Görüş Bildir
Haberler
Yepyeni bambaşka bir deneyim keşfetmeye hazır mısınız?

Yepyeni bambaşka bir deneyim keşfetmeye hazır mısınız?

Mertcan Eke
13.09.2014 - 00:20 Son Güncelleme: 12.02.2015 - 01:46

Yepyeni bir serüven : Kısa Edebiyat

Sinema sektörü yıllar önce televizyon akımına yön verecek bir buluşa imza atarak dizi sektörünü geliştirdi. Bu alanda yapılan pek çok şaheser dilden dile anlatılarak kalbimizi fethetti. Daha sonra ise beyin yakan kısa filmler, aksiyon patlaması yaşatan kısa filmler hatta korkudan bizi uykusuz gecelere sürükleyen kısa filmler çıktı hatta bu filmlere Oscar bile verildi.

Peki edebiyat sektörü bu anlamda niçin geri kaldı, benim düşündüğüm nokta ise işte bu.

Severek takip ettiğimiz pek çok köşe yazarı ve blogger var evet fakat bu yazarlarımız genellikle gündeme dair veya anı yazıları ile süslüyorlar köşelerini işte bu noktada aklımda şimşekler çaktı ve ben de neden bir hikayenin anlatımını bir galeri ile sizlerle paylaşmayayım diye kendi kendime düşündüm. Pek çoğumuz  işinde gücünde ya da kendisine uğraş yaratma peşinde. Bütün bunların arasına bir kitap sığdırmak isteyenler de başladıkları kitabı bir süre sonra yarıda bırakıp unutuyorlar. Devam etmek istediklerinde ise tam bir kısır döngüye dönüyor tekrar tekrar baştan başlamalara sebep oluyor.

Kısa bir roman için var olan bir kitabı anlatmayı da düşündüm fakat bu işin patent unsurları ile karşı karşıya kalma riskini almamak için kendi romanımı yazmaya karar verdim.

Her hafta yeni bir bölümü ile sizlere sunmak istediğim hikaye için değerli görüşlerinizi ve eleştirilerinizi almak benim için büyük mutluluk ve ilham kaynağı olacaktır. Profesyonel bir yazar olmadığım için yapacağım hatalar için şimdiden affınıza sığınıyorum.

Umarım keyifle okursunuz şimdiden iyi vakit geçirmeniz dileğiyle..

İçeriğin Devamı Aşağıda

Natalie Portman=Katie

Natalie Portman=Katie

Katie tahmin etmiş olacağınız üzere başrol oyuncularımızdan bir tanesidir.

Hikayemiz kısa hikaye olacağı için uzun uzun başroldeki oyuncumuzu tasvir etmek yerine hanım hanımcık, güzeller güzeli prenses leia' mızı başrolde oynatma şansına sahip oluyoruz. 

Katie yıllarca ailesi ile birlikte mutlu bir yaşam sürmüş daha sonra kendi ayakları üzerinde durabilmek için 22 yaşlarında kasabanın en işlek caddelerinden birinde sabahları uyanmak için daha iyi bir adres bulamayacağınız bir kafede çalışmaktadır.

Kafenin sahibi hikayemizde kendisine pek yer bulamamış olan Bob amcamızdır ki kendileri kasabanın zenginlerinden olup kar getirmesi amacı ile bu kafeyi açmıştır. Uzun yıllar Katie ve ailesiyle komşu olarak yaşamış olan Bob kafe için Katie'den daha güvenilir birisini bulamayacağı için kafenin bütün yetkisini ona bırakmıştır.

Mila Kunis=Jude

Mila Kunis=Jude

Ve tabii ki her hikayede olduğu gibi bizim hikayemizde de ikinci bir güzelimiz var o da Mila'nın canlandıracağı Jude.

Jude biraz daha dramatik bir hayat hikayesine sahip. Ailesini uzun zaman önce deprem nedeniyle kaybettiğinde daha 15 aylık olan Jude sanki bütün olayın farkındaymış gibi ağlıyordu. Onu sakinleştirmek isteyen hemşire saatlerce kucağında sallamış olmasına rağmen Jude'un o büyük gözleri ağlamaktan kıpkırmızı olmuştu ve elleri, o minicik elleri sanki duvarları yumruklamak istercesine birbirine kenetlenmişti. Belli ki her ağladığında onu kucağına alıp dolgun bıyıkları ile gülümseyen ve ona 'Hey Jude' şarkısını söyleyen babasını görmek istiyordu.

Belki bir mucize olup babası çıkıp gelmemişti fakat küçük kızı her ağladığında onu kucaklayıp yine aynı şekilde 'Hey Jude' şarkısını söyleyen doktor John koridordan geçerken ufaklığı fark edip istemsizce şarkıyı söylemeye başladı.

İşte bu hikaye Jude ile Katie'nin tanışma hikayesidir. Doktor John Jude'un ailesini kaybettiğini öğrenince eşi ile konuşarak kızları Katie'ye o çok istedikleri kız kardeşi vermiş oldular.

Leonardo DiCaprio=Michael

Leonardo DiCaprio=Michael

Vee tabii ki bu iki güzel kızın yanında bir tane de Leo olmalı. 

Michael kasabanın yerel radyo istasyonunda uzun yıllardır sabah programı yapmaktadır. Tek başına yaşayan Michael tahmin edeceğinizin aksine aşk hayatında çok da başarılı değildir. Birkaç uzun ilişkisi olmasına rağmen ilişkilerdeki naif tavrı ve dürüstlüğünden olsa gerek ki her defasında sen benden daha iyilerine layıksın repliği ile terk edilmiştir.

1950 model Porsche 911 arabası onun tek birikimi ve mirasıdır. Henüz daha genç yaşta olmasına rağmen bir yere bağlanıp kalmaktan korktuğu için hiçbir zaman ev almayı düşünmemiştir.

Bu arada Michael da 27 yaşındadır hikayenin ilerleyen bölümlerinde odak noktadaki karakterimiz kendileri olacaktır.

Porsche 911

Porsche 911

Michael için vazgeçilmez olan araba.

Kasabamız

Kasabamız

Kasaba diye bahsettiğimden gözünüzde olayların geçtiği yer biraz küçük kalabilir diye düşünerekten hayalimde oluşturduğum mekana uygun bir kaç fotoğraf paylaşmak istedim sizinle.

İçeriğin Devamı Aşağıda

Kasabamıza uzaktan bakalım

Kasabamıza uzaktan bakalım

Ve kasabamızda Michael'in çalıştığı bir radyo istasyonu olduğunu düşünecek olursak kasabamızın küçük bir şehre benzediğini de düşünebiliriz.

İşte başlıyoruz...

İşte başlıyoruz...

Merhaba! Batı Amerikanın en çok dinlenen radyo kanalından bol kahveli az güneşli ve artık aramızdan ayrılan yazın ikramı hafif sıcak bir güne günaydınlar efendim.

Sizler için geliyor sıradaki şarkı uykuyu hala üzerinden atamamış olanlar için..

Her zamanki açılış mesajıyla ilk şarkısını yayına sürmüştü sekiz aydır bu radyoda sabah programı yapıyordu. Onun hayatı olmuştu artık. Her sabah 6.30 da uyanıp radyoya gelir ve yolda duymak istediği her kelimeyi programında kullanırdı.

-Günaydın Natalie

-Sana da günaydın Jack bugün çok enerjiksin.

-Sabah kahveyi biraz abartmış olmalıyım.

Kayıt odasına heyecanla girip üzerindeki ceketi sandalyeye bıraktı. Her şey bıraktığı gibiydi mikrofonu açtı ve sandalyesini hafifçe çekerek oturdu. Kulaklığını boynundan geçirirken gözlerinde uykudan eser yoktu.

Aynı anda Katie de arabasına binmişti soğuktan kurtulmak için sürekli ellerini birbirine sürtüyor ve yeşil ışığın yanmasını bekliyordu. Jack'in programını dinliyordu, ondan daha etkili bir uyandırma servisi yok diyordu. Etrafına baktı ve ilerledi yolda. Kafesinin arka bahçesine gelişigüzel park etti arabasını ve hızlı hızlı girdi arka kapıdan. Jude ondan önce gelip kahve makinesini hazırlamış hatta yol üzerinden iki tane de poğaça almıştı. Gülüşü birden içini ısıttı Katie' nin

-Günaydın Jude sıcak bir kahve içmek için sabırsızlanıyorum, hazır mı makine?

-Çoktan hazırlandı kahven, al bakalım.

İkili çocukluk yıllarından beri birlikte takılırlardı, yedikleri içtikleri ayrı gitmemişti. Hatta bir ara aynı erkeğe aşık oldular fakat ikisinin de bundan hiç haberi olmadı.

Yılın soğuk dönemi başlamak üzere ve siz dinleyiciler Jack Nolde ile ısınmaya devam edeceksiniz ama Jack bir süre buralarda olmayacak yeniden görüşünceye dek kendinize iyi bakın.

“Pekala bugün havanın neden bu kadar soğuk olduğunu öğrenebilen var mı ? Hava durumlarında her şey mevsim normallerinde olarak görünüyordu yoksa hasta mı oluyorum tek sorun bende mi?”

Gidip ilaç al evlat dedi eski Jo ailesinin kökeni kızıl derililere dayandığı için bu ismi takmışlardı ona hoşuna da gidiyordu ayrıca zaten yaşı 64'e varmak üzereydi eski olduğunu kabul ediyor ve bundan keyif alıyordu.

Ve hava gerçekten de güzeldi aslında sadece biraz sonbaharın serin esintisi vardı fakat Jack ve Katie’nin bu kadar üşümesinin sebebi esinti değildi. İkisi de biliyordu aslında herkes biliyordu ama kimse hatırlamıyordu. Herkes yaşıyor herkes üşüyor fakat kimse

nedenini hatırlamadan öylece duruyorlardı. Bazen ise kaybolup uzun süre dönmüyorlar sonra birden bir olayın ortasında kendilerini buluyorlardı. Bu sefer sıra Jack ve Katie deydi daha önce hiç yaşamadıkları için bu hissi bilmiyorlardı ve üşüyorlardı.

Jack eve gitmeden önce yol üzerindeki kafeye uğrayıp bir fincan kahve içmeye karar verdi bu sayede biraz olsun ısınırım diye düşündü delirmek üzereydi neden bu kadar üşüyordu ne olmuş olabilirdi daha kötüsü ise ne olacak olabilirdi?

Kafeye girip hemen ısıtıcının yanına oturdu ısıtıcının neden açık olduğunu merak etti ama bu durumdan o kadar çok memnundu ki kahve sipariş vermeyi bile unutmuştu. Gülümseyerek yanına gelen

Katie

-Merhaba ne alırdınız ?

-Sade kahve olsun lütfen

Katie kahveyi getirdiğinde Jack merakına daha fazla dayanamayıp sordu.

-Afedersiniz ama bugün hava o kadar soğuk olmamasına rağmen ısıtıcının neden çalıştığını merak ediyordum ?

Katie gülümseyerek arkadaşım Jude sabah üşüyerek uyanmış biraz soğuk algınlığına yakalanmış sanırım bütün gün üşüdü bende az önce hastaneye uğraması için onu yolladım.

Jack birden meraklandı ve hastaneye gitmeye karar verdi. Yalnız değildi belki de bir çeşit virüs bulaşmış olabilirdi bilmiyordu hızla çıktı ve birden hastanenin önünde buldu. Kendisini etrafına baktı kimseyi tanımıyordu hastanenin yan tarafına doğru ilerledi ve döndü ileride zar zor seçilen karaltı şeklindeki kapıdan girdi bütün sesler yükseldi bir partiydi herkes bağırıyor dans ediyor ve içiyorlardı aralarından geçti eğleniyor gibiydi birkaç şarkıya bağıra bağıra eşlik etmeye çalışıyordu.

Sonra... sonra mı?

Katie kahveyi içince biraz içinin ısındığını fark etti ama soğuktan kurtulamıyor gibi hissediyordu yavaş yavaş kendisini hissettiren bir soğuk. Durdu ve eline kalemi aldı birkaç yazı yazmak istedi ama kağıda boş boş bakıyordu yazamadı vazgeçti düşünmek yerine Jude ile sohbet etmeye başladılar Jude ailesini kaybettikten sonra onların

yanına taşınmış ve yıllarca birlikte aynı evin kızları olarak büyümüşlerdi. Tam sohbete daldıkları sırada kapıdan orta yaşlarda bir adam içeri girdi ısıtıcının yanına oturdu.

Merhaba bir kahve alabilir miyim? Diye seslendi oturduğu yerden ve Katie tabi ki ifadesine gelen o gülümsemesi ile karşılık verdi ona.

Kahveyi yanına götürdüğünde ısıtıcıyı açmamı istermisiniz diye sordu adama teşekkür ederim havanın o kadar soğuk olduğunu düşünmüyorum diye cevap geldi. Sizi bir yerden tanıyorum dimi ?

Evet dedi Katie eskiden birlikte çalışmıştık aynı bölümde değil tabi ki sadece aynı binadaydık arada karşılaşmış olmalıyız bana da çok tanıdık geldiniz.

Gülümsemelerden sonra Katie adamın isminin Jack olduğunu öğrendi. Bir yerlerden onu çok iyi tanıyormuş hissi vardı sürekli içinde diğer taraftansa ilk defa görmüş gibi hissediyordu. Tam çıkartamadı sohbet etmeye devam ettiler bir süre Katie mutfağa döndüğünde kapının önünde bir kedi duruyordu kovalamak için peşinden gitti kapıdan çıktığında bir kalabalığın ortasındaydı yeniden üşüyordu çok üşüyordu ne olur bu bir rüya olsun diye gözlerini kapadığında ise dileği gerçek olmuş ve yataktan gözlerini açarak hızla uyanmıştı. Tek sorun hala üşümekte olmasıydı kalkıp buzdolabını açtı sütü çıkardı, üşüyordu ama sanki hissetmiyordu farklı bir kavramdaymışçasına yaşıyordu umursamadan sütü içmeye devam etti..

Devam Edecek...

Devam Edecek...
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın