Görüş Bildir

El Kaide Haberleri

El Kaide ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. El Kaide ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

3 Günlük Ulusal Yas İlan Edildi
Ankara'da meydana gelen saldırıyla ilgili açıklama yapan Başbakan Davutoğlu, 3 günlük ulusal yas ilan edildiğini açıkladı. Siyasi liderlere 'teröre karşı ortak bir tavırda buluşalım' çağrısında bulunan Davutoğlu, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli ile yeniden görüşmeyi planladığını söyledi, Demirtaş'a yüklendi.
Nijerya'da 45 Ölü
Borno eyaletinin merkezi Maiduguri yakınlarındaki Boko Haram militanı oldukları sanılan kişilerce düzenlenen saldırıda 45 kişi öldü. Maiduguri'de yaşayan görgü tanıklarına göre köye gelen geçici vaiz kılığındaki kişiler, vaaz vereceklerini söyleyerek halkı meydanda topladı. Bu sırada orduya ait gibi boyanmış araçlarla gelen üniforma giymiş kişiler kalabalığa ateş açtı. Saldırıda en az 45 kişi hayatını kaybetti. Olayı doğrulayan ve bölgeye asker sevk edildiğini bildiren bir ordu yetkilisiyse ölü ve yaralı sayısına ilişkin kesin bilgi vermekten kaçındı. AFP’nin haberine göre Borno eyaletinin Gwoza ilçesine bağlı Goshe, Attagara, Agapalwa ve Aganjara köylerine de saldırılar düzenlendi. Ölü sayısının 300’ü aşabileceği belirtiliyor. Ancak bu köylere saldırılar henüz bağımsız kaynaklarca doğrulanmadı. Saldırganların bölgede etkin olan Boko Haram örgütünün militanları olduğu sanılıyor. Boko Haram örgütü 2002'de kurulan Boko Haram örgütü, anlamı 'Yabancı dilde eğitim günahtır' demek olan silahlı bir grup. Afrika'nın en büyük petrol üreticisi Nijerya’nın bir İslam devleti olması için mücadele ediyor. Özellikle Nijerya'nın kuzeydoğusunda aktif olan örgüt, 2009'dan bu yana düzenlediği saldırılarla binlerce insanın ölümüne neden oldu. ABD 2013 yılında Boko Haramı ‘terör örgütü’ olarak ilan etti. Sosyal medya teröre karşı Son olarak 300’e yakın kız öğrenciyi kaçıran grup Nijerya'da İslami bir devlet için saldırılarını artırdı. Boko Haram liderinin 'Kızlarınızı biz kaçırdık ve onları köle olarak satacağız' dediği videonun yayınlanmasının ardından sosyal medyada kaçırılan kızların bulunması için kapsamlı bir kampanya başlatılmıştı. Twitter üzerinden kızlarımızı geri getirin (#bringbackourgirls) etiketiyle başlatılan kampanyaya ABD Başkanı Barack Obama'nın eşi Michelle Obama dahil birçok ünlü isim destek veriyor. Boko Haram BM'nin ambargo listesinde BM Güvenlik Konseyi (BMGK), Nijerya hükümetinin talebi doğrultusunda Boko Haram örgütünü El Kaide'ye yönelik ambargo listesine ekledi. Boko Haram'ın yaptırım listesine alınmasıyla örgüte silah ambargosu uygulanacak ve varlıkları da dondurulacak. El Kaide'ye yaptırımları takip eden komitenin listesinde 62 grup bulunuyordu. Kaynak: AFP ve AA
Yemen'de Ateşkes Yine Bozuldu: 70 Ölü
Şii Husiler ile hükümete bağlı güçlerin çatıştığı Yemen’de geçen ay ilan edilen ateşkes bozuldu. Amran ilinde ordu ile Husiler arasında çıkan çatışmalarda en az 70 kişi öldü. Yemenli yetkililere göre cumartesi günkü çatışmalarda 14 asker öldü, 40 asker yaralandı. Yemen ordusunun bombardımanında da onlarca Husi de hayatını kaybetti. Husiler konuya ilişkin bir açıklama yapmadı. Yemen'de yönetim karşıtı Husi gruplar, Amran ilinde askeri noktaları ele geçirmek amacıyla zaman zaman silahlı saldırılar düzenliyor. İki taraf arasında sık sık ateşkes anlaşması imzalansa da, bu anlaşmalar kısa sürede bozuluyor. Şiddetin önüne geçilemiyor Yemen’de devlet başkanı Ali Abdullah Salih’in görevini bırakmak zorunda kaldığı 2011'deki ayaklanmanın ardından ülkede istikrar ve güvenlik sorunu sürüyor. Güneyde ayrılıkçı Güney Hareketi, Yemen güvenlik güçleriyle çatışıyor. Kuzeyde ise Şii Husiler ile Sünni aşiretler ve ordu arasında sık sık çatışma yaşanıyor. El Kaide ise, güçlü olduğu birçok bölgede üslerini Yemen ordusuna kaptırıyor ancak buna karşın petrol ve doğalgaz borularına saldırarak orduyu operasyondan vazgeçirmeye çalışıyor. Hasar gören boruların tamiri güvenlik nedeniyle uzun süre alıyor, bu nedenle de ülkede sıkça doğalgaz ve petrol arzında ciddi sorunlar yaşanıyor. Yemen'de açlık sınırında yaşayan insan sayısı 10 milyona yaklaşmış durumda. Kaynak: Al Jazeera, AA ve Reuters
MHP Cumhurbaşkanlığı Genelgesi Yayınladı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin il ve ilçe yöneticilerine gönderilmek üzere 8 maddelik genelge yayınladı. Provokasyon uyasının yapıldığı ve AKP hükümetinin eleştirildiği genelgede, “Cumhurbaşkanı Seçim sürecini sabote etmek, krize sokmak için bazı mihrakların tetikte beklediği şüphe götürmez bir gerçektir” denerek, çatı aday Ekmeleddin İhsanoğlu’nun milletin her ferdine anlatılması istendi. Yayınlanan genelge şöyle: AZİZ MİLLETİMİZ İÇİNDEN KUŞATILMIŞ, İÇERİDEN İHANETE UĞRAMIŞTIR Türkiye uzun zamandır; adı konulmamış bir krizin, ilan ve itiraf edilmemiş bir bunalımın tesiri altında kıvranmakta, kopkoyu bir esaretin pençesinde can çekişmektedir. AKP hükümetiyle geçen 12 yılın bilançosu yabancılaşma, yasak, yalan, yıkım, yozlaşma, yolsuzluk ve yoksullukla temellenmiştir. Geçen yıllar boyunca Türk milleti yok sayılmış, Türk tarihi reddedilmiş, Türk bayrağı indirilmiş, Türk vatanı bölücülerin taarruzuna uğramıştır. Milli ve manevi değerlerimiz çok açık, çok tehlikeli, çok aktörlü saldırıların hedefi olmuştur. AKP’yle birlikte PKK mevzi elde etmiş, bölücü odaklar cesaret kazanmış, bebek katili mevki, statü ve itibar payesi alarak siyasal bir figür mertebesine adım adım çıkarılmıştır. Başbakan Erdoğan dönemsel iktidar gücünü millet lehine ve yararına kullanmaktansa, Türk ve Türkiye düşmanlarının çıkarları için seferber etmiştir. Bu yüzden aziz milletimiz içinden kuşatılmış, içeriden ihanete uğramıştır. Başbakan ve hükümeti adaleti örselemiş, kardeşliği sekteye uğratmış, birlikte yaşama iradesini hançerlemiştir. Ülkemiz ve demokrasimiz tarihin en vahşi, en zalim, en sinsi tertip ve tehdidiyle karşı karşıya bırakılmıştır. Başbakan Erdoğan siyasi varlık ve geleceğini teröristlere, küresel çetelere, para ve servet avcısı lobilere, üzerimizde hesap ve hevesleri olan batılın bekçilerine aynısıyla bağlamış ve sabitlemiştir. Başbakan ve hükümetiyle geçen 12 yılda; Fitne kazanı fokur fokur kaynamış, iftira ateşi alabildiğine körüklenmiştir. Küfür ve hakaret zirveye tutunmuş; haksızlık, hukuksuzluk ve hıyanet sel gibi yayılmıştır. Doğruluk ve dürüstlük gözden düşmüş, haram ve hırsızlık el üstünde tutulmuştur. Şiddet ve asayişsizlik kontrolden çıkmış; uyum, uzlaşma, hoşgörü ve anlaşma hasletleri kaybetmiştir.” BAŞBAKAN TERÖRİSTLERİN ÖZERKLİK İSTEKLERİNE, OTONOMİ BEKLENTİLERİNE YEŞİL IŞIK YAKMIŞTIR Başbakan Erdoğan ‘ezberleri bozuyoruz’ diyerek, Türkiye’nin sosyal dokusunu yaralamış, tarihi yürüyüşünü yavaşlatmıştır. ‘Geçmişle yüzleşiyoruz, yanlışlarla hesaplaşıyoruz, ileri demokrasiyi getiriyoruz, hayalleri gerçekleştiriyoruz’ sözleriyle aziz ecdadımızın kutlu mirasını küresel akbabalara, bölgesel terör örgütlerine peşkeş çekmiştir. ‘Açılım yapıyoruz, çözüyoruz, barışıyoruz, görüşüyoruz, milli birlik ve kardeşliği tesis ediyoruz’ iddialarıyla PKK terör örgütüne altın tepsi üzerinde Türkiye’yi ikram etmiştir. TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen, madde madde kabul edilen sözde “Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun Tasarısı” Türkiye’nin onyıllardır sürdürdüğü terörle mücadelesini hiçe sayan bir zillet ve rezalet olarak tarihe geçmiştir. İhanete ortak olanları, teröre yüz sürenleri, PKK’yla kurulan pazarlık masalarında Türkiye’yi satanları hukuki, idari veya cezai sorumluluktan muaf tutma arayışı asla sonuç vermeyecektir. Dünyanın hiçbir medeni ve güçlü ülkesinde kanun çıkararak terörün sonlandığı, bölücülüğün pes ettiği veya emellerinden vazgeçtiği görülmemiştir. Yine Dünyanın hiçbir iddialı ve kudretli devleti teröristlerin her istediğini normal görüp makul bularak huzur ve selamete kavuşamamıştır. Bölünerek güçlenmiş, milli tez ve kabullerinden tavizler vererek dirliğe ulaşmış, atalarına sırt dönerek talihi açılmış bir ülkeye tarih henüz sahne olmamıştır. PKK’nın taleplerini hazmettire hazmettire karşılamak, statü ve kimlik konusundaki dayatmalarını etap etap sonuçlandırmak milli ve üniter devlet yapımıza ölüm fermanı yazmakla eşdeğerdir. Başbakan teröristlerin özerklik isteklerine, otonomi beklentilerine yeşil ışık yakmıştır. Başbakan İmralı canisinin çetesiyle birlikte affına el altından vize vermiş ve bunu pazarlıklarla takvime bağlamıştır. PKK’lı militanların sözde eve dönüşü, sosyal yaşama katılımı ve uyumlarının temini konusunda TBMM’in kutlu iradesini alet etmiş, millet vekâletini kötüye kullanmıştır. Şu günlerde Meclis’te, AKP’nin sayısal çoğunluğuyla kanunlaşan PKK’nın talep listesi Türkiye Cumhuriyeti’nin mahvına, Türk vatanın parçalanmasına tamı tamına yasal kılıf hazırlama çabasıdır. CUMHURBAŞKANI ADAYI OLMASI BİLE BAŞLI BAŞINA SKANDAL VE AYIPTIR Türkiye, Erdoğan eliyle bölünme kulvarına sokulmuştur. Ve bu bölünme süreci tek milletin idamı, tek vatanın imhası, tek devletin itlafı, tek bayrağın inkarı, tek dilin iflasından başka herhangi bir netice doğurmayacaktır. PKK’nın önce özerklik, ardından federasyon, daha sonra konfederal, en sonunda da bağımsız Kürdistan amacına Erdoğan şevkle hizmet etmektedir. Kürdistan’ı zımnen tanıyan, Barzani’ye övgüler düzen, millet hasımlarına methiyeler yağdıran bu zihniyetin, Cumhurbaşkanı adayı olması bile başlı başına skandal ve ayıptır. Bu itibarla Erdoğan milletin değil, milliyetsizlerin, vatansızların, millete cephe alan geniş bir şer koalisyonun ‘parlak adamı’dır. Erdoğan milli iradenin ya da milli gücün değil; milli değerlerin, manevi emanetlerin karşısındaki yegâne adamdır. KÜRT KÖKENLİ KARDEŞLERİMİZ ALÇAK TELKİNLERE KAPILMAYACAKTIR Başbakan İmralı canisiyle başkanlık konusunda fikir birliği halindedir. Başbakan; Barzani, İşçi Partisi, HDP, yandaş medya, havuzcu işadamları, DHKP-C, IŞİD, El Kaide, İmralı canisi, İsrail ve Müslüman katilleriyle ortaklık içindedir. Haçlı hesaplarının yedeğinde, zalim niyetlerin kuyruğunda, Türk ve Cumhuriyet düşmanlığının peşinde kim varsa Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olması için mücadele vermektedir. HDP’nin adayı olarak ön plana çıkmış Eşbaşkan, Başbakan ve partisinin piyonu olarak kapalı kapılar arkasında desteğini belirli şartlar doğrultusunda vaat etmiştir. AKP; HDP ve PKK’yla Türkiye’nin parçalanması konusunda uzlaşmış ve anlaşmıştır. İradesini Kandil’e, varlığını canilerin emrine seneler evvel devreden malum Eşbaşkanın, BOP Eşbaşkanıyla gizli ihanet nikahı kıyması Kürt kökenli kardeşlerim tarafından hoş görülmeyecektir. Şunu bir defa bilmek lazımdır ki, bin yıllık kardeşliğin aziz emaneti olan Kürt kökenli kardeşlerimin ne HDP, ne BDP, ne PKK, ne AKP ne de İmralı’daki emzikli bebek katili temsilcisi değildir. Kürt kökenli kardeşlerim istismara aldanmayacak, isyana davet eden alçak telkinlere kapılmayacaktır. Oynanan oyunları bozacak, yazılan senaryoları inanıyorum ki yırtıp atacaklardır. Yine inanıyorum ki, 10 Ağustos’ta tercihlerini birlikten, istikrardan, iffetten, bütünlükten, huzurdan ve kardeşlikten yana kullanacaklardır. Artık Kürt kökenli kardeşlerimin uyanış şafağı sökmüş, silkinip, doğrulma ve üzerlerindeki ağırlığı fırlatıp atma zamanı gelip çatmıştır. Doğu ve Güneydoğu üzerinden çıkar sağlayan yabancı uşakları, emperyalizme keşif kolu sağlayan fesat yuvaları Kürt kökenli kardeşlerimin dirilişiyle, vahdet kararıyla hüsrana uğrayacaklardır. Çünkü bölünmenin, ayrı düşmenin, küsmenin, kopmanın, ufalanmanın, dilimlere ayrılmanın hiç kimseye bir faydası dokunmayacaktır. Bu nedenle Erdoğan’ın HDP’yle gayri meşru temas ve beraberliği ters tepecektir. CUMHURBAŞKANI OLURSA, SEÇECEĞİ KUKLA BAŞBAKANLARLA DİKTATÖR OLMA YOLUNDA HIZLA İLERLEYECEKTİR Türkiye’nin karşısında toplanan, Türk milletinin aleyhine faaliyet gösteren tüm mihraklar için Erdoğan son şans, son eşik, son ümit, son adamdır. Bunun için Cumhurbaşkanı olması maksadıyla içte ve dışta çok faal bir lobi çalışması karanlık bir kampanya eşliğinde yürütülmektedir. Başbakan Erdoğan bölücülüğün aynı zamanda vitrin süsü, aynı zamanda vesaiti, aynı zamanda da vokalisti olmaya istekli ve adaydır. 12 yıldır sürdürdüğü Başbakanlık göreviyle Türkiye’yi perişan eden Başbakan’ın yarım kalan darbesini, yarım kalan saldırılarını tamamlamak için Çankaya’yı bir fırsat gördüğü neredeyse kesindir. Ne var ki, Başbakan hala 17-25 Aralığın hesabını verememiştir. Hala rüşvetçi bakanlarıyla ilgili Meclis Soruşturmasını savsaklamaktadır. Hala ayakkabı kutularını, yatak odalarında bulunan para kasalarını, villaları, villalardan çıkan milyar dolarları izah edebilmiş, bu kapsamda aklanmış da değildir. Başbakan’ın sicili kapkaradır. Ve bu sicil Cumhurbaşkanı olmaya hukuken, ahlaken, vicdanen engeldir. Tarafsız Cumhurbaşkanı olmayacağını söyleyen, rehavete kapılmayacağını ileri süren Başbakan’ın işlediği onlarca anayasa suçu elbette yakasından düşmeyecek, peşini bırakmayacaktır. Başbakan’ın Cumhurbaşkanı olduğu taktirde tarafsız kalmayacağına dönük ifadeleri de bizatihi Anayasa aykırıdır. Yol, köprü, havalimanı yapma polemikleriyle Cumhurbaşkanı’nın görevlerini sulandıran Başbakan’ın, daha düne kadar “devlette çift başlılığa izin vermem, yetkilerimi kimseyle paylaşmam” sözleri unutulmuş değildir. Anlaşılan Çankaya’ya çıkarsa ihalelere fesat karıştırmaya ve yandaşları kollayıp hukukun kanına giren malum işadamlarından yüzde almaya devam edecektir. Başbakan, şayet Cumhurbaşkanı olursa, seçeceği kukla başbakanlarla diktatör olma yolunda hızla ilerleyecektir. AKP’ye oy veren aziz vatandaşlarım, AKP’de görev yapan vicdanlı milletvekili ve yönetici arkadaşlarım derin Erdoğan komplosunun farkına varmalıdır. Bilinmelidir ki, hırsızlığa adı karışmış, soyguna azmetmiş, ihanete tam teşebbüs etmiş bir şahsın Cumhurbaşkanı veya adayı olması Türk milletine pahalıya mal olacaktır. Bu itibarla Erdoğan masalı, Erdoğan serüveni sandıkta bitirilmelidir. BAŞBAKAN’IN MİLLETİN KESESİNDEN SEÇİM MASRAFLARINI KARŞILAMASI AHLAKSIZLIĞIN İLERİ BOYUTUDUR Ayrıca Başbakan’ın devletin bütün imkanlarını Cumhurbaşkanı olmak için kullanması, milletin kesesinden seçim masraflarını karşılaması ahlaksızlığın, kural ve insaf tanımazlığın ileri boyutudur. Başbakan’ın emrinde devletin uçakları, helikopterleri, otobüsleri, otomobilleri, valileri, kaymakamları, memurları sıra sıra dizilmiştir. Buna karşılık Türk milletinin sesi ve nefesi olmaya aday, büyük bir uzlaşmanın eseri olarak temayüz etmiş Sayın Prof.Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu kısıtlı ve dar imkanlarla demokrasi mücadelesini sürdürmektedir. Sayın İhsanoğlu sadece beş siyasi partinin değil, milli iradenin ortak çatısı, ortak kararıdır. Sayın İhsanoğlu Türkiye’nin adayı, masumların nidası, mazlumların hamisi, sessiz milyonların tercümanı, kenara itilenlerin rüyası, horlananların davacısı, küçümsenenlerin alacaklısı, Anadolu bozkırlarının çığlığıdır. Sayın İhsanoğlu milletin safında, milletin yanında, milletin hizmetinde bir değer iken; Erdoğan despotluğun, art niyetin, vefasızlığın, vizyonsuzluğun, çalmanın, kaba gücün, baskının, zorbalığın çirkin yüzüdür. Kucaklaşmak ve buluşmak için Sayın İhsanoğlu Cumhurbaşkanı olmalıdır. Kutuplaşmayı bertaraf etmek için Sayın İhsanoğlu Cumhurbaşkanlığına seçilecek en doğru, en meşru, en doğal, en layık isimdir. GEÇMİŞTE UYGULANMIŞ BAYAT SİYASET OPERASYONLARININ TEKRAR DOLAŞIMA SOKULDUĞU ANLAŞILMAKTADIR Cumhurbaşkanı seçimi yaklaştıkça maksatlı ve belirli gayelere yönelik tartışma ve dedikoduların arttığı gözlenmektedir. Özellikle partimize ve davamıza gönül veren milyonlara yönelik geçmişte uygulanmış bayat siyaset operasyonlarının tekrar dolaşıma sokulduğu anlaşılmaktadır. Bundan dolayı bazı hususların açıklığa kavuşturulması ve ihtiyaç duyulan tedbirlerin alınması acil ve gerekli görülmüştür. Genelgede, “Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Prof.Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun kampanyasını yürütmek için Türk siyasetinin beş güzide partisinin katkılarıyla bir Seçim Koordinasyon Merkezi teşekkül ettirilmiştir” denilerek, şu maddelere yer verildi: 1) İlk turu 10 Ağustos 2014′te yapılacak olan Cumhurbaşkanı seçimine katılacak şahısların müracaatları 29 Haziran 2014 tarihinde başlamıştır. 30 Haziran 2014 tarihinde seçimlere katılma yeterliliği olan siyasi partiler Yüksek Seçim Kurulu tarafından tespit ve ilan edilmiştir. 3 Temmuz 2014 tarihinde Cumhurbaşkanı adaylığına başvurunun son günü olarak belirlenmiştir. 8 Temmuz 2014 tarihinde Cumhurbaşkanı Seçimi nedeniyle aday gösterilenlere ilişkin geçici aday listesi Yüksek Seçim Kurulu tarafından Resmi Gazete’de ilan edilmiştir. Bu tarih adaylara yönelik itirazların da başlangıcıdır. Nihayetinde 11 Temmuz 2014 Cuma günü Cumhurbaşkanı kesin aday listesi Resmi Gazete’de duyurulacak, aynı anda propaganda dönemi de başlayacaktır. Başbakan Erdoğan ile HDP Eşbaşkanı olan şahsın Cumhurbaşkanı adaylığının sorunlu ve tartışmaya açık olduğu daha önce tarafımızca ifade edilmiştir. Yapılan itirazların sonucu ne olursa olsun, tüm parti teşkilatlarımız, tüm dava arkadaşlarımız var güçleriyle ve heyecanla Sayın Prof.Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun seçim kampanyasına aktif destek vereceklerdir. Mahalli düzeydeki karşılama, tören, ziyaret, toplantı, miting ve benzeri çalışmalara gerek yöre milletvekillerimiz, gerek MYK üyelerimiz, gerekse de teşkilat yöneticilerimiz en üst düzeyde iştirak edeceklerdir. Bu konunun takip ve temininden Teşkilat İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı, Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı, Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı müştereken sorumlu olacaklardır. 2) Cumhurbaşkanı seçiminin daha önce TBMM’de yapıldığı bilinmektedir. Bu seçimin doğrudan doğruya ve ilk defa millet tarafından yapılması usul açısından bazı aksaklıklara, bazı sorunlara, bazı anlaşmazlıklara sebebiyet verebilecektir. Bu itibarla kampanya dönemi boyunca çok dikkatli olunacak, bilhassa sandık güvenliğine önem verilecek, haksızlık ve usulsüzlüklerle başa çıkabilmek için olağanüstü mücadele sergilenecektir. Tüm teşkilatlarımız Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı’nın tavsiye, bilgilendirme ve talimatlarına riayet edeceklerdir. 3) Cumhurbaşkanı seçim sürecini sabote etmek, krize sokmak için bazı mihrakların tetikte beklediği şüphe götürmez bir gerçektir. İçimize sızan bazı AKP kontrollü unsurların ve devlet içinde yuvalanmış karanlık odakların değişik platformlarda provokasyonlara kalkışma ihtimali yabana atılmamalıdır. Bu vesileyle hiçbir dava arkadaşımız herhangi bir gerginliğin, herhangi bir çatışmanın, herhangi bir çekişmenin taraf ve faili olmayacaktır. Tüm çalışmalar demokratik sabır ve nezaket içerisinde sürdürülecek, milletimizin her ferdine Cumhurbaşkanı adayımız sayın Prof.Dr.Ekmeleddin İhsanoğlu tanıtılacak ve anlatılacaktır. 4) Başbakan Erdoğan ve hükümetinin Cumhurbaşkanı Seçim sürecinde algı operasyonlarından medet umacağı, bu maksatla sinsi taktik ve stratejileri devreye sokacağı bugünden bellidir. Geçmişte benzerlerine rastlanan kamuoyu yönlendirme kurnazlıklarına ısrarla ve tekraren tevessül edilecektir. Hatta bu konuda ilk çalışmalar hükümetin kol kanat gerdiği, rüşvet ve haram parayla beslediği havuz medyası tarafından başlatılmıştır. Yandaş medya ve AKP güdümündeki sosyal medyada partimize oy veren değerli kardeşlerimizden bir bölümünün Erdoğan’a kayacağı hayasızca gündemde tutulmaktadır. Açıkça Türklük ve milliyetçiliğe mahsurlu ve şaşı bakışta İmralı canisiyle aynı fikri maziden gelen, PKK’nın yedek parçası olan çevrelerin bu ipe sapa gelmez ham ve ucube hayali MHP’nin hedefte olduğuna işarettir. Milliyetçi-Ülkücü Hareket’e kafatasçı, katil, Fatiha bilmeyenler, namaz kılmayanlar, oruç tutmayanlar, ırkçı, faşist, morg bekçisi, vagon, şerefsiz, alçak, adi küfürleriyle hakaretler eden PKK havarisi Erdoğan’a en ufak bir destek verilmesi varoluşumuzun inkarıdır. Başbakan’ın ‘Ülkücü kardeşlerim’ diyerek oy hesapları yapması düştüğü derin çukurun, koltuk uğruna nasıl bir şahsiyet fukarası olabileceğinin net ispatıdır. Bu bayağı propagandanın püskürtülmesi için herkes teyakkuz halinde olacaktır. Başbakan, Cumhurbaşkanı olabilmek için dava arkadaşlarımızı ve gönüldaşlarımızı çirkefçe aldatmanın ve akıllarını çelmenin basitliğine kapılmıştır. Milliyetçi-Ülkücü Hareket dününe, fikriyatına, şeref ve namus bildiği değerlerine kast etme niyetinde olan 17-25 Erdoğan’ı çok iyi bilmektedir. TC’yi silen, Andımızı kaldıran, ‘Ne Mutlu Türküm Diyeneö sözünü şeytanlaştıran, milliyetçiliği ayaklar altına alan, onbinlerce vatan evladının katilleriyle müzakere çadırında kucak kucağa oturan Erdoğan’a Milliyetçi- Ülkücü Hareket’ten bir oy bile gitmesi söz konusu değildir. Aksine, gelişmeler AKP’ye oy veren değerli vatandaşlarımın Erdoğan’a yüz çevirecekleri, Sayın İhsanoğlu’na destek verecekleri yönündedir. Bu çerçevede AKP medyasında çıkan, internet ortamında servis edilen hiçbir beyanata, kafa karıştırıcı açıklamaya, habere, yoruma, partimizin sağlam bünyesini yıpratmaya yönelik kara kampanyalara itibar edilmeyecektir. Medya, Tanıtım ve Halkla İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı basın ve yayın organlarındaki AKP tuzağını ve komplosunu çok yakından takip edecek, gerekli müdahaleyi anında yapacaktır. MHP’yi akıllarınca dizayn etme, yön verme, içten içe kemirme fikri taşıyan AKP maşaları, yandaş medya asalakları çok sıkı şekilde izlenecek, lazım gelen her mücadele sergilenecektir. 5) Yine AKP’nin gölgesine yatan yalaka ve satılmış medya, Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Prof.Dr.Ekmeleddin İhsanoğlu’nun bazı sözlerini silah gibi kullanarak özellikle partimizle çelişkiye düştüğünü yazıp çizmektedir. Sayın İhsanoğlu bir partinin değil, milletin adayı olup siyasi bir kaygı gütmeksizin herkese, her kesime seslenmek durumundadır. Sayın İhsanoğlu siyasi mensubiyet taşımayan, siyasi bir hedefle hareket etmeyen, herkesin ortak görüşünü yansıtma iddiasında olan kaynaştırıcı, birleştirici ve uzlaştırıcı bir Cumhurbaşkanı adayıdır. Bu nedenle asılsız ve yersiz sözlerle Sayın İhsanoğlu’nu destekleyenlerin şevkini kırmaya, arasını açmaya dönük AKP kumpasına karşı çok hazırlıklı olunacak, hiçbir şekilde aleyhte icra edilen propagandalara aldırış edilmeyecektir. 6) Cumhurbaşkanı Seçim sürecinde Genel Merkez duyuruları, açıklamaları, bildirileri, mesajları yakından takip edilecek, tüm açıklamalar bu çerçeveyle sınırlı kalacaktır. 7) Seçim kampanyası süresince belirlenmiş slogan, flama, logo, afiş, döviz gibi materyallerin yeknesaklık içinde kullanımı sağlanacaktır. 8) Cumhurbaşkanı seçimine ilişkin olarak yayımlanan 18 Nisan 2014 tarihli Genelge hükümleri de geçerliliğini korumaktadır. Umut ve temenni ediyorum ki, Türk milleti 10 Ağustos’ta adaleti, hakkaniyeti ve beraberliği tercih edecektir. Cumhurbaşkanı Seçimi Türkiye’ye musallat olan belaların defi için tarihi bir karar anıdır. Aziz milletimiz istikbalini oylayacak; cepheleşmeye, çözülmeye, çürümeye ve dağılmaya karşı muhabbeti, kardeşliği, esenliği, tecrübeyi, huzuru, sakinliği, tavizsiz iradeyi seçecektir. Bu düşüncelerle tüm dava arkadaşlarıma üstün başarılar diliyorum. Cenab-ı Allah bizleri mahcup etmesin diyorum. Mübarek Ramazan ayının bereket ve rahmeti hepinizin üzerine olsun. Yolunuz ve bahtınız açık olsun. Rabbim yar ve yardımcınız olsun. (DHA)
NATO: 'Türkiye'yi IŞİD Tehdidinden Koruruz'
Reuters haber ajansına konuşan NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) militanlarının ittifak üyesi Türkiye'yi tehdit etmesi halinde, NATO'nun Türkiye'yi savunmak için gerekli tüm adımları atacağını söyledi. Adını İslam Devleti olarak değiştiren, Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) militanları, son dönemde Türkiye sınırındaki Irak ve Suriye'de girdikleri çatışmaları kazanarak ilerliyor. IŞİD'in Türkiye sınırındaki ilerleyişinin endişe yarattığını söyleyen Rasmussen, 'Kendilerine 'İslam Devleti' diyen bu bir grup teröristin ilerleyişini durdurmak asıl önceliğimiz' dedi. NATO Genel Sekreteri, sözlerine şöyle devam etti: 'Eğer müttefiklerimizden herhangi birine, ve bu durumda özellikle Türkiye'ye yönelik herhangi bir tehdit ortaya çıkarsa, biz Türkiye'yi veya diğer tehdit altındaki müttefiklerimizi etkili bir şekilde korumak için gerekli tüm adımları atarız.' El Kaide içinde radikal bir grup olarak doğan IŞİD, geçen Şubat ayında El Kaide'den tamamen ayrılmıştı. Suriye ve Irak'taki ilerlemelerin ardından adını 'İslam Devleti' olarak değiştiren örgütün lideri Ebubekir el Bağdadi, kendisini halife ilan etmiş ve tüm Müslümanlara kendilerine katılmaları için çağrıda bulunmuştu. İslam Devleti militanları, Muhammed Peygamber zamanındaki 'katkısız' İslam'a dönmek istiyor ve Kuran'ın lafzi yorumuna inanıyorlar. Bu nedenle yönetimini ele geçirdikleri yerlerde çok sıkı yaşam kuralları uyguluyorlar. Militanlar, geçen Irak'ın en büyük ikinci kenti Musul'u işgal etmiş ve oradaki Türk Konsolosluğu'nu basarak, 32 tır şoförüyle birlikte konsolosluk çalışanlarını ve ailelerini rehin almışlardı. Örgüt, daha sonra tır şoförlerini bıraktı ancak konsolosluk çalışanlarıyla ilgili henüz bir gelişme yok.BBC Türkçe
Bahçeli: 'IŞİD Survivor Yarışması mı Düzenledi?'
Partisinin haftalık grup toplantısında konuşan MHP Lideri Bahçeli, hükümeti IŞİD'e yönelik tavrından dolayı eleştirdi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli'nin gündeminde yine hükümet vardı. Irak'ta yaşananlardan ötürü hükümete yönelik sert eleştirilerde bulunan Bahçeli 'Türkiye’ye meydan okumanın bedelini IŞİD’e ödetecektin. IŞİD, Survivor yarışması düzenledi de biz mi kaçırdık. Bugün ne pişirsem, gelinler kaynanalar türünden programlar tertip etti de biz mi anlamadık. Bunun için katılım artsın diye insan kaçırıldı da biz mi bilemedik. Irak’ın toprak bütünlüğüne saygı gösterilmeli ve savunulmalıdır. Türk askeri bugünler için vardır. Türk milleti her şartta kollarını açacaktır.Başbakan çok önem arz eden önerilerimizi dikkate alır ve yaparsa alkışlar ve iftihar ederiz.' dedi. 'Çatı aday' olarak Ekmeleddin İhsanoğlu'nun isminin isabetli bir isim olduğuna dikkat çeken Bahçeli, şu ifadeleri kullandı: 'Bu saygın ismin hayırlı olmasını niyaz ediyorum. Bu uzlaşmanın gelecek için umut verdiğini belirtmek istiyorum. Bilgili, birikimli, çelebi ruhlu bir bilim insanıdır. 10 yıla yakın sürdürdüğü görevinde çok başarılı olmuştur. Siyasetle organik bir bağının olmadığı hepimizin malumudur. Şu zamanda aday olması Türkiye için bir şanstır.' Bahçeli'nin konuşmasından satırbaşları; Başbakan kim olduğunu yabana atmıştır. Türkiye’nin en ciddi açmazı 17/25 Recep Tayyip Erdoğan’dır. Küresel cinayet ve ölüm projesi tıpış tıpış eş başkanlık yapan bu şahıstır. AKP hükümeti yıkıma memur edilmiş şer yuvasıdır. Batıl hayranı, bölücülük meraklısı bir menfaat oluşumudur. Günlerdir IŞİD’in istilasını izliyoruz. Irak sancılı ve kanlı bir parçalanmayla karşı karşıyadır. 'IRAK ORDUSU ÇİL YAVRUSU GİBİ DAĞILMIŞTIR ' Irak, kardeşin kardeşe ölüm yağdırdığı cehennem vadisine hapsolmuştur. IŞİD örgütü MS 4. Yüzyıldan sonra Avrupa’yı akın akın istila eden barbar kavimlerden öz itibariyle farksızdır. El Kaide’nin kuluçkasından çıkan radikal bir örgütün saldırılarına şahit olmaktadır. 150 km2'lik bölgeyi bu terör örgütü ele geçirmiştir. Musul ve güney kısmını ele geçirmesiyle işgal altındaki Suriye ve Irak toprakları birbirine eklemlenmiştir. Irak ordusu çil yavrusu gibi dağılmaktadır. 'BAŞBAKAN KİM OLDUĞUNU UNUTTU' Türkiye'nin hayati çıkarlarının hiç bir zaman olmadığı kadar tartışıldığı ve tehlike altında olduğu bir dönemden geçiyoruz. Başbakan Erdoğan'ın bu tavırları karşımıza felaket çıkarmıştır. Başbakan kim olduğunu, yetkiyi kimden aldığını unutur olmuştur. Türk milletinin en büyük talihsizliği tıpış tıpış eş başkanlık yapan bu şahıstır. Günlerdir Irak'ta patlayan etnik olayı konuşuyor ve işgali izliyoruz. Bu süreç Büyük Ortadoğu Projesine doğru hızla ilerlemektedir. Irak kardeşin kardeşe ölüm yağdırdığı silah çektiği cehennem vadisinie teslim olmuştur. 5-10 bini arasında militanı bulunan IŞİD Irak'ı yakıp yıkmıştır. 'IŞİD ŞİMDİ ORTADOĞU'NUN YENİ BELASIDIR' Irak ordusu çil yavrusu gibi dağılmıştır. Askerler tek kurşun atmadan kaçmıştır. Musul'un düşmesi de böyle olmuştur. Bu durum uluslararası hukuka ağır bir darbedir. Sınırlarımızın hemen dibinde konuşlanan IŞİD şimdi Ortadoğu'nun yeni baş belasıdır. AKP'nin zamanla ve Batı'nın bastırmasıyla bu terör gruplarla arasına mesafe koyması kesin sonuçlar doğurmamıştır. IŞİD militanlarının Suriye'deki hangi hapishaneden ne zaman bırakıldığını bilmekle övünen bu hükümet bu durumun ciddiyetinin farkında değildir. Başbakan IŞİD'e terörist diyecek sağlam duruşu göster. Şu an IŞİD elinde bulunan Türk vatandaşlarını sağ olarak kurtarmak AKP'nin şeref ve namus borcudur. 'BAŞBAKAN YA ANLAMA ÖZÜRLÜDÜR YA DA...' Başbakan bize bunların dünyadan haberi yok dedi rehin alınan vatandaşların başına bir şey gelirse ne yaparız diye sordu. Başbakan ya anlama özürlüdür ya da dediklerimiz çarpıtıyordur. Başbakan ya IŞİD sevdalısıdır. Ya da IŞİD destekçisidir. Biz Türkiye'nin gücünü göster diyoruz. Başbakan hala sünepe bir siyasetçi gibi soğukkanlı adımlar atacağız sağduyulu olacağız diyerek zaman kazanıp saklambaç oynuyor. 'GECİKMİŞ BİR İTİRAF' Dışişleri Bakanı’nın Şubat ayında TV’de Suriye’yi kastederek ‘’IŞİD denilen suç yapılanması rejimle çalışan bir yapılanma ‘’ sözü gecikmiş bir itiraftır. Muhtemel riskleri öngörememesi içine düştüğü stratejik çaresizliğin hazin bir neticesidir Bazı deliller AKP’nin hala vahşi örgütlerle aynı potada olduğuna işaret etmektedir. 'SENİN İÇİN BİR ANLAM İFADE EDİYOR MU?' Musul Konsolosluğu IŞİD militanları tarafından kuşatılmıştır. Bu esnada hiçbir çatışma yaşanmadı. Bu durum bizce manidar. Özel harekat tek kurşun bile atmadı. Anlaşılan AKP’den giden emir de bu yöndedir. IŞİD aynı zamanda Türkiye’ye saldırmıştır. Türk bayrağını alçakça indirmiştir. Başbakan bunlar senin için bir anlam ifade ediyor mu? 'ASLAN PARÇASI ERDOĞAN' Sen bu esnada evladının anlamadığı lisanla rüşveti mi tarif ediyordun. Cebini parayla dolduran aslan parçası Erdoğan’dan IŞİD’e en ufak bir itiraz gelmemiştir. Başbakan Obama’dan yüz bulamayınca başkan yardımcısından telefon trafiğiyle icazet beklemiştir. Başbakan muhalefete nasıl kara çalarım derdinde. Bu nasıl kendini bilmezliktir. Ne bitmez çalışmadır ki bir haftadır konsolosluğumuzdan silah zoruyla çıkarılan 49 vatandaşımız hala kurtarılmamıştır '31 VATANDAŞIMIZIN AKİBETİ MEÇHUL' 31 vatandaşımızın akibeti ise meçhuldür. Başbakan, IŞİD’e terörist diyememiştir. Çünkü geçmişten gelen gönül borcu, sıcak bir ilgisi vardır. İşitme sorunu varsa IŞİD BOP’un kucağında gözlerini açan bir terör örgütüdür. Korkak Başbakan yine nereye sıvıştın? IŞİD Türkiye’ye kafa tutmaktadır. Aracılar vasıtasıyla pazarlık yapmak derdinde. Başbakan bunlara kafa tutmak yerine bizim IŞİD’i tahrik ettiğimizi söylüyor. Bu akılsız ve ahlaksız sözlerinin bizim nezdimizde karşılığı yoktur. Türk devleti ona buna pabuç bırakmaz. Türk vatandaşlarımızı kurtarmak AKP'nin siyasi şeref ve namus borcudur. 'BEDELİNİ ÖDETECEKTİN' Türkiye’ye meydan okumanın bedelini IŞİD’e ödetecektin. Rehin alınan vatandaşlarımızın başına bir şey geldiğinde bunu neyle izah edeceklerini sordu ve bunlarla kendini avuttu. Başbakan ya IŞİD taraftarıdır ya da acizdir. Biz vatandaşlarımız derhal kurtarılmalı diyoruz, Başbakan laf ebeliği yapmıştır. 'IŞİD SURVIVOR YARIŞMASI MI DÜZENLEDİ' Erdoğan radar gibi teröristi her yerde bulmakta ve bağrına basmaktadır. Başbakan’ın geceleri huzurla başını yastığa koyması için herhalde ‘bugün PKK ya da IŞİD için ne yaptın’ sorusunu sormalıdır. Rehin alınanların güvende olduğunu söylemektedir. Her an ağlama modundaki Başbakan Yardımcısı IŞİD’in hedefinde Türkiye’nin olmadığını söylemektedir. Bu sözlerin neresinden tutalım? IŞİD, Survivor yarışması düzenledi de biz mi kaçırdık. Bugün ne pişirsem, gelinler kaynanalar türünden programlar tertip etti de biz mi anlamadık. Bunun için katılım artsın diye insan kaçırıldı da biz mi bilemedik. 'IŞİD SADECE MAŞADIR, İBLİS UŞAĞIDIR' Başbakan nefsine teslim olmuştur. Bugün AKP'nin dış politikası yoktur. Ortadoğu haritası yaklaık 100 yıl sonra yeniden masaya yatırılmıştır. IŞİD sadece maşadır, iblis uşağıdır.' Bu bakan ‘’Bizden habersiz Ortadoğu’da yaprak kıpırdamaz’’ diyordu. Zulme karşı gür bir sesle ‘yeter dur demek’ inandığımız değerlerin gereğidir Yalandan insan ölmez belki ama iktidarlar tükenir, insan içine çıkacak itibarları kalmaz. Bu insanlarda ne uzayacak burun ne de kızaracak burun vardır. Hükümette ahlak ve fazilet kalmadı. 'MAHŞERDE BAŞBAKAN'IN YAKASINA YAPIŞACAKTIR' Bugün AKP’nin dış politikası yoktur. Ortadoğu’da alan vermektedir. Ortadoğu haritası yaklaşık 100 yıl sonra yeniden masaya yatırılmış, sömürge cellatları yeniden işbaşı yapmıştır. Irak’ın 3’e bölünmesi için tüm şartlar hazırdır. IŞİD sadece zaman ayarlı bombanın düğmesine basan uşaktır. Gelişmeler okunmazsa Ortadoğu’nun etnik şarapnelleri Türkiye’yi çok yönlü etkileyecektir. Türkmeneli’nde olanların aynısı Filistin’de olsaydı Başbakan şimdiye kıyameti koparmıştı. Türkmen erkeklerinin ismi Esra, erkeklerinin ismi Mursi olmadığı için ve bunlar topluca Rabia işareti yapmadığı için mi sen Türkmeneli’ne kayıtsızsın Türkiye içerden bölünmekte dışardan parçalanmaktadır. Türk milleti bu oyunu yeniden bozmalıdır. Bozacak gücü de vardır. Irak’ın toprak bütünlüğüne saygı gösterilmeli ve savunulmalıdır. Türk askeri bugünler için vardır. Türk milleti her şartta kollarını açacaktır. Başbakan çok önem arz eden önerilerimizi dikkate alır ve yaparsa alkışlar ve iftihar ederiz. Yoksa tertemiz eller bu dünyada ve mahşerde Başbakan’ın yakasına yapışacaktır. KÖŞK SEÇİMİ Seçimin demokratik usuller ve demokratik sabırla sağlanması şarttır. MHP öteden beri cumhurbaşkanı makamına oturacak şahsiyetin kucaklayıcı ve kapsayıcı olması gerektiğini savunmuştur. Cumhura baş seçeceğimize göre uzlaşmanın önemine değindik. Cumhurbaşkanı herkesi temsil etsin dedik. 16 Mayıs'tan beri yoğun temaslarda bulunduk. Sonunda uzlaşma arayışlarımız meyvesini vermiştir. CHP dün aday teklifi ile geldi. CHP’nin önerisi bizi memnun etmiştir. MHP bu teklifi benimsemiş, makul ve yerinde bulmuştur. 12. Cumhurbaşkanı adayı olarak sayın Prof. Dr. İhsanoğlu’nun ismi üzerinde mutabakat sağladığımızı tekrar belirmek isterim. Daha önce görüştüğümüz siyasi partilerin bu gelişmeye sıcak yaklaşacaklarını ümit ediyoruz. Bu saygın ismin hayırlı olmasını niyaz ediyorum. Bu uzlaşmanın gelecek için umut verdiğini belirtmek istiyorum. Bilgili, birikimli, çelebi ruhlu bir bilim insanıdır. 10 yıla yakın sürdürdüğü görevinde çok başarılı olmuştur. Siyasetle organik bir bağının olmadığı hepimizin malumudur. Şu zamanda aday olması Türkiye için bir şanstır. haberler.com
Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı
Dün tarihî bir gündü. Aslında içinde yaşadığımız günlere yayabiliriz bu payeyi.Hayır, Mars'ta su bulunduğu sırada Suudi Arabistan'ın insan hayatını umursamayan, küstah ve beceriksiz yöneticileri onca hacının ölümüne yolaçtığı ve birkaç yüz kişi mi, birkaç bin kişi mi öldü, biz hâlâ bilemediğimiz için değil.Dün Rusya Suriye'de IŞİD-DAİŞ'i bombalamaya başladı. ABD, Fransa ve başka Batılı devletler de IŞİD'i bombalıyor. Bundan böyle hep beraber bombalayacaklar. Uçakları birbirine engel olmasın, birbirleri için tehlike yaratmasın, yanlışlıkla birbirlerini vurmasınlar diye mecburen haberleşecekler. Dünyanın şimdiye kadar gördüğü en geniş fiilî koalisyon kuruluyor olabilir. Her an birbirini kollayan, mümkünse birbirine sırtını dönmemeye çalışacak ortaklardan oluşan bir koalisyon.Şu anda herkesin gözü, sahaya yeni çıkan oyuncuda: Rusya'nın atağı, İsrail ile Rus askerlerinin dahi temas edebileceği bir ortamda, Suriye ve haliyle Irak ve haliyle Ortadoğu denklemlerini nasıl değiştirecek?Şu an için mecburen işin daha çok askerî yönü üzerinde duruluyor. Putin Rusya'sının Batılılardan çok daha gözü kara ve daha atik davranması, IŞİD ve -kendi tanımlarıyla- “El Kaide ile bağlantılı bütün öbür örgütler”e daha kısa sürede daha okkalı darbeler indirerek bir nevi esas oğlan rolü kapmaya çalışması, bir ihtimal.
‘Yeni Hükümet Kurulmadan TSK Adım Atmayacak’
Sivil otoriteyi asker ile karşı karşıya getiren Suriye direktifiyle ilgili tartışmalar derinleşirken TSK’dan beklenen adımlar arasında “Mehmetçik’in Suriye’ye girmesi” seçeneği bulunmadığı öğrenildi.TSK, IŞİD ve Esad rejimi ile mücadele eden Suriyeli muhaliflere destek verme konusunda da isteksiz. IŞİD mevzilerinin Fırtına toplarıyla ya da havadan bombalanması, muhaliflere lojistik destek verilmesi gibi adımlar için de yeni Meclis’in tavrı bekleniyor. Azez-Cerablus hattındaki gelişmeler ve Türkiye’nin atacağı adımlarla ilgili kurumların nabzını tutan Deniz Zeyrek'in Hürriyet'te yer alan haberine göre, tablo şu şekilde:
CIA: 'Esad'ın Devrilmesini İstemiyoruz'
CIA Direktörü John Brennan “Ne Rusya, ne ABD, ne (IŞİD’e karşı) koalisyon ne de bölgedeki devletler... Hiçbirimiz Şam’daki hükümetin ve siyasi kurumların çökmesini istemiyoruz” dedi.New York'ta bir açıklama yapan CIA Direktörü John Brennan IŞİD'in ya El Kaide'nin Şam'a yürümesini istemediklerini açıkladı. Suriye'de ılımlı muhalifleri desteklemenin önemli olduğunu belirten Brennan, uluslarararası devletler topluluğunun Suriye iç savaşının “temsili bir hükümetle” çözüme kavuşmasından yana olduğunu belirtti.CIA Direktörü Brennan IŞİD saflarında savaşan 90 ülkeden 20 bin yabancı olduğunu kaydetti. Brennan Suriye ve Irak'taki cihada katılmak için Batılı devletlerden binlerce radikal İslamcının bölgeye gittiğini belirtti.Öte yandan ABD Dışişleri Bakanlığı, hükümetin Amerikan Kongresi'yle ılımlı Suriyeli muhaliflere 70 milyon dolarlık bir yardım yapılması üzerine müzakere içinde olduğunu açıkladı. Paranın isyancıların elinde olan bölgelerdeki çalışmalarda kullanılacağı belirtildi. Açıklamada 25 milyon doların Esad karşıtlarının “operatif kabiliyetlerinin” artırılması için harcanacağı belirtilirken silah gönderilmesinin planlanmadığı kaydedildi. Amerikan Kongresi'nin onaylaması halinde ABD'nin Suriye'deki isyancılara yaptığı yardımın toplam miktarı 400 milyon dolara ulaşacak.Deutsche Welle Türkçe