndermeler var. Çok göze batırmayan ama yakın geçmişi hatırlatan... Bu senaryo 2010’da yazıldı. Politik gönderme dediğiniz kısımları, çekerken eklemedik, güncel olana değsin diye tek bir şey yapmadık. Sadece Superman karakteri var filmde, izleyenler görecekler o karakteri ekledim sonradan. Aslında bu, şunu gösteriyor, dört sene içinde hiçbir şey değişmemiş. Bir takım şeyleri hissetmişiz ya da biliyormuşuz... Zaten o kazanın kaynadığının farkındaydık. Estetik olarak, bir eserin siyasete gönderme yapmasını çok da verimli bulmam, eserin değerini düşürür bence. Ama çoğu insan sizin gibi düşündü çok göze batmadığı konusunda. Bunun böyle olma sebebi bizim samimiyetimizdir diye tahmin ediyorum. Yani içimizden geleni eğmeden, bükmeden, kırıcı olmadan ama olan bitenle ilgili ne düşünüyorsak o şekilde söyledik. İtirazım Var “Millî Cinayet Koleksiyonu”nun bir parçası. Fakat diğer filmlerinize kıyasla, polisiye türünün özelliklerini çok daha fazla taşıyor. En başında bunları toplayıp 10 film yaparız diye düşünmüştük. Ben gençlik yıllarımda polisiyeyle ilgilenmeye başladım, bayağı da kafayı takmıştım. Hatta ilk polisiye eser Ahmet Hamdi Efendi’nin Rabıta romanı derler eskiler. 1876’da yazılmış bir kitap. Bu kitaptan sadece altı tane kalmıştı, bir tanesi Atatürk Kitaplığı’ndaydı, ben oradan fotokopisini aldım o kitabın. Osmanlıca öğrenmeye başladım kitabı okumak için. Böyle konuşuyorum havalı havalı ama sürece olağanüstü hâkim olduğumdan değil işte de birazcık biliyorum polisiyeyi. Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi gibi polisiye sayılabilecek filmler yaptım ama gerçek anlamda bir polisiye yapmak istiyordum. Polisiyelerde olay örgüsü en önemli şeylerden biri. Ben o kadar hâkim olmasam da polisiyeye, hep öyle gibi gelir. İtirazım Var’da evet bu örgü var ama öte yandan Selman Bulut karakteri de çok ön planda. Evet, polisiyenin olay örgüsü önemli ama bütün büyük polisiyelerde bizler, karakterlerin isimlerini biliriz. Sherlock Holmes gibi... Dolayısıyla polisiyede karakterler çok önemli. Çünkü onun peşinde takılır izleyici, eğer karakterin peşine takılmazsak ve onu tanımazsak inanmayız, korkarız, güvenmeyiz. Onun için karaktere güvenmemiz gerekiyor. O yüzden önce karakter sonra olay örgüsü gelir. Polisiye de eğer biraz kalburüstüyse o zaman tadından yenmez. Birincisi karakterin böyle bir önemi var. İkincisi bu karakter bana çok benziyor. Ben hiç boks yapmadım ama gerçekten antropolojiyle ilgilendim, biraz müzikle ilgileniyorum, Alevi deyişleriyle ilgilendim. Ama böyle bir adamı, tabiri caizse imam diye yutturmak ne kadar mümkün olabilirdi. İşte orada Serkan Keskin denen acayip adam devreye giriyor ve bizi o adam olduğuna ikna ediyor. İslam’ın doğası anti-kapitalisttir Filmde, dinî referanslı çok şey var. Ama en hissedilir olanı, dinin kapitalizmle bağdaşmayacağı. Bunla ilgili her şeyi yazacak, söyleyecek kadar bilgili değilim başta bunu söyleyeyim. Ama benim anladığım kadarıyla Kuran’ın kendisi zaten anti-kapitalisttir. Ama birçoğu, aynı kitaplarla üstelik öyle olmadığına dair deliller getirip bütün bir sistemi öyle kurar. Bu da bin 400 senedir devam eden bir çiledir. Misal gerçek anlamda malın ve ortaya çıkan kârın bölüşülmesidir Kuran’ın önerdiği. Oysaki zenginler sadaka vererek vicdanlarını rahatlatıyor. Filmde de söylüyor, “kırkta birlik” diye bir şey var. Malının kırkta birini vererek zekât’tan kurtulamazsın. Bu sadece alt sınır. Ama neden alt sınırdan hareket ediyorsun? İslam benim görebildiğim kadarıyla doğası itibariyle tekrarlıyorum anti-kapitalisttir zaten. SUZAN DEMİR/TARAF
Onur Ünlü: "Sinema Yok Olacak"
Yönetmen Onur Ünlü ile artı 18 yaş sınırlaması ile gösterime giren yeni filmi 'İtirazım Var’ı konuştuk. Ünlü, 'İtirazım Var' ile yaşadığı süreci, Türk sinemasını, sinemanın geleceğini ve yeni projelerini Al Jazeera Türk’e anlattı. Onur Ünlü, son filmi ‘İtirazım Var’a yaş sınırı (+18) geldiği günün ertesinde İstanbul Film Festivali’nden ‘En İyi Yönetmen’ ödülünü kazandı. Yaş sınırı her an +15’e düşürülebilir. Başrolde boks yapan, antropoloji okumuş, bağlama çalan bir imamı oynayan Serkan Keskin de aynı festivalde ‘En İyi Erkek Oyuncu’ ödülünü aldı. Denetleme Kurulu birkaç gün içerisinde yaş sınırını daha da düşürebilir ama bir yandan da hayat geçiyor. Filmin gösterim günü an be an geride kalıyor ve sinemacılar için her seans çok önemli. Çünkü onlar ve elbette Onur Ünlü de filmleri izlensin ve daha çok insanla buluşsun diye film yapıyorlar. Sence filme neden 18 yaş sınırı getirildi? Açıkçası ben anlayamıyorum ama genel olarak duruşuyla ilgili bir sorun olmalı. Ben bu kararın siyasi değil, ahlaki olduğunu düşünüyorum ve bence bu daha kötü. Biz yine de itiraz ettik, itirazımız değerlendiriliyor ve belki de geri döner. Filmin belli bir yaşın altındakilere yasaklanmasına sebep olacak bir şey var mı içerikte? Bu nokta önemli. Çünkü benim bundan sonra yapacağım filmim yasaklanabilir ya da bundan sonraki bir filmime gerçekten +18 de verilebilir. Ama o sınırlamanın geleceği film, bu film değil. Zaten mesele de buradan çıkıyor. Bu şekilde denetlenmek bir yönetmen olarak sana ne hissettiriyor? Ben ancak benden daha ahlaklı ya da daha onurlu birisi tarafından ahlakımla ilgili denetlenmeyi kabul edebilirim. Ama bizi denetleyen insanlar kim, hiç bilmiyoruz ve tanımıyoruz. Meslekten insanlar oldukları söyleniyor ama biz onların mesleki yetkinliklerini de bilmiyoruz. Mesleki olarak da yaptığım işle ilgili benden daha yetkin biri olmalı. Bu karar prensip olarak umurumda değil ancak benim ve benimle çalışan insanların ekmeğiyle oynanıyor. Çünkü bu karar benim hem televizyon hem de vizyon satışını olumsuz yönde etkiliyor. Ben şu anda bununla ilgileniyorum. Yoksa o kurul da, Kültür Bakanlığı da total olarak umurumda değil. Ama benim filmime böyle davranan bir zihniyet, tarihi eserlere ya da diğer kültürel değerlere nasıl davranıyordur diye düşünüyorum. Yani benim filmime bu yaş sınırlamasını getirmekle, tarihi bir mozaik üzerine alçı sıvamak aynı şey. Filme yaş sınırlaması geldiğinde Cem Yılmaz da ‘itiraz’ edenlerden, tepki verenlerden biri oldu... Tabii, sağolsun o da destek oldu bize. Film Festivali’nin ödül gecesinde arkadaşlarımın, meslektaşlarımın üzerinde ‘Artı 18’e itirazım var’ yazılı çıkartma ile salonda oturmaları, jüri başkanı Derviş Zaim dahil herkesin bu çıkartmaları yapıştırması beni çok etkiledi. O günden beri de konuşuyoruz, neler yapabiliriz diye çünkü bu sadece benim filmime yapılan bir yasaklama değil, genel olarak bundan sonraki filmleri de tehdit eden bir anlayış. Bizim bu ahlak bekçiliği anlayışına karşı bir müdahalede bulunmamız lazım. Bu tip sınırlamalar, otosansüre neden olur mu zamanla? Benim bundan sonra yapacağım iki film de muhtemelen yaş sınırı olmaksızın yasaklanacaktır. Ama benim anlamadığım, bu tip bir karar çıkararak benim ya da bir başkasının film yapmasını engelleyecekler mi ya da caydırma yöntemi olarak bu mu kullanılıyor? Benim ne yapacağımı devlet belirleyemez, belirlememeli de. Bakın, ülkenin en değerli beyinlerinin bir kısmı bu film işinin içinde. Sinema üzerinden insanların mutluluğuna katkı yapmak isteyen bu insanlarla neden uğraşırsınız? Hayata dair para kazanmak, sosyal güvence, gelecek kaygısı gibi her şeyi bir kenara bırakmış bu insanların tek derdi iyi bir film yapmak ve bunu izleyiciye izletmek. Onlar olmadığında yerine ne koyacaksınız? Entelektüel olarak yoksunuz. Ne olmasını istiyorsunuz o zaman? Bu sorular yanıtsız. Anlamakta güçlük çekiyorum gerçekten. İYİ FİLM NADİR BİR ŞEYDİR Sanat kurumları geçmişlerine dönüp baktığı bir döneme girdi. Sinema açısından sence nasıl bir noktadayız Türkiye’de? Türk balesinden daha ileride olduğumuzu düşünüyorum sinemacılar olarak. Türk balesi diye bir şeyi söylerken bile kulağa ters geliyor. Benim ilk filmim ‘Polis’ 2007 yılında çıktığında o yıl gösterime giren Türk filmi sayısı 16’ydı. Geçen yıl 83 film vizyon gördü ve görmeyenlerle birlikte 100’ü buluyor bu rakam. Mesela 16 filmin içinden çok iyi beş film çıkma olasılığı 100 filmin içinden beş iyi film çıkma olasılığından daha düşük. Neticede senede zaten en fazla beş iyi film yapılabilir ki iyi film zaten nadir bir şeydir. Dünyada da böyledir. Türk sineması diye bir şey var mı peki? Türk ya da Türkiye sineması diye bir şeyden şimdilik bahsedemeyiz. Çünkü ortak bir duygu, ortak bir hal ya da zamanın ruhu dediğimiz şey etrafında film yapılmıyor, yapmıyoruz. Herkes kafasına göre bir şeyler yapıyor ve bir hengame oluşuyor. Ben de o hengame kuşağının içerisindeyim. Ama bu bir zaman sonra geçecek. Daha seçilerek yapılacak işler. Bizim filmlerde güzel planlar oluyor ama bir bütünlük yok, bunun nedeni nedir? Bütünlük duygusunu yakalamak kolay değil. Bir insan uyumak dışında hiçbir şeyi 100 dakika boyunca yapamaz. Ama 100 dakika boyunca bir filmi izleyebilirsin. İnsanları kapalı bir yere koyup, 100 dakika boyunca bir şeye baktırtmaya devam etmen gerekiyor. Bu kolay sağlanabilecek bir şey de değil. Özellikle bugün senin de bildiğin gibi çok fragmantal bir düşünce yapısı var ve insanlar ‘anlık’ bir fikri meşrulaştırarak sanat eseri ürettiğini iddia ediyor. Epik anlatım biçimi yok olmak üzere. Bunun yerine anlık düşünceler iş yapar haline geldi. İzleyici de bir anda karşısındaki esere bakıp onu üç, beş saniye içinde tüketip sonraki esere geçiyor. Böyle bir zamanda bir filmi 100 dakika içinde bütünlüklü olarak anlatmak iyice zorlaşıyor. TEVHİD ÜZERİNE DÜŞÜNMEMİZ GEREKİR O bütünlük için ne yapmak lazım? Peki, şöyle anlatayım, mesela ‘Tevhid’ meselesi üzerine düşünmemiz gerekir. Birlik ve bütünlük duygusu, her şeyin bir yandan da parçalanamaz bir bütünü oluşturduğu fikrini unutmamalıyız bence. Bundan uzaklaşınca film de dağılıyor, akıllarımız da dağılıyor. Sen Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan bütçe almıştın ve sonra geri verdin. O süreç nasıl gelişti? Ben bir film için para almıştım ve o filmi çekemedim. Çekmeyince de parayı götürüp geri verdim. Tabii ki tek seferde ödeyemedim ama 12 ay boyunca faiziyle birlikte aldığım parayı iade ettim. Bir daha da Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan destek filan istemedim. SİNEMA, İNSANLIK TARİHİNDE HOŞ SEDA OLARAK KALACAK Sence sinema Doğu kültürüne yabancı bir sanat dalı mı ? Ben sinemanın sadece Doğu kültürüne değil, Batı kültürüne de ait olmadığını düşünüyorum. Sinemanın insana ait olmadığını düşünüyorum. Önümüzdeki 50, en fazla 100 sene içerisinde yok olup gideceğine inanıyorum. Mesela geçenlerde bir yerde karşılaştım. Yanılmıyorsam Hititler döneminde yapılan ve üstün bir sanat tekniği, becerisi örneği olarak kabul edilen bir süsleme biçimi var. Şu anda kimsenin bununla ilgilendiği yok. Sinema da bunun gibi insanlık tarihinde hoş bir seda olarak kalacak. Zaten daha 100 yıllık bir mevzu ki koca insanlık tarihinde bir hiç ölçüsündedir. Sinema neye dönüşecek ? Evde kendi başımıza yaptığımız bir hale gelebilir mesela. Düşünsene Johannes Gutenberg 1450’de ilk kez modern matbaa tekniğini bulduğunda insanlığın kaderi değişmişti. Oysa şimdi evde internetten ya da kendi olanaklarımızla bir şeyler yazıp basabiliyoruz, büyük matbaa makinalarına ya da onları kullanacak insanlara ihtiyacımız yok. Sinema da belki böyle bireysel bir hale dönüşebilir. O zaman ‘Ben ne yapıyorum’ demiyor musun? Sürekli olarak diyorum. Ama mafya gibi oldu sinema benim için, girdim çıkamıyorum. Elimi verdim, kolumu alamıyorum. Bana yardım edin. TÜRKİYE’DEN İKİ ŞEY ÇIKMIYOR: SENARİST VE KALECİ Günlük yaşam politikası sanatçıları ne kadar etkiliyor ? Genel olarak sanat eserlerinin günlük politikayla kurduğu ilişkinin onu zedeleyeceğine dair yaygın bir kanı var ve ben de buna katılıyorum. Ancak bu aşılabilir aynı zamanda. Mesela ‘İtirazım Var’da bunu aşmaya çalıştık. Filmdeki göndermeler hem bugünün hem de 1400 sene evvelinin ve belki bundan sonrasının da sorunlarına dair ya da en azından izleyenlerin söylediği bu. Bir sanat eserinin yaşadığımız güne dair noktalara değinirken o noktaların cihanşümul olmasına da dikkat etmek gerekiyor. Sanatçı olsun olmasın insanlar çok fazla politize oldu. Politize olmayanlar günlük hayatın dışında mı tutuluyor? Politize olmak senin günlük hayatta işini kolaylaştırır, seni çok kolay bir şekilde konumlandırır ve günü kurtarmanı sağlar. Ama şunu unutma, Türkiye’den iki şey çıkmıyor: Bir senarist, iki kaleci. Çünkü herkes gol atmaya çalışır. Ya yönetmen olmak isterler ya da santrafor. Sinemaya sadece yazar olarak -ben dahil- destek vermek kimseyi kesmez. Bu bulunduğumuz yerin Ortadoğu olmasından ve sadece bize özgü olup, kimsenin anlayamayacağı o tatlı gerilimle yaşamamızdan kaynaklanır. Bu bir telaş yaratır, yarın ne olacağımızı hatta bir an sonra ne olacağımızı biz gerçekten de bilmiyoruz. HAKİKATLE ARAMIZDA 700 PERDE VAR Yine de sanatçıyla sanat yerine politika konuştuğumuz bir ortamdayız... Bu konumlandırma telaşı içinde meselenin özünden uzaklaşıyoruz işte. Mevlana, hakikatle aramızda 700 perde olduğundan bahseder. Günlük politika bence bu 700 perdeden biri sadece. Filmde, devletin din adamları Selman Bulut tarafından ister istemez dışlanıyor. Dinin mahrem ve kişiye özel tarafına neden vurgu yapmak istedin? Bir insanın dini inancını sormak ya da bunu araştırmak en temel nezaket kuralına aykırı en başta. Fakat şu an içinde bulunduğumuz iktidarla birlikte korkunç bir nezaketsizlik içerisindeyiz. İnanan ve inanmayan ayrımına gidildi ve bu inanan biri olarak beni çok rencide ediyor. Çünkü ben belirli bir iletişimde olduğum herhangi birinin dinini, milletini hiç düşünmedim. Fakat şu anda bu devletin bekasıyla doğrudan ilişkilendirilen bir şey gibi gösteriliyor. İdeolojilerinden emin olmadıkları için sürekli korkuyorlar ve korktukça daha fazla şey öğrenmeye çalışıyorlar. Çünkü kendi ideolojileriyle insanlar arasında sevgi, saygı, ruh birliği ve bağı olmadığının ve olamayacağının farkındalar.Bedia Ceylan Güzelce/Al Jazeera