Rota Yeniden Hesaplanıyor: Sosyal Medya Dilencileri Şimdi de Gözlerini Yurt Dışında Yaşayan Türklere Dikti
Üzücü bir durum.
Sosyal medya kullanımının yaygınlaşması ve bağış uygulamaları, sanal dilenciliği de beraberinde getirdi.
Günümüzde pek çok sosyal medya platformunda bağış özelliği var ve bu özelliği çoğunlukla bu bağışı dilenen kişiler kullanıyor.
Sosyal medyada yapılan büyük yardım kampanyaları, ihtiyaç sahiplerine kolayca ulaşma ortamı bazı insanları da cesaretlendirdi.
Twitter'da, Facebook'ta büyük bir sayfanın herhangi bir gönderisinin altına baktığınızda mutlaka en az birkaç tane yardım çağrısı göreceksiniz.
Instagram'da da rastgele ünlü veya çok takipçili birinin fotoğrafının altına bakmanız yeterli.
Ne yazık ki artık kim ihtiyaç sahibi, kim dolandırıcı anlamak epey güç. Sosyal medyada işler daha da karmaşık. Kişiler rahatça oradan buradan buldukları fotoğraflarla kendilerini acındırıp para toplayabiliyor.
Zor durumda olduğunu söyleyerek para kazanan ve bunu işe dönüştüren o kadar çok insan var ki, şu an gerçek bir ihtiyaç sahibinin sosyal medyada kendini ispatlaması imkansıza yakın.
Bildiğiniz üzere ülkemizde para bağışı sadece valilik izniyle yapılabiliyor. Ancak sosyal medyada işsiz olduğunu, yakınlarını kaybettiğini, hasta olduğunu, öğrenci olduğunu, hayvanlara baktığını vs. söyleyen yüzlerce, binlerce insan var. Gerçekten paraya ihtiyacı olan ve bunu sosyal medyadan duyurma ihtiyacı hissedenler de dolandırıcıların gölgesinde kalıyor.
İnandırıcılıklarını gün geçtikçe yitiren sosyal medya dilencilerinin son rotası yurt dışında yaşayan Türkler oldu.
Şanslarını bu kez gurbetçiler üzerinde denemek istiyorlar.
Son dönemde artan yurt dışı, Avrupa ve Amerika ilgisi ve tabii ki döviz kuru bunda büyük bir etken.
Sosyal medyada yurt dışında yaşayan Türklerin hayatlarının mükemmel olduğu, insanların para içinde yüzdüğü algısı ve elbette ki döviz kurundaki fark insanları yurt dışına yönlendirdi.
Bir diğer sebep de buralardaki insanların henüz "uyanmamış" olması.
Yurt dışında yaşayan pek çok Türk'ün hayatı iş ve ev arasında geçiyor. Türkiye'den sadece önemli haberleri takip ediyorlar. Sosyal medya dilenciliği kavramını henüz bilmeyen çok fazla insan var. Oysa Türkiye'de insanlar daha bilinçli.
Yurt dışında yaşayanların dayanışma ve bilgi alışverişi için kurduğu platformlar bu günlerde yoğun bir yardım istilası altında.
Türkiye'den yurt dışına gitmek isteyenlerin veya yurt dışında yaşayanların iletişim için kurduğu Facebook grupları ve Instagram sayfalarına her gün gelen mesajların yarısından fazlasını yardım talepleri oluşturuyormuş. Bu sebeple diğer kullanıcıların belki önemli, belki acil olan mesajları görülemiyor ve yine gerçek ihtiyaç sahipleri sabote ediliyor.
Elbette isteyen istediğine yardım yapmakta özgür, burada sorun olan insanların duygularının sömürülmesi.
Yurt dışı gruplarında şu sıralar bu durumla nasıl başa çıkılacağı ve insanların dolandırılmasının önüne nasıl geçileceği konuşuluyor. Keşke ekonomik koşullar çok farklı olsa ve insanlar yardım dilenmek zorunda kalmasa diyebilirsiniz ancak bu koşullarda gerçekten kimin ihtiyaç sahibi, kimin bağışçı olduğunu anlamak zor çünkü neredeyse kimse dürüst değil. İsteyen istediğine hediye gönderebilir, bağış yapabilir; ancak iyi niyeti suistimal ve sosyal medya düzeninin bozan davranışlar sorun olmaya devam edecek gibi görünüyor.
Yorum Yazın
. Bu noktada sokaktaki dileniler gibi Kendi vicdanınınız karar verecek