Polis Sendika İçin Gün Sayıyor
Polis Sendika İçin Gün Sayıyor
Sendikalaşmak isteyen polisler, Anayasa Mahkemesi’nin kararı için gün sayıyor. Polisin, askerin, hakim ve savcıların sendika kurmasını engelleyen kanun maddelerinin iptaline ilişkin dava, 29 Ocak’ta Anayasa Mahkemesi’nde görülecek. Polisin sendika hakkını elde edebilmesi için, 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nun 15. Maddesi'nin iptali gerekiyor.
Sosyal paylaşım siteleri facebook ve twitter üzerinden örgütlenen polisler, 'Tarihi dava, tarihi gün' başlığıyla açtıkları sayfalarda davaya ve sendikalaşmaya ilgiyi sıcak tutmaya çalışıyor.
Aralarında rütbeli yok
Anayasa Mahkemesi’nden olumlu sonuç çıkması halinde, polislerin hedefi özlük haklarının iyileştirilmesine yönelik düzenleme. Aralarında henüz rütbeli yok. Yurt genelinde 12 bin üyeleri olduğunu söylüyorlar. Mahkeme sonucuna göre üye sayılarında hızlı bir artış bekliyorlar. Sendika mücadelesi yapan polisler, çatısı altında toplandıkları Emniyet-Sen'den başka bir yapı istemiyor. 1980 öncesindeki Pol-Bir ve Pol-Der ayrımının itibarlarını düşürdüğüne inanıyorlar.
İlk polis sendikası
Polis sendikası kurulması için ilk adımı 9 Kasım 2012’de Faruk Sezer’in öncülüğündeki altı polis attı. Emniyet-Sen’i kuran Sezer ve arkadaşları, Ankara Valiliği’ne başvurdu. Polisin sendika kurma girişimine sıcak bakmayan valilik başvuruyu işleme koymadı.
Ancak kanuna göre tüzel kişiliğin oluşması için bildirimin yeterli olduğunu savunan polisler, Şubat 2012’de ilk genel kurullarını yapmak için İl Seçim Kurulu’na başvurdu. Kurul izin verince genel kurulu toplayan grup üyeleri, Çankaya Seçim Kurulu’ndan mazbatalarını aldı. Yüksek Seçim Kurulu da Emniyet-Sen’in oy birliğiyle hukuka uygun olduğunu onadı.
Ancak Valilik, sendikayı yok hükmünde sayarak Ankara 9. İş Mahkemesi’nde dava açtı. Sendikanın var olduğuna hükmeden mahkeme ise önünü tıkayan 4688 Sayılı Sendikalar Kanunu’nun ilgili maddelerinin iptali için dosyayı Anayasa Mahkemesi’ne gönderdi.
'Haklıyız kazanacağız'
Davanın lehlerine sonuçlanacağından emin olduğunu belirten Emniyet-Sen Genel Başkanı Faruk Sezer, “Önümüzde 1975’te Belçika Polis Sendikası ile ilgili karar var. Anayasa Mahkemesi’nin bu örnekle beraber İnsan Hakları, Medeniyet Hakları ve Uluslararası Çalışma Örgütü Sözleşmesi’ni gözardı etmeyeceğini ve iptal kararı vereceğini düşünüyoruz” dedi.
Bugüne kadar çok zor bir süreçten geçtiklerini belirten Sezer, “Benim de aralarında olduğum kurucu 6 kişiyi meslekten ihraç ettiler. Mahkeme yürütmeyi durdurarak göreve iade kararı verdi, ancak yasal süre dolmadan başka bir bahaneyle yine ihraç ettiler. Biz yılmadık, yılmayacağız, polisin hakkını sonuna kadar kovalayacağını onlara göstereceğiz. Şu an 12 bin üyemiz var, sesimiz gür çıkmıyor, ama mücadeleden vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.
'Grev hakkı istemiyoruz'
Polisin sendikal haklarını sınırlı şekilde kullanabileceğinin farkında olduklarını belirten Sezer, 'Grev yapmanın doğuracağı sonuçları biliyoruz. Bu konuyla ilgili görüşlerimiz dava dilekçesinde mevcut' dedi. Sezer şöyle devam etti:
“Bunların örnekleri yurtdışında, gelişmiş ülkelerde var. Mahkeme sendikayı sınırlayabilir. Kamu hizmetine mani olabilecek grev gibi konularda sınır koyar. 1977’deki, 2000’deki polis olaylarını gördük. Bu tür durumların devlete ne kadar zarar verdiğini biliyoruz. Bizim öyle bir niyetimiz asla olamaz. Biz özlük haklarımızın iyileştirilmesini, insanca yaşamı, hakkaniyeti, adaleti istiyoruz.”
'Gezi’de polis şiddeti yaşanmazdı'
Sezer, “Sendika olsaydı Gezi’de polis aşırı yorgunluktan kaldırımlarda yatmaz, o denli yorulmazdı. Dolasıyla o kadar çok hata yapmazdı. Gazı o kadar çok sıkmaz, kafa göz yarmazdı” diye konuştu. Yolsuzluk ve rüşvet soruşturması sonrası Emniyet'teki görevden alma ve yer değiştirmeleri hatırlatan Sezer, “Sendikalı olsak, 17 Aralık operasyonu sonrası polis böyle savrulmazdı. Devletin içinde iddia edilen paralel yapıdan bahsedilemezdi. Polis baskı altındadır. Amirinin, iş yükünün baskısı altında' dedi.
Emniyet-Sen Genel Başkanı, sadece masaya oturmak istediklerini, diğer memurlar gibi sürecin bir parçası olmayı talep ettiklerini belirtti. 'Polis bugün emekli olmak istemiyor, çünkü geliri yüzde 55 düşüyor. Yoğun ve ürkütücü tempo intihara zorluyor” diye konuştu.
'Bayramımız olacak'
İsmini açıklamak istemeyen sendikalı bir polis 29 Ocak tarihini bayram olarak gördüklerini söyledi, 'Yıllardır özlemini çektiğimiz, ilk defa örgütlenerek haklı mücadelemizde büyük bir yol katettik. Bizim için bayram, artık 10 Nisan değil, 29 Ocak olacak. Zaten 10 Nisan haftası bizim için bayram değil, ekstra görevlendirme ve stres haftası olmuştur hep” dedi.
'Polis neden intihar ediyor?'
Başka bir sendikalı polis ise, “2012’de 50 meslektaşımız intihar etti. 'İntiharlar ailevi' denilerek üstü kapatılmak istendi. Öncelikle bunun önüne geçmek istiyoruz. Kurum içinde uygulanan mobbing, fazla mesai farkının verilmemesi, amir keyfiyetinin aşırı oluşu, yıldırma ve bıkkınlık, adaletsiz taltif ve siyasi baskı polisi buhrana sürüklüyor. Ayrıca özlük haklarımız gasp ediliyor. 55 yaşına kadar kimse emekli olmak istemiyor, çünkü korkunç bir maddi kayıp söz konusu” diye konuştu.
“Siyasete bulaşmak istemiyoruz” diyen polis memuru, 27 ülkeden 34 sendikanın üye olduğu Avrupa Polis Birliği Konfederasyonu ile görüştüklerini, bu oluşumun da parçası olmak istediklerini kaydetti.
'Önce kahraman sonra çete'
Bir başka polis ise 168 yıldır ezilmiş olan bir teşkilatın savunma mekanizmasının oluşmasını istediklerine vurgu yaptı. Çok katı bir teşkilattan geldiklerini belirten polis memuru, “İnşallah mahkeme sonucunda yüzümüz gülecek. Bugüne kadar siyasilerin iki dudağı arasında kalmışız. Örgütlü bir gücün neler yapabildceeğini hep beraber göreceğiz” dedi. “3 ay önce kahraman denilen polisin 3 ay sonra çete olarak gösterildiğini belirten polis memuru şöyle devam etti:
'Vatandaşa, devlete, kendi amirine yaranamıyorsun. 264 bin kişilik teşkilatız, Avrupa’nın birçok ülkesinin bu büyüklükte ordusu yok. Ehliyeti olmayan adama şoförlük yaptırılamaz. Siyasi görüşü, hemşeri ilişkisiyle işlerin yürümesini istemiyoruz. Bundan önce kurulmuş Pol-Der, Pol-Bir çok siyasiydi. Bizim sağla solla derdimiz yok, illa bir tarafımız olması gerekiyorsa Türk milletinden, adaletten tarafız.”
Kaynak: Al Jazeera