Görüş Bildir

James Webb Teleskobu Haberleri

James Webb Teleskobu ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. James Webb Teleskobu ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

'20 Yıl İçinde Uzaylıları Bulacağız'
NASA, yakın gelecekte hizmete girecek yeni nesil uzay teleskoplarının yardımı sayesinde, yaşam saklayan dış gezegenleri 20 yıl içinde keşfedebileceklerini belirtti. NASA gökbilimcileri, Washington D.C'de düzenlenen bir açık oturumda 'Dünya dışı yaşamı keşfetmeye giderek yaklaştıklarını' belirtti. Gökbilimci Kevin Hand, '20 yıl içinde evrende yalnız olmadığımızı göreceğimizi tahmin ediyoruz' ifadesini kullandı. Baltimore Uzay Teleskobu Bilim Enstitüsü'nden Matt Mountain, beş binden fazla dış gezegen tespit eden Kepler Uzay Teleskobu'nun Dünya dışı yaşam arayışında çok büyük katkısı olduğunu belirterek, James Webb Teleskobu ile bekledikleri sonucu alabileceklerini söyledi. Webb teleskobu ekibinde de yer alan Mountain, 'Etrafımızdaki yıldızların yüzde 10 ila 20'si, yaşanabilir bölgelerinde Dünya benzeri gezegenler barındırıyor. Bu, beş yıl önce sahip olmadığımız bir bilgiydi. Dünyayı sonsuza kadar değiştirecek bir keşif bize sandığımızdan daha yakın' ifadesini kullandı. Gökbilimciler sadece Güneş Sistemi'nin yer aldığı Samanyolu Galaksisi'nde 100 ila 400 milyar yıldız olduğunu tahmin ediyor. İki teleskop göreve hazırlanıyor NASA, 2017 ve 2018 yıllarında sırasıyla TESS ve James Webb Uzay Teleskobu'nu ateşleyecek. TESS'in taşıdığı dört teleskop, Samanyolu'ndaki en az 500 bin yıldız sistemini inceleyecek ve Dünya benzeri gezegenlere sahip olup olmadıklarını tespit edecek. Yıldızların yaşanabilir bölgesinde gezegen tespit edilirse, bu gezegenleri gözlemleme görevi JSWT'a ait olacak. JSWT, 1990'dan bu yana gözlemler yapan Hubble Uzay Teleskobu'ndan 15 kat daha fazla alanı tarama kapasitesine sahip olacak. NASA dev teleskopların ateşlenmesi için 130 ton taşıma yükü olan SLS (Space Launch System) roketini geliştirmeye çalışıyor. Mountain, 'Sadece ilk yaşam sinyallerini aldığımız anı düşünün. İnsanlığın uzaydaki yalnızlığının sona erdiğini, evrende daha fazla yalnız olmadığımızı gördüğü anı hayal edin' ifadesini kullandı. Kaynak: Al Jazeera
"Dünya Dışı Yaşam Bulmaya Çok Yakınız"
Türk astrofizikçi Bülent Kızıltan, dünya dışı yaşam keşfetmenin astronomi dünyasını şaşırtmayacağını belirtti. Kızıltan, Türkiye'nin uzay keşfinde başarı elde etmek için yeni bir strateji belirlemesi gerektiğini ifade etti. Eisntein’ın görecelik kuramında önemli bir yer tutan nötron yıldızlarından gelen sesleri 1 milyon kat daha net dinlemeyi sağlayan yöntemi geliştirerek astronomide büyük bir başarıya imza atan Dr. Bülent Kızıltan, Al Jazeera Türk’e konuştu. Yeni nesil uzay uydulardan elde edilen bilgiler sayesinde Güneş Sistemi dışındaki uzayın yeniden tanınmaya başladığını belirten Kızıltan, çeşitli yaşam formlarındaki dünya dışı canlıları yakın gelecekte mutlaka bulacaklarını belirtti. Kızıltan, insanlığın geleceği için kritik olan kolonileşme sürecinin de 2050’den önce başlayabileceğini söyledi. Türkiye’deki bilimsel araştırmalar hakkında görüşlerini anlatan Kızıltan, Türkiye’nin ihtiyaçları doğrultusunda yapılması gereken planların bilim insanlarına devredilmesi gerektiğini vurguladı. Başkanlığını yaptığı uluslararası astronomi konsorsiyumunda birçok alandan insanlar bir araya gelen Kızıltan’a göre, Türkiye’nin orta ve uzun vadeli programlarda başarı elde edebilmesi için disiplinlerarası çalışma yapması şart. Dünya dışı yaşamın bulunması insanlık üzerinde nasıl bir etki yapabilir? Bu keşfin insanlar üzerinde yaratacağı etki, nasıl bir canlı bulacağımıza bağlı. Uzak mesafelerden bakteriyel ve bitkisel canlıların keşfedilmesi belki de algımızı çok değiştirmeyecektir. Ancak Jüpiter'in uydusu Europa dahil Güneş Sistemi'ndeki uydularda canlı bulma olasılığımız oldukça yüksek. Çünkü bu uydularda sıvı olduğunu düşünüyoruz. Diğer gezegen ve uydularında koloni kurabilmek, insanlık için bir umut olacak. Çünkü bir asteroit çarpma tehdidinin çok yakın olduğunu düşünüyoruz. Güneş Sistemi'nde başlayacak koloni çalışmaları, canlı barındırdığı düşünülen yerlerin lojistik avantajıyla da insanlık için bir ön hazırlık olacak. Uzaylılarla temas haline geçmemiz ne kadar mümkün? Burada en büyük sorun, iletişim kurmak olacak. Bize en yakın yıldız (Proxima Centauri) 4.2 ışık yılı mesafede. Oradan bize bir sinyalin gelmesi ve bizim cevap vermemiz için 8 yıl gerekiyor. Mevcut fizik anlayışımız kapsamında uzaylıların bizi ziyaret etmesi, bizim onlara ulaşabilmemiz çok mümkün görünmüyor. Bunların dışına bakteri ve bitki düzeyindeki 'uzaylıların' keşfedilmesi, özellikle astrofizikçiler açısından pek bir şey değiştirmeyecektir. Biz zaten böyle bir keşif bekliyoruz. Böyle bir keşif bizi çok daha özel veya sıradan kılmayacak. Güneş Sistemi’nde kolonileşmeye yönelik birçok plan çiziliyor. 2050’de Mars’a veya birçok uyduya adım atmış olacak mıyız? Bunun olabilirliği, maalesef dünyadaki ekonomik dengelerle birebir bağlantılı. Dolayısıyla ABD ve Avrupa başta olmak üzere birçok ülkenin desteğiyle belli projelere fonlama yapılması gerekiyor. Bir ekonomik kriz yaşanmadığı sürece gereken bütçenin oluşturulması mümkün. Böylece 2050'de Mars veya Güneş Sistemi'ndeki uydulara uzay araçları gönderilmemesi, canlı (sera tabanlı) veya cansız bir ön koloni kurulmaması için bir sebep göremiyorum. Uzun vadede koloni kurulması da gerekli bir durum. Çünkü 100 bin yılda bir beklenen büyük asteroit çarpmasının yaklaştığını düşünüyoruz. Ancak bu olasılık birkaç yüzyıl değil, birkaç bin yıllık zaman aralığı kapsıyor. Teknolojik ve ekonomik imkanlarla dış gezegen ve uydulara koloni kurulması mümkün. Benim kolonileşmesi adına en ideal gördüğüm yer Europa uydusu. Orada canlıların keşfedilmesi de büyük bir olasılık. Mars, yakınlığı açısında avantajlı olsa da, kutup bölgelerindeki donmuş haldeki su kullanılabilir. 2050'ye kadar her iki gök cismine de koloni kurmuş olabiliriz. Başında yer aldığınız konsorsiyum Türkiye’ye neler sunabilir? Konsorsiyuma Multidisciplinary Project (Multidisipline Proje) adını veriyoruz. Normal araştırma konsorsiyumlarından farklı olarak birçok akademik alandan insanın bir araya gelerek araştırma yapması amaçlanıyor. Müzisyenlerle, sanatçılarla, doktorlar, astrofizikçiler hatta teologları bir araya getiriyoruz. Öncelikli projelerimiz arasında mühendislik, temel bilimler ve astrofizikle oluşturulan projenin piyasaya uygulanması ve bu teknolojinin bir şekilde ticarileştirilmesi de var. Sırf bu açıdan Türkiye'nin bu çalışmalarla ilgilenebileceğini düşünüyorum ki bu ilgi kendini göstermeye başladı. Türkiye'nin böyle bir projeye entegre olması birkaç şekilde mümkün olabilir. Öncelikle kritik insan kaynağı ihtiyacı, mühendislik alanında karşılanabilir diye düşünüyorum. İkinci aşamada, bürokrasinin böyle bir önceliğinin olması gerekiyor. Üçüncü aşamada ise Türkiye'nin finansal olarak bu tür bir projenin arkasında durmayı kabul etmesi lazım. Gerekli şartlar yerine getirilirse, ortaya uzun vadeli, günlük siyasetten uzak olması gereken bir yatırım konması gerekiyor. Türkiye’deki bilimsel çalışmaların potansiyeli hakkındaki görüşünüz nedir? Şahsen Türkiye'nin orta ve uzun vadeli bir bilim projesi olup olmadığı konusunda net bir bilgim yok. Milli Eğitim Bakanlığı ve sınavlar ile ilgili değişimleri sürekli görüyoruz, sürekli bir değişim yaşanıyor. Bahsettiğimiz yatırımların siyasetten arınmış bir politikayla ortaya çıkarılması gerekiyor. Türkiye büyük projelerde varım diyebilir ancak uzun vadeli olmadığı sürece uluslararası alanda işbirliği sağlanması mümkün olmaz.Türkiye'nin gerçekliğini yaşayan ve takdirlerimi sunmak istediğim birçok insan var. Bu insanların fikirlerinin öncelikle alınmasını ve bir proje oluşturulacaksa, bu insanların içinde yer alması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü Türkiye'nin dünyadan farklı öncelikleri var ve bunları gerçekçi olarak değerlendirmek gerekiyor. Türkiye'de bir James Webb Teleskobu yapmayı arz talep açısından düşünmek gerçekçi değil. Uzay istasyonu yapmayı da buna örnek gösterebiliriz. Türkiye ne yapabilir diye baktığımız zaman, haberleşme ve askeri uydulara ihtiyacımız olduğunu görüyoruz. Bu uydular için gerekli teknolojilere ihtiyacımız var. Bu teknolojileri temin ve gerekli teknik bilgiyi de transfer edebiliriz veya kendimiz oluşturabiliriz. Facebook ve Google gibi firmaların uzay keşfine faydası olacak mı? Google, Facebook ve diğer şirketlerin ortaya koyduğu teknik bilgi gerçekten çok büyük. NASA bu bigiyi tek başına kendi kullanabilir ve bilgiden yararlanma aşamasında bu firmalarla temas halinde. Projelerinin detayları hakkında çok bilgim yok ama özellikle yazılım alanında NASA'nın teknoloji devlerinden yardım almayı istediğini biliyorum. Türkiye'de henüz tam olarka aklımıza yerleşmeyen oldu, birçok disiplinden gelen insanın ortak bir proje üretebilmesi. Farklı alanlarda uzmanlaşmış insanların bilgi birikimine ihtiyacınız oluyor. Bu teknik bilgiyi tek başınıza oluşturmanızın maliyeti de çok yüksek. Ama Google'ın belli alanlarda elde ettiği bilgiyi projelerinize entegre etmek için transfer etmeniz çok daha ucuz. Büyük projeler artık bu yöne doğru gidiyor ancak Türkiye'de halen teknoloji tüketiyor ama üretmiyoruz. Hedefe ulaşmak adına disiplinlerarası çalışma şart. Kaynak: Al Jazeera
18 Aralık'ta Gezegenimizin Sırlarını Keşif İçin Yola Çıkacak James Webb Teleskobu'na Dair Bilmeniz Gerekenler!
18 Aralık'ta uğurlayacağımız James Webb Teleskobu Dünya'nın ortaya çıktığı o mucizevi ana dair bize birçok şey anlatabilir. 10 milyar dolarlık bir yatırımdan bahsediyoruz!Bir buçuk milyon kilometre öteye yollayacağımız teleskobun adı 1960'larda NASA'da yöneticilik yapan ve Ay seyahati için çabalayan James E. Webb'den geliyor. Peki, gelmiş geçmiş en gelişmiş uzay gözlem aracı James Webb Teleskobu'na dair bilmemiz gerekenler neler?
NASA'nın Yıllardır Beklenen Teleskobu James Webb, Uzayın Hiç Görmediğimiz Yüzünü Keşfetmek Üzere Yola Çıktı!
NASA'nın (ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi) yıllardır heyecanla beklenen en yeni ve güçlü teleskobu James Webb, 25 Aralık günü Türkiye saati ile 15.20'de uzaya doğru yola çıktı! Peki James Webb'i bu yolculukta neler bekliyor, eğer teleskop görevinde başarılı olursa bizleri neler bekliyor... Tarihi olayın detayları için buyrun içeriğe!